Selam: Amacımız art arda yaşanan krizlerin ardından Lübnanlıların güvenini yeniden tesis etmek

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam (AFP)
Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam (AFP)
TT

Selam: Amacımız art arda yaşanan krizlerin ardından Lübnanlıların güvenini yeniden tesis etmek

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam (AFP)
Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam (AFP)

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, Lübnan televizyonuna verdiği röportajda, hükümetinin hedefinin birçok krizden geçen Lübnan halkının güvenini yeniden kazanmak olduğunu açıkladı.

Selam, “Mesaj çok açık... Art arda gelen krizlerden çok acı çeken vatandaşların güvenini yeniden kazanmak istiyoruz... Lübnan'dan ve siyasi hayatından hiçbir zaman kopmadım. Bugün beni geri dönmeye iten şey ülke için yeni bir fırsatın doğmuş olmasıdır. Yeni bir fırsatla karşı karşıyayız ve geçmiş yıllarda olduğu gibi bu fırsatı kaçırmamalıyız” ifadelerini kullandı. Selam, siyasi bloklara danıştığını ve onlara ‘güven kazanmak istediğimiz için’ bloklar tarafından kabul görecek partizan olmayan bakanlar istediğini söyledi.

Selam, “Özgür Yurtsever Hareket'in temsil kriteri parlamentodaki blokunun büyüklüğüydü ve biz bu kriteri benimsemedik. Maliye Bakanlığı'nın Şii mezhebine ait olduğunu söyleyen bir gelenek yok ve egemen bakanlıklar hakkında konuşmak yanlış... Benim için tüm bakanlıklar egemendir” şeklinde konuştu.

Lübnan Başbakanı sözlerini şöyle sürdürdü: “Şii toplumundan kendilerini yaralı olarak gören çok sayıda insan var. Dolayısıyla bunu dikkate almak zorundayız. Maliye Bakanlığı’ndaki değişiklik siyasi bir darbeydi, ancak bu bir gelenek değil ve Taif Anlaşması’nın maddelerinden biri değil. Hükümet, vatandaşların güvenine dayanarak kendisini güçlendirecektir. Bu, devleti ve kurumları inşa edecek bir geçiş hükümetidir.”

‘Bakanlar bildirisinin 1701 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararının uygulanmasını, ateşkesi ve yeniden inşayı öngöreceğini’ vurgulayan Selam, ‘İsrail'in geri çekilmesini tarihinde veya öncesinde tamamlamak için çalışmaların sürdüğünü ve diplomatik çerçeveler yoluyla İsrail'e baskı uygulanacağını, Lübnan'ın 1701 sayılı kararın ve izleme mekanizmasının uygulanmasında üzerine düşeni yaptığını ve taahhütlerinde ihmalkâr olmadığını’ kaydetti.

Yerlerinden edilmiş Suriyelilerin ülkelerine geri dönüşü konusunda ise Selam şunları söyledi: “Lübnan ve Suriye arasında bir dizi mesele var; bunlardan ilki iki ülke arasındaki sınırların istikrara kavuşturulması, ikincisi ise Lübnan'da yerlerinden edilmiş Suriyeliler meselesi. Suriye'deki rejim değişikliğinin ardından bu kişilerin ülkelerine dönmeleri için bir ufuk var. Suriye'deki yeni koşullar ışığında uluslararası toplumla iş birliği içinde bu dönüş için bir plan geliştirmeliyiz. Bunun için Lübnan ve Suriye hükümetleri arasında bir çalışma yapılması gerekiyor. Tüm bu konuları ele almak üzere yakında Suriye'yi ziyaret edeceğiz ve yeni Suriye makamları da bu konuda istekli.”

Suriye'de yaklaşık 14 yıl önce patlak veren savaştan bu yana Lübnan'ın bir milyondan fazla Suriyeli mülteciye kucak açması, Lübnan'ın vahim ekonomik durumu üzerindeki baskıyı arttırdı ve devlet kurumlarının mülteci kriziyle başa çıkma kabiliyetini zayıflatarak sivil toplum kuruluşlarına daha fazla bel bağlamasına neden oldu.



Ürdün Başbakanı: Bizim zararımıza olacak hiçbir çözüm söz konusu değil

İsrail'in Cibaliye'ye düzenlediği hava ve kara saldırılarının yol açtığı yıkımın ortasında yürüyen Filistinliler (AP)
İsrail'in Cibaliye'ye düzenlediği hava ve kara saldırılarının yol açtığı yıkımın ortasında yürüyen Filistinliler (AP)
TT

Ürdün Başbakanı: Bizim zararımıza olacak hiçbir çözüm söz konusu değil

İsrail'in Cibaliye'ye düzenlediği hava ve kara saldırılarının yol açtığı yıkımın ortasında yürüyen Filistinliler (AP)
İsrail'in Cibaliye'ye düzenlediği hava ve kara saldırılarının yol açtığı yıkımın ortasında yürüyen Filistinliler (AP)

Ürdün Başbakanı Cafer Hasan, ‘yeniden yerleştirme, yerinden etme ve Ürdün'ün zararına olacak hiçbir çözümün söz konusu olmadığını’ vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Ürdün devlet televizyonu Al-Mamlaka TV'den aktardığına göre Hasan bugünkü parlamento oturumunun başında yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Filistin meselesinin çözümü, işgale ve adaletsizliğe rağmen Filistinlilerin vatanı ve terk etmedikleri toprakları olarak kalacak olan Filistin'dedir. Onların kararlılıklarını desteklemek ve adil haklarını savunmak çabalarımızın merkezinde yer almaktadır.”

Hasan, “Ürdün bugün Mısır, Arap ülkeleri ve Filistinlilerle birlikte Gazze Şeridi'nin yeniden inşası konusunda birleşik ve net bir Arap pozisyonu oluşturmak için çalışıyor. Ürdün'ün diğer ülkelerle ilişkileri çıkarlarımıza hizmet etmek ve haklı davalarımızı desteklemek üzerine kuruludur” ifadelerini kullandı.

Hasan, “Ürdün'ün ABD ile ilişkileri onlarca yıldır stratejiktir. Bu ilişkileri güçlendirmek ve geliştirmek her iki ülkenin de çıkarınadır” dedi.

Ürdün Kralı dün Trump ile yaptığı görüşmede, ülkesinin Filistinlilerin yerlerinden edilmesini reddeden tutumunu ve iki devletli çözüme dayalı adil ve kapsamlı bir barışa ulaşma ihtiyacını vurguladı. Ürdün'ün Filistin meselesine ilişkin kararlı tutumunu bir kez daha yineleyen Kral, ABD'nin barış çabalarını desteklemedeki kilit rolünün önemine dikkat çekti.

Görüşme sırasında Ürdün Kralı, Ortadoğu'ya barış ve refah getirmenin bir yolu olduğuna olan inancını dile getirdi. Ürdün Kralı ayrıca, Gazze'den 2 bin hasta çocuğu kabul etmeye hazır olduğunu ifade etti. Mısır'ın planının beklenmesi gerektiğini belirten Kral, Mısır'ın ABD Başkanı ile nasıl çalışılacağına dair bir plan hazırladığını kaydetti.

Ürdün Kralı 2. Abdullah Filistinlilerin kabulü konusunda “Bunu herkesin çıkarına olacak şekilde nasıl uygulayacağımızı düşünmeliyiz” dedi. Kral Abdullah, Trump'ın Gazze planına karşılık Arapların ABD'ye geleceğini kaydetti.