Lübnan Ordusu: İsrail'in geri çekilmeyi ertelemesi güneydeki konuşlanmamızı zorlaştırıyor
Lübnan askerleri, İsrail ile Hizbullah arasındaki savaşın yok ettiği yerleşim bölgesinde araçlı devriyede (AFP)
Lübnan'da Hizbullah ve İsrail arasındaki ateşkesin ardından 60 günlük sürenin dolmasına bir gün kala Lübnan Silahlı Kuvvetler Komutanlığı (LAF) yaptığı açıklamada, “İsrail düşmanı tarafından bırakılan mayın ve şüpheli nesnelerin varlığı nedeniyle güney sınır bölgelerine yönelmek için bekleme” çağrısında bulundu. Ordu açıklamasında, vatandaşların güvenliklerini korumak için sorumlu davranmalarını ve Ordu Komutanlığı ile konuşlandırılmış askeri birliklerin talimatlarına uymalarının önemini vurguladı.
Ordu Komutanlığı bu bağlamda şunlar belirtildi: “Askeri birimler mühendislik araştırmalarını tamamlamak, yolları açmak ve patlamamış mühimmatla mücadele etmek için sürekli çalışmaktadır. Özellikle anlaşmanın sürekli ihlal edilmesi ve Lübnan'ın egemenliğine yönelik saldırıların yanı sıra, İsrail düşmanı tarafından sınır köylerinde altyapının tahrip edilmesi, evlerin havaya uçurulması ve yakılması açısından operasyonel durum dikkatle takip edilmektedir.”
Açıklama şöyle devam etti: “LAF, ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girdiği ilk günden bu yana, anlaşmanın uygulanmasını denetleyen beş üyeli komite (Mekanizma) ve Lübnan'daki Birleşmiş Milletler Geçici Gücü (UNIFIL) ile koordinasyon halinde, birbirini takip eden ve belirli aşamalara göre Bakanlar Kurulu tarafından yetkilendirildiği üzere Güney Litani bölgesinde konuşlanma planını uygulamaya devam etmektedir. İsrailli düşmanın çekilmeyi ertelemesinin bir sonucu olarak bazı aşamalarda gecikmeler yaşanmıştır. Bu, ordunun konuşlanma görevini zorlaştırmaktadır ve ordu İsrailli düşman çekilir çekilmez konuşlanmasını tamamlamaya hazır olduğunu belirtmektedir.”
Lübnan'da kasım ayı sonunda yürürlüğe giren ateşkes, İsrail ile Hizbullah arasında yaklaşık bir yıldır devam eden çatışmaları sona erdirdi.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre anlaşma uyarınca Hizbullah'ın güney Lübnan'daki mevzilerini terk etmesi ve Litani Nehri'nin kuzeyine, İsrail sınırından yaklaşık 30 kilometre uzağa çekilmesi, İsrail'in de güney Lübnan'dan tamamen çekilmesi gerekiyor.
Sina Planı’ndan Yüzyılın Anlaşması’na… ‘Filistinlileri yerinden etme’ girişimlerinde tarihi dönüm noktalarıhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5105553-sina-plan%C4%B1%E2%80%99ndan-y%C3%BCzy%C4%B1l%C4%B1n-anla%C5%9Fmas%C4%B1%E2%80%99na%E2%80%A6-%E2%80%98filistinlileri-yerinden-etme%E2%80%99
Sina Planı’ndan Yüzyılın Anlaşması’na… ‘Filistinlileri yerinden etme’ girişimlerinde tarihi dönüm noktaları
Yerlerinden edilen Filistinliler, Gazze Şeridi'nin kuzeyine geçmek için Netzarim Koridoru’nun yakınındaki Selahaddin yolu boyunca bekliyor. (AFP)
Filistinlileri topraklarından sürmek, Nekbe'den (1948) bu yana İsrail'in aklından çıkmayan bir hayal. Bu fikir zaman zaman içeriden, zaman zaman da müttefiki ABD tarafından yeniden gündeme getiriliyor. Son girişim, ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze Şeridi sakinlerini işgal altındaki Filistin topraklarına sınırı olan iki Arap ülkesi Mısır ve Ürdün'e yerleştirme önerisi oldu.
Şarku’l Avsat'ın gözlemlerine göre bu çağrılar resmî açıklamalar ve planlar arasında, özellikle de ABD-İsrail arasında değişiklik gösterdi. Söz konusu çağrılar genellikle uygulanmadı ve bazılarına, özellikle 7 Ekim 2023'te Gazze savaşının patlak vermesinden bu yana, Mısır-Ürdün-Arap kamuoyunun reddi eşlik etti.
Trump'ın cumartesi günü ortaya koyduğu öneri, Mısır'da halk ve medya tarafından reddedildi. Filistinli tarihçi Abdulkadir Yasin, “Filistinlileri yerinden etme planları ilk değil ve son da olmayacak” dedi. Yasin, ‘ister Filistin direniş hareketlerinden ister Arap halklarından gelsin, bu projelere yönelik gayri resmi retlerin artacağı’ öngörüsünde bulundu.
Şarku’l Avsat'a konuşan Yasin, Filistinli mültecilerin Arap ülkelerine yerleştirilmesine yönelik projelerin, özellikle 1953'ten itibaren, o dönemde ‘Sina Planı’ olarak bilinen projenin yanı sıra Lübnan, Suriye ve Irak'taki Filistinli mültecileri yerleştirmek için Suriye'nin kuzeyindeki ‘el-Cezire Projesi’ ve Filistinlileri Ürdün Nehri'nin doğu ve batı kıyılarına yerleştirmek için ‘Johnson Projesi’ ile tekrarlanan tarihi bir varlığa sahip olduğunu söyledi.
Yasin, “Washington ve müttefiki İsrail, resmi Arap reddinin yanı sıra özellikle Filistinliler tarafından halk reddiyle karşılaşan bu projelerin arkasında tarihsel olarak ve defalarca yer aldı” dedi.
Filistinliler, 1948 yılında İsrail devletinin ilan edilmesiyle birlikte anavatanlarından ‘zorla yerinden edilme’ deneyimini yaşadı. Ertesi yıl Birleşmiş Milletler (BM), Filistinlilerin ihtiyaçlarına cevap vermek üzere Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nı (UNRWA) kurdu.
Tarihçi Abdulkadir Yasin'e göre, 1953 yılında Washington tarafından desteklenen ve ‘Filistinlilerin Mısır'ın o bölgesine göç ettirilmesini’ içeren Sina Planı uygulamaya kondu. Temmuz 1967'de İsrailli siyasetçi ve subay Yigal Allon, Filistinlilerin Ürdün ve Mısır'a sürülmesini amaçlayan bölgesel bir çözümü dayatmak için ülkesinin kabinesine bir plan sundu, ancak bu plan gün ışığına çıkmadı.
1970 yılında, İsrail ordusunun Güney Bölgesi komutanı ve daha sonra başbakan olan Ariel Şaron, Gazze Şeridi'ni nüfustan arındırma ve yüzlercesini o dönemde İsrail işgali altında olan Sina ve el-Ariş'e yerleştirme planını kabul etti. Bu plan başarılı olamadı.
Planlar 2000 yılında da devam etti. İsrailli komutan Giora Eiland, Mısır'a verilecek tavizler karşılığında Kahire'nin Sina'da kurulacak bir Filistin devleti lehine toprak tavizi vermesini içeren bir proje sundu. Bu proje 4 yıl sonra Kudüs İbrani Üniversitesi'nin eski Rektörü Yehoshua Ben-Arieh tarafından tekrarlandı ve uygulama tartışmalarından da çıkmadı.
Trump'ın ilk döneminde (2017-2020), 2018'de medyada Yüzyılın Anlaşması olarak adlandırılan bir Amerikan planı kapsamında Filistinlilerin yerlerinden edileceği konuşulmaya başlandı. Mart 2019'da Ürdün Kralı 2. Abdullah ‘alternatif vatan’ ve yeniden yerleşim fikrini reddetti. Mısırlı yetkililerin ve medyanın yerinden etme planlarının reddine ilişkin tekrarlanan tutumlarının ortasında, Filistin ve Kudüs'ün kırmızı çizgi olduğunu vurguladı.
Trump anlaşmayı 2020'deki ilk döneminde ‘Refah için Barış’ başlığı altında resmen açıkladı, ancak Araplar tarafından açıkça reddedildi. Dönemin ABD başkanı başkanlık seçimlerini rakibi Joe Biden'a karşı kaybedince anlaşma hayata geçmedi.
Misgav Enstitüsü tarafından 17 Ekim 2023'te yayınlanan ve Filistinlilerin Mısır'a sürülmesi çağrısında bulunan bir makalenin ortaya koyduğu gibi, Gazze savaşı, İsrail'in ‘yerinden etme planına’ geri dönmesi için yeni bir istasyondu. Aşırılık yanlısı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich 14 Kasım’da ‘Gazze Araplarının gönüllü olarak göç etmesi ve dünya ülkelerine yerleştirilmesi’ çağrısında bulundu.
2024 yılının başlarında eski İngiltere Başbakanı Tony Blair, İsrail Kanal 12 televizyonunun o dönemde İsrail'de ‘Filistinlilerin Gazze Şeridi'nden Arap ülkelerine göç ettirilmesi’ konusunda yaptığını söylediği görüşmelerle ilgili haberini yalanladı. Aynı yılın kasım ayı sonlarında Smotrich, Gazzelileri iki yıl içinde göç etmeye teşvik etme çağrısını yineledi.
Son olarak cumartesi günü Trump, başta Hamas olmak üzere Filistinlilerin yaygın reddi karşısında Mısır ve Ürdün'ün Gazze Şeridi'nden daha fazla Filistinli mülteci kabul etmesi için bir girişimde bulundu. Bu girişim, istifa eden İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in başını çektiği İsrail sağı tarafından geniş ölçüde desteklendi.