Trump, "Amerika'nın Sesi" de dahil olmak üzere yabancılara yönelik radyo istasyonlarının çalışmalarını dondurdu

Amerika'nın Sesi Radyo Binası (AP)
Amerika'nın Sesi Radyo Binası (AP)
TT

Trump, "Amerika'nın Sesi" de dahil olmak üzere yabancılara yönelik radyo istasyonlarının çalışmalarını dondurdu

Amerika'nın Sesi Radyo Binası (AP)
Amerika'nın Sesi Radyo Binası (AP)

ABD Başkanı Donald Trump'ın yönetimi dün Amerika'nın Sesi (VOA) ve ABD hükümeti tarafından finanse edilen diğer medya kuruluşlarında çalışan gazetecilerin çalışmalarını dondurarak, Rus ve Çin medyasına karşı kilit önemde görülen medya kuruluşlarını kapattı.

VOA, Free Asia, Free Europe ve diğer resmi medya kuruluşlarında çalışan yüzlerce muhabir ve personel hafta sonu ofislerine girişlerinin yasaklandığını ve basın kimliklerini, iş telefonlarını ve diğer ekipmanlarını teslim etmeleri gerektiğini bildiren bir e-posta aldı.

dfrg
Radio Free Asia'nın (Özgür Asya) ofisleri, Trump'ın finansmanı durdurma kararından sonra dün (Reuters)

Daha önce ABD Kalkınma Ajansı ve Eğitim Bakanlığı'nı askıya alan Trump, cuma günü yayınladığı bir kararname ile ABD Küresel Medya Ajansı'nı “Başkan'ın gereksiz olduğuna karar verdiği federal bürokrasi unsurları” arasında saydı.

Trump yanlısı eski spiker ve CIA danışmanı olarak atanan Carrie Lake, denetlediği medya kuruluşlarına federal hibe parasının "artık teşkilatın önceliklerini karşılamadığını" belirten bir e-posta gönderdi.

Beyaz Saray basın sorumlusu Harrison Fields'a gelince, o da "X" platformuna yirmi dilde "hoşça kalın" yazdı ve Amerika'nın Sesi'nin (VOA) çok dilli yayınlarıyla sert bir şekilde alay etti.

Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği'ne yayın yapan Radio Liberty'nin başkanı, finansmanın iptal edilmesini “Amerika'nın düşmanlarına büyük bir hediye” olarak nitelendirdi.

Stephen Kappos yaptığı açıklamada, “İranlılar, Çin Komünist liderleri ve Moskova ve Minsk'teki otokratlar 75 yıl sonra Özgür Avrupa Radyosu'nun ölümünü kutlayacaklar” ifadelerini kullandı.

Düşmanlarımıza bir zafer hediye etmek onları daha güçlü, Amerika'yı ise daha zayıf kılacaktır.

1996 yılında kurulan Radio Free Asia (Özgür Asya), misyonunu Çin, Burma, Kuzey Kore ve Vietnam gibi özgür medyaya sahip olmayan ülkelere sansürsüz habercilik götürmek olarak görüyor.

Devlet tarafından işletilen medya kuruluşları, fonları ABD hükümetinden gelse de bağımsızlıklarını garanti eden bir güvenlik duvarına sahiptir.

Bu bağımsızlık, ilk döneminde devlet medyasının kendi politikalarını desteklemesi gerektiğini düşünen Trump'ın hoşuna gitmedi.



Rusya Sana'da perde arkasında ne yapıyor?

Suudi Arabistan ve ABD, Rusya'yı daha önce Sana'daki milisleri desteklememesi konusunda uyarmıştı (EPA)
Suudi Arabistan ve ABD, Rusya'yı daha önce Sana'daki milisleri desteklememesi konusunda uyarmıştı (EPA)
TT

Rusya Sana'da perde arkasında ne yapıyor?

Suudi Arabistan ve ABD, Rusya'yı daha önce Sana'daki milisleri desteklememesi konusunda uyarmıştı (EPA)
Suudi Arabistan ve ABD, Rusya'yı daha önce Sana'daki milisleri desteklememesi konusunda uyarmıştı (EPA)

Independent Arabia

ABD merkezli düşünce kuruluşu Atlantik Konseyi tarafından hazırlanan bir raporda ABD’nin 4 Mart'ta Yemen'deki Husileri Yabancı Terör Örgütü (FTO) listesinde sıraladığı bildirildi. Rapora göre bu adım, geleneksel olarak İran destekli Husiler ile Rusya arasında gelişen askeri ve siyasi ittifakın yeni boyutlarını ortaya çıkararak Moskova'nın Husileri desteklemedeki kritik rolünü vurguladı. Husiler artık sadece Tahran'ın vekilleri değil, Kremlin'in bölgedeki nüfuzunu güçlendirmek ve Batı'ya karşı koymak için kullandığı bir araç haline geldiği vurgulanan rapora göre Husilerin FTO’da listelenmesi, Yemen'deki çatışmanın dinamiklerinde stratejik bir değişim olduğunu ortaya koyuyor.

Rusya ile Husiler arasındaki ittifak artık geçici bir taktik ilişki olmaktan çıkmış, tam teşekküllü bir askeri ve istihbarat ortaklığına dönüşmüş durumda. ABD Hazine Bakanlığı’na göre Rusya Askeri İstihbarat Teşkilatı (GRU), Husilerin kontrolündeki Sana'ya insani yardım kılıfı altında doğrudan teknik destek sağlıyor. Bu destekte Husilerin Kızıldeniz'deki gemileri isabetli bir şekilde hedef alabilme yeteneklerini arttıran gelişmiş veri takip sistemleri de yer alıyor. Bazı raporların ünlü Rus silah tüccarı Viktor But'un Husiler lehine silah kaçakçılığı faaliyetlerine katıldığına işaret etmesi de Rusya ile Husiler arasındaki askeri iş birliğinin derinliğini yansıtıyor.

ABD ve Suudi Arabistan durumun farkında

Rusya, Husileri terörist faaliyetlerinde desteklediklerini kabul etmezken, ABD'li yetkililer Riyad'ın da Moskova ile Husiler arasındaki şüpheli ilişkiyi kabul ettiğini ve daha sonra bunu Rusya ile görüştüğünü belgeledi.

ABD'nin Yemen Özel Temsilcisi Tim Lenderking, Independent Arabia'ya daha önce verdiği bir röportajda Rusya'nın Husilere silah sağlamak için görüşmeler yaptığını belirterek “Ruslarla doğrudan konuştuk ve bunu ABD'nin ve Yemen'deki bölgesel çıkarlarının önünde ciddi bir tehdit olarak gördüğümüzü söyledik” dedi.

Lenderking, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İki yıl önce, Rusya'nın Yemen'de barışçıl bir çözümü desteklemek üzere BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) beş daimi üyesinden biri olarak uzlaşıda yer almasının faydasını gördük. Ruslar neden şimdi çatışan taraflardan, uluslararası ve Yemen halkına yönelik tutumuna aykırı hareket eden birini silahlandırıyor?”

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre ABD Hazine Bakanlığı insan kaçakçılığı gibi bu ittifakın yeni bir karanlık yüzünü daha ortaya çıkardı. Husi General Abdulvali Abduh Hasan el-Cabiri, Yemenlileri Rusya adına Ukrayna'da savaşmak üzere silah altına alan bir ağ kurdu ve ayda 2 bin dolar maaşla inşaat işleri gibi sahte vaatlerle halkın yoksulluğundan faydalandı. Husilerin Rus askeri çıkarlarına hizmet etmek için bir araç olarak kullanılmasının çarpıcı bir örneği olarak, geçtiğimiz yılın ortalarına kadar binlerce Yemenli, Rusya’nın askeri eğitim kamplarına gönderildi. Bu durum, Zeydi bir cihatçı grubun laik bir diktatörlük için ‘insan’ kaynağı haline gelmesindeki ironiyi de ortaya koyuyor.

Rusya, diplomatik olarak BMGK’da Husileri destekledi. Moskova 2015 yılında Husilere silah ambargosu uygulanmasını öngören 2216 sayılı kararın oylamasında çekimser kalarak Husilerin etkili bir siyasi ve askeri kart olarak kalmasını sağladı. Atlantik Konseyi’ne göre Rusya daha sonra BM uzmanları tarafından hazırlanan bir raporda bu ambargonun ihlal edildiği ortaya çıktığında bulunan bulguları baltalamaya çalıştı ve ABD'li analist Gregory Johnson'ın yeniden atanmasını engelledi, böylece Husileri uluslararası arenada daha fazla korudu.

İran'dan Rusya'ya uzanan destek paradoksu

Husiler hakkındaki uluslararası söylemler genellikle İran'ın vekilleri olarak oynadıkları rolü öne çıkardı. Bu söylemler, Husilerin İran Devrim Muhafızları Ordusu tarafından İHA’larla ve balistik füzelerle desteklenmesi etrafında dönüyordu. Ancak bu durum, yıllarca Rusya'nın artan rolünün arka planda kalmasına neden oldu. Bu da büyük bir paradokstu. Batı Tahran'ın hamlelerini izlerken, Ukrayna'daki savaş nedeniyle izole olan Moskova yakaladığı, Husileri ABD ve müttefiklerine karşı bir baskı aracına dönüştürme fırsatını kullandı. Atlantik Konseyi’ne göre Rusya, Batı karşıtı bir eksen oluşturmak için İran ve Husiler de dahil olmak üzere onun vekilleriyle askeri iş birliğini güçlendirdiğinde bu değişim Hamas'ın 7 Ekim 2023 tarihinde İsrail'e gerçekleştirdiği saldırının ardından hız kazandı.

Gözlemciler, Riyad'ın desteklediği ABD-Rusya barış görüşmelerini, Sana'daki Husiler üzerindeki baskının bir parçası olarak görüyor. Gözlemcilere göre bu, Arap koalisyonu tarafından desteklenen Aden'deki meşru hükümetin aksine birçok kişinin askeri çözümü zor durumda olan Yemen’deki bölünmeyi sona erdirecek uygun bir yol olarak görmediği bir dönemde müzakere masasına ciddi bir şekilde dönme şansını artırabilir.