Guterres, BM'yi mali açıdan ‘daha verimli’ hale getirecek bir girişim başlattı

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, UN80 girişimini tanıtırken (DPA)
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, UN80 girişimini tanıtırken (DPA)
TT

Guterres, BM'yi mali açıdan ‘daha verimli’ hale getirecek bir girişim başlattı

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, UN80 girişimini tanıtırken (DPA)
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, UN80 girişimini tanıtırken (DPA)

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres dün, ABD Başkanı Donald Trump'ın politikalarıyla daha da kötüleşen kronik mali güçlüklerin ortasında uluslararası örgütü ‘daha verimli’ hale getirmeyi amaçlayan bir iç inceleme başlattı.

Bu yıl örgütün kuruluşunun 80’inci yıldönümü münasebetiyle UN80 girişimini tanıtan Guterres, “Kaynaklar her düzeyde azalıyor ve bu uzun süredir böyle. En az yedi yıldır BM bir likidite kriziyle karşı karşıya. Çünkü tüm üye devletler katkı paylarını tam olarak ödemiyor ve birçoğu da zamanında ödeme yapmıyor” dedi.

BM'ye göre, uluslararası örgütün düzenli bütçesine en büyük katkıyı yapan ABD'nin (Genel Kurul tarafından belirlenen paya göre yüzde 22) ocak ayı sonu itibariyle birikmiş 1,5 milyar dolar borcu vardı. Bu, BM'nin 2025 yılı düzenli bütçesinin toplam değeri olan 3,72 milyar dolar ile karşılaştırıldığında önemli bir miktar. Örgütün bütçesine en fazla katkıda bulunan ikinci ülke olan Çin (yüzde 20), aralık ayı sonu itibariyle 2024 yılı katkı payını ödememişti.

BM'nin kronik mali sıkıntılarına bir de Trump yönetiminin, BM'nin birçok insani yardım kuruluşu için kritik öneme sahip olan ABD dış yardımlarının büyük kısmını iptal etmesi eklendi. BM ayrıca, Donald Trump'ın görevdeki ilk döneminde olduğu gibi, ABD'nin bütçeye yaptığı katkıyı askıya alma tehlikesiyle de karşı karşıya.

Üst düzey bir BM yetkilisi, UN80 girişiminin ABD'nin baskısına bir yanıt olmadığını vurgulayarak, böyle bir kuruluş için düzenli incelemenin gerekli olduğunu belirtti. “Mevcut koşullar sürece bir derece aciliyet katıyor” diyen yetkili, Guterres'in girişimi ile Trump'ın Elon Musk yönetiminde bazı ABD federal kurumlarını lağvetmek üzere kurduğu Hükümet Verimliliği Departmanı (DOGE) arasında bir karşılaştırma yapılmasını reddetti.

UN80 girişimi hakkında Guterres, “DOGE'ninkilerden tamamen farklı prosedürler, yöntemler ve hedeflerden bahsediyoruz” dedi ve söz konusu girişimin halihazırda devam etmekte olan reformların ‘yoğunlaştırılması’ ile ilgili olduğunu vurguladı. Örneğin maliyetlerin azaltılması bağlamında Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'nun (UNFPA) bazı faaliyetleri New York'taki mevcut merkezlerinden çok daha ucuz olan Kenya'nın başkenti Nairobi’ye taşınıyor.

Guterres, “BM hiçbir zaman bugün olduğundan daha gerekli olmamıştı. BM bütçeleri sadece bir muhasebe cetvelindeki rakamlar değil, dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca insan için bir ölüm kalım meselesidir” ifadelerini kullandı.

Guterres, ‘21. yüzyıla uygun olarak daha güçlü ve daha etkili’ bir BM çağrısında bulundu. Dün başlatılan iç çalışma grubu, harcamaların rasyonelleştirilebileceği ve verimlilik sağlanabileceği alanları ve yolları belirlemekle görevli olacak.



Avrupa-ABD çekişmesi Türkiye’ye yarayabilir: Artık bizi dışlayamazlar

Erdoğan ve Zelenski, 18 Şubat'ta Ankara'da görüşmüştü (Reuters)
Erdoğan ve Zelenski, 18 Şubat'ta Ankara'da görüşmüştü (Reuters)
TT

Avrupa-ABD çekişmesi Türkiye’ye yarayabilir: Artık bizi dışlayamazlar

Erdoğan ve Zelenski, 18 Şubat'ta Ankara'da görüşmüştü (Reuters)
Erdoğan ve Zelenski, 18 Şubat'ta Ankara'da görüşmüştü (Reuters)

ABD’yle arası açılan Avrupa için Türkiye önemli bir stratejik ortak olabilir. 

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Ukrayna savaşını sonlandırmak amacıyla Rusya’ya daha yakın bir politika izlemesi, Avrupa ülkelerinde endişeye yol açıyor. 

Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters’ın analizinde, bu durumun “Türkiye'nin Avrupa’yla bağlarını derinleştirmesi için nadir bir fırsat yarattığına” dikkat çekiliyor. 

Yazıda, Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi (EDAM) Direktörü Sinan Ülgen’in şu yorumlarına yer veriliyor: 

Bugüne kadar Türkiye'yi dışlama lüksüne sahip olduğunu düşünen Avrupa ülkeleri artık Türkiye'yi dışlayamayacaklarını görüyor.

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla konuşan Avrupalı bir diplomat da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Rusya ve Ukrayna arasında denge siyaseti izlediğine işaret ederek, “Sürece dahil olması mantıklı” ifadelerini kullanıyor. 

Erdoğan, Polonya Başbakanı Donald Tusk’la dün gerçekleştirdiği buluşmanın ardından şunları söylemişti: 

Avrupa Birliği (AB) güç ve irtifa kaybının önüne geçmek, hatta tersine çevirmek istiyorsa bunu ancak Türkiye’nin tam üyeliğiyle başarabilir.

Adının açıklanmaması şartıyla görüş paylaşan başka bir Avrupalı diplomat, Ukrayna’ya yönelik güvenlik garantilerinde Türkiye’nin rolünün kritik olacağını söylüyor: 

Erdoğan'ın çıkarları şu anda bizimle birlikte, özellikle de artık Suriye'de Rusya dinamiğine sahip olmadığı için. Yani bir bakıma Ukrayna adına gelecekteki Avrupa garantilerinde rol oynamaları için şartlar ideal.

Diğer yandan EDAM Direktörü Ülgen, Ankara’nın Moskova’ya yaptırım uygulamadığını hatırlatarak, bu süreçte Türkiye-Rusya ilişkilerinin teste tabi tutulabileceğini söylüyor: 

Türkiye'nin önüne gelecek temel soru Rusya’yla ilişkiler meselesidir çünkü Avrupa'nın güvenlik çerçevesinin özü Rusya'yı bir tehdit olarak görmekle başlar.

Fransız haber ajansı AFP’nin analizinde de NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip Türkiye’nin Avrupa’nın güvenliğinde “kilit rol oynayacağı” ifade ediliyor. 

Türkiye’de son dönemde savunma sektöründeki gelişmelere dikkat çekilirken, Erdoğan'ın damadı Selçuk Bayraktar'ın Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Baykar’ın ürettiği drone’ların Ukrayna savaşında önemli rol oynadığı hatırlatılıyor.

Yazıda, bağımsız araştırmacı Nebahat Tanrıverdi Yaşar’ın şu yorumları da aktarılıyor: 

Türkiye, ABD'nin değişen politikaları karşısında AB'nin kendi güvenliği için daha fazla sorumluluk üstlenmeye çalıştığı bu ‘yeni düzende’, bölgedeki güç dengesini yeniden şekillendirmek amacıyla Rusya’yla ilişkilerini ve Ukrayna'ya stratejik savunma desteğini dikkatlice yönlendirmeyi amaçlıyor.

Independent Türkçe, Reuters, AFP