Beş Arap dışişleri bakanı Rubio'ya Filistinlilerin Gazze'den sürülmesine karşı olduklarını vurguladıhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5108342-be%C5%9F-arap-d%C4%B1%C5%9Fi%C5%9Fleri-bakan%C4%B1-rubioya-filistinlilerin-gazzeden-s%C3%BCr%C3%BClmesine-kar%C5%9F%C4%B1
Beş Arap dışişleri bakanı Rubio'ya Filistinlilerin Gazze'den sürülmesine karşı olduklarını vurguladı
Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, BAE, Katar, Filistin Kurtuluş Örgütü Yürütme Komitesi Sekreteri ve Arap Devletleri Ligi Genel Sekreteri'nin katıldığı dışişleri bakanları düzeyinde Kahire toplantısı (AP)
Beş Arap dışişleri bakanı Rubio'ya Filistinlilerin Gazze'den sürülmesine karşı olduklarını vurguladı
Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, BAE, Katar, Filistin Kurtuluş Örgütü Yürütme Komitesi Sekreteri ve Arap Devletleri Ligi Genel Sekreteri'nin katıldığı dışişleri bakanları düzeyinde Kahire toplantısı (AP)
Beş Arap dışişleri bakanı ve üst düzey bir Filistinli yetkili, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'ya, Başkan Donald Trump'ın ocak ayı sonunda önerdiği gibi Filistinlilerin Gazze'den çıkarılması planlarına karşı çıkan ortak bir mektup gönderdi.
Mektup dün gönderildi ve Filistin Devlet Başkanı danışmanı Hüseyin el-Şeyh'in yanı sıra Suudi Arabistan, BAE, Katar, Mısır ve Ürdün dışişleri bakanları tarafından imzalandı. Haberi ilk aktaran Axios oldu ve dışişleri bakanlarının hafta sonu Kahire'de buluştuğunu belirtti. Trump, Ürdün ve Mısır'ın Filistinlileri Gazze'den alması önerisini ilk kez 25 Ocak'ta dile getirdi. Başkan, bunu uzun vadeli mi yoksa kısa vadeli bir çözüm olarak mı önerdiği sorulduğunda, "İkisi de olabilir" yanıtını verdi.
ABD Başkanı'nın yorumları, Filistinlilerin sonsuza kadar evlerinden ve yerlerinden edilmeleri yönünde uzun süredir devam eden korkuları artırdı. Eleştirmenler bunu bir etnik temizlik önerisi olarak nitelendirdi. Ürdün, Mısır ve diğer Arap ülkeleri öneriye karşı çıktı.
Mektupta şunlar belirtiliyordu: “Gazze'de yeniden yapılanma, Gazze halkıyla doğrudan etkileşim ve katılım yoluyla gerçekleştirilmelidir. Filistinliler kendi topraklarında yaşayacak ve topraklarının yeniden inşasına yardımcı olacaklardır. Yeniden inşa sırasında topraklarından çıkarılmamalı ve uluslararası toplumun desteğiyle sürece aktif olarak katılmalılar.”
Şarku’l Avsat’ın Gazze Sağlık Bakanlığı'ndan aldığı verilere göre İsrail'in Şeride yönelik askeri saldırısı 47 binden fazla Filistinlinin hayatına mal oldu ve İsrail'in reddettiği soykırım ve savaş suçları suçlamalarını artırdı. Çatışmalar şu an kırılgan bir ateşkesle durmuş durumda. Onlarca yıldır devam eden İsrail-Filistin çatışmasındaki son kan dalgası, 7 Ekim 2023'te Filistin İslami Direniş Hareketi'ne (Hamas) bağlı militanların İsrail'e yönelik saldırı başlatmasıyla patlak verdi ve istatistiklere göre bin 200 kişinin ölümü ve yaklaşık 250 rehinenin alınması ile sonuçlandı.
Gazze ateşkesi dönüm noktasında… Aşamalarını tamamlamak veya en başa dönmekhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5108457-gazze-ate%C5%9Fkesi-d%C3%B6n%C3%BCm-noktas%C4%B1nda%E2%80%A6-a%C5%9Famalar%C4%B1n%C4%B1-tamamlamak-veya-en-ba%C5%9Fa-d%C3%B6nmek
Gazze ateşkesi dönüm noktasında… Aşamalarını tamamlamak veya en başa dönmek
Gazze'de yıkılan binaların enkazı arasında bir caddede yürüyen Filistinliler (EPA)
İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes anlaşmasının akıbetine ilişkin belirsizlik sürerken gözler ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşeceği Washington'a çevrilmiş durumda. Şarku’l Avsat’ın Alman haber ajansı DPA’dan aktardığına göre, bu önemli görüşmenin sonucu ve ateşkesin devamı ya da başa dönülmesi için ne anlama geldiği merak konusu.
Netanyahu'nun bu görüşmeyle neyi amaçladığına ilişkin yorum ve görüşler çeşitlilik gösterirken, ateşkes anlaşmasının ikinci aşaması için müzakerelerin başlayıp başlamadığına ilişkin gerçekler tartışılmaya devam ediyor. Bir grup İsrail'in anlaşmayı ihlal ettiğini ve bu aşamayı önceden belirlenen tarihte, yani ateşkesin uygulanmasının on altıncı günü olan dün (pazartesi) başlatmayı taahhüt etmediğini düşünüyor. Diğer bir grup ise Netanyahu'nun dün ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile yaptığı görüşmeyi, içeriğinde anlaşmayı torpilleyecek unsurlar barındıran dikenli konuları içermesi nedeniyle dikenler üzerinde yürüme aşaması olarak nitelendirilen aşama için müzakerelerin başlangıcı olarak değerlendirdi.
Jerusalem Post Netanyahu'nun toplantıdaki hedeflerini ‘ip üstünde yürümek’ olarak tanımladı. Gazete İsrailli yetkililerin ‘görüşmeler ve çatışmaların yeniden başlaması konusunda Trump'la bir uzlaşmaya varmak istediklerini’ kaydetti.
Gazete, Netanyahu'nun Witkoff'la görüşmesinin ateşkes anlaşmasının ikinci aşaması ile esir değişimi için müzakerelerin başlangıcı olduğu yönündeki söylentileri yalanlayarak şu ifadelere yer verdi: “Aksine, şu anda masadaki ana seçeneklerden biri ilk aşamanın uzatılması, yani her hafta 3 ila 4 İsrailli esirin serbest bırakılmaya devam edilmesi, İsrail'in ise ateşkes devam ederken bazıları elleri kanlı olan Filistinli tutukluları serbest bırakmasıdır.”
Anlaşmanın aşamalarının tamamlanmasını geciktirmek için oyalama taktiği izlediği yönündeki suçlamalar karşısında İsrail Başbakanı’nın değişiklikler yaptığını kaydeden Jerusalem Post, Netanyahu'nun Washington'da gerçekleştirdiği görüşme ve toplantıların arabuluculuk mekanizmasında değişikliklerin yapıldığı bir döneme denk geldiğini belirtti.
Gazete, ismi açıklanmayan İsrailli bir yetkilinin şu sözlerini aktardı: “Esir değişimi anlaşması görüşmeleri şimdiye kadar gördüğümüzden çok farklı bir şekilde yürütülecek. Witkoff'un ana arabulucu olacağı ve İsrailliler, Katarlılar ve Mısırlılarla konuşacağı mekik diplomasisine geri döneceğiz.”
Tel Aviv'in değiştirmek istediği sadece mekanizma değil, aynı zamanda müzakereleri yürütecek İsrail ekibinin üyeleri.
Şarku’l Avsat’ın Jerusalem Post’tan aktardığı habere göre, bundan sonraki aşamada müzakereleri Mossad Başkanı David Barnea ve Şin-Bet Başkanı Ronen Bar yerine Netanyahu'nun kendisi ve Trump yönetimiyle yakın ilişkileri olan Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer yönetecek.
Gözlemciler bu değişikliği, hükümetindeki aşırı sağın tehditleriyle kuşatılmış olan Netanyahu'nun, Gazze Şeridi'ndeki savaşın hedeflerinin ötesine geçebilecek daha büyük ABD taahhütleri alma arzusuna bağladı.
İsrail Başbakanlık Ofisi bu değişikliği ikinci aşama görüşmelerin diplomatik niteliğine bağladı ve bu görüşmelerin ‘savunma düzeyinde değil diplomatik düzeyde ele alınması gerektiğini’ belirtti.
Bazıları Netanyahu'nun müzakerelerin kontrolünü ele geçirme kararını eleştirerek, bunun ‘anlaşmanın ikinci aşamasını tehlikeye atabileceğini ve hatta mevcut ilk aşamayı etkileyebileceğini’ savundu.
Yedioth Aharonoth gazetesi Netanyahu'nun takas anlaşmasında değişiklik yapmaya ve şartlarını değiştirmeye çalıştığını bildirdi.
Gazeteye göre Netanyahu, ‘müzakere heyetini zayıflatarak, anlaşmanın aşamalarını aynı koşullar altında tamamlamasını engellemek istiyor.’ Gazete, Netanyahu ile Trump arasındaki görüşmeyi ‘kader belirleyici ve İsrail hükümeti için gerçek bir sınav teşkil edebilir’ şeklinde tanımladı.
Hamas anlaşmanın şartlarına bağlılığını ve ikinci aşama için müzakerelere başlamaya hazır olduğunu ifade ederken, ABD Başkanı, İsrail Başbakanı ile görüşmesinden önce anlaşmanın akıbeti hakkında pek çok soru işaretini beraberinde getiren ve anlaşmanın etrafındaki belirsizliği arttıran bir açıklama yaptı.
Trump, “Gazze Şeridi'ndeki ateşkesin devam edeceğine dair hiçbir garantim yok” dedi. Gözlemciler Netanyahu'nun Trump ile görüşmesinde bu sözleri tekrar duymak istediğini düşünüyor. Trump'ın savaşın yeniden başlamayacağı yönündeki açıklamasının Netanyahu'yu, savaşın yeniden başlamamasının kendileri için kırmızı çizgi olduğunu ilan eden aşırı sağcı kesim karşısında zor durumda bırakacağına dikkat çekiyorlar.
Netanyahu bu görüşmenin çok önemli olduğunun farkında. Çünkü İsrailli yetkililer, görüşmeler ve çatışmaların yeniden başlaması konusunda Trump ile bir uzlaşmaya varmak istiyor.
Jerusalem Post, ismi açıklanmayan bir diplomatik kaynağın şu sözlerini aktardı: “Trump karmaşık fikirleri ya da hedeflere ulaşmanın karmaşık yollarını sevmez. İsrail'in Trump’ı savaşı sona erdirmeden daha fazla esiri serbest bırakmanın bir yolu olduğuna ikna etmesi gerekecek... Netanyahu'nun ana hedefi bu. Bu hedefe ulaşmak için hızlı ve basit bir yol belirlemek gerekiyor.”
CNN ise İsrail'in anlaşmanın ikinci aşaması için müzakerelere önceden belirlenen tarihte başlamayı reddetmesini ve bunu Netanyahu-Trump görüşmesinden sonraya ertelemesini ‘anlaşma şartlarının ihlali’ olarak niteledi.
Netanyahu'nun önceliğinin Trump'ın ne istediğini anlamak olacağını belirten CNN’in haberinde, “ABD Başkanı ateşkes görüşmelerinin ilk turu sırasında henüz göreve gelmemişti. Ancak ekibi İsrail'i bir anlaşmaya varmaya zorlamakta önemli bir rol oynadı” ifadeleri yer aldı.
CNN, İsrailli deneyimli müzakereci ve barış aktivisti Gershon Baskin'in şu sözlerini aktardı: “Netanyahu'nun anlaşmada öngörülen günde müzakerelere başlamayı reddetmesi anlaşmanın açık bir ihlalidir... İsrail, Hamas'tan anlaşmanın tüm şartlarına uymasını talep ederken aynı zamanda anlaşmayı büyük ölçüde ihlal ediyor. Netanyahu bir kez daha esirleri yüzüstü bırakıyor ve onları riske atıyor.”
Farklı vizyonlar ve değişen hedeflerle Netanyahu ve Trump'ın bu akşamki görüşmesi, ateşkes anlaşmasının kalan aşamalarının tüm tarafları tatmin edecek şekilde uygulanması için bir yol bulunup bulunamayacağı konusundaki belirsizliğin ortasında gerçekleşiyor.