Orlando Bloom, rol arkadaşının Karayip Korsanları yorumları hakkında konuştu

Orlando Bloom ve Keira Knightley, Karayip Korsanları'nda rol almıştı (Disney)
Orlando Bloom ve Keira Knightley, Karayip Korsanları'nda rol almıştı (Disney)
TT

Orlando Bloom, rol arkadaşının Karayip Korsanları yorumları hakkında konuştu

Orlando Bloom ve Keira Knightley, Karayip Korsanları'nda rol almıştı (Disney)
Orlando Bloom ve Keira Knightley, Karayip Korsanları'nda rol almıştı (Disney)

Orlando Bloom, Keira Knightley'nin Karayip Korsanları'yla (Pirates of the Caribbean) ilgili yorumları hakkında konuştu.

Aktör, 2003'ten 2007'ye kadar heyecan verici macera filmlerinin üçünde Knightley'nin sevgilisi Will Turner'ı canlandırmış ve ikili 2017'deki devam filmi Karayip Korsanları: Salazar'ın İntikamı'nda (Pirates of the Caribbean: Dead Men Tell No Tales) kameo yapmıştı.

Seri, hem Bloom'u hem de Knightley'yi dünya çapında yıldızlara dönüştürmüş olsa da Britanyalı aktris yakın zamanda verdiği bir röportajda filmlerde rol almanın tamamıyla eğlenceli olmadığını, serinin kendisini aynı anda "yarattığını ve yıktığını" hissettiğini söylemişti.

Kefaret'le (Atonement) Aşk ve Gurur'un (Pride and Prejudice) yıldızı, The Times'a "Bu filmler yüzünden berbat biri gibi görüldüm ama yine de çok iyi iş çıkardıkları için Oscar adaylığı elde ettiğim filmlerde oynama fırsatı buldum" demişti.

Şimdiyse Bloom, Knightley'nin deneyimleriyle ilgili sözleri hakkında konuşarak Entertainment Weekly'ye şöyle dedi:

Keira'nın ne demek istediğini kesinlikle anlıyorum ve (filmlerde) harika şeyler yapıyor.

Aktör, gişe rekorları kıran filmlerde rol aldığı dönemden "pek çok olumlu kazanımı" olduğunu söyleyerek şöyle devam etti:

Çok büyük bir andı ve neredeyse… Sanki başka bir hayatta yaşanmış gibi geliyor. Ama kesinlikle eşsizdi ve bilirsiniz, her zaman minnettar olacağım.

Karayip Korsanları serisinde rol aldığı dönem hakkında konuşan Knightley şöyle demişti:

Bu filmler, kariyerimde yer aldığım en başarılı projelerdi ancak kamuoyu önünde eleştirilmemin nedeni haline geldi. Bu yüzden kafamda çok karışık bir yerdeler.

Karayip Korsanları'nın 6. filmi yapım aşamasında ve yapımcı Jerry Bruckheimer, 2024'te başrol Johnny Depp'in projeye dahil olmadığını doğrulamış gibiydi.

Top Gun: Maverick'le 2022'de gişede büyük başarı elde eden usta yapımcı, ComicBook.com'a şöyle demişti:

Top Gun'da ikonik ve muhteşem bir aktörümüz (Tom Cruise) var. Ama Korsanlar'ı yeniden başlatacağız, bu yüzden projenin parçalarını birleştirmek daha kolay çünkü belirli oyuncuları beklemek zorunda değiliz.

Depp'in Korsanlar serisine dönme ihtimali, eski eşi Amber Heard'le karalama davası sırasında verdiği ifadeye de konu olmuştu.

Heard'ün avukatı Depp'e şöyle sormuştu:

Disney size 300 milyon dolar ve 1 milyon alpakayla gelse bile bu dünyada hiçbir şey sizi geri dönüp Disney'le Karayip Korsanları'nda çalışmaya ikna edemez mi?

Depp "Bu doğru" diye yanıtlamıştı.
 

xcsdvfgbrthy
Johnny Depp ve Knightley, Karayip Korsanları'nda (Disney)

Yasal mücadele devam ederken The Times'a konuşan Bruckheimer, Disney'in Depp'i Kaptan Jack Sparrow rolüyle geri getirmek gibi bir planı olmadığını söyleyerek eklemişti:

Gelecek henüz belli değil.

Independent Türkçe



Eşimi kurtarmak için açlık grevi yaptım: Starmer neden Leyla Suveyf'e de yardım etmiyor?

Mısır'da hapis yatan bir Britanya vatandaşının annesi Leyla Suveyf, insan hakları aktivisti oğlu Ala Abdulfettah'ın Mısır hükümeti tarafından tutuklanmasını protesto etmek için 8 aydır açlık grevinde (Reuters)
Mısır'da hapis yatan bir Britanya vatandaşının annesi Leyla Suveyf, insan hakları aktivisti oğlu Ala Abdulfettah'ın Mısır hükümeti tarafından tutuklanmasını protesto etmek için 8 aydır açlık grevinde (Reuters)
TT

Eşimi kurtarmak için açlık grevi yaptım: Starmer neden Leyla Suveyf'e de yardım etmiyor?

Mısır'da hapis yatan bir Britanya vatandaşının annesi Leyla Suveyf, insan hakları aktivisti oğlu Ala Abdulfettah'ın Mısır hükümeti tarafından tutuklanmasını protesto etmek için 8 aydır açlık grevinde (Reuters)
Mısır'da hapis yatan bir Britanya vatandaşının annesi Leyla Suveyf, insan hakları aktivisti oğlu Ala Abdulfettah'ın Mısır hükümeti tarafından tutuklanmasını protesto etmek için 8 aydır açlık grevinde (Reuters)

Richard Ratcliffe & Nazanin Zaghari-Ratcliffe

Çocuğunuzla aranıza hapishane duvarları girmesinin acısını tarif etmek neredeyse imkansız. Ailemizin 6 yıllık çilesi sırasında, İran'ın "adalet" sisteminin keyfi işleyişi tarafından Nazanin'in kızımız Gabriella'dan ayrı tutulmasının acımasızlığı bizi sık sık boğulma noktasına getirdi.

Şimdi sevgili dostumuz Leyla Suveyf'in, en büyük çocuğu Ala Abdulfettah'ı kurtarmak için yaşamla ölümün kıyısında olduğunu görmek yüreğimizi parçalıyor. Cesur ve ilkeli bir yazar olan Mısır asıllı Britanyalı Ala, yıllarını annesinden, küçük çocuğundan ve kız kardeşlerinden ayrı bir şekilde hapiste geçirmeyi hak edecek hiçbir şey yapmadı.

Nazanin gibi Ala da düzmece bir yargılama sürecinin ardından hukuka aykırı olarak hapsedildi; bu gerçek Birleşmiş Milletler uzmanları tarafından da teyit edildi. Nazanin gibi, onun da ailesinin kaderi giderek daha fazla Britanya hükümetinin çabalarına bağlı hale geliyor. Hükümet davayı çözme imkanına sahip olmasına rağmen bu dayanılmaz adaletsizliğe tepki vermek için çok geç kaldı ve buna sadece diplomatik bir pürüz gibi yaklaştı.

İşkenceyle ilgili bir Facebook paylaşımı nedeniyle aldığı son 5 yıllık hapis cezası eylülde sona ermesine rağmen serbest bırakılmaması ve Britanya hükümetinden herhangi bir açıklama gelmemesi üzerine Leyla protesto için açlık grevine başladı. Neredeyse 9 ayın ardından açlık grevini hâlâ sürdürüyor. Fakat şu anda Londra'nın merkezindeki bir hastanede yatıyor.

Geçen hafta Leyla'yı yatağının başında ziyaret ettiğimizde, kızları tehlikeli derecede düşük kan şekeri seviyesini endişeyle izliyordu. Direnci tek kelimeyle hayret verici ancak vücudu sonsuza kadar dayanamaz. Doktorları ona besin alması için yalvarıyor ancak o, oğlunun serbest bırakılmasına yönelik somut bir ilerleme olmadan geri adım atmamaya kararlı. Herkese, hapishane duvarlarının ardındaki Ala'nın da neredeyse 100 gündür açlık grevinde olduğunu hatırlatıyor.

Leyla'nın protestosu, bize Richard'ın 2021'de Birleşik Krallık Dışişleri Bakanlığı önünde 21 gün süren açlık grevi ve oturma eylemini, vücudunun iflas etmesinin yarattığı hisleri, geriye sadece inatçı bir irade kalmasını ve ailenin gözlerinde büyüyen korkuyu hatırlatıyor. Richard bu adımı, Britanya hükümetinin Nazanin'in de cezasının sona ermesini önemsememesi, Birleşik Krallık olup biteni izlerken İranlıların onu yeniden mahkum ederek yeni bir hapis cezasına hazır olması gerektiğini söylemesi üzerine çaresizlik içinde atmıştı. 

Richard, Londra'nın bir kaldırımında aç ve üşümüş bir şekilde otururken, dönemin muhalefet lideri Keir Starmer onu ziyaret etmişti. Birkaç gün sonra, o sırada Tahran'da ev hapsinde tutulan Nazanin'i aramış ve eve dönmesini sağlamak için elinden geleni yapacağına söz vermişti. Ailemize verdiği söz, onun özgürlüğü için sürdürdüğü destek ve hükümete karşı kararlılığı, kampanyamızın nihai başarısında önemli bir rol oynamıştı. Starmer, Nazanin eve döndükten birkaç gün sonra bizimle kutlama fotoğrafı çektirmişti.

Şimdi bizim başbakan olan Starmer'dan istediğimiz, Ala'nın serbest bırakılması için de aynı liderliği göstermesi. Şubatta Leyla'la görüşen Starmer, Ala'nın serbest bırakılması için baskı yapacağına dair bir söz daha verdi. Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi'yle bu konuyu görüştü ve ailenin yaşadığı "ıstırabı" vurguladı.

Bunlar iyi ilk adımlardı ancak Ala ve ailesinin çok daha fazlasına, daha hızlı bir şekilde ihtiyacı var. Davamızda politikacıların sözlerinin gücünü, hem olumlu hem de olumsuz yönleriyle çok iyi öğrendik. Ancak bir hükümeti sözleriyle değil, eylemleriyle yargılamayı da öğrendik. Önde gelen parlamenterler ve eski üst düzey diplomatlar, haksız hapis cezalarının risklerini vurgulamak için Britanya'nın Mısır'a seyahat tavsiyelerini gözden geçirmeyi, yasal işlem başlatmayı ve hatta yaptırımları değerlendirmeyi de içeren daha güçlü adımlar atılması çağrısında bulunuyor. Bizim davamızda İran'a karşı tüm bunlar yapıldı.

Bu hükümet, bizim davamızdan dersler çıkaracağına ve keyfi bir şekilde gözaltına alınan Britanya vatandaşlarının korunmasını dış politikasının temel direklerinden biri haline getireceğine söz vererek iktidara geldi. Nazanin, İşçi Partisi Konferansı'nda bu açıklamayı dinlemesi için davet edildi. Seçim manifestosunda konsolosluk korumasının yasal bir hak olarak tanınacağı taahhüt edildi ve hâlâ bu sözün tutulmasını bekliyoruz. Gölge Dışişleri Bakanı David Lammy, Ala'nın davasında Tory hükümetinin tutumunu sık sık eleştirmişti. Şimdiyse onun kararları Leyla'nın açlık grevini tetikledi.

Nihayetinde Ala'nın davası, tıpkı öncesinde Nazanin'in davası gibi, bu hükümete basit bir soru soruyor: Yurtdışında haksız hapis cezaları sözkonusu olduğunda, Britanya pasaportunun sunduğu korumanın gerçekte bir anlamı var mı? Muhalefetin vaatleri, politikacılar iktidara geldiğinde genellikle unutuluyor. Ancak insanların hükümetlerinin koruması olmadan son derece savunmasız kaldığı keyfi gözaltı ve işkence durumunda, sözlerin tutulmaması bilhassa travmatik sonuçlar doğurabiliyor. Bunu, başbakanın sözünü tutmasını yıllarca beklediğimiz kendi davamızda da gördük.

Giderek artan bir şekilde şu soru da soruluyor: Bir annenin sevgisinin bedeli nedir? Nazanin, Gabriella'dan zorla ayrılmanın üstesinden gelmek için hiç bilmediği bir güç rezervine ihtiyaç duydu. Leyla, oğluna kavuşmak için vücudundaki son enerji damlasını kullanıyor. Bu hafta onu ziyaret etmek insana tevazu veren ama aynı zamanda unutulmaz bir deneyimdi. Artık bütün aile tutsak durumda.

Başbakan ve hükümetinden sözlerini tutmalarını rica ediyoruz: Ala'yı evine, Leyla'ya kavuşturmanın ve umutsuzluk bir başka aileyi vurmadan önce bu ülkenin, vatandaşlarının keyfi bir şekilde gözaltına alınmasını ele alma şeklini değiştirmenin zamanı geldi.

Independent Türkçe