Lübnan hükümeti: Bakanlık bildirisinde ‘Hizbullah üçlemesinden’ vazgeçildi

Avn ‘reformların’ ilerletilmesinin önemini vurgularken, Selam 1701 sayılı karar ve ateşkes anlaşmalarının uygulanmasını vurguladı

Yeni Lübnan hükümetinin Baabda Sarayı'nın avlusundaki hatıra fotoğrafı. (Lübnan Cumhurbaşkanlığı - EPA)
Yeni Lübnan hükümetinin Baabda Sarayı'nın avlusundaki hatıra fotoğrafı. (Lübnan Cumhurbaşkanlığı - EPA)
TT

Lübnan hükümeti: Bakanlık bildirisinde ‘Hizbullah üçlemesinden’ vazgeçildi

Yeni Lübnan hükümetinin Baabda Sarayı'nın avlusundaki hatıra fotoğrafı. (Lübnan Cumhurbaşkanlığı - EPA)
Yeni Lübnan hükümetinin Baabda Sarayı'nın avlusundaki hatıra fotoğrafı. (Lübnan Cumhurbaşkanlığı - EPA)

Yeni Lübnan hükümeti dünkü ilk oturumunda, önceki hükümetlerde kullanılan Hizbullah üçlemesini kaldıracak bir bakanlar bildirisi hazırlamak üzere komite oluşturdu. Cumhurbaşkanı'nın yemin konuşması ve Başbakan'ın görevlendirme konuşmasının temel alınacağı bildirinin ‘kısa ve net’ olacağı belirtilirken, bildirinin birkaç gün içinde tamamlanacağı iyimserliği dile getirildi.

Hükümetin ilk oturumunda Cumhurbaşkanı Joseph Avn Lübnan'ın ‘reformlarla’ yükselmesi gerektiğini vurguladı. Avn, ‘yolsuzlukla mücadele idari, adli ve güvenlik atamalarının yanı sıra mevcut acil konuların ele alınmasıyla başlayarak, güven tesis etmenin’ önemli olduğunu ifade etti.

Başbakan Nevvaf Selam ise dün gece Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, bakanlar bildirisinin başta ‘devam eden İsrail işgali ve yeniden inşa meselesi’ olmak üzere tüm zorluklara yanıt vermesi gerektiğini söyledi. Selam Şarku’l Avsat'ın bir sorusuna cevaben şu yanıtı verdi: “Bildiri, 1701 sayılı kararın ve ateşkes anlaşmasının tam olarak uygulanmasının yanı sıra, yeniden inşa sürecine bağlılığı da vurgulamalıdır. Ayrıca mali ve ekonomik reform ile siyasi reform gibi diğer zorlukları da ele almalıdır. Bunlar el ele gidiyor, bu yüzden hükümeti ‘reform ve kurtarma hükümeti’ olarak adlandırdım.” Lübnan'ın ‘İsrail'in tamamen çekilmesini istediğini ve bunu tarihinden önce gerçekleştirmek için diplomatik ve siyasi güçleri seferber etmeye devam edeceğini’ vurgulayan Selam, ‘İsrail'e baskı yapmak için diplomatik çabaların seferber edilmesi gerektiğini’ kaydetti.



Tunus, Gannuşi dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere ağır hapis cezaları verdi

Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
TT

Tunus, Gannuşi dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere ağır hapis cezaları verdi

Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)

Tunus merkezli radyo istasyonu Mosaique FM dün bir mahkemenin, Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi ve eski güvenlik yetkilileri de dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere komplo kurmak suçlamasıyla 12 ila 35 yıl arasında hapis cezaları verdiğini bildirdi.

Bu davada devlete karşı komplo kurmakla suçlananlar arasında, Cumhurbaşkanı Kays Said'in eski Özel Kalem Müdürü Nadia Akkaşa da bulunuyor.

Hakkında 35 yıl hapis cezası bulunan Akkaşa ülkeden kaçtı.

Mosaique FM, bu davada sanık olan eski Başbakan Yusuf eş-Şahid'in, kendisini ceza mahkemesine sevk eden iddianame kararını temyiz ettiğini, temyiz sonucu beklendiği için bu kararın şimdiye kadar hükümlerin kapsamına girmediğini belirtti.

İslami çizgideki Nahda Hareketi’nin deneyimli lideri Gannuşi (84), 14 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Cumhurbaşkanı Said tarafından feshedilen meclisin başkanı olan Gannuşi, 2023 yılından beri hapiste ve son birkaç ay içinde ayrı davalarda toplam 27 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Bu davada 21 kişiye suçlama yöneltildi, bunlardan 10'u halihazırda hapiste, 11'i ise ülkeden kaçtı.

Mahkeme, eski İstihbarat Teşkilatı Başkanı Kemal Keyzani'yi 35 yıl hapis cezasına, eski dışişleri bakanı Rafik Abdusselam’ı 35 yıl hapis cezasına ve Raşid Gannuşi'nin oğlu Muaz Gannuşi'yi 35 yıl hapis cezasına çarptırdı. Üçü de ülkeden kaçtı.

Cumhurbaşkanı Said, 2021 yılında meclisi feshetti ve ülkeyi kararnamelerle yönetmeye başladı. Ardından bağımsız yargı yüksek konseyini feshetti ve onlarca yargıcı görevden aldı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre muhalefet bu hamleyi, 2011 yılında ‘Arap Baharı’ ayaklanmalarını tetikleyen ‘yeni doğan demokrasiyi baltalayan bir darbe’ olarak nitelendiriyor.

Cumhurbaşkanı Said ise bu suçlamaları reddediyor ve attığı adımların yasal olduğunu ve siyasi elitler arasında yıllardır süren kaos ve yolsuzluğu sona erdirmeyi amaçladığını söylüyor.

Cumhurbaşkanı Said'in 2021 yılında iktidarın büyük bir kısmını ele geçirmesinden bu yana muhalefet liderlerinin çoğu, bazı gazeteciler ve Said'i eleştirenler hapiste tutuluyor.

Bu yıl, başka bir mahkemede muhalefet liderleri, iş adamları ve avukatlara yine komplo suçlamasıyla 5 ila 66 yıl arasında değişen hapis cezaları verildi. Muhalefet, bu davanın Cumhurbaşkanı Said’in muhaliflerini bastırmak için uydurulmuş olduğunu söylüyor.

İnsan hakları grupları ve aktivistler, Said'in Tunus'u açık bir hapishaneye dönüştürdüğünü ve yargı ve polisi siyasi rakiplerini hedef almak için kullandığını söylüyorlar.

Tüm bu suçlamaları reddeden Cumhurbaşkanı Said, diktatör olmayacağını, kim olursa olsun, hangi makamda olursa olsun, hiç kimsenin kanunların üstünde olmadığını söylüyor.