Şeyh Hicri, Ceramanalılara seslendi: Biz bölünme ya da parçalanma istemiyoruz

Suveydalılar İsrail bayrağı yaktı

İsrail'in Suriye topraklarına yaptığı saldırılara tepki olarak Suriyeli Dürziler tarafından dün açılan pankartta ‘Suveyda Suriye'nin sırtındaki zehirli hançeriniz olmayacak’ yazıyor (AP)
İsrail'in Suriye topraklarına yaptığı saldırılara tepki olarak Suriyeli Dürziler tarafından dün açılan pankartta ‘Suveyda Suriye'nin sırtındaki zehirli hançeriniz olmayacak’ yazıyor (AP)
TT

Şeyh Hicri, Ceramanalılara seslendi: Biz bölünme ya da parçalanma istemiyoruz

İsrail'in Suriye topraklarına yaptığı saldırılara tepki olarak Suriyeli Dürziler tarafından dün açılan pankartta ‘Suveyda Suriye'nin sırtındaki zehirli hançeriniz olmayacak’ yazıyor (AP)
İsrail'in Suriye topraklarına yaptığı saldırılara tepki olarak Suriyeli Dürziler tarafından dün açılan pankartta ‘Suveyda Suriye'nin sırtındaki zehirli hançeriniz olmayacak’ yazıyor (AP)

Suriye'deki Dürzilerin ruhani lideri Şeyh Hikmet el-Hicri, Suriye'nin güneyindeki Suveyda ilinde ayrılıkçı çabalar olduğuna dair tartışmalara son noktayı koyarak “Bizim projemiz, mükemmel bir Suriye ulusal projesidir” dedi. Şeyh Hicri, dün Şam kırsalındaki Ceramana ilçesinden gelen bir heyetle yaptığı görüşmede, ülkede bölünme arayışına girilmemesi çağrısında bulundu.

Toplantı sırasında çekilen bir videoda açıklamalarda bulunan Hicri, şunları söyledi:

“Bizim projemiz mükemmel bir Suriye ulusal projesidir. Suriye topraklarının ve halkının birliğidir. Ne bunun ötesine geçen fikirleri tartışırız ne de Allah korusun bölünme ya da parçalanma peşine düşeriz. Biz köklerimizi korumak istiyoruz.”

Suriyeli Dürzilerin ruhani lideri Şeyh Hicri, Dürzi grupların silahlarını teslim etmemelerini desteklediği ve Suriye'de sivil bir devletin kurulması için nüfuz sahibi ülkelerin duruma müdahil olması çağrısında bulunduğu için Suveydalılar ve Ceramanalılar tarafından yoğun şekilde eleştiriliyor. Bu durum Suveydalıları, dış müdahaleyi ve bölünme çağrılarını reddeden Suriyelilerin eleştiri oklarının hedef tahtasına oturttu.

hyy6u
Şam Vali Yardımcısı Ahmed Dalati, Şam Kırsalı Emniyet Müdürü Yarbay Husam et-Tahhan ve Doğu Guta Bölgesi Sorumlusu Muhammed Ali Amir'in Ceramana'da Hicri ve beraberindekilerle bir araya geldiği toplantıdan (Yerel internet siteleri)

Şam'ın güneyinde nüfusunun çoğunu Dürzilerin oluşturduğu Ceramana ilçesinde bir güvenlik görevlisinin ‘Ceramana Kalkanı’ adlı silahlı grup tarafından öldürülmesinin ardından gerginliğin tırmandı. İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN cumartesi günü, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz'ın ‘İsrail ordusuna Ceramana'daki Dürzi bölgesini korumak için hazırlık yapma talimatı verdiğini’ bildirmesiyle mesele daha da karmaşık hale geldi.

Suveyda ve Ceramana’nın önde gelen liderleri, İsrail’in müdahalesini reddettiklerini ve gerginliği kontrol altına almak ve İsrail'in Suriye'nin zaten kırılgan olan iç durumunu istikrarsızlaştırma girişimlerini engellemek için tüm taraflarla ve güvenlik birimlerinin temsilcileriyle birlikte çalıştıklarını açıkladılar. Şarku’l Avsat’ın Suveyda’daki yerel kaynaklardan aldığı bilgiye göre pazartesi gecesi kimliği belirsiz kişilerin Suveyda’nın kuzey girişindeki el-Ankud Kavşağı’na İsrail bayrağı çekmesi halkın öfkesine yol açtı. Kavşakta toplanan onlarca Suveydalı bayrağı indirip yakarken, İsrail'in bölgelerinde ‘nifak tohumları ekme girişimlerini reddettiklerini’ haykıran sloganlar attılar.

frgty65
Suriye'deki Dürzilerin Ruhani lideri Şeyh Hikmet el-Hicri (Ruhani liderlik sayfası)

Salı sabahı Ceramana sakinlerinden oluşan bir heyet, gerginliği kontrol altına alma çabaları çerçevesinde Şeyh Hicri ile görüşmek üzere Suveyda’daki Kanavat köyünde bulunan evini ziyaret etti. Şeyh Hicri, Suriye'den ayrılma ya da iltica çağrısında bulunmadığını açıkladı. Taleplerinin Suriye topraklarının ve halkının birliği ve onurlu bir şekilde yaşamak olduğunu vurgulayan ve ayrılma söylemlerinin dayanaksız olduğuna dikkati çeken Dürzilerin ruhani lideri, “Bir aşamadaydık ve şimdi bir boşluktayız. Konu çok hassas. Birleşmeliyiz” şeklinde konuştu.

Suveyda'nın önde gelen üç ruhani liderinden biri Şeyh Hikmet el-Hicri, diğer ikisi ise Şeyh Hamud el-Hanavi ve Şeyh Yusuf Carbu. Hem Şeyh Hanavi hem de Şeyh Carbu, Şeyh Hicri'nin sivil bir devletin kurulması, nüfuz sahibi ülkelerin bu dosyaya müdahale etmesi çağrısına karşı çıkarak, herhangi bir ayrılma söylemini kabul etmediklerini ifade ettiler.

sdefrt
Lübnanlı Dürzi lider Velid Canbolat Beyrut'ta Dürzi toplantısında konuşurken (Şarku’l Avsat)

Lübnanlı Dürzi lider Velid Canbolat daha önce Şeyh Carbu, Şeyh Hanavi ve Emir Hasan el-Atraş ile temas kurduğunu, bu temasları takip edeceğini ve Şam’ın otoritesini teyit etmek için yakında Suriye'yi ziyaret edeceğini açıklamıştı. ‘Mevcut aşamanın ciddiyeti’ konusunda uyaran Canbolat, “Siyonist proje, zayıf zihinleri bir iç savaşa sürüklemek istiyor” dedi. Lübnanlı Dürzi lider, ‘Dürzilerin ya güçlerini aldıkları Arap kimliğini korumak ya da Siyonist plana uymak gibi büyük bir meydan okumayla karşı karşıya olduklarını’ söyledi.

İsrail'in bölgedeki Dürzilerin temsilcisi olarak gösterdiği Şeyh Muvaffak Tarif'i de uyaran Canbolat, “Tarif, Dürzileri temsil etmiyor. Dürzilerin bulunduğu her bölgede onları temsil eden birileri vardır” ifadelerini kullandı.



Libya’nın yurtdışında dondurulmuş fonlarının çözülmesine yönelik olası gizli anlaşmalar

Basında yer alan haberlerde Abdulhamid ed-Dibeybe hükümeti ile ABD Başkan Donald Trump'ın yönetiminden yetkililer arasında Libya'nın yurtdışında dondurulan fonlarına ilişkin gizli müzakereler yürütüldüğü belirtiliyor (UBH Başbakanlık Basın Ofisi)
Basında yer alan haberlerde Abdulhamid ed-Dibeybe hükümeti ile ABD Başkan Donald Trump'ın yönetiminden yetkililer arasında Libya'nın yurtdışında dondurulan fonlarına ilişkin gizli müzakereler yürütüldüğü belirtiliyor (UBH Başbakanlık Basın Ofisi)
TT

Libya’nın yurtdışında dondurulmuş fonlarının çözülmesine yönelik olası gizli anlaşmalar

Basında yer alan haberlerde Abdulhamid ed-Dibeybe hükümeti ile ABD Başkan Donald Trump'ın yönetiminden yetkililer arasında Libya'nın yurtdışında dondurulan fonlarına ilişkin gizli müzakereler yürütüldüğü belirtiliyor (UBH Başbakanlık Basın Ofisi)
Basında yer alan haberlerde Abdulhamid ed-Dibeybe hükümeti ile ABD Başkan Donald Trump'ın yönetiminden yetkililer arasında Libya'nın yurtdışında dondurulan fonlarına ilişkin gizli müzakereler yürütüldüğü belirtiliyor (UBH Başbakanlık Basın Ofisi)

Zayed Hediyye

Libya'da Abdulhamid ed-Dibeybe’nin başbakanı olduğu Ulusal Birlik Hükümeti’nin (UBH) son aylarda karşı karşıya kaldığı siyasi ve ekonomik krizler devam ederken UBH ile ABD yönetimi arasında yapılan anlaşmalara ilişkin uluslararası basında art arda çıkan haberler UBH’nin sıkıntılarını daha da arttırdı. Bu anlaşmalar arasında Washington'da dondurulan Libya fonlarının, ABD'ye bu fonların bir kısmının verilmesi karşılığında çözülmesini amaçlayan bir anlaşma da yer alıyor.

Bu anlaşmanın onaylanması halinde bu hamle, Temsilciler Meclisi'nin (TM) yeni bir bütçe vermeyi reddetmesi ve Libya’nın doğu kampının ABD ve Türkiye gibi Libya sahnesindeki önde gelen ve etkili olan uluslararası tarafların teveccühünü kazanmayı başarması sonucu UBH’nin son dönemde rakiplerine karşı gerilediği ekonomik ve siyasi düzeylerdeki konumunu iyileştirmesine katkı sağlayacak.

Washington için cazip bir anlaşma

Anlaşmanın ayrıntıları, İngiltere merkezli Middle East Eye haber sitesi ve diğer uluslararası basın kaynakları tarafından hazırlanan ve UBH ile Trump yönetiminden yetkililer arasında Libya'nın yurtdışında dondurulan ve 30 milyar dolar değerinde olduğu tahmin edilen fonlarına ilişkin gizli müzakerelerden bahseden bir haberde ortaya çıktı.

Söz konusu habere göre taraflar arasındaki görüşmeler geçtiğimiz nisan ayı sonlarında Katar'ın başkenti Doha'da gerçekleşti. ABD Başkanı Trump'ın Ortadoğu işlerinden sorumlu kıdemli danışmanı Massad Boulos ile UBH Başbakanı Dibeybe’nin Ulusal Güvenlik Danışmanı ve kuzeni İbrahim ed-Dibeybe’nin bir araya geldiği görüşmede, Libya'nın, Washington'ın dondurulan fonların çözülmesinde rol oynaması karşılığında, dondurulan fonların bir kısmını belirli ABD kuruluşlarına verme planı ele alındı.

Şarku’l Avsat’ın Middle East Eye'den aktardığı kaynaklara göre plan Trump'ın ekibinin ciddi ilgisini çekmiş ve planın uygulanmasına yönelik mekanizmaların takibi için iç görüşmeler çoktan başladı. Ancak bu durum, bazı tarafların dondurulmuş Libya fonlarını bir sonraki aşamada siyasi olarak değerlendirme niyetleri hakkında soru işaretleri yaratıyor.

Libyalı yetkililerden yalanlama

Öte yandan Libya Yatırım Otoritesi (LIA), fonların serbest bırakılmasına ilişkin olarak basında yer alan haberleri yalanladı. Bu iddiaların doğruluktan yoksun olduğunu ve güvenilir kaynaklara ya da yetkili makamlar tarafından yayınlanan resmi raporlara dayanmadığını vurgulayan LIA, tüm yatırım portföylerinin ve egemen fonlarının Denetim Bürosu ve İdari Kontrol Dairesi gibi yerel kuruluşların yanı sıra akredite sahibi uluslararası denetçiler de dahil olmak üzere uluslararası kuruluşlar tarafından periyodik izlemeye tabi tutulduğunu ve hesaplarının uluslararası kabul görmüş yönetişim, açıklama ve şeffaflık standartlarına uygun olarak düzenli olarak gözden geçirildiğini kaydetti.

Libya’dan hamleler

ABD son zamanlarda Libyalı kurumların ve önde gelen resmi şahsiyetlerin Libya’nin ABD bankalarında dondurulmuş fonlarının serbest bırakılmasına yönelik hamleleri için aktif bir arena haline geldi. Libyalı resmi kaynakların tahminlerine göre bu fonlar Libya'nın yurtdışındaki toplam fonlarının yüzde 25'inden fazlasını oluşturuyor ve yaklaşık 200 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor.

Bu hamlelerden en öne çıkanı, birkaç gün önce İngiltere merkezli Africa Confidential dergisinin sayfalarında yayınlanan ve Libya Devlet Varlıklarının Geri Kazanımı ve Yönetimi Ofisi (LAROM) eski Başkanı Muhammed el-Menseli'nin ‘çalıntı’ olarak nitelendirilen ve 50 milyar dolar değerinde olduğu tahmin edilen Libya’nın yurtdışındaki fonlarını kurtarmaya yönelik hamlelerinin ardından ABD makamları tarafından tutuklanmasının hangi koşullarda gerçekleştiğinden bahseden tartışmalı bir haberde ortaya çıktı.

Africa Confidential haberinde, Muhammed el-Menseli'nin geçtiğimiz yıl aralık ayında Washington'da Dışişleri, Adalet ve Hazine bakanlıkları yetkilileriyle bir araya geldiğini ve Muammer Kaddafi rejimi tarafından ABD’deki gizli hesaplara kaçırılan paraları Libya'nın geri alma niyetini kendilerine bildirdiğini aktardı. Habere göre Menseli bundan sadece birkaç hafta sonra 7 Ocak'ta izinsiz eylemlerde bulunduğu ve çifte vatandaşlığa sahip olduğu gerekçesiyle tutuklandı.

Libya’nın fonları onlarca yıldır dondurulmuş durumda

Libya'nın yurtdışında dondurulan fonları, 2011 yılında Muammer Kaddafi rejiminin devrilmesinden bu yana ülkenin karşı karşıya kaldığı en çetrefilli konulardan biri. Zira o tarihten bu yana göreve gelen hiçbir hükümet bu dosyayı yerinden oynatmayı başaramadı. Libya’nın yurtdışındaki fonları, 17 Şubat 2011'deki halk ayaklanmasını bastırmakla suçlanmasının ardından Kaddafi rejimine yaptırım uygulanmasını öngören 1973 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararı kapsamında dondurulmuştu.

Libya’nın dondurulmuş fonları, eski rejimin yurtdışında doğrudan veya dolaylı olarak sahip olduğu tüm finansal varlıkları, fonları ve ekonomik kaynakları kapsıyor. Resmi verilere göre yurt dışındaki bankalarda bulunan dondurulmuş fonlar, varlıklar ve tahviller de dahil olmak üzere 200 milyar dolar tutarında olduğu tahmin ediliyor.

Bu fonların yüzde 37’si Avrupa’da, yüzde 33’ü Kuzey Amerika’da, yüzde 23’ü Afrika’da, yüzde 6’sı Ortadoğu’da ve yüzde 1’i Güney Amerika bulunuyor.

Devasa yatırımlar

Dondurulan fonlar arasında şimdiki adı Libya Yatırım Otoritesi olan Libya Yatırım Fonu'na ait yatırımlar da yer alıyor. Libya'nın egemen varlık fonu, ülkenin fazla petrol gelirlerini yönetmek ve yatırım yapmak için 2006 yılında kuruldu. Kaddafi döneminde 100 milyar dolardan fazla kaynak tahsis edilen fon, tarım, emlak, finans, petrol ve gaz gibi çeşitli alanlardaki yatırımları yönetiyor ve gelirlerinin milyarlarca dolar olduğu tahmin ediliyor.

Bazı ülkeler geçtiğimiz yıllar boyunca, Libya'nın dondurulmuş fonlarına, bu fonlardan faydalanmak amacıyla göz dikti. Bazıları yasadışı yollardan ve Libya'ya karşı tazminat davaları açarak bu fonları elde etmeye çalıştı, ancak tüm bu girişimler başarısız oldu.

LIA Direktörü Ali Mahmud Reuters'a yaptığı açıklamada, LIA’nın 70 milyar dolarlık fonlarının aktif yönetiminin on yılı aşkın bir süre sonra ilk kez BMGK tarafından bu yılın sonlarına kadar onaylanmasını beklediğini söyledi. Mahmud, LIA'nın mart ayında sunduğu yatırım planının kasım ya da aralık ayında BMGK tarafından onaylanacağından emin olduğunu da sözlerine ekledi.

LIA’nın dört bölümden oluşan planının ilk bölümünün oldukça basit olduğunu belirten Mahmud, bu bölümde fonların dondurulduğu yıllar boyunca biriken fonların tahvil ödemeleri olarak yeniden yatırılmasının planladığını ifade etti.

Birçok hedef

Bingazi Üniversitesi'nde ekonomi ve siyaset bilimi profesörü olan Ali Cuma, UBH’nin bu olası anlaşmayla sadece bir değil, birkaç hedefe ulaşmayı amaçladığını düşünüyor.

Prof. Cuma, Dibeybe hükümetinin Libya'nın yurtdışındaki fonlarının kontrolünü yeniden ele geçirme çabasının öncelikle ekonomik sıkıntısını çözmeyi ya da hafifletmeyi amaçladığını, zira hükümetin şu anda TM başta olmak üzere çeşitli taraflarca kendisine dayatılan iç siyasi ve mali baskı nedeniyle kamu harcamalarını karşılayamadığını söyledi.

Prof. Cuma, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

“Bu teklif aynı zamanda ABD ve pragmatik tutumlarıyla tanınan yeni başkanı Donald Trump ile ilişkileri geliştirmeyi ve Libya'nın doğu kampının son haftalarda nispeten başarılı olduğu Washington'a karşı üstünlük sağlama çabalarının önünü kesmeyi amaçlıyor.”

Ancak birçok tarafın bu sızıntıları mali kazançlar karşılığında ulusal egemenliğin bir kısmının teslim edilmesi olarak istismar etmeye çalışacağı için anlaşmanın Dibeybe ve UBH üzerindeki olumsuz etkisi konusunda uyaran Prof. Cuma, Dibeybe hükümetinin bu hamlesinin, dondurulmuş fonların geri alınması ile ulusal egemenliğin korunması arasında bir denge kurma becerisi açısından gerçek bir sınav niteliği taşıdığını, fakat mevcut aşamada bu iki zıt kutbu bir araya getirmenin oldukça zor olduğunu vurguladı.