Çin'in yapay zeka atılımı: "Düşünebilen model, OpenAI'yı geride bıraktı"

ABD'nin çip kısıtlamaları Asya devini durduramıyor

ABD, gelişmiş yapay zeka teknolojilerinin Çin'e girmesini daha sıkı kontrol etme hazırlığı yapıyor (Reuters)
ABD, gelişmiş yapay zeka teknolojilerinin Çin'e girmesini daha sıkı kontrol etme hazırlığı yapıyor (Reuters)
TT

Çin'in yapay zeka atılımı: "Düşünebilen model, OpenAI'yı geride bıraktı"

ABD, gelişmiş yapay zeka teknolojilerinin Çin'e girmesini daha sıkı kontrol etme hazırlığı yapıyor (Reuters)
ABD, gelişmiş yapay zeka teknolojilerinin Çin'e girmesini daha sıkı kontrol etme hazırlığı yapıyor (Reuters)

Çin merkezli teknoloji şirketi DeepSeek, yeni yapay zeka modelini açık kaynaklı olarak yayımladı. Şirket yeni araçlarının, OpenAI'ın benzer modellerini geride bıraktığını öne sürüyor.

DeepSeek, Kasım 2024'te önizleme versiyonunu kullanıma sunduğu R1 serisini, açık bir MIT lisansı altında 20 Ocak Pazartesi günü piyasaya sürdü. 

MIT lisansı sayesinde yapay zeka modelinin kodu incelenebiliyor, değiştirilebiliyor ve ticari olarak kullanılabiliyor. 

R1, OpenAI'ın geçen yıl çıkan o1 serisi gibi "düşünebilen" veya "mantık yürüten" yapay zeka sınıfında yer alıyor. 

ChatGPT gibi geniş dil modellerinden farklı çalışan bu araçlar, verdikleri yanıtların doğruluğunu kontrol ediyor ve bu nedenle cevap vermeleri biraz daha zaman alıyor. Ancak hata yapma ihtimalini azaltan "düşünce zinciri" sistemi, özellikle bilimsel çalışmalarda ciddi fayda sağlıyor. 

DeepSeek, R1'in matematik, kelime problemleri ve programlama gibi testlerde OpenAI'ın o1'inden daha iyi performans gösterdiğini bildiriyor. Şirketin verilerine göre R1'in geride kaldığı testlerde bile iki model arasında çok az fark var.

Diğer yandan Ars Technica, yapay zeka testlerinin gerçek performansı her zaman yeterince iyi yansıtmadığını ve bu sonuçların henüz bağımsız bir şekilde doğrulanmadığını ifade ediyor.

R1 ailesinin en gelişmiş versiyonu 671 milyar parametre içeriyor. Parametreler temelde modelin problem çözme becerilerinin ne kadar iyi olduğunu gösteriyor. 

Şirket, R1'in 1,5 milyarla 70 milyar parametre arasında değişen "damıtılmış" versiyonlarını da yayımladı. Bunların en küçüğü dizüstü bilgisayarda çalışabilirken, en gelişmiş versiyonu daha güçlü bir donanım gerektiriyor. 

TechCrunch'a göre DeepSeek'in yeni yapay zeka ailesi, performansının yanı sıra o1'den yüzde 90 civarında daha ucuza satılmasıyla da öne çıkıyor. Ayrıca açık kaynaklı modeller genellikle o1 gibi muadillerinin gerisinde kaldığı için R1, teknoloji meraklılarının dikkatini çekti. 

George Mason Üniversitesi'nde yapay zeka alanında çalışan Dean Ball, X'teki gönderisinde şöyle yazdı:

DeepSeek'in damıtılmış modellerinin etkileyici performansı, çok yetenekli muhakeme cihazlarının yaygın bir şekilde çoğalmaya devam edeceği ve yukarıdan aşağıya herhangi bir kontrol rejiminin gözünden uzakta, yerel donanımlarda çalıştırılabileceği anlamına geliyor.

Yeni yapay zeka modelinin, Çin merkezli diğer araçlar gibi karşılaştığı bir sorun var. Asya ülkesindeki yasalara göre "temel sosyalist değerleri içermesi" gereken araçlar, Tayvan'ın özerkliği gibi belirli konular hakkında yanıt vermiyor. Ancak model bulutta değil, Çin dışında yerel olarak çalıştırıldığında böyle bir sınırlama yaşanmıyor. 

ABD ve Çin arasındaki yapay zeka yarışı

DeepSeek'in son serisi, ABD'nin yapay zeka teknolojilerini Çin'e satışına daha fazla kısıtlama getirmeyi düşündüğü bir dönemde çıktı. 

Çin'deki şirketlerin gelişmiş yapay zeka çipleri satın alması daha önce engellenmişti. Ancak görevden ayrılan Joe Biden yönetiminin teklif ettiği yeni düzenlemeler yürürlüğe girerse kısıtlamaların kapsamı genişleyecek. Uzmanlar bu değişikliğin, Çin'in özellikle Ortadoğu'daki ülkeler aracılığıyla ABD çiplerine erişmesini engellemeyi amaçladığını söylüyor. 20 Ocak'ta göreve başlayan Donald Trump, bu teklifle ilgili henüz yorum yapmadı.

Ancak son gelişmelere bakılırsa ABD'nin kısıtlamaları Çin merkezli teknolojilerin önüne geçemiyor. 

TechCrunch, DeepSeek'in yanı sıra Çin merkezli Alibaba ve Kimi'nin de o1'i geride bıraktığı öne sürülen yapay zeka modelleri geliştirdiğini aktarıyor. 

Ayrıca DeepSeek, Aralık 2024'te DeepSeek-V3 adlı başka bir yapay zeka modelini piyasaya sürmüştü. ChatGPT'ye rakip olan araç, GPT-4o ve Anthropic'in Claude Sonnet 3.5'ini yakalamış, Meta ve Alibaba teknolojilerini geride bırakmıştı. 

Şirket, V3'ü sadece iki ayda 5,5 milyon dolara geliştirdiğini öne sürüyor. Uzmanlar bu miktarın, Silikon Vadisi'nde üretilen araçlara harcananın çok altında kaldığını ifade ediyor.

New York Times'a göre ABD'nin kısıtlamalarının, Çinli bilim insanlarını daha yaratıcı yöntemler bulmaya itmesiyle gelişmiş teknolojiler ortaya çıkıyor olabilir. 

ChatGPT'nin eğitim verilerini işlemek için 10 bin Nvidia GPU'ya ihtiyaç duyduğu tahmin edilirken, DeepSeek mühendisleri V3'ün sadece 2 bin çiple eğitildiğini söylüyor.

OpenAI'ın stratejik ortaklarından Microsoft'un CEO'su Satya Nadella, bu hafta İsviçre'nin Davos kentinde düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nda "Çin'deki gelişmeleri çok ama çok ciddiye almalıyız" ifadelerini kullandı.

Independent Türkçe, TechCrunch, Ars Technica, Live Science, New York Times, CNN



T-Rex döneminden kalma sivrisinek lavrası bulundu

Bilinen en eski sivrisinek larvası kehribarda hapsolmuş (André Amaral, AG Haug)
Bilinen en eski sivrisinek larvası kehribarda hapsolmuş (André Amaral, AG Haug)
TT

T-Rex döneminden kalma sivrisinek lavrası bulundu

Bilinen en eski sivrisinek larvası kehribarda hapsolmuş (André Amaral, AG Haug)
Bilinen en eski sivrisinek larvası kehribarda hapsolmuş (André Amaral, AG Haug)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Kudretli Tyrannosaurus rex'in yeryüzünde dolaştığı dönemden kalma, dünyanın bilinen en eski sivrisinek larvası, bilim insanlarının "nadir bir rastlantı" diye nitelendirdiği bir kehribar parçasında hapsolmuş halde bulundu.

Kretase döneminden kalma, 99 milyon yıl öncesine ait "mükemmel şekilde korunmuş" fosil, Myanmar'ın Kaçin bölgesinden geliyor ve böceğin evrimine daha fazla ışık tutabilir. Yeni bir araştırmaya göre önceden sadece yetişkin sivrisinek fosilleri keşfedildiğinden, sözkonusu örnek bu döneme ait kehribar içinde korunmuş ilk sivrisinek larvası olma özelliğini taşıyor.

Yeni bir cinse ait yeni bir tür olarak tanımlanan fosilleşmiş larvaya Cretosabethes primaevus adı verildi.

Bu döneme ait sivrisinekler bugüne kadar Culicidae sivrisinek grubu içinde nesli tükenmiş bir soy olan Burmaculicinae adlı ayrı bir gruba ait kabul ediliyordu.

Fosilin oluşması için bir damla ağaç reçinesinin küçük bir su birikintisine düşmesi gerektiğini belirten bilim insanları böylece suda yaşayan larva kehribarda korunduğu için fosilin "nadir bir rastlantı" olduğunu söylüyor

Münih Ludwig Maximilian Üniversitesi'nden zoolog André Amaral, "Bu fosil benzersiz çünkü larva modern türlere çok benziyor" diyor.

Aynı zamanda hakemli dergi Gondwana Research'te yayımlanan çalışmanın başyazarı olan Dr. Amaral "Günümüzdeki türlerde artık bulunmayan son derece sıradışı morfolojik özellikler sergileyen, bu dönemdeki diğer tüm sivrisinek fosili keşiflerinden farklı" diye açıklıyor.

Araştırmacılar yeni keşfedilen Cretosabethes primaevus'un, bazı modern türleri de içeren Sabethini grubundan olduğunu belirtiyor.

Cretosabethes primaevus larvasının tıpkı günümüz sivrisinekleri gibi, ağaç dallarının oyukları veya bitki yapraklarının araları gibi küçük su birikintilerinde yaşadığı düşünülüyor.
 

Görsel kaldırıldı.Yeni türün larvası (Gondwana Research)

Önceki fosil araştırmaları, sivrisineklerin evrimsel kökeninin yaklaşık 201 milyon yıl ila 145 milyon yıl önceyi kapsayan Jura dönemine dayandığının belirlenmesini sağlamıştı.

Ancak DNA analizine dayanan tahminler, sivrisineklerin muhtemelen Triyas ve Jura dönemleri arasında, 200 milyon yıldan daha önce ortaya çıktığına işaret ediyor.

Son bulgular, bu böceğin ilk ortaya çıktığı tam zaman dilimini daraltmaya yarayacak yeni ipuçları sunuyor.

Araştırmacılar, "Bu yeni fosil Kretase döneminde, soyu tükenmiş sivrisinek türlerinin modern sivrisinek türleriyle bir arada yaşadığını gösteriyor" diye yazıyor.

Dr. Amaral şu ifadeleri kullanıyor:

Sonuçlarımız, sivrisineklerin Jura döneminde çoktan çeşitlenmeye başladığına ve larva morfolojisinin neredeyse 100 milyon yıldır dikkate değer derecede benzer kaldığına dair güçlü işaretler sunuyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news


Uzmanlar uyardı: ChatGPT'ye kaba davranmak daha iyi sonuç verse de kibar olun

Uzmanlar yapay zekaya kibar davranmanın, bu araçların nazik davranışlar geliştirmesine katkı sağlayacağını söylüyor (AFP)
Uzmanlar yapay zekaya kibar davranmanın, bu araçların nazik davranışlar geliştirmesine katkı sağlayacağını söylüyor (AFP)
TT

Uzmanlar uyardı: ChatGPT'ye kaba davranmak daha iyi sonuç verse de kibar olun

Uzmanlar yapay zekaya kibar davranmanın, bu araçların nazik davranışlar geliştirmesine katkı sağlayacağını söylüyor (AFP)
Uzmanlar yapay zekaya kibar davranmanın, bu araçların nazik davranışlar geliştirmesine katkı sağlayacağını söylüyor (AFP)

Yapay zekayla kaba konuşmanın daha doğru yanıtlara yol açtığına dair bulgular artarken, bilim insanları bu tür davranışlara karşı uyarıyor.

Yakın zamanda ön baskı sunucusu arXiv'de yayımlanan bir çalışmada OpenAI'ın popüler sohbet botu ChatGPT'ye kaba davranmanın daha iyi sonuçlar verdiği tespit edilmişti.

Henüz hakem değerlendirmesinden geçmeyen çalışmayı yürüten ekip, kullanıcının üslubunun cevapların doğruluğunu nasıl etkilediğini test etmek için çoktan seçmeli 50 soru hazırlamıştı.

Sorular, "çok kibar", "kibar", "nötr", "kaba" ve "çok kaba" olmak üzere 5 farklı tonla hazırlanmıştı.

Araştırmacılar her bir komutu vermeden önce ChatGPT'den önceki konuşmaları tamamen göz ardı etmesini isteyerek önceki üsluplardan etkilenmesini önlemeyi amaçlamıştu. Ayrıca yapay zeka aracından herhangi bir açıklama yapmadan 4 seçenekten birini seçmesi istenmişti.

OpenAI'ın en gelişmiş modellerinden ChatGPT-4o'yu kullanan bilim insanları, kabalık düzeyi arttıkça soruların doğruluk oranının da paralel şekilde arttığını saptamıştı.

Doğruluk oranı çok kibar sorularda yüzde 80,8, çok kaba sorulardaysa yüzde 84,8 olarak kaydedilmişti.

Ekip, önceki bir çalışmada kibarlığın daha doğru yanıtlarla ilişkilendirildiğini ancak o zaman ChatGPT 3.5 gibi daha eski bir model kullanıldığını söylüyor.

Öte yandan uzmanlar, bu durumun daha iyi sonuçlar vermesine rağmen yapay zekaya kaba davranılmaması gerektiği konusunda uyarıyor.

Araştırmacılar makalede "Bu bulgu bilimsel açıdan ilgi çekici olsa da gerçek dünya uygulamalarında düşmanca veya toksik arayüzlerin kullanılmasını savunmuyoruz" diyerek ekliyor:

İnsan-yapay zeka etkileşiminde aşağılayıcı veya küçük düşürücü dil kullanmak, kullanıcı deneyimi, erişilebilirlik ve kapsayıcılık üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir ve zararlı iletişim normlarına katkıda bulunabilir. Bunun yerine sonuçlarımızın, büyük dil modellerinin yüzeysel komutlara karşı hassas olduğuna dair kanıt sunduğunu düşünüyoruz. Bu durum, performans ve kullanıcı esenliği arasında istenmeyen bir denge yaratabilir.

Bu çalışmanın yanı sıra ChatGPT gibi araçlara "Teşekkür ederim" ve "Lütfen" gibi sözler söylemenin yüksek miktarda su ve elektrik kullanımına yol açtığı da daha önce gündeme gelmişti. 

OpenAI CEO'su Sam Altman nisanda X'te yaptığı bir paylaşımda bu ifadelerin şirkete "onlarca milyon dolara" mal olduğunu söylemişti. 

Burada, sohbet botlarına girilen her komutun ve gelen yanıtın enerji ve su tükettiğini, fazladan her kelimenin, sunucunun maliyetini artırdığını belirtmekte fayda var. 

Öte yandan pek çok uzman yapay zekaya kibar davranmanın önemini vurguluyor. 

Hakemli dergi Cognition'ın Ocak 2025 sayısında yayımlanan bir makalede, yapay zekaya kötü davranan kişilerin, duygusuzlaşarak başka insanlara da benzer şekilde davranmasına yol açabileceği görülmüştü.

Bu çalışmada yer almayan, insan ve yapay zeka ilişkilerini inceleyen Dr. Jaime Banks, "Davranışlarımız için normlar veya senaryolar oluştururuz ve bu tür bir etkileşim kurarak biraz daha iyi veya daha alışkanlık haline gelmiş bir şekilde kibar davranışlara yönelebiliriz" diye açıklıyor.

Aynı alanda çalışan Dr. Sherry Turkle da şu ifadeleri kullanıyor:

Bir nesne bizimle samimi sohbetler etmeye, dostça konuşmalar yapmaya başlayacak kadar canlıysa ve öyle olmasa bile onu hayatımızda gerçekten önemli bir kişiymiş gibi görüyorsak, nezaketi hak edecek kadar da canlıdır.

 Independent Türkçe, Live Science, arXiv, ACL Anthology, Cognition, New York Times


Asya misk kedisinin dışkıladığı kahve çekirdekleri neden daha lezzetli?

Hindistan'dan Endonezya'ya kadar çeşitli yerlerde yaşayan küçük, meyve seven, gececil Asya misk kedisi, dışkılarıyla tohum dağıtarak ormanların yenilenmesine katkı sağlıyor
Hindistan'dan Endonezya'ya kadar çeşitli yerlerde yaşayan küçük, meyve seven, gececil Asya misk kedisi, dışkılarıyla tohum dağıtarak ormanların yenilenmesine katkı sağlıyor
TT

Asya misk kedisinin dışkıladığı kahve çekirdekleri neden daha lezzetli?

Hindistan'dan Endonezya'ya kadar çeşitli yerlerde yaşayan küçük, meyve seven, gececil Asya misk kedisi, dışkılarıyla tohum dağıtarak ormanların yenilenmesine katkı sağlıyor
Hindistan'dan Endonezya'ya kadar çeşitli yerlerde yaşayan küçük, meyve seven, gececil Asya misk kedisi, dışkılarıyla tohum dağıtarak ormanların yenilenmesine katkı sağlıyor

Erin Keller Son dakika haberleri ve gündem muhabiri 

Misk kedisi kahvesinin benzersiz aroması, Asya misk kedilerinin sindirimi sırasında çekirdeklerde meydana gelen kimyasal değişikliklerden kaynaklanıyor (Wikimedia Commons)

Sözkonusu kahve olduğunda, bazı çekirdekler fincanınıza ulaşana kadar gerçekten de uzun bir yol kat ediyor.

Dünyanın en pahalı demleme kahvesi olan "misk kedisi kahvesi", benzersiz lezzetini beklenmedik bir baristaya borçlu: Asya misk kedisi.

Bulguları perşembe günü Scientific Reports'ta yayımlanan çalışmada bu gececil, kedi benzeri memelinin, sindirim sırasında çekirdeklerin kimyasını değiştirerek belirgin ve daha zengin bir lezzet yarattığı bulundu.

Fermantasyon diye bilinen bu süreç çekirdeklerin yağ, protein ve yağ asidi içeriğini değiştiriyor ve dışkılamadan sonra toplanan çekirdeklerin benzersiz tadına katkı sunuyor.

Ancak bu çekirdekler, hızla yükselen Starbucks fiyatlarından bile yüzlerce dolar daha pahalıya mal oluyor. Fiyatı yaklaşık yarım kilo başına 600'le 1300 dolar arasında değişen bu çekirdekler, kahve üretiminde misk kedilerinin karşılaştığı muameleyle ilgili etik kaygılara yol açıyor.

Bu küçük, gececil, meyve yiyen, kedi benzeri memeliler Güneydoğu Asya, Çin'in güneyi ve Hindistan alt kıtasında yaşıyor. Dışkılarıyla tohumları etrafa dağıtarak önemli bir ekolojik rol oynayan bu hayvanlar, ormanın yenilenmesine ve sağlığının korunmasına yardımcı oluyor.

Zoolog Ramit Mitra ve meslektaşları araştırmaları kapsamında Hindistan'ın güneyinde yer alan Kodagu'daki çiftliklerden, yabani misk kedilerine ait 68 dışkı örneği ve yenmemiş Robusta kahve çekirdeği topladı.

Misk kedilerinin tükettiği çekirdeklerin yağ içeriği ve belirli yağ asidi metil esteri seviyelerinin daha yüksek olduğunu buldular. Kremamsı, süt benzeri bir tatla ilişkilendirilen bu bileşikler, kahvenin aromasını ve tadını güçlendiriyor.

Çalışmada, misk kedilerinin işleminden geçen çekirdeklerin, yenmemiş çekirdeklere kıyasla daha düşük protein ve kafein seviyeleri içerdiği ve bunun daha yumuşak, daha az acı bir tat profiline katkıda bulunabileceği saptandı.

Ancak çalışmanın yazarları bu bulguların kavrulmamış çekirdeklerden elde edildiği ve kavurmanın, kahvenin nihai aromasını daha da değiştirebileceği uyarısında bulunuyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news