Son bölümleri 100 tam puan alan hukuk dramasına Netflix'ten yeşil ışık

Muhteşem Yedili (The Magnificent Seven) ve Doğu Ekspresinde Cinayet'te (Murder on the Orient Express) de rol alan Manuel Garcia-Rulfo, Güneşin Karanlığında'da avukat Mickey Haller'ı canlandırıyor (Netflix)
Muhteşem Yedili (The Magnificent Seven) ve Doğu Ekspresinde Cinayet'te (Murder on the Orient Express) de rol alan Manuel Garcia-Rulfo, Güneşin Karanlığında'da avukat Mickey Haller'ı canlandırıyor (Netflix)
TT

Son bölümleri 100 tam puan alan hukuk dramasına Netflix'ten yeşil ışık

Muhteşem Yedili (The Magnificent Seven) ve Doğu Ekspresinde Cinayet'te (Murder on the Orient Express) de rol alan Manuel Garcia-Rulfo, Güneşin Karanlığında'da avukat Mickey Haller'ı canlandırıyor (Netflix)
Muhteşem Yedili (The Magnificent Seven) ve Doğu Ekspresinde Cinayet'te (Murder on the Orient Express) de rol alan Manuel Garcia-Rulfo, Güneşin Karanlığında'da avukat Mickey Haller'ı canlandırıyor (Netflix)

Netflix, Emmy ödüllü David E. Kelley'in hukuk draması Güneşin Karanlığında'nın (The Lincoln Lawyer) 4. sezonuna onay verdi.

Yayın devinin dün (21 Ocak) yaptığı açıklamaya göre, 4. sezonun prodüksiyonuna gelecek ay Los Angeles'ta başlanacak. 

10 bölümden oluşacak

Yeni sezon 10 bölümden oluşacak ve Michael Connelly'nin aynı adlı kitap serisinin 6. halkası The Law of Innocence'a (Masumiyet Yasası) dayanacak.

Dizinin özetine göre, Manuel Garcia-Rulfo'nun canlandırdığı Mickey Haller, "hukuk pratiğini Lincoln'ünün arka koltuğunda yürüten ve geniş Los Angeles şehrinde irili ufaklı davaları üstlenen, yaygın geleneklere karşı çıkan bir idealist".

43 yaşındaki Meksikalı aktör, ceza adaleti sisteminde yolunu bulmaya çalışan becerikli savunma avukatı Mickey Haller rolünü bir kez daha canlandıracak.

Ayrıca How I Met Your Mother'la da tanınan Becki Newton, Lorna rolüyle dönüyor. Izzy'yi canlandıran Jazz Raycole ve özel dedektif Cisco'ya hayat veren Angus Sampson da rollerini 4. sezonda da tekrarlıyor.

Çığlık'ın yıldızı da dönüyor

Mickey'nin eski eşi Maggie'yi oynayan Neve Campbell, yeni sezonun tamamında rolünü bir kez daha canlandıracak. Çığlık (Scream) serisinin yıldızı Campbell'ın rolü, ikinci sezonda azalmış ve karakteri finalde farklı bir şehirde yeni bir işi kabul etmişti.

Dizi sorumluları Humphrey ve Dailyn Rodriguez, "Mickey Haller'la daha fazla hikaye anlatacağımız için çok heyecanlıyız ve özellikle de Güneşin Karanlığında'yı bir kez daha Los Angeles'ta çekeceğimiz için çok mutluyuz" diyerek ekledi:

Dizi birçok açıdan şehrimize bir aşk mektubu ve Los Angeles'ın kara film geleneğine bir saygı duruşu niteliğinde. Yangınların yarattığı trajedinin ardından topluma biraz istikrar ve umut sağlayabildiğimiz için çok minnettarız ve onur duyuyoruz.

3. sezonu 100 tam puan almıştı

Güneşin Karanlığında'nın üçüncü sezonu, televizyon yazarlarından övgü dolu yorumlar alarak, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da ulaşılması güç bir başarı elde etmişti. Mickey Haller'ın, eski bir müvekkilinin cinayeti için adalet arayışını konu alan son sezon 100 üzerinden 100 tam puan almayı başarmıştı.

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, Deadline



Fransa'nın Riyad Büyükelçisi Şarku’l Avsat’a konuştu: İsrail ve İran arasında askeri müdahale çözüm değil

Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi (Şarku’l Avsat)
Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi (Şarku’l Avsat)
TT

Fransa'nın Riyad Büyükelçisi Şarku’l Avsat’a konuştu: İsrail ve İran arasında askeri müdahale çözüm değil

Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi (Şarku’l Avsat)
Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi (Şarku’l Avsat)

Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi Patrick Maisonnave, Fransa'nın askeri müdahalenin İran'ın nükleer programı sorununu çözeceğine inanmadığını belirtti. Büyükelçi, “Bunun etkisiz olduğunu düşünüyoruz. Askeri müdahale, İran'ın nükleer bilgisini tamamen ortadan kaldıramaz ya da gömülü veya konuşlandırılmış nükleer tesislerin tamamen yok edilmesini garanti edemez” dedi.

Şarku’l Avsat’ın sorularını yanıtlayan Büyükelçi, İran rejimini dışarıdan değiştirmeye çalışmanın tehlikesine dikkat çekerek, bunun terör tehdidi ve göç krizlerinin yanı sıra devletin çöküşü, iç savaş, istikrarsızlık ve bölgesel çatışmalar gibi ciddi sonuçlar doğuracağına inandığını, bu durumun Körfez bölgesinin güvenlik ve istikrarını etkileyeceğini ve etkisinin Avrupa'ya kadar uzanacağını söyledi.

Büyükelçi Maisonnave, “Askeri müdahale, kabiliyetlerin ve malzemelerin dağılmasına ve dolayısıyla nükleer silahların yayılması riskine yol açabilir. Suudi Arabistan ve Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üye ülkeleri arasındaki ortaklarımızın da bildiği gibi bu durum, Körfez suları da dâhil olmak üzere her türlü radyolojik riski beraberinde getirir. Askeri müdahale ayrıca, bölgesel istikrar ve bölgedeki ortak ve müttefiklerimizin güvenliği, özellikle de Hürmüz Boğazı bölgesi, ABD üslerine ve enerji altyapısına yönelik saldırılar açısından büyük riskler teşkil etmektedir” ifadelerini kullandı.

Maisonnave sözlerini şöyle sürdürdü: “Diplomatik bir çözümün en uygun çözüm olduğuna inanıyorum. Bunun zenginleştirme kapasitesi gibi kritik teknik konularda, uluslararası destekle doğrulanabilir ve kalıcı bir anlaşmaya varma imkânı sunduğuna inanıyoruz. Aynı zamanda askeri gerilimle bağlantılı olan yayılma, radyolojik riskler ve bölgesel istikrarsızlık gibi ciddi riskleri de önler.”

Fransız büyükelçi, diplomatik bir çözümün güçlü bir doğrulama mekanizmasına sahip bir anlaşmayla sonuçlanması gerektiğini vurguladı. Bu anlaşma, ilk olarak ‘zenginleştirme kapasitesinin’ teknik yönleriyle, ikinci olarak sürdürülebilirlikle ve üçüncü olarak da tam uluslararası destek ve doğrulanabilirlikle, özellikle de Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) önceden haber vermeksizin istediği zaman tesisleri denetleyebilmesiyle ilgili güçlü unsurlar içermelidir.

Maisonnave, “Bu seçenek krizden çıkmanın en iyi yoludur. Fransa'nın geçmişte seçtiği ve bizim de kalıcı ve barışçıl bir çözüm için en iyi yol olarak gördüğümüz yol budur” şeklinde konuştu.

Maisonnave aynı zamanda İran'ın nükleer programının, bölgesel istikrar üzerindeki potansiyel yansımaları göz önüne alındığında, Fransa ve Avrupa'nın yanı sıra KİK bölgesinin güvenlik çıkarları için de ciddi bir tehdit oluşturduğuna inanıyor. Maisonnave'ye göre bu endişe, UAEA’nın yıllardır programın barışçıl niteliğini tam olarak garanti edememesi nedeniyle daha da artmakta. Fransa ve diğer Avrupa ülkeleri, İran'ın nükleer programının tamamen sivil amaçlar için tasarlanmamış olmasından büyük endişe duyuyor.