Tunus ile yeni Suriye yönetimi arasındaki ilişkiler neden soğuk?

Tunus, Saldırganlığı Caydırma Operasyonu'nun başlangıcında operasyonu yürütenleri ‘terörist’ operasyonu ise ‘saldırı’ olarak adlandırarak kınamıştı

Tunus, Suriye'de cumhurbaşkanlığı görevini üstlenen Şara'yı tebrik etmedi (Reuters)
Tunus, Suriye'de cumhurbaşkanlığı görevini üstlenen Şara'yı tebrik etmedi (Reuters)
TT

Tunus ile yeni Suriye yönetimi arasındaki ilişkiler neden soğuk?

Tunus, Suriye'de cumhurbaşkanlığı görevini üstlenen Şara'yı tebrik etmedi (Reuters)
Tunus, Suriye'de cumhurbaşkanlığı görevini üstlenen Şara'yı tebrik etmedi (Reuters)

Sagir el-Hıdri

Tunus'un yeni Suriye yönetimine ve Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'ya yönelik kararsızlığı, özellikle de geçtiğimiz aralık ayında Rusya'ya kaçan eski Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimiyle ilişkilerini normalleştirdiği düşünüldüğünde, bunun sonuçları hakkında soru işaretlerine neden oluyor.

Tunus, birçok Arap ülkesinin aksine ne Şara'yı tebrik etti ne de yeni Suriye yönetimiyle görüşmek üzere diplomatik heyetler gönderdi.

Tunus, Suriyeli muhalif gruplar tarafından başlatılan Saldırganlığı Caydırma Operasyonu'nun başlangıcında operasyonu yürütenleri ‘terörist’ operasyonu ise ‘saldırı’ olarak adlandırarak kınamıştı. Ancak 9 Aralık 2024 tarihinde pozisyonunu biraz değiştirerek ‘Suriye'deki saldırılar ve terörist gruplar’ ifadelerini kullanmayı bırakan Tunus, sadece Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve birliğini bir öncelik olarak tanımladı.

“Tunus ve Suriye’nin arası soğuk”

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı habere göre Esed rejiminin hızlı düşüşü, ülkelerinin resmi tutumu doğrultusunda Esed ile iyi ilişkiler kurma eğiliminde olan Tunusluların dikkatini çeken bir deprem oldu. Cenevre müzakerelerinde Suriye muhalefeti heyetinin seçilmiş başkanı Elian Saad, “Tunus ve Suriye arasında gerçekten de bir soğukluk var. Kardeş ülke Tunus’un tutumunun, Saldırganlığı Caydırma Operasyonu çerçevesinde Suriye'de Halep'ten başlayan askeri hareketlere karşı olduğu açıkça ortaya çıktı. Tunus, resmi olarak o zaman bu operasyona karşıydı, ancak şimdi bu tutumun yeniden gözden geçirildiği görülüyor. Bu önemli çünkü durum aynı kalamaz” ifadelerini kullandı.

zxscdfrg
Beşşar Esed ve Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (AFP)

Aynı zamanda “Cad’a” adıyla da bilinen Laik ve Demokratik Suriyeliler Koalisyonu Genel Koordinatörü Saad, ‘Cezayirliler, Katarlılar, Suudiler ve genel olarak Körfez vatandaşları gibi Suriyelilerin de yeni Suriye yönetiminin Tunus hükümeti tarafından tanınmasını’ beklediğini açıkladı. Tunus ve Suriye arasındaki soğukluğun sırrının iç ve dış nedenlerde yattığını vurgulayan Saad, iç nedenlerin Tunus'taki Müslüman Kardeşler'in lideri Raşid Gannuşi ile Tunus devleti arasındaki oldukça kötü olan ilişkiyle ilgili olduğunu belirtti. Saad’a göre dış nedenler, 2011 yılından beri Türkiye’nin teşvikiyle Suriye'ye gelmekten vazgeçmeyen Tunuslu savaşçılar. Bu soğukluğun temel nedenin bu olduğunu vurgulayan Saad, “Şimdi bu savaşçıların sınıflandırılmasında onları ‘terörist’ olarak tanımlayanlarla özgürlüğü savunduklarını düşünenler arasında bir çatışma söz konusu” diye ekledi.

Arap Birliği Zirvesi'nde açıklama

Tunus ve Şam arasında 2012 yılında kesilen ilişkilerin normalleşmesinin ardından Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said ve o dönem Suriye Devlet Başkanı olan Beşşar Esed, Şam rejimi düşmeden aylar önce dostluk mesajları vermişti. Tunuslu diplomat Ahmed Venis de “Suriye halkı neyi kabul ederse biz de onu kabul ediyoruz. Zira Suriye halkı geçtiğimiz yıllarda yeni bir rejim kurmak isteyen muhalif hareketler arasında yaşanan ve Ahmed eş-Şara tarafından kazanılan iç savaşın acısını çekmişti” ifadelerini kullandı. Yaptığı özel açıklamada “Suriye'de rejimlerin ve liderlerin değişimi Tunus'un müdahale edemeyeceği bir Suriye meselesidir” diyen Venis, “Tunus, Suriye'deki yeni rejimi tanıyor ve bunu inkâr etmediğimiz gibi meşruiyetine ve yasallığına da itiraz etmiyoruz” şeklinde konuştu.

Tunus'un karşı karşıya olduğu çetrefilli sorunlar

Öte yandan Tunus, son yıllarda Suriye'deki iç savaşa katılan Tunuslu savaşçılar gibi çetrefilli sorunlarla karşı karşıya. Bu sorun, iki ülke arasındaki ilişkilerin soğumasına katkıda bulunmuş gibi görünen konuların başında geliyor.

Siyasi araştırmacı ve strateji uzmanı Alaa el-Asfari, yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:

“Tunus devleti, Suriye'de yaşananlardan dolayı Cumhurbaşkanı Şara’yı tebrik etme konusunda oldukça isteksiz. Bunun en önemli nedeni ise Tunus'un Şam'da yaşananlar ve eski rejimin büyük bir gürültüyle düşmesi karşısında şaşkına dönmüş olmasıdır. Tunus, ‘aşırılık yanlısı’ olarak tanımladığı radikal İslamcı gruplar tarafından rahatsız edildiğini öne sürüyor.”

Tunuslu savaşçıların Tunus'a dönüp karışıklık çıkarmaya çalışmasından korkulduğunu belirten Asfari, “Tunus'un eski Suriye istihbaratıyla ilişkisini kesmek için kaybettiği bir veri tabanı vardı, Suriye’deki savaşa katılan Tunusluların veri tabanı. En çetrefilli dosyalardan biri de bu” diye ekledi. Asfari'ye göre “Tunus'un Beşşar Esed'i Arap Birliği (AB) ile uzlaştırma ve Arap ülkeleri arasındaki yerine geri döndürme girişimine ön ayak olduğunu unutmamalıyız. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı Kays Said, Suriye'deki eski rejimin lideri Esed’in durumundan endişeliydi. Bu yüzden durum netleşene kadar yeni yönetimle ilgili bir karar alma konusunda geç kalınmış gibi görünüyor. Ancak durum şimdi netleşti ve Tunus, eski rejimin düşmesinden sonra Şam ile ilişkilerini yeniden kurmak zorunda” yorumunda bulundu.

Asfari sözlerini şöyle tamamladı:

“Yeni Suriye yönetimi ile Tunus arasında gündeme gelecek en önemli konu, Şam'a gelen ve Tunus'un artık ulusal güvenliğine tehdit olarak gördüğü Tunuslu savaşçılar meselesidir.”

“Müslüman Kardeşler”

Diğer taraftan Tunuslu siyasi araştırmacı Nebil Rabihi, Tunus ile Suriye arasındaki ilişkinin birçok nedenden ötürü karmaşık olduğunu düşünüyor. Rabihi’ye göre öncelikle Tunus, direnişin şahinlerinden ve normalleşmeyi reddeden taraflardan biri olarak görülüyor. Fakat bu, Suriye'de ya da başka bir yerde Müslüman Kardeşlerin (İhvan-ı Müslimin) öngördüğünün tam tersi.

Rabihi yaptığı özel açıklamada şunları söyledi:

“Suriye şu an Müslüman Kardeşlerin elinde. Müslüman Kardeşlerin geçtiğimiz yıllarda Tunus'a verdiği zararı biliyoruz. Bugün Suriye toprakları İsrail, Türkiye ve ABD tarafından ihlal edilmiş durumda. Bu da Tunus'un çizgisine ve politikasına aykırı.”

Tunus'un her zaman ülkelerin iç işlerine karışmaktan uzak durduğunu belirten Rabihi, buna karşın Suriye'de yaşananların ‘ABD, Türkiye ve İsrail tarafından desteklenen darbeye benzediğini’ öne sürdü.

Tunus ve Suriye arasında doğrudan temasların ve görüşmelerin olmadığı bir ortamda Tunus ile Ahmed eş-Şara liderliğindeki yeni Suriye yönetimi arasındaki ilişkiler belirsizliğini korumaya devam edebilir.



Suriye'nin güneyinin tamamen askerden arındırılmasını talep eden Netanyahu, Gazze'de savaşa kaldığı yerden devam etmeye hazır

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu (AP)
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu (AP)
TT

Suriye'nin güneyinin tamamen askerden arındırılmasını talep eden Netanyahu, Gazze'de savaşa kaldığı yerden devam etmeye hazır

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu (AP)
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu (AP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bugün (Pazar) Suriye'nin güneyinin tamamen askerden arındırılmasını talep etti. Netanyahu, İbrani devletinin yeni yönetime bağlı güçlerin başkent Şam'ın güneyinde konuşlanmasına izin vermeyeceğini vurguladı.

AFP'ye göre Netanyahu, Tel Aviv'in güneyindeki Holon'da yaptığı konuşmada şu ifadelerikullandı: “Heyet Tahrir el Şam örgütünün ya da Yeni Suriye Ordusu'nun güçlerinin Şam'ın güneyindeki bölgeye girmesine izin vermeyeceğiz. Suriye'nin güneyinin tamamen askerden arındırılmasını talep ediyoruz.”

Beşar Esad'ın 8 Aralık'ta devrilmesiyle birlikte İsrail, 1967'de işgal ettiği ve 1981'de ilhak ettiği platoyu çevreleyen Suriye'nin güneybatısındaki Golan Tepeleri'ndeki askerden arındırılmış tampon bölgeye asker gönderdi.

Netanyahu, "İsrail güçleri kasabalarımızı korumak ve her türlü tehdide karşı koymak için Hermon Dağı bölgesinde ve çevresinde kalacak” dedi.

Beşar Esad'ın devrilmesinden bu yana Suriye'de eski rejime ait askeri tesislere yüzlerce saldırı düzenleyen İsrail, cephaneliğin yeni yönetim güçlerinin eline geçmesini engellemek istediğini vurguluyor.

2011'de başlayan Suriye savaşı sırasında İsrail, Suriye ordusu ve müttefikleri, özellikle de Lübnan Hizbullah'ı ve İran'ın mevzilerini hedef alan yüzlerce saldırı düzenledi.

Gazze'deki çatışmalar 'her an' yeniden başlayabilir

İsrail'in Gazze Şeridi'nde her an savaşa devam etmeye hazır olduğunu ifae eden Netanyahu, ister müzakereler ister başka yollarla hedeflerine ulaşma sözü verdi.

Holon'daki subay mezuniyet töreninde konuşan Netanyahu, “Her an yoğun çatışmalara devam etmeye hazırız, operasyonel planlarımız hazır. Gazze'de Hamas'ın organize güçlerinin çoğunu ortadan kaldırdık, ancak ister müzakereler ister başka yollarla olsun savaşın hedeflerine tam olarak ulaşacağımızdan şüphe yok” dedi.

Ateşkes, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail'in güneyine yönelik saldırısıyla tetiklenen savaşın başlamasından 15 ay e sonra, 19 Ocak'ta yürürlüğe girmişti.

Savaşın nihai olarak sona erdirilmesini sağlayacak üç aşamayı öngören ateşkes anlaşmasının ilk aşaması 1 Mart'ta sona erecek.

Cumartesi günü Hamas planlandığı üzere altı rehineyi serbest bırakırken, İsrail'in de ateşkes anlaşması kapsamındaki yedinci takas turunda 600'den fazla Filistinli tutukluyu serbest bırakması gerekiyordu.

Ancak Netanyahu Cumartesi akşamı yaptığı açıklamada, İsrail'in Filistinli tutukluların serbest bırakılmasını, esirlerin serbest bırakılması "aşağılayıcı törenler olmadan" garanti altına alınana kadar erteleme kararı aldığını duyurdu.