Suriye: Zorluklar karşısında ‘zafer’ kutlamaları

Esed karşıtı ayaklanmanın 14’üncü yıldönümünde askeri helikopterler bomba değil çiçek attı

Suriye askeri helikopterleri dün Şam'ın Emevi Meydanı'nda toplanan insanların üzerine çiçek ve konfeti bıraktı. (AP)
Suriye askeri helikopterleri dün Şam'ın Emevi Meydanı'nda toplanan insanların üzerine çiçek ve konfeti bıraktı. (AP)
TT

Suriye: Zorluklar karşısında ‘zafer’ kutlamaları

Suriye askeri helikopterleri dün Şam'ın Emevi Meydanı'nda toplanan insanların üzerine çiçek ve konfeti bıraktı. (AP)
Suriye askeri helikopterleri dün Şam'ın Emevi Meydanı'nda toplanan insanların üzerine çiçek ve konfeti bıraktı. (AP)

Suriyeliler dün, ülkeyi onlarca yıl demir ve ateşle yöneten Esed rejiminin devrilmesinden sonra ilk kez, halk protestolarının başlamasının 14’üncü yıldönümünü kutladı. Kutlamalar, gelecekteki Suriye'ye dair iyimserlik ile yıkılan rejimin mirasına dair korkuları harmanlayan bir zafer havası verdi.

Suriye şehirleri ve bölgeleri, Şam'daki yeni yönetimin iç barışla ilgili karşılaştığı ciddi zorluklara rağmen ‘Suriye kazandı’ sloganı altında kutlamalara sahne oldu. Geçtiğimiz hafta eski rejimin kalıntılarının yeni yönetime karşı başlattığı silahlı isyanın arka planında, Suriye'nin kıyı bölgesinde eşi benzeri görülmemiş bir şiddet dalgasının patlak vermesiyle yeni yönetim ilk ve en şiddetli sınavıyla karşı karşıya kaldı.

Geçiş dönemine ilişkin beş yıllık ‘anayasa bildirgesi’ de Suriye’nin dokusu açısından ciddi bir endişe kaynağı oldu. Pek çok kişi bu bildirgenin ülkedeki dini ve ulusal çeşitliliği garanti etmediğini düşünüyor.

Djjdjd
Şam'ın Emevi Meydanı'nda halk protestolarının başlamasının 14’üncü yıldönümünü kutlayan Suriyeliler

Suriye yönetiminden ve İdlib, Humus ve Şam'daki meydanlara akın eden kitlelerden gelen mesajlar, bu meydanların yeni aşamanın kutlandığı bir platforma dönüştüğünü yansıtıyordu. Bazıları meydanlardaki kutlama ivmesini ‘ülkenin karşı karşıya olduğu zorlu sınavları atlatması için halkın yeni yönetim etrafında toplanmasının’ bir ifadesi olarak gördü.

Suriyelilere güvence vermek ve yetkililerin tekelci bir yönetime doğru ilerlediği yönündeki korkuları yatıştırmak amacıyla Suriye askeri helikopterleri başkent semalarına çiçek ve broşürler bırakarak, ‘Suriye devriminin değerlerini, halkın iradesini gerçekleştirmeyi, adaleti, hesap verebilirliği, çoğulculuğu, vatandaşlığı ve medeniyeti’ yineledi. Broşürlerde, ‘Aramızda nefrete yer yok’, ‘Yarın Şam her zaman olduğu gibi çiçek açacak’ gibi ifadeler yer aldı.

Kamu Güvenliği Dairesi, Emevi Meydanı'na girişi kapattı ve halka çiçek dağıttı. Emevi Meydanı'ndan 32 yaşındaki Hana ed-Dağri şunları söyledi: “Şu anda olanlar düşünmeye bile cesaret edemediğim bir hayal. 12 yıl önce güvenlik güçleri tarafından arandığım için Şam'dan ayrıldım. Özgürlük olmasaydı geri dönme umudum yoktu.”

Fkdjdj
İdlib'de devrimi anma törenine katılanlar arasında bir çocuk (Reuters)

“Geçtiğimiz yıllarda Kuzey Suriye'de devrimin yıldönümünü kutluyorduk. Bugün de Emevi Meydanı'nda kutluyoruz. Bu kutlu bir zafer” diyen 41 yaşındaki Abdulmunim Nemr, arkadaşlarıyla birlikte büyük bir bayrak kaldırdı ve etrafında dans edip şarkı söyledi.

Kutlamalara katılmak üzere ailesiyle birlikte Şam'a gelen 40 yaşındaki Muhammed et-Tavil de Şarku’l Avsat'a konuştu. “Kimsenin zaferi çalmasına izin vermeyeceğiz” diyen et-Tavil, geçtiğimiz hafta boyunca kıyı bölgesinde rejim kalıntıları tarafından öldürülen onlarca şehidin yasını tuttuklarını söyledi. Et-Tavil, bir Suriyeli olarak ‘zaferi koruma’ konusundaki kararlılığını vurguladı.

Mezze mahallesinden 25 yaşındaki Refah Hudayr, “Devrim patlak verdiğinde 11 yaşındaydım ve Esed rejimi tarafından gözaltı merkezlerinde öldürülen ailemizden gençleri kaybetmenin acısını ailemle birlikte yaşadım. Buraya tüm Suriyeliler için bir Suriye istediğimizi söylemeye geldim... Yeni yönetimin tüm kararlarına katılmayabiliriz ama ülkemizi korumak için bir arada durmalıyız, savaşa ve kan dökülmesine geri dönmek istemiyoruz” ifadelerini kullandı.

Jdjdj
Suriye ordusuna ait bir helikopter dün Şam'daki Emevi Meydanı'nın üzerine çiçek ve konfeti bıraktı. (AFP)

Diğer taraftan sivil toplum örgütleri Dera kentinde ‘kutlama yapmak için değil, dayanışma için bir alan yaratmak ve tutukluları hatırlamak ve adalet olmadan Suriye için barış ya da istikrar olmayacağını’ vurgulamak için bir miting çağrısında bulundu.

SDG: Çok önemli bir aşama

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) dün yaptığı açıklamada, Suriye'nin çok önemli bir aşamayla karşı karşıya olduğunu ve yıllardır süren savaş ve bölünmüşlüğün etkilerini halen yaşadığını belirterek, Suriye kıyılarındaki gerilimin ulusal bir ateşkes ihtiyacını vurguladığını kaydetti. SDG tarafından devrimin 14’üncü yıldönümü münasebetiyle yapılan açıklamada, “Geçtiğimiz aralık ayında rejimin devrilmesinin ardından Suriye, bazı bölgelerde şiddetin devam etmesi ve ülkenin yıllardır süren savaş ve bölünmüşlüğün etkilerinden hala mustarip olması nedeniyle büyük zorluklar içeren önemli bir aşamayla karşı karşıya” denildi.

Açıklamanın devamında, “Suriye’nin kıyı kesimindeki gerilim ve sivil kayıplar, acil bir ulusal ateşkese ve istikrar ve barışa yönelik her türlü ilerlemeyi engelleyen şiddet döngüsüne son verilmesine duyulan acil ihtiyacın altını çizmektedir” ifadesi yer aldı. SDG, Suriye'de kısa süre önce yayınlanan anayasa bildirgesine ilişkin çekincelerini de dile getirerek, “Bu bildirge hayal kırıklığı yaratmıştır ve Suriye halkının demokratik ve adil bir devlet kurma arzusunu yeterince yansıtmamaktadır. Bu nedenle, Suriye gerçekliğini ve karmaşıklığını dikkate alan ve Suriye'yi her zaman karakterize eden çoğulculuğa ve çeşitliliğe saygı duyan kapsamlı siyasi çözümlere olan ihtiyacı vurguluyoruz” açıklamasında bulundu.

Bu hafta başında Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve SDG Lideri Mazlum Abdi, milislerin Suriye devlet kurumlarına tam olarak entegre edilmesini öngören önemli bir anlaşma imzaladı.

Kxkdk
Şam'ın Emevi Meydanı'nda düzenlenen devrimi anma töreninden (AFP)

Suriye resmi haber ajansı SANA, Suriye'nin kuzeyindeki Halep Uluslararası Havaalanı'nın, Beşşar Esed'i deviren askeri operasyonun ardından askıya alınan uçuşlara salı günü yeniden başlayacağını bildirdi. SANA'nın Suriye Sivil Havacılık Kurumu'na dayandırdığı haberinde, “Halep Uluslararası Havalimanı 18 Mart Salı günü yeniden hava trafiğine açılacak” denildi. Suriye Sivil Havacılık Kurumu tarafından yapılan açıklamada, “Halep Uluslararası Havalimanı'nın tüm teknik ve idari hazırlıkların tamamlanmasının ardından uçuşları kabul etmeye hazır olduğunu belirtmek isteriz” denildi.



Avrupa'nın yeni Suriye yönetimine bakışı değişti mi?

Suriye'yi desteklemek için geçtiğimiz yıl sekizincisi düzenlenen Brüksel Konferansı katılımcılarının aile fotoğrafı (EPA)
Suriye'yi desteklemek için geçtiğimiz yıl sekizincisi düzenlenen Brüksel Konferansı katılımcılarının aile fotoğrafı (EPA)
TT

Avrupa'nın yeni Suriye yönetimine bakışı değişti mi?

Suriye'yi desteklemek için geçtiğimiz yıl sekizincisi düzenlenen Brüksel Konferansı katılımcılarının aile fotoğrafı (EPA)
Suriye'yi desteklemek için geçtiğimiz yıl sekizincisi düzenlenen Brüksel Konferansı katılımcılarının aile fotoğrafı (EPA)

Bahaa Alawam

Belçika’nın başkenti Brüksel’de düzenlenecek olan Suriye’nin Geleceğini Destekleme Uluslararası Konferansı’na ilişkin Suriyeli yetkililer tarafından yapılan açıklamalar, Şam’daki yeni yönetimin Avrupa ile ilişkileri konusunda soru işaretleri yarattı. Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani konferansın ‘siyasallaştırıldığını ve yabancı gündemlere hizmet eden söylemleri teşvik ettiğini’ söyleyerek katılıp katılmayacağı kararını henüz netleştirmezken söz konusu söylemlerin içeriğine ve hangi yabancı tarafların bunlardan yararlandığına açıklık getirmedi.

Avrupa Parlamentosu (AP), birkaç gün önce Suriye'deki geçiş sürecini destekleyen bir kararı kabul etti. Yaşlı kıtanın ülkeleri bundan kısa bir süre önce de yeni yönetimin ekonomik durumu iyileştirmesine yardımcı olmak ve mültecileri vatanlarına dönmeye teşvik etmek amacıyla Suriye’deki devlet kurumlarına uygulanan yaptırımları kaldırma kararı aldı. Tüm bu başlıklar, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden bu yana Şam'daki yetkililer tarafından defalarca kez dile getirilmişti.

Burada Avrupa'nın Şam'daki yeni yönetime olan açılımının, Esed rejiminin 8 Aralık 2024 tarihinde düşmesinin ardından hızla ortaya çıktığını ve Avrupalı yetkililerin Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'ya yaptıkları çeşitli ziyaretler ve Bakan Şeybani ile ülke içinde ve dışında yaptıkları görüşmelerin yanı sıra diğer diplomatik ve siyasi kanallarda da kendini gösterdiğini belirtmek gerekir.

Avrupa, Esed sonrası Suriye'ye açılmak için ABD’deki yeni yönetimin tutumunun netleşmesini bile beklemedi. Şara'nın eski rejimi devirmek için liderlik ettiği ve bugün Suriye ordusunu oluşturan grupların geçmişi üzerinde uzun süre durmadı. Şeybani, Davos’taki son konferansta ve Paris ve Münih'te katıldığı diğer etkinliklerde ülkesinin dış dünya ile ilişkilere verdiği önemi vurguladı.

Asıl soru, Şam'daki yeni yönetim ile Avrupalılar arasındaki dostluğu ne bozdu da Brüksel'de düzenlenecek Suriye’nin Geleceğini Destekleme Uluslararası Konferansı siyasallaştı ve yabancı gündemlere hizmet eder hale geldi? Bu durum eski Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim'in 2011 yılında ‘Avrupalılar iç işlerine karıştığı için ülkesinin Avrupa'yı haritadan sileceğini ve doğuya doğru hareket edeceğini’ söylediği açıklamalarını anımsattı.

Brüksel’deki 2025 Suriye’nin Geleceğini Destekleme Uluslararası Konferansı, Suriye’de yeni güvenlik güçlerinin eski rejimin kalıntılarının isyanını bastırırken kıyı illerinde meydana gelen ve Şam'ın bu eylemlerle ilgili resmi bir soruşturma başlatmasına ve suçluları cezalandırmakla tehdit etmesine neden olan cinayetler ve işkenceler de dahil olmak üzere, Suriye'de Avrupalıların hoşuna gitmeyen son olayların ardından yapılacak.

Avrupalılar, söz konusu soruşturmanın başlatılmasından duydukları memnuniyeti ifade ettiler ve sonuçlarını bekliyorlar. Ancak Batı basını beklemedi ve gerçekleri araştırmaya başladı bile. Örneğin İngiltere merkezli The Guardian gazetesi, kıyı illerindeki sokakların boş olduğunu, çünkü insanların hesap verme ya da yasal ve adli bir soruşturma yapılması endişesi olmadan intikam peşinde koşan silahlı adamlarla yüzleşmek için dışarı çıkmaya korktuklarını yazdı.

ABD merkezli Washington Post gazetesi de Suriye’nin kıyı illerindeki ‘mezhepçi’ cinayetleri haberleştirdi. The Economist dergisi ise daha da ileri giderek güvenliğin Şam'daki merkezi otorite tarafından kontrol edilmesinin mi doğru olduğunu yoksa ülkenin çökme riskiyle karşı karşıya kalması pahasına da olsa mümkün olan her yerde yerel ve etnik gruplara devredilmesinin mi daha iyi olduğunu sordu.

İngiltere merkezli düşünce kuruluşu Chatham House, Suriye ordusunu oluşturan gruplar arasındaki anlaşmazlıklar ve askeri birliğindeki zayıflıkların yanı sıra Suriye hükümetinin halen ülkenin geçiş dönemi adalet sistemi için bir yapı ve takvim açıklamaması çerçevesinde Şam'daki yeni yetkililerin güvenliği sağlayabilme kabiliyetlerine ilişkin bir rapor yayınladı.

Şam ile Avrupalılar arasında çatlak yaratan tek konu, Batı’nın yeni yönetimin ülkenin güvenliğini sağlayabileceğine olan güvensizliği değil. Cumhurbaşkanı Şara tarafından kısa bir süre önce onaylanan anayasal bildiri de eleştirmenler tarafından Suriye'yi ayrım gözetmeksizin tüm kesimlerini kucaklayan ve ayrı rollere ve liderliğe sahip üç ayrı otoritenin himayesi altında bir devlete dönüştürme yönündeki iç ve dış hedeflerle tutarsız olarak değerlendirildi.

Suriye'de 13 Mart'ta imzalanan anayasal bildiri, tüm yetkileri Cumhurbaşkanı Şara'ya devrettiği ve tüm geçiş sürecini onun şahsına ipotek ettiği gerekçesiyle eleştirilmişti. France 24, İngilizce sayfasında ‘Suriye Cumhurbaşkanı anayasal bildiriyi imzalayarak ülkeyi beş yıllık bir geçiş dönemi boyunca İslamcıların yönetimi altına soktu’ başlıklı bir haber yayınladı.

New York Times (NYT) gazetesi de anayasal bildiriye ilişkin bir habere yer verdi. Habere göre Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen, içeriden ve dışarıdan gelen eleştirilere rağmen bu adımı memnuniyetle karşıladı. Anayasal bildirinin ‘önemli bir yasal boşluğu doldurabileceğini’ söyleyen Pedersen, bunun ‘barışçıl, kapsayıcı ve inandırıcı bir geçiş süreci için sağlam bir çerçeve’ oluşturmasını umduğunu söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Avrupa Birliği (AB), daha önceki tüm eleştirilere rağmen Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani'yi Brüksel'deki konferansa davet ederek AB kapılarının Şam'daki yeni yönetime kapalı olmadığını gösterdi. Suriye’nin kıyı illerinde yaşanan olaylar ve anayasal bildirgeden kaynaklanan çekinceler geçiş sürecini başarısızlığa mahkum etmese de daha ciddi hale gelebilecek zorluklara karşı bir uyarı niteliği taşıyor.

Avrupalıların Suriyeli göçmenleri ülkelerine geri gönderebilmek için Şam ile bir anlaşmaya ihtiyaç duyduklarını bir işareti olan Batı basınında yer alan haberleri de göz önünde bulundurmakta fayda var. Bu ihtiyaç, yaşlı kıtanın başkentlerindeki politikacıları, Cumhurbaşkanı Şara liderliğindeki yeni yönetimin eylemlerini izlerken mevcut olanla umulanı birbirinden ayırmak için yüksek derecede gerçekçi olmaya zorluyor.

Independent Arabia'ya konuşan kaynaklara göre bugün Brüksel'de düzenlenecek konferansta Suriyelilere yardım için 27 milyar dolardan fazla para toplanması bekleniyor. Bu rakamların yeni Suriye hükümetine şu an üstlendiği birçok görevde yardımcı olacağına şüphe yok. Belki de Şam'ın Avrupalı siyasetçilerin Suriye ile ilişkilerinde olduğu kadar gerçekçi ve ‘esnek’ olması faydalı olabilir.

Avrupalı kaynaklar Şeybani'nin Suriye'nin yukarıda bahsedilen çekincelerine rağmen konferansa katılacağını açıkladılar. Şam, Batı ile ilişkilerin öneminin farkında ve elli yılı aşkın bir süredir zalim bir rejimden mustarip olan bir ülkede geçiş döneminin sıfır hata ile gerçekleşmeyeceğinin farkında. Ulusal, dini ve entelektüel anlaşmazlıklarla dolu bir ülkenin inşası için bu hataların tanınması ve ele alınması şart.