ABD Başkanı Donald Trump'ın yönetimi dün Amerika'nın Sesi (VOA) ve ABD hükümeti tarafından finanse edilen diğer medya kuruluşlarında çalışan gazetecilerin çalışmalarını dondurarak, Rus ve Çin medyasına karşı kilit önemde görülen medya kuruluşlarını kapattı.
VOA, Free Asia, Free Europe ve diğer resmi medya kuruluşlarında çalışan yüzlerce muhabir ve personel hafta sonu ofislerine girişlerinin yasaklandığını ve basın kimliklerini, iş telefonlarını ve diğer ekipmanlarını teslim etmeleri gerektiğini bildiren bir e-posta aldı.
Daha önce ABD Kalkınma Ajansı ve Eğitim Bakanlığı'nı askıya alan Trump, cuma günü yayınladığı bir kararname ile ABD Küresel Medya Ajansı'nı “Başkan'ın gereksiz olduğuna karar verdiği federal bürokrasi unsurları” arasında saydı.
Trump yanlısı eski spiker ve CIA danışmanı olarak atanan Carrie Lake, denetlediği medya kuruluşlarına federal hibe parasının "artık teşkilatın önceliklerini karşılamadığını" belirten bir e-posta gönderdi.
Beyaz Saray basın sorumlusu Harrison Fields'a gelince, o da "X" platformuna yirmi dilde "hoşça kalın" yazdı ve Amerika'nın Sesi'nin (VOA) çok dilli yayınlarıyla sert bir şekilde alay etti.
Goodbye
Adiós
Au revoir
Auf Wiedersehen
Arrivederci
До свидания
وداعًا
再见
अलविदा
Adeus
안녕 / 안녕히 가세요
Kwaheri
বিদায়
خدا حافظ
Tạm biệt
Hoşça kal
خداحافظ
ลาก่อน
Paalam
さようなら https://t.co/xIaYHUhdfb— Harrison Fields (@HFields47) March 15, 2025
Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği'ne yayın yapan Radio Liberty'nin başkanı, finansmanın iptal edilmesini “Amerika'nın düşmanlarına büyük bir hediye” olarak nitelendirdi.
Stephen Kappos yaptığı açıklamada, “İranlılar, Çin Komünist liderleri ve Moskova ve Minsk'teki otokratlar 75 yıl sonra Özgür Avrupa Radyosu'nun ölümünü kutlayacaklar” ifadelerini kullandı.
Düşmanlarımıza bir zafer hediye etmek onları daha güçlü, Amerika'yı ise daha zayıf kılacaktır.
1996 yılında kurulan Radio Free Asia (Özgür Asya), misyonunu Çin, Burma, Kuzey Kore ve Vietnam gibi özgür medyaya sahip olmayan ülkelere sansürsüz habercilik götürmek olarak görüyor.
Devlet tarafından işletilen medya kuruluşları, fonları ABD hükümetinden gelse de bağımsızlıklarını garanti eden bir güvenlik duvarına sahiptir.
Bu bağımsızlık, ilk döneminde devlet medyasının kendi politikalarını desteklemesi gerektiğini düşünen Trump'ın hoşuna gitmedi.