Donald Trump'ın müzakere stratejisinin ardındaki psikolojik yöntem

Geri tepebilecek bir ‘yüzüne kapıyı çarpma’ yaklaşımını göze alıyor

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
TT

Donald Trump'ın müzakere stratejisinin ardındaki psikolojik yöntem

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)

Donald Trump, ABD Başkanı olmadan önce de ‘sıra dışı’ bir kişiliğe sahipti. Trump, 1987 tarihli The Art of the Deal (Anlaşma Sanatı) adlı kitabında bu kişiliğini müzakerelerde ve iş anlaşmalarında nasıl kullandığını ele aldı. Ruh sağlığı ve davranış bilimleri üzerine bir internet sitesi olan Psychology Today'e göre kitapta, okuyuculara büyük düşünmeleri, seçenekleri en üst düzeye çıkarmaları ve müzakere ederken eğlenmeleri tavsiye ediliyordu.

Kişiliğinize bağlı olarak, bu taktikleri okumak size Trump'ın insan etkileşimlerine yaklaşımını ‘alkışlamak’ ya da ‘alay etmek’ için bir neden verebilir. Trump, başkan olarak ikinci dönemine girerken, bu taktikleri uluslararası ölçekte ‘şüphesiz’ uyguladı. Elbette bunu ne kadar çok yaparsa kutuplaşma ve tepki de o kadar büyük olur.

Peki Trump'ın kişiliği ve müzakere yaklaşımı neden bu kadar kutuplaştırıcı?

Anlaşma Sanatı adlı kitabının yayınlanmasından yıllar önce, Trump'ın ikna konusundaki genel yaklaşımı, Amerikalı etki araştırmacısı ve ikna ve müzakere alanlarında uzman Robert Cialdini ve meslektaşlarının ‘yüzüne kapıyı çarpma’ tekniği olarak adlandırdıkları şeydi.

Yüzüne kapıyı çarpma tekniği, sosyal psikolojide kullanılan bir teknik ve birinden bir şey istediğinizde sizi reddetmeyeceğini garanti eden bir ikna yöntemidir. Bu tekniğin prensibi, önce isteğinizi iki katına çıkarmanız veya abartmanız, istediğinizden çok daha fazlasını istemeniz, ardından karşı tarafın hayır demesini beklemeniz ve sonra ilk isteğinize kıyasla daha az olacak orijinal isteğinizi istemenizdir ve isteğiniz genellikle daha makul olarak kabul edilecektir.

Cialdini, Influence kitabının son baskısında bu yaklaşımın çok ikna edici olduğuna dikkat çekiyor. Aslında bu teknik, birkaç nedenden dolayı işe yaramakta. Talebin muhatabı başlangıçtaki abartılı teklifi kabul edebilir. Bu durumda, müzakereci gerçekten istediğinden daha fazlasını elde eder. Alıcı ilk talebi reddederse, genellikle daha makul olan ikinci talebi kabul etmek zorunda hisseder. Böylece müzakereci her iki durumda da kazanır.

Etkili olmasına rağmen bu yaklaşımın riskleri ve sakıncaları da yok değil. Örneğin, aşırı abartılı bir ilk talep alıcı için aşağılayıcı olabilir ve bu da ters etki yaratabilir. Alıcı, talebin mantıksız olacak kadar büyük olduğunu anlayabilirse, sonraki tekliflere daha az açık hale gelebilir.

Bu tekniğin bir diğer dezavantajı da etkinliğinin hem müzakerecinin hem de alıcının kimliğine (itibarına) bağlı olmasıdır. Bu nedenle, bu tekniğin yanlış kullanımı, ilgili kişiler arasındaki güven ve iyi niyet ilişkisine zarar verebilir ve gelecekteki müzakerelerin başarısını en aza indirebilir.

Yukarıdakilere dayanarak, Trump'ın neden kutuplaştırıcı bir figür olduğu açıktır. Sert bir müzakereci olarak algılandığında, anlaşmalar yaptığına şüphe yok. Bir diplomat olarak görüldüğünde ise yaklaşımı köprüleri inşa etmekten ziyade köprüleri yıkmaya daha uygun olabilir.

Şarku’l Avsat’ın Psychology Today'den aktardığına göre, müzakerede ‘yüzüne kapıyı çarpma’ tekniği gibi tek bir yaklaşıma güvenmek genellikle etkisizdir; bu teknik bir sorunu şimdi çözebilir, ancak daha sonra başka bir sorun yaratacaktır. İster sıradan bir insan olun, ister ABD Başkanı, iknaya dengeli ve düşünceli bir yaklaşım başarı için şarttır.



ABD, Asyalı göçmenleri Afrika ülkesi Eswatini'ye gönderdi

Eswatini yönetiminin ABD'yle yaptığı anlaşmaya karşı çıkanlar, buna karşı açtıkları davanın ağustosta görülen duruşmasında erteleme kararı çıkması sonrasında mahkemenin önünde eylem düzenlemişti (Reuters)
Eswatini yönetiminin ABD'yle yaptığı anlaşmaya karşı çıkanlar, buna karşı açtıkları davanın ağustosta görülen duruşmasında erteleme kararı çıkması sonrasında mahkemenin önünde eylem düzenlemişti (Reuters)
TT

ABD, Asyalı göçmenleri Afrika ülkesi Eswatini'ye gönderdi

Eswatini yönetiminin ABD'yle yaptığı anlaşmaya karşı çıkanlar, buna karşı açtıkları davanın ağustosta görülen duruşmasında erteleme kararı çıkması sonrasında mahkemenin önünde eylem düzenlemişti (Reuters)
Eswatini yönetiminin ABD'yle yaptığı anlaşmaya karşı çıkanlar, buna karşı açtıkları davanın ağustosta görülen duruşmasında erteleme kararı çıkması sonrasında mahkemenin önünde eylem düzenlemişti (Reuters)

Donald Trump yönetimi, ABD'deki göçmenleri hiçbir bağlarının olmadığı yerlere göndermeyi sürdürüyor.

Eskiden Svaziland adını kullanan Eswatini'ye pazartesi günü uçakla 10 göçmen daha gönderildi. 

Güney Afrika ve Mozambik'le sınırları olan ülkenin yönetimi, bu kişilerin sağlık durumlarının iyi olduğunu ve memleketlerine iade edilene kadar cezaevlerinde tutulacağını açıkladı. 

ABD'de çalışan göç avukatı Tin Thanh Nguyen, bunlardan üçünün Vietnam, birinin Filipinler, birinin de Kamboçya yurttaşı olduğunu açıklarken diğer 5 kişinin hangi pasaportlara sahip olduğunu bildirmedi. 

Afrika'nın güneyindeki küçük ülke, temmuzda da Vietnam, Jamaika, Laos, Küba ve Yemen yurttaşlarından oluşan 5 kişilik bir grubu topraklarına kabul etmişti.

Bunlardan Jamaikalı olanı ülkesine gönderildi.

Eswatini yönetimi, kısa süre içinde iki kişinin daha ülkelerine iade edileceğini belirtiyor. 

Beyaz Saray Basın Sözcüsü Yardımcısı Abigail Jackson, The Hill'e pazartesi gönderdiği e-postada şu ifadeleri kullandı:

Eswatini'ye gönderilen kaçak yabancılar cinayet ve tecavüz gibi iğrenç suçlardan hüküm giymişti. Birleşik Devletler'e ait değiller. Trump Yönetimi, elindeki tüm araçları kullanarak Başkan'ın suçlu kaçak yabancılara yönelik en büyük toplu sınır dışı operasyonu sözünü yerine getiriyor.

ABD'nin nüfusu 1,5 milyonu bulmayan Afrika ülkesiyle yaptığı anlaşmanın detayları kamuoyuna açıklanmadı.

Ancak Eswatini'deki aktivistler anayasaya aykırı buldukları bu anlaşmayı yargıya taşıdı. İnsan hakları savunucuları, sınır dışı edilenlerin tecrite alınmasına karşı çıkıyor. 

Eswatini yönetimiyse onlara yeterli insani koşulların sağlandığını öne sürüyor.

Independent Türkçe, CNN, The Hill, Reuters


Amerikalı güvenlik görevlileri rahatsız: İşimizi yapamıyoruz

Yılbaşından beri süren operasyonlar, yıllardır ülkede yaşayan milyonlarca göçmeni tedirgin ediyor (Reuters)
Yılbaşından beri süren operasyonlar, yıllardır ülkede yaşayan milyonlarca göçmeni tedirgin ediyor (Reuters)
TT

Amerikalı güvenlik görevlileri rahatsız: İşimizi yapamıyoruz

Yılbaşından beri süren operasyonlar, yıllardır ülkede yaşayan milyonlarca göçmeni tedirgin ediyor (Reuters)
Yılbaşından beri süren operasyonlar, yıllardır ülkede yaşayan milyonlarca göçmeni tedirgin ediyor (Reuters)

Donald Trump'ın yasadışı yollarla ABD'de yaşayan göçmenlerle mücadelesi yalnızca insan hakları savunucularının değil, güvenlik güçlerinin de tepkisini çekiyor.

Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE), Gümrük ve Sınır Muhafaza Birimi (CBP), Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ve hatta ABD Posta Servisi (USPS) çalışanları dahi kendilerine verilen yeni görevlerden rahatsız.

Bu kurumların, Trump yönetiminin günde 3 bin kaçak göçmeni ülkeden gönderme hedefini gerçekleştirmek için görevlendirilen çalışanları, diğer işlerini layıkıyla yapamadıklarını söylüyor. 

Wall Street Journal'ın (WSJ) kaynakları, güvenlik birimlerinin uyuşturucu kaçakçılığı, çocuk istismarı ve organize suçla mücadelede dahi eskisi kadar etkin olmadığını bildiriyor. 

El Paso'da çocuk ticaretine, Kansas'ta fentanile karşı oluşturulan özel birimlerin dağıtıldığı haberde aktarılıyor. 

Uyuşturucu ticaretinin ana yollarındaki kontrol noktalarında yeterince kişinin görevlendirilemediği WSJ'nin haberinde belirtiliyor. 

Eskisi kadar zaman ayrılamayan muhbirlere geçmişteki gibi rahat vize sağlanamaması nedeniyle bu ağların da gücünü kaybettiği, haberde yer alan iddialar arasında.

Amerikan gazetesi, zaman ve kaynak eksikliği yüzünden detaylı soruşturmaların yürütülemediğini vurguluyor. 

WSJ, bazı güvenlik görevlilerinin sabahın köründe adli olaylarla, iş saatlerindeyse göçmen yakalama operasyonlarıyla ilgilendiğini ifade ediyor. 

Pek çok federal memurun hayal kırıklığı yaşadığı ve özellikle üst düzey ICE çalışanlarının bu durumdan rahatsız olup istifa ettiği öne sürülüyor. 

ABD İç Güvenlik Bakanlığı'na bağlı İç Güvenlik Soruşturmaları (HSI) biriminde uzun yıllar boyunca yöneticilik yaptıktan sonra emekli olan Oscar Hagelsieb, "HSI adına özel ajan olarak çalışmak için pek iyi bir zaman değil" dedi. 

Trump yönetimiyse göçle mücadelenin ülkedeki suçları azaltarak kamu güvenliğini geliştirdiğini savunuyor.

Beyaz Saray Basın Sözcüsü Yardımcısı Abigail Jackson, "Göç yasalarını uygulayıp kaçak yabancıları göndermek Başkan Trump'ın Amerika'yı yeniden güvenli hale getirmek için uyguladığı önemli bir yol. Ancak Başkan yürürken sakız da çiğneyebiliyor" diyerek cinayet rakamlarındaki azalmayı işaret etti. 

Independent Türkçe, Wall Street Journal, AP


AB alarma geçti: Rus diplomatlara seyahat kısıtlaması getiriliyor

Son dönemdeki hava sahası ihlalleri nedeniyle Rusya ve AB arasında ipler iyice gerildi (Reuters)
Son dönemdeki hava sahası ihlalleri nedeniyle Rusya ve AB arasında ipler iyice gerildi (Reuters)
TT

AB alarma geçti: Rus diplomatlara seyahat kısıtlaması getiriliyor

Son dönemdeki hava sahası ihlalleri nedeniyle Rusya ve AB arasında ipler iyice gerildi (Reuters)
Son dönemdeki hava sahası ihlalleri nedeniyle Rusya ve AB arasında ipler iyice gerildi (Reuters)

Avrupa Birliği (AB), Rus diplomatların Avrupa'daki seyahatlerine sınırlama getiriyor. 

Financial Times'ın (FT) aktardığına göre AB hükümetleri, "Rusya'nın artan sabotaj girişimlerine yanıt olarak" diplomatların birlik sınırları içindeki seyahatlerini kısıtlama kararı aldı. 

AB istihbarat kurumları, siber saldırılardan drone ihlallerine kadar çeşitli sabotaj girişimlerinin çoğunun, diplomatik statüyle görev yapan Rus ajanlar tarafından organize edildiğini öne sürüyor.

Bunlara önlem olarak getirilecek yeni kurallar kapsamında Rus diplomatlar, AB'de görev yaptıkları ülkeden çıkmadan önce seyahat planlarını diğer AB yönetimlerine bildirmek zorunda olacak. 

Çekya'nın öncülük ettiği girişim, Brüksel'in Ukrayna savaşında Rusya'ya karşı hazırladığı yeni yaptırım paketi kapsamında değerlendirilecek. FT'nin diplomatik kaynaklara dayandırdığı bilgilere göre bu adıma karşı çıkan tek ülke olan Macaristan da vetosunu geri çekti. 

Diğer yandan Avusturya'nın Rus oligark Oleg Deripaska'ya yönelik yaptırımların kaldırılmasını içeren önerisi nedeniyle uygulama gecikebilir. En az 12 AB ülkesi, bu önerinin kabul edilmesi halinde paketi desteklemeyeceklerini bildirdi. 

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla konuşan Avrupalı bir diplomat, ajan olarak çalışan bazı Rus diplomatların, atandıklarından farklı ülkelere giderek casusluk yaptığını iddia ediyor. 

Çekya yönetimi, sözkonusu kısıtlamalar için mayıstan beri lobicilik yapıyordu. Prag yönetimi, komşu Avusturya'dan birçok Rus diplomatın ülkeye girip casusluk yaptığını savunmuştu. 

Prag Dışişleri Bakanı Jan Lipavsky, kısıtlamaların gerekli olduğunu öne sürerek şunları söylüyor: 

Rusya için Schengen diye bir şey yok, bu nedenle İspanya'da görevlendirilmiş bir Rus diplomatın istediği zaman Prag'a gelmesi mantıklı değil.

Son dönemde Rus ordusuna ait olduğu öne sürülen drone'ların Polonya, Romanya ve Estonya gibi ülkelerin hava sahasını ihlal etmesi, AB ve NATO'da tedirginlik yaratmıştı. Brüksel de insansız hava aracı (İHA) saldırılarının önceden algılanıp önlenmesi için geniş bir drone ağını içerek "drone duvarı" projesini değerlendirmeye başlamıştı.

Diğer yandan projenin hem zamanlama hem de fonlama açısından sorunlarla karşılaşabileceği belirtilmişti. Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius da "Gelecek üç ya da 4 yıl içinde gerçekleştirilebilecek bir şeyden bahsetmiyoruz, başka önceliklere odaklanılması gerekiyor" demişti.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise NATO ülkelerini işgal etmek gibi bir amaçlarının olmadığını defalarca söylemişti. 

Independent Türkçe, Financial Times, Politico