Bilim insanlarına göre Ay'da yaşamak sanılandan daha kolay olabilir

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP
TT

Bilim insanlarına göre Ay'da yaşamak sanılandan daha kolay olabilir

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP

Bilim insanları, Ay'ı keşfedip orada yaşamamızın daha önce düşündüğümüzden daha kolay olabileceğini söylüyor.

Yeni bir araştırmaya göre, Ay yüzeyinin hemen altındaki buzlar kutup bölgelerinde sandığımızdan daha fazla alana yayılmış olabilir.

Bu buzu kullanıp suya dönüştürmek, Ay'ı keşfetmemizin, hatta oraya yerleşmemizin merkezinde yer alabilir. Ancak tam olarak ne kadar buz olabileceği belirsizliğini koruyor.

Buz bulma ihtimali, Ay'daki yüzey sıcaklığıyla ilişkili.

Ancak Ay'ın yüzey sıcaklığına dair ölçümlerimiz 1970'lerdeki Apollo görevleri sırasında yapılmış ve bu araçlar, Ay'a geri dönünce inmeyi planladığımız yerden çok uzakta, ekvatora yakın yerlere inmişti. Dahası, Ay'ın o bölgelerinde yüzeyin eğimi, sıcaklığı pek etkilemiyor.

Araştırmacılar, Chandrayaan-3'ün Vikram iniş aracının sıcaklık sondası deneyi ChaSTE kapsamında yapılan ölçümleri kullandı. Bu iniş aracı 2023'te Ay'ın güney kutup bölgesinin kenarına ulaşmıştı.

Yüzeyin hem eğimli hem de düz kısımlarını incelemeyi başardılar ve Güneş'ten uzağa bakan eğimli kısımların, yüzeye yakın yerlerde buz biriktirecek kadar soğuk olabileceğini saptadılar. Ay'da bulunabilecek bu tür yerler arasında, NASA'nın yaklaşan mürettebatlı Artemis görevlerinin Ay yüzeyinde inmeyi planladığı bölgeler de var.

Bulgular, Communications Earth & Environment adlı hakemli dergide yayımlanan "Higher surface temperatures near south polar region of the Moon measured by ChaSTE experiment on-board Chandrayaan-3" (Chandrayaan-3'ün ChaSTE deneyinde ölçülen, Ay'ın güney kutup bölgesi yakınlarındaki daha yüksek yüzey sıcaklıkları) başlıklı yeni bir çalışmada aktarılıyor.

Independent Türkçe



"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
TT

"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)

Rachel Clun 

Bilim insanları 116 milyon yıllık bir tsunaminin kanıtını bir kehribar içinde bulduklarını ve bunun muhtemelen bu doğa olayına dair en eski kayıt olduğunu düşünüyor.

Japonya'nın kuzeyindeki Hokkaido Adası'nda derin deniz tortularını inceleyen araştırmacılar Aya Kubota, Yusuke Takeda, Keewook Yi, Shin-ichi Sano ve Yasuhiro Iba, erken Kretase dönemine ait tortularda 114 ila 116 milyon yıl öncesine tarihlenen "olağanüstü zengin kehribar konsantrasyonları" keşfetti.

Nature'ın Scientific Reports'unda yayımlanan bulgulara ilişkin raporda araştırmacılar, kehribarın bir veya daha fazla tsunami tarafından okyanusa sürüklenerek havayla çok az temas etmiş olabileceğini öne sürüyor.

Fosilleşmiş ağaç reçinesi olan kehribar, nispeten hızlı kuruyan bir madde. Araştırmacılar, kehribarın havaya maruz kaldığında genellikle bir hafta gibi kısa bir sürede katılaştığını söylüyor.

Ancak araştırmacıların incelediği tortularda, "belirgin şekilde deforme olmuş" kehribar birikintileri bulundu. Bazıları reçinenin akan su tarafından değiştirildiğini gösteren, alev yapıları denen bir şekilde deforme olmuşken, diğerleri yumuşak reçinenin "akarak deniz tabanına kıvamlı bir şekilde yayıldığına" işaret eden düz kehribar şeritlere sahipti.
 

Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)

Araştırmacılar, "Bu esrarengiz kehribarın derin deniz ortamında bulunmasının en muhtemel nedeni, büyük çaplı tsunamiler" diyor.

Bu reçine deformasyonlarının su altında meydana gelmesi, ormandan pelajik deniz tabanına doğrudan taşındıklarını ima ediyor. Karadan okyanusa bu kadar hızlı ve doğrudan bir taşıma, bir tsunamiyle tetiklenmiş olabilir.

Araştırmacılar, antik tortulardaki diğer kanıtların da bu teoriyi desteklediğini belirtiyor. Bunlar arasında, karadan gelen büyük miktarda bitki kalıntıları ve büyük dalgaların sürüklediği odun parçaları da vardı ve bunların çok az çürüme izi taşıması, açık okyanusa "hızla taşındıklarına" işaret ediyor.

Makalede, "Kiltaşındaki kütüklerin varlığı, çok sayıda odunun bulanık akıntılarla taşınmak yerine kopup sürüklenerek pelajik deniz tabanına battığını gösteriyor" ifadeleri kullanılıyor.

Bilim insanları açık okyanuslardaki diğer tortuların, büyük ölçekli eski tsunamiler veya benzer olaylar hakkında daha fazla kanıt sağlayabileceğini öne sürüyor.

Araştırmacılar, Holosen döneminden, yani yaklaşık 4 bin 200 yıl öncesinden daha eski bir tarihten kalma tsunami tortularının normalde tespit edilmediğini ve bunun da kısmen, yol açtıkları geniş çaplı yıkımdan geriye net belirtilerin kalmamasından kaynaklandığını söylüyor.

Independent Türkçe,independent.co.uk/news