Washington, İsrail’in bilgisi dahilide Hamas ile doğrudan görüşmeler yapıldığını doğruladı

İngiltere, Almanya ve Fransa’dan Tel Aviv'e Gazze Şeridi'ne insani yardımların girişine izin vermesi çağrısı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Washington, İsrail’in bilgisi dahilide Hamas ile doğrudan görüşmeler yapıldığını doğruladı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

ABD, İsrail’in bilgisi dahilinde Hamas Hareketi ile doğrudan ve gizli görüşmeler gerçekleştirdi. Beyaz Saray sözcüsü Caroline Leavitt, ilk olarak Amerikan Axios haber platformu tarafından ortaya çıkarılan bu doğrudan görüşmeler sorulduğunda ABD’nin Rehine İşleri Özel Temsilcisi Adam Boehler'in ‘müzakerelere katıldığını ve herkesle konuşma yetkisine sahip olduğunu’ yanıtı verdi. “Bu konuda İsrail'e danışıldı” diyen Leavitt, görüşmelerin ayrıntılarını vermekten kaçındı.

İsrail, Hamas ile doğrudan görüşmeler yapılması konusundaki görüşünü ifade etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ofisinden yapılan kısa açıklamada, ABD ile yapılan görüşmeler sırasında İsrail’in Hamas ile doğrudan görüşmeler yapılması yönündeki görüşünü dile getirdiği belirtildi.

Hamas’tan bir yetkili de Boehler’in doğrudan görüşmeler yapıldığını teyit etti.

ABD Başkanı Donald Trump yönetimi Amerikalı rehinelerin serbest bırakılmasını doğrudan Hamas ile görüştü.

Şarku’l Avsat’ın Axios’tan aktardığı habere göre ABD’li kaynaklar Washington Hamas'la gizlice doğrudan görüşmeler yaptığını belirtiyor. Axios’a konuşan iki ABD’li kaynak, Donald Trump yönetiminin Hamas’la Gazze’de tutulan Amerikalı tutsakların serbest bırakılmasını ve 1997 yılından bu yana ABD tarafından terör örgütü olarak tanımlanan hareketle İsrail arasındaki savaşı sona erdirecek daha geniş bir anlaşma olasılığını doğrudan görüştüğünü söyledi. ABD’nin Rehine İşleri Özel Temsilcisi Adam Boehler, geçtiğimiz haftalarda Doha’da hareketle görüşmelerde bulunmuş ancak herhangi bir sonuç alamamıştı.

Aynı zamanda İsrail, yenilmez Hamas Hareketi’ne karşı savaşmaya devam etme sözü veren yeni bir genelkurmay başkanı atadı. Kahire’deki Olağanüstü Arap Birliği Zirvesi’nde Gazze Şeridi için Tel Aviv ve Washington tarafından kabul edilmeyen bir erken toparlanma ve yeniden inşa planının açıklanmasından bir gün sonra Başbakan Binyamin Netanyahu ülkesinin ‘sonuçları nesilleri etkileyecek’ bir savaşı kazanmaya kararlı olduğunu söyledi.

Öte yandan Gazze Şeridi'nde savaşın yeniden başlamasından endişe eden Almanya, İngiltere ve Fransa’nın dışişleri bakanları dün yaptıkları ortak açıklamada, İsrail'e Gazze'ye insani yardımların ulaştırılması için uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmesi çağrısında bulundular. Gazze'ye emtia ve insani yardım girişinin durdurulmasının uluslararası insancıl hukukun ihlali anlamına gelebileceği konusunda uyaran üç ülkenin dışişleri bakanları, insani yardımların Gazze’ye ulaştırılmasının ateşkes koşuluna bağlanamayacağını ve siyasi amaçlar için istismar edilemeyeceğini vurguladılar.

Öte yandan BM Dünya Gıda Programı (WFP), Gazze'de gıda fiyatlarının hızla arttığını ve İsrail'in geçtiğimiz Pazar gününden bu yana gıda yardımlarının Gazze’ye girişini engellemesinin ardından daha önce gönderilen gıda yardımlarının yakında tükenebileceğini açıkladı. Un ve sebze fiyatlarının Gazze Şeridi’nin bazı bölgelerinde iki katına çıktığını bildiren WFP, İsrail’n insani yardımların girişinin engellemeye devam etmesi halinde en az 80 aşevinin gıda stoklarının ve yaklaşık 500 bin kişiyi destekleyecek miktardaki geriye kalan gıda yardımlarının yakında tükenebileceğini kaydetti.

Güney Afrika Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, geçtiğimiz pazar gününden bu yana Gazze Şeridi'ne insani yardım girişini engelleyen İsrail'in Gazze'de ‘açlığı bir savaş silahı olarak kullandığı’ belirtildi. Güney Afrika'nın İsrail'e karşı Uluslararası Adalet Divanı (UCM) nezdinde açtığı davaya atıfta bulunulan açıklamada, İsrail'in Gazze'ye gıda girişini engelleyerek, UCM’nin Filistin halkına karşı olası bir soykırım olduğuna hükmettiği mevcut süreçte açlığı bir savaş silahı olarak kullanmaya devam ettiği ifade edildi.

Gazze Şeridi'nin geleceği

İsrail'in Gazze Şeridi'nde yürüttüğü savaşın başladığı 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze’deki ölü sayısı 48 bin 440'a, yaralı sayısı ise 111 bin 845'e yükseldi. Sağlık kaynakları son 24 saat içinde Gazze'deki hastanelere 35 cenazenin getirildiğini, bunlardan 30'unun enkaz altından çıkarıldığını ve birinin daha önce aldığı yaralar sebebiyle hayatını kaybettiğini belirttiler. Kaynaklar, kısa bir süre önce dört kişinin daha öldürüldüğünü, 10 kişinin de yaralandığını bildirdiler.

Diğer taraftan Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, Al Arabiya televizyonuna yaptığı açıklamada, Gazze'nin Yeniden İnşası Fonu'nun Dünya Bankası tarafından yönetilmesi konusunda yakında uzlaşıya varabileceklerini açıkladı. Ancak Ebu Gayt, ABD'nin Gazze Şeridi'nin yeniden inşasına yönelik Mısır tarafından sunulan planı reddetmesi nedeniyle ‘müzakerelerin zorlu geçeceğinin’ altını çizdi. Ayrıca Gazze’de yabancı askerlerin konuşlandırılmasına ilişkin herhangi bir ayrıntı bulunmadığını, fakat BM askerlerinin yıllarca Gazze'de kalabileceğini ifade eden Ebu Gayt, Gazze'nin yeniden inşasının ancak tam bir ateşkesin sağlanmasının ardından başlayabileceğini vurguladı.



ABD-Çin hattında ticaret savaşı: Soğuk Savaş’tan beri görülmemiş bir rekabet

Çinli ve ABD'li şirketler, Trump yönetiminin getirdiği vergilere karşı farklı stratejiler izliyor (AFP)
Çinli ve ABD'li şirketler, Trump yönetiminin getirdiği vergilere karşı farklı stratejiler izliyor (AFP)
TT

ABD-Çin hattında ticaret savaşı: Soğuk Savaş’tan beri görülmemiş bir rekabet

Çinli ve ABD'li şirketler, Trump yönetiminin getirdiği vergilere karşı farklı stratejiler izliyor (AFP)
Çinli ve ABD'li şirketler, Trump yönetiminin getirdiği vergilere karşı farklı stratejiler izliyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump’ın Çin’den ithalata getirdiği gümrük vergileriyle başlayan “ticaret savaşının” yankıları sürüyor.

Trump, ABD’ye giren fentanille mücadelede başarısız olduklarını ileri sürerek Çin’e yönelik gümrük vergisini yüzde 10’dan 20’ye çıkarmıştı.

BBC’nin analizinde, ABD’nin bu hamlesiyle Çin’deki devasa üretim ağını hedef almaya çalıştığına dikkat çekiliyor.

Çin’in 1970'lerin sonunda ekonomisini küresel ticarete açmasının ardından ucuz işgücü ve altyapıya yapılan devlet yatırımları sayesinde “dünyanın fabrikasına dönüştüğü” belirtiliyor.

Analizde, Trump’ın gümrük vergilerini ABD ekonomisini güçlendirmenin, istihdamı korumanın ve vergi gelirlerini artırmanın bir yolu olarak gördüğü ifade ediliyor. Ancak göreve geldiği ilk dönemde uyguladığı gümrük vergileri neticesinde ABD’deki fiyatların yükseldiği de hatırlatılıyor.

Moody's’den ekonomist Harry Murphy Cruise, vergilerin devam etmesi halinde ABD'ye yapılan ihracatın dörtte bir ila üçte bir oranında düşebileceğini söylüyor.

Hong Kong merkezli yatırım bankası Natixis'ten Alicia Garcia-Herrero da şu yorumları paylaşıyor:

Gümrük vergileri Çin'e zarar verecek. Buna karşı koymak için gerçekten çok daha fazlasını yapmaları gerek. Şi Cinping’in söylediğini yapmaları, iç talebi artırmaları lazım.

Ancak emlak piyasasında kriz yaşanan ve genç işsizliğin arttığı bir ekonomide bu zor bir hedef. Çin halkı da ekonomiyi canlandırmak için yeterince harcama yapmıyor.

Britanya merkezli banka Standard Chartered’dan Shuang Ding, Çin’de üretilen bazı üst düzey teknoloji ürünlerinin hızlıca ikame edilemeyeceğine dikkat çekiyor:

Çin’in yerine geçecek birini bulmak gerçekten zor, onların pazar lideri statüsünü yıkmak çok zor.

Wall Street Journal’ın (WSJ) analizinde de Çin’in ABD’nin vergi kararı karşısında endişelendiğini yazıyor.

Üst düzey Çinli yetkililerle irtibat halinde olan ve kimliklerinin paylaşılmaması kaydıyla WSJ’ye konuşan kaynaklar, Pekin’in Soğuk Savaş’ta Moskova’nın yaşadığı “izolasyonu” yaşamak istemediğini söylüyor.

Analizde, dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki rekabetin tam da Çin’in kaçındığı bir sonuca yol açabileceği yorumu yapılıyor:

Soğuk Savaş'tan bu yana görülmemiş bir süper güç çatışması, ekonomik, teknolojik ve genel jeopolitik üstünlük üzerine her şeyi kapsayan bir rekabet ortaya çıkabilir.

Trump’ın vergi hamlesine Çin’den sert tepki gelmişti. Çin'in Washington Büyükelçiliği’nden yapılan açıklamada, “ABD’yle sonuna kadar savaşmaya hazırız” denmişti.

Bunun ardından ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth de “Çin’le her türlü savaşa hazır olduklarını” belirtmişti.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, BBC