Netflix dizisinin yeni sezonu izleyicileri ekran başına kilitledi

Jenny Han'ın yaratıcısı olduğu XO Kitty'nin ikinci sezonu 8 bölümden oluşuyor (Netflix)
Jenny Han'ın yaratıcısı olduğu XO Kitty'nin ikinci sezonu 8 bölümden oluşuyor (Netflix)
TT

Netflix dizisinin yeni sezonu izleyicileri ekran başına kilitledi

Jenny Han'ın yaratıcısı olduğu XO Kitty'nin ikinci sezonu 8 bölümden oluşuyor (Netflix)
Jenny Han'ın yaratıcısı olduğu XO Kitty'nin ikinci sezonu 8 bölümden oluşuyor (Netflix)

Netflix'in popüler romantik komedi dizilerinden biri olan XO Kitty'nin ikinci sezonu yayına girdi.

Yeni bölümleriyle dönen dizinin hayranları epey mutlu. 

Netflix, 18 yaşından küçük izleyiciler için uygun olmadığını belirttiği komedinin konusunu şöyle özetliyor:

Kalbinin sesini dinleyip Seul'deki seçkin bir liseye giden genç çöpçatan Kitty; hayat, aşk ve aile meselelerinin düşündüğünden daha karmaşık olduğunu öğrenir.

Netflix'in Sevdiğim Tüm Erkeklere (To All the Boys I've Loved Before) adlı film serisinin yan projesi olan dizide Anna Cathcart, Lara Jean'in Güney Kore'deki bir okuldan burs kazanan küçük kız kardeşi Kitty Covey rolünde.

İzleyiciler, romantik komedinin son sezonuyla ilgili duydukları heyecanı ifade etmek için sosyal medyaya akın etti. Hatta bazı sadık hayranlar diziyi bir oturuşta izlemek için sabaha kadar ayakta kaldı.

İkinci sezon 16 Ocak'ta Netflix'te yayına girdi. Hayranlar ise izleme planlarını X'te paylaştı. 

Bir XO, Kitty hayranı "10 saat uyudum, bu da XO, Kitty'yi izlemek için sabah 3'e kadar ayakta kalabileceğim anlamına geliyor" diye yazdı.

"Üçüncü sezona ihtiyacım var"

Bir başka izleyici, yayın platformunda sadece saatler önce yayımlanmasına rağmen tüm sezonu çoktan bitirdiğini itiraf etti: 

Yayına gireli daha iki saat bile olmadı ve XO Kitty'nin ikinci sezonunu çoktan bitirdim.

Üçüncü sezon için şimdiden sabırsızlanan bir izleyici ise şöyle yazdı: 

İkinci sezonu bir oturuşta izledim. En kısa zamanda üçüncü sezona ihtiyacım var, lütfen, teşekkürler.

Independent Türkçe, Mirror, Hello!



Uzmanlar uyardı: Yaşlanmaya ilgili yaygın bir varsayım yanlış olabilir

Yeni bir çalışma yaşlanmanın, iltihaplanmanın nedeni olmayabileceğini öne sürdü (Unsplash)
Yeni bir çalışma yaşlanmanın, iltihaplanmanın nedeni olmayabileceğini öne sürdü (Unsplash)
TT

Uzmanlar uyardı: Yaşlanmaya ilgili yaygın bir varsayım yanlış olabilir

Yeni bir çalışma yaşlanmanın, iltihaplanmanın nedeni olmayabileceğini öne sürdü (Unsplash)
Yeni bir çalışma yaşlanmanın, iltihaplanmanın nedeni olmayabileceğini öne sürdü (Unsplash)

Yeni bir çalışma, vücudun yaşlanmaya verdiği doğal tepkiye dair uzun süredir kabul gören bir inanışın yanlış olabileceğini öne sürüyor.

Yaşa bağlı iltihaplanma (inflammaging), ilerleyen yaşla birlikte gelişen kronik, düşük dereceli bir iltihaplanma şeklidir. İltihaplanma vücudu yaralanma veya enfeksiyona karşı korur.

Kronik iltihaplanmanın yaşlanma sürecini hızlandırdığı ve Alzheimer hastalığı, artrit, kanser, kalp hastalığı ve Tip 2 diyabet gibi çeşitli sağlık sorunlarına katkıda bulunduğu düşünülüyor.

Araştırmacılar çoğu yaşlı kişinin yaşlandıkça iltihaplanmadan muzdarip olacağına uzun zamandır inanıyor.

Ancak bu hafta Nature Aging'de yayımlanan çalışma, sanayileşmemiş bölgelerdeki insanların kentsel bölgelerdekilerden farklı şekilde iltihaplanma deneyimlediğini ve bunun arkasında başka bir neden olabileceğini tespit etti.

Araştırmacılar, Bolivya Amazonları'ndan Tsimane ve Malezya Yarımadası'ndan Orang Asli olmak üzere sanayileşmemiş iki yerli nüfusun yaşantısını İtalya ve Singapur'dan iki grupla karşılaştırdı. 4 gruptan 18 ila 95 yaşındaki yaklaşık 2 bin 800 yetişkinden alınan kan örneklerini karşılaştırdılar.

Kronik enflamasyonun net bir şekilde yaşlanmayla bağlantılı olmayabileceğini, bunun yerine beslenme biçimi, yaşam tarzı ve çevresel faktörlerin önceden  sanılandan daha büyük rol oynadığını buldular.

Çalışma ayrıca sanayileşmemiş gruplardaki iltihaplanmanın, katılımcılar yaşlandıkça artmadığını da gösterdi.

Columbia Üniversitesi'nde çevre sağlığı bilimleri doçenti ve çalışmanın ortak yazarı Alan Cohen bulguların, iltihaplanmanın "şu anda anladığımızdan daha karmaşık" olduğuna işaret ettiğini söylüyor.

The Independent'a konuşan Cohen, "Tsimane ve Orang Asli tüm bu yönlerden bizden farklı" diyor. 

Çalışmamızın anlamı, daha aktif olmamız gerektiğini söylemekten ziyade biyolojiyi iyi anladığımız ve onu hher yönüyle kontrol edebileceğimiz düşüncesine meydan okumak. Yani bu bir uyarıdır: Özellikle iltihaplanmayı azaltmak için belirli gıdaları tüketmekten ve haftalık popüler sağlık trendlerini takip etmekten kaçının.

Öte yandan diğer uzmanlar bu çalışmadan yola çıkarak kesin yargılara varmadan önce bir uyarıda bulunuyor.

Yale Yaşlanma Araştırmaları Merkezi Direktörü Vishwa Deep Dixit, New York Times'a yaptığı açıklamada kirliliğe daha az maruz kalan kişilerde kronik hastalık oranlarının daha düşük çıkmasının şaşırtıcı olmadığını belirtiyor. Virginia Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden farmakoloji alanında öğretim üyesi olan Bimal Desai ise bulguların değerli tartışmalara yol açması gerektiğini ancak "yaşa bağlı iltihaplanma anlatısını baştan yazmadan önce" daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu ekliyor.

Independent Türkçe