İnsanlığın vücut bulmuş hali ve hayır işlerinin temeli olarak El-Vidad Yetimleri Koruma Hayır Derneği

İnsanlığın vücut bulmuş hali ve hayır işlerinin temeli olarak El-Vidad Yetimleri Koruma Hayır Derneği
TT

İnsanlığın vücut bulmuş hali ve hayır işlerinin temeli olarak El-Vidad Yetimleri Koruma Hayır Derneği

İnsanlığın vücut bulmuş hali ve hayır işlerinin temeli olarak El-Vidad Yetimleri Koruma Hayır Derneği

Dr. Faysal b. Abdurrahman Usra / Suudi Arabistan’ın Ankara Büyükelçiliği Kültür Ateşesi

El-Vidad El-Vidad Yetimleri Koruma Hayır Derneği, İnsan Kaynakları ve Sosyal Kalkınma Bakanlığı’nın stratejik bir ortağı olarak, ebeveyn bakımından yoksun yetim çocukların sorunlarını çözmeye çalışan ve bu çocukların toplumun iyi birer üyesi olmaları için gelişimlerini takip eden, Suudi Arabistan’ın öncü bir derneğidir. Dernek, Bakanlık arasında yapılan anlaşma uyarınca bir yandan Suudi Arabistan’daki tüm kimsesiz çocukların kabul edilmesi, geçici bakımlarının sağlanması ve belirli koşullar çerçevesinde nitelikli Suudi ailelere emanet edilmelerinin sorumluluğunu yerine getirirken, diğer yandan da iyilik ve bağış ülkesi Suudi Arabistan’daki bu hayati topluluğun yararına hizmetlerinin etkisini en üst düzeye çıkarmak amacıyla kâr amacı gütmeyen kuruluşların güçlendirilmesi açısından Vizyon 2030’un hedeflerine ulaşmaya çalışıyor. Dernek, yetim çocuğun psikolojik ve eğitimsel istikrarını sağlamak, emzirme yoluyla yasal olarak bağlı olduğu ailenin bir parçası ve toplumumuzun aktif bir üyesi olmasının önünü açmak ve toplumdaki rollerini ve görevlerini normal bir şekilde yerine getirmesine katkıda bulunmak için onu kucaklayan koruyucu ailenin etkinliğini sağlamaya da çalışıyor.

Derneğin çabalarını teyit eden rakamların diliyle konuşacak olursak 5 şubesi olan derneğin hizmetlerinden yararlanan kişi sayısı bin 952, sorumluluğu üstlenilen çocuk sayısı 976, koruyucu aile sayısı 976, çocuklara koruyucu aile olmak için derneğe yapılan başvuru sayısı 17 bin 322 ve tamamlanan gönüllü saati sayısı 5 bin 994.

Dernek, koruyucu aileye çocuğun hayatının farklı aşamalarında bakım ve tedavisine yardımcı olmak için sosyal, psikolojik ve eğitim danışmanlığı hizmeti de dahil olmak üzere geniş bir hizmet ve faaliyet yelpazesine sahip. Takip ve destek hizmeti, kimsesiz çocuğun evlatlık verildikten sonra sürekli takip edilmesiyle derneğin evlatlık verme amaçlarına ve hedeflerine ulaşmasını sağlamak üzere çocuğun kapsamlı ve uygun bakım almasını amaçlıyor.

Dernek ayrıca İnsan Kaynakları ve Sosyal Kalkınma Bakanlığı'ndan alınan yetim çocuklara, nitelikli ailelerin yanına yerleştirilinceye kadar, tüm temel bakım gereksinimleriyle birlikte, öz ailelerin konutlarına benzer konularda geçici olarak barınmaları hizmeti de veriyor. İyi bir takiple gerekli koşulları karşılayan uygun bir koruyucu aile seçimi ve uygun takip yoluyla çocuğun iyi bir ortamda yetiştirilmesini hedefleyen dernek, yetimlerin emzirme koşuluyla evlat edinilmesini teşvik ederek koruyucu aileliğe de özendiriyor. Yetim çocuğun koruyucu ailede bulunduğu süre boyunca saha ziyaretleri ve telefon görüşmeleri yaparak süreci takip eden dernek, böylece çocuğa uygun şekilde bakıldığından emin olurken koruyucu aileliğin başarıya ulaşması için ihtiyaç duyulan her konuda koruyucu aileye destek ve yardım sağlıyor. Bunun yanı sıra koruyucu ailenin kimsesiz çocuğa karşı görevlerini ve sorumluluklarını yerine getirmesini ve çocuğun sosyal, sağlık, eğitim ve psikolojik durumunu sürekli kontrol ediyor.

Hem ulusal hem de uluslararası düzeyde yapılan tüm saha çalışmaları, bir çocuğun büyümesi için ideal ortamın yalnızca doğal bir aile ortamı olduğunu, ancak çocuk evlerinin çocukların büyümesi için ideal bir ortam oluşturmaktan uzak olduğunu kanıtladığından dernek tüm kaynaklarını başlıca hedefi olan korucu aileleri evlat edinmeye teşvik etme amacına ulaşmak için kullanıyor. Bu yüzden dernek, geçici barınma merkezinde kaldığı süre boyunca çocuk için doğru aileyi seçiyor. Aileler çok sayıdaki şartı yerine getirdikten sonra seçiliyor. Bu da derneğin her bir çocuğun ihtiyaçlarını karşılamak için başvuru yapan aileler arasından en uygun olanların seçilmesini sağlıyor.

Dernek, yetim çocuğa koruyucu aile içinde normal bir yaşam sağlamak amacıyla çocuğun koruyucu aileye verildiği sırada annesi tarafından emzirilmesini şart koşuyor. Böylece ister erkek ister kız olsun, yetim çocuğun ergenlikten sonra (İslam dini gereği mahremlik açısından) bazı aile üyelerinden kaçınmasına gerek kalmıyor. Normal bir doğum sonucu olmadığı ve bu yüzden emziremiyor olan kadınların süt üretimi için de tıbbi bir program sunuluyor. Bu sayede evlat sahibi olamayan ailelerin yetim bir çocuğu kucaklaması ve annenin onu kendi çocuğu gibi emzirebilme isteğine yardımcı olunuyor. Dernek, Suudi Arabistan’daki Kıdemli Âlimler Konseyinin emzirmenin önemi konusundaki onayını ve çocuğun emzirmeyen bir kadından 5 defa karnı doyuncaya dek emzirilmesi halinde, emzirme yoluyla bir erkek çocuğunu evlat edinebileceği ve yasal olarak aileye bağlanacağı yönündeki resmi görüşünü aldı.

El-Vidad Yetimleri Koruma Hayır Derneği tarafından sağlanan hizmetler arasında, koruyucu aile adayı olan aileye yetim çocuğa karşı görevlerini ve rollerini, yetim bakımının amaçlarına ulaşacak şekilde etkili bir şekilde yerine getirmelerini sağlamaya yönelik rehabilitasyon ve güçlendirme hizmetlerinin verilmesi de yer alıyor. Dernek aynı zamanda sunduğu bilinçlendirme ve eğitim hizmetiyle ebeveyn bakımından yoksun çocuklar konusunda toplumda yeterli bilinci yayarak, hiçbir suçu olmayan ve toplumun işlemedikleri hatalar için suçladığı çocuklara yardım elini uzatıyor. Dernek tarafından sunulan tüm hizmetlerin her birinin çeşitli hedefleri ve koşulları bulunuyor. Dernek, emzirmeyen annelerin evlat edinilen çocuğu emzirebilmesi için anne sütü üretimi programını hayata geçirirken, Suudi toplumu arasında evlat edinme kültürünü yaymak ve teşvik etmek amacıyla Emzirme Derneği ile iş birliği anlaşması imzaladı. Dernek ayrıca, yetim çocuğun mahremiyet şartını yerine getirmek amacıyla, evlat edinmek isteyen aileleri, evlatlık çocuk için emzirmenin önemi konusunda bilinçlendiriyor.

El-Vidad Yetimleri Koruma Hayır Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mühendis Hüseyin bin Said Bahri, derneğin yukarıda bahsedilen görevleri, yürüttüğü çalışmalar ve sahadaki büyük başarılarından ötürü geçtiğimiz yıl Bahreyn’de 14’üncüsü düzenlenen ödül töreninde Şeyh İsa bin Ali el-Halife Gönüllü Çalışma Ödülü'nü aldı. Ödül, derneğin seçkin çabaları ve toplum hizmeti, gönüllülük ve insani yardım çalışmalarındaki aktif rolü onuruna verildi.

Dernek Başkanı Mühendis Hüseyin bin Said Bahri, 30 yılı aşkın bir süredir yetimlere hizmet veren çeşitli hayır kurumlarının kurucusu ve aktif üyesi olarak yetimlerin hizmetinde gönüllü çalışmalarda bulundu. Ayrıca 15 yılı aşkın bir süre önce aileleri kimsesiz ve aileleri bilinmeyen çocukları evlat edinmeye teşvik etmek amacıyla El-Vidad Yetimleri Koruma Hayır Derneği’nin kurulmasında da yer aldı. Bahri, zorluklarla yüzleşmek ve koruyucu aile olma yolculuğunun başarılı olmasını sağlamak için yenilikçi çözümler sunmanın yanında sosyal hizmet ve yetim hizmetleri alanında Suudi Arabistan içinde ve dışında birçok derneğin kurulmasına katkıda bulundu. Manama'da düzenlenen ve Arap dünyasından çok sayıda üst düzey ismin katıldığı törende Bahri’ye ödülünü, Bahreyn Kabine İşleri Bakanlığı Müsteşarı ve El-Kelime Et-Tayyibe Derneği Onursal Başkanı Şeyh İsa bin Ali el-Halife’nden aldı.

Suudi Arabistan İnsan Kaynakları ve Sosyal Kalkınma Bakanlığı, Bakanlık tarafından teklif edilen iki yıllık sözleşme kapsamında kimsesiz çocuklara yönelik koruyucu bakım hizmetlerini üstlenmesi için derneğe olan güvenini bir kez daha ifade etti. Bu çerçevede derneğin, ebeveynleri ya da onların yerine kişilerce bakımları üstlenilmeyen kimsesiz çocukların velayetini üstlenecek, hastanelerde kalış sürelerini kısaltacak ve yetimhaneler yerine koruyucu ailelerin yanlarına yerleştirilmeleri programını getirmesine izin verildi.

Dernek, Dernek Başkanının gözetiminde, Başkan Yardımcıları, Yönetim Kurulu Üyeleri ve İcra Komitesi Başkanı ve üyelerinin takibinde, hayır işleri alanında zaferlerle dolu yürüyüşü sırasında ISO 56001:2024 İnovasyon Kalite Belgesi'ni aldı. Suudi Arabistan’da bu akredite belgeyi alan ilk hayır kurumu olan dernek, bu sayede inovasyonu teşvik etme ve kurumsal performansı geliştirme konusundaki kararlılığını yansıtırken yerel ve bölgesel düzeyde birçok seçkin ve benzersiz başarıya imza attı. Uluslararası standartları uygulama konusundaki kararlılığını yansıtan bu başarısıyla gurur duyan dernek, ISO 56001:2024 İnovasyon Kalite Belgesiyle öncü bir konuma yerleşirken, Suudi Arabistan’daki dernekler için bir rol model haline geldi. Bu belge, derneğin topluma hizmet etmeyi ve Vizyon 2030'un hedeflerine ulaşılmasına katkıda bulunmayı amaçladığı stratejik hedeflerine ulaşma çabaları çerçevesinde alındı.

Dernek ayrıca, insani yardım hizmetlerinin müşteri deneyimini iyileştirme konusundaki üstün çabalarının takdir edildiği International Award tarafından verilen Saudi Customer Experience Award 2024'ü kazanarak En İyi Kültürel Değişim ve Müşteri Deneyimi Dönüşümü dalında Altın, En İyi Müşteri Hizmetleri dalında ise Bronz madalya elde etti.

Mükemmellik, yaratıcılık ve yenilikçiliğin bir başka alanında dernek, Kar Amacı Gütmeyen Sektör Geliştirme Ulusal Merkezi'nin çeşitli kriterlerle temsil edilen yönetişim değerlendirmesinde yüzde 100'lük bir başarı kazandı. Dernek, uyum ve uygunluk, şeffaflık ve ifşaat ve bütçe sağlamlığı, dernek yönetimi gibi alanlardaki değerlendirmelerden tam not almaktan gurur duyuyor. Tüm bunla, yönetim kurulunun, tüm komitelerin ve çalışanların Kar Amacı Gütmeyen Sektör Geliştirme Ulusal Merkezi tarafından belirlenen yönetim standartlarına olan bağlılığını yansıtıyor. Bu başarı, Allah'ın lütfu ve kâr amacı gütmeyen kuruluşların topluma hizmet etme rollerini yerine getirmeleri için ülkenin yöneticilerinden gördüğü ilgi ışığında derneğin denetim makamlarından aldığı desteğin ve verilen imkanların bir sonucudur.

Öte yandan sosyal alanda en iyi öncü dernek olarak ‘İhsan Hayırseverlik Ödülü’ne layık görülmesi, derneğin yetim çocuklara yönelik kaliteli programları ve hizmetleri aracılığıyla çabalarının yansıttığı güvenilirliği ve şeffaflığı artırma çabasını teyit etti. Bunun yanında dernek, çeşitli hayırseverlik alanlarındaki öncü dernekleri onurlandırmayı ve teşvik etmeyi ve böylece bu alanın ilerlemesini, rolünün etkinleştirilmesini, geliştirilmesini, genişlemesini ve büyümesini, mali ve insan kaynaklarının geliştirilmesini, çalışanlarının kapasitelerinin artırılmasını ve yerel gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYİH) katkıda bulunmasını sağlamayı amaçlıyor. Derneğin ‘Great Place to Work’ gibi diğer bazı yerel, bölgesel ve uluslararası ödülleri de kazanması, onun bu alandaki lider konumunu ve mükemmelliğini ortaya koyuyor.

Tüm bu çabalar, derneğin, bu grup için psikolojik denge ve sosyal entegrasyon sağlamak amacıyla ebeveyn bakımı olmayan yetim çocukların psikolojik, davranışsal, ailevi ve sosyal açılardan uygun şekilde bakımı için doğal aile ortamının uygun yer olduğuna dair kesin inancını somutlaştırıyor. Ebeveynleri olmayan iki yaş altı yetim çocukların bakımı konusunda uzmanlaşmış ilk dernek olan El-Vidad Yetimleri Koruma Hayır Derneği, hizmetlerini tüm bölgelerde sunabilmesini sağlayan 13 resmi ruhsata sahip. Gerekli şartları karşılayarak koruyucu aile olmak için başvuran aileler için kaliteli bekleme listeleri oluşturma konusunda da geniş bir deneyimi bulunan derneğin, başta Sağlık Bakanlığı, Suudi Arabistan hükümetinin geliştirdiği online uygulama Absher, Otar Platformu ve Suudi Kredi Ofisi (SIMAH) olmak üzere çeşitli kurumlarla koruyucu aile olmaya uygun aileleri her açıdan değerlendirmek ve seçmek için nitelikli ortaklıkları bulunuyor.

Derneğin, Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi liderliğinde elde ettiği bu başarılar, Kral Selman bin Abdulaziz Al Suud ve onun sağ kolu Veliaht Prens ve Başbakan Muhammed bin Selman bin Abdulaziz Al Suud'un önderliğindeki Suudi Arabistan yönetiminin desteğini ve himayesini yansıtıyor. Tüm bunlar, hayırseverliğin sosyal bağları güçlendirmek ve daha kapsayıcı ve dirençli toplumlar yaratılmasına katkıda bulunmak için bir fırsat olduğu anlayışına dayanıyor.

Allah yardımcınız olsun!

* Suudi Arabistan Ankara Büyükelçiliği Kültür Ataşesi ve El-Vidad El-Vidad Yetimleri Koruma Hayır Derneği Yönetim Kurulu Üyesi



Suudi Arabistan-Katar Demiryolu Projesi: Daha verimli ve sürdürülebilir bir Körfez ulaşım sistemi geliştirmeye yönelik ortak vizyonların somut bir örneği

Suudi Arabistan-Katar Demiryolu Projesi: Daha verimli ve sürdürülebilir bir Körfez ulaşım sistemi geliştirmeye yönelik ortak vizyonların somut bir örneği
TT

Suudi Arabistan-Katar Demiryolu Projesi: Daha verimli ve sürdürülebilir bir Körfez ulaşım sistemi geliştirmeye yönelik ortak vizyonların somut bir örneği

Suudi Arabistan-Katar Demiryolu Projesi: Daha verimli ve sürdürülebilir bir Körfez ulaşım sistemi geliştirmeye yönelik ortak vizyonların somut bir örneği

Suudi Arabistan’ın Ankara Büyükelçiliği Kültür Ateşesi Dr. Faysal b. Abdurrahman Usra

Ortak iş birliğinde yeni bir dönemin tesis edilmesi, bölgede ekonomik ve lojistik entegrasyona yeni bir yapı taşı eklenmesi ve Suudi Arabistan-Katar Koordinasyon Konseyi çalışmaları kapsamında, Körfez ülkeleri arasında modern altyapı alanındaki en büyük adımlardan biri atıldı. Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani’nin himayesinde, Suudi Arabistan ile Katar arasında yolcu taşımacılığına yönelik hızlı tren projesinin hayata geçirilmesine ilişkin bir anlaşma imzalandı. İki ülke ayrıca, Riyad ile Doha’yı birbirine bağlayacak söz konusu tren projesinin resmen başlatıldığını duyurdu. Hayati öneme sahip proje, iki kardeş ülke arasındaki köklü ve tarihi ilişkilerin derinliğini yansıtmasının yanı sıra, kalkınma alanında iş birliği ve entegrasyonu güçlendirmeye yönelik stratejik bir adım olarak değerlendiriliyor. Proje, sürdürülebilir kalkınmanın pekiştirilmesi ve bölgede daha geniş bir refah ve gelişim ufkuna yönelik ortak iradeyi de ortaya koyuyor. Suudi Arabistan-Katar Hızlı Tren Projesi’nin ilanı, iki ülke arasındaki ilişkilerin ulaştığı düzeyi teyit eden tarihi bir dönüm noktası olarak öne çıkarken, ulaşım sektöründe ikili iş birliğinin somut bir yansıması ve bölge için ortak gelecek vizyonunun sembolü niteliği taşıyor. Modern ve sürdürülebilir bir ulaşım sisteminin geliştirilmesinde iki ülke arasındaki entegrasyonu temsil eden proje, aynı zamanda turizmin büyümesine önemli katkı sağlamayı hedefliyor. Projenin, Suudi Arabistan ve Katar’daki turistik destinasyonlara erişimi kolaylaştırarak ziyaretçi sayısını artırması ve iki başkent arasında kısa ve sık seyahatleri teşvik etmesi bekleniyor.

Suudi Arabistan Ulaştırma ve Lojistik Hizmetleri Bakanı Mühendis Salih el-Casir ile Katar Ulaştırma Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdullah Al Sani tarafından yakın zamanda imzalanan anlaşma, Suudi Arabistan-Katar Hızlı Tren Projesi’nin fiilen başlamasının işaretini veriyor. Proje, İki Kutsal Caminin Hizmetkârı ve Veliaht Prens ile Katar Emiri’nin doğrudan ilgi ve desteği altında yürütülüyor; bu durum, iki kardeş ülke arasındaki entegrasyon projeleri arasında stratejik önemini ortaya koyuyor. Bu devasa proje, aynı zamanda Suudi Arabistan’ın 2030 Vizyonu ve Katar Ulusal 2030 Vizyonu’nun somut bir uygulaması olarak değerlendiriliyor. Proje, iki ülke liderliğinin, daha bağlantılı ve refah dolu bir gelecek yaratma vizyonunu yansıtıyor ve bölgedeki altyapı entegrasyonuna yönelik daha geniş bir çerçevede konumlanıyor; özellikle ulaşım, enerji ve ticaret alanlarında iş birliğini güçlendiriyor. Proje, sürdürülebilir kalkınmanın gerçek bir örneği olarak öne çıkıyor; vatandaşlar arasındaki bağları güçlendirirken, iki ülke arasındaki seyahati daha hızlı, konforlu ve güvenli hâle getiriyor. Ayrıca modern ve sürdürülebilir altyapının geliştirilmesi yoluyla ekonomik büyümeyi destekliyor, yaşam kalitesini artırıyor ve ileri düzeyde ulaşım seçenekleri sunuyor. Hızlı tren hattı, ekonomik çeşitliliğin sağlanmasına, turizmin canlandırılmasına ve ulaşım sektörünün etkinliğinin artırılmasına katkıda bulunacak. Projenin, başta havaalanları ve büyük ekonomik şehirlerle entegrasyonu sayesinde, iki ülke arasındaki ticaret, yatırım ve iş hareketliliğinde önemli değişiklikler yaratması bekleniyor. Böylece proje, iki halk için daha bağlantılı ve refah dolu bir geleceğin inşasında merkezi bir rol oynayacak ve Körfez’deki stratejik bağlantı zincirinin en önemli halkalarından biri olarak değerlendirilecek.

Suudi Arabistan ile Katar arasında inşa edilecek hızlı tren projesi, Riyad ile Doha’yı birbirine bağlamanın ötesinde, iki halk arasındaki tarihi ve kültürel bağların derinliğini de yansıtıyor. Proje, yalnızca bir altyapı yatırımı değil; ortak dini ve kültürel değerleri paylaşan, gelenek ve alışkanlıklarıyla birbirine yakın iki halkın birleşik geleceğini simgeleyen bir sembol niteliği taşıyor. Proje, ülkedeki ulaştırma ve lojistik sektörüne de önemli katkılar sağlayacak. Sektör, Kral Selman bin Abdulaziz’in liderliğinde ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın desteğiyle kapsamlı yapısal reformlar ve 280 milyar Suudi riyalini aşan ulusal ve uluslararası yatırım sözleşmeleriyle güçlendirilmiş durumda. Suudi Arabistan, güçlü ve yatırım çekici ulaşım ile lojistik altyapısına sahip bir ülke olarak öne çıkıyor. Riyad-Doha hızlı tren hattı, toplam 785 kilometrelik uzunluğuyla yolculara hızlı ve sürdürülebilir bir seyahat imkânı sunacak. Proje, Riyad’daki Kral Selman Uluslararası Havalimanı ile Doha’daki Hamad Uluslararası Havalimanı’nı birbirine bağlayarak iş ve turizm amaçlı seyahatlerde esneklik sağlayacak. Hattın güzergâhı Riyad, Hufuf ve Dammam olmak üzere üç önemli Suudi şehrine de uzanacak ve toplamda 5 ana yolcu istasyonu yer alacak. Bu istasyonlar, konfor, hız ve akıllı teknolojileri bir araya getirerek modern bir yolculuk deneyimi sunacak. Trenin saatte 300 kilometreyi aşan hızı, iki başkent arasındaki seyahat süresini yaklaşık iki saate indirecek. Bu sayede ticaret ve turizm hareketliliği artacak, ekonomik büyüme desteklenecek ve yaşam kalitesi yükseltilecek. Proje, yıllık 10 milyondan fazla yolcuya hizmet verecek ve Suudi Arabistan ile Katar’daki önemli turistik ve kültürel noktaların keşfini kolaylaştıracak. Ayrıca proje, hafif ve orta ağırlıktaki yük taşımacılığını geliştirerek sınır ötesi lojistik çözümler sunacak, iki ülke arasındaki ticaret hacmini artıracak ve teslim sürelerini kısaltarak operasyonel maliyetleri düşürecek. Yapım ve işletme aşamalarında ise Suudi Arabistan ve Katar’da 30 binden fazla doğrudan ve dolaylı istihdam yaratması öngörülüyor. Tüm bu özellikleriyle proje, bölgesel kalkınmayı destekleyen ve Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleri arasındaki entegrasyonu güçlendiren stratejik bir altyapı yatırımı olarak öne çıkıyor.

Bu stratejik projenin altyapı inşaatları, yerel müteahhitlik şirketleri tarafından gerçekleştirilecek; modern tren teknolojileri ise alanında uzman uluslararası şirketler tarafından sağlanacak. Projenin tamamlanması, altı yıllık bir zaman çizelgesine göre yürütülecek ve en yüksek uluslararası kalite ve güvenlik standartlarına uygun olarak gerçekleştirilecek. Tren hattında en son demiryolu teknolojileri ve akıllı mühendislik çözümleri kullanılacak, böylece güvenli ve sorunsuz bir işletme sağlanacak. Proje, çevresel sürdürülebilirliği destekleyerek karbon emisyonlarını azaltacak ve bölgedeki akıllı ve sürdürülebilir ulaşım çözümlerine geçişi teşvik edecek. Böylece ekonomik ve lojistik entegrasyonda yeni bir dönemin temelleri atılmış olacak. Hızlı tren, iki ülke arasındaki ticaret ve turizm hareketliliğinin haritasını yeniden çizecek. Geleneksel ulaşım yollarının ötesine geçerek bireylerin hareketini kolaylaştıracak, turizm ile büyük spor ve eğlence etkinliklerini canlandıracak ve yaşam kalitesini yükseltecek. Projede tamamen temiz enerji kullanılacak; elektrikli trenler sayesinde çevreye olumlu katkı sağlanacak ve bireysel taşımacılıktan toplu taşımaya geçiş, çevresel yükü büyük ölçüde hafifletecek. Altı yıl içinde tamamlanması planlanan proje, güvenli ve sorunsuz işletmeyi garanti eden en son demiryolu ve akıllı mühendislik teknolojilerini bir araya getirecek. Suudi Arabistan-Katar hızlı tren hattı, hız, sürdürülebilirlik ve benzersiz yolculuk deneyimini bir araya getirerek bölgede ulaşım ve seyahat geleceği için yeni bir standart oluşturacak ve yenilik ile ilerlemenin sembolü olacak.

Başarıyı veren Allah’tır…


Suudi Arabistan, ocak ayında yabancıların mülk sahibi olmasına izin vermeye hazırlanıyor

Riyad'da bir caddede seyreden arabalar (Reuters)
Riyad'da bir caddede seyreden arabalar (Reuters)
TT

Suudi Arabistan, ocak ayında yabancıların mülk sahibi olmasına izin vermeye hazırlanıyor

Riyad'da bir caddede seyreden arabalar (Reuters)
Riyad'da bir caddede seyreden arabalar (Reuters)

Suudi Arabistan, gayrimenkul sektöründe yabancı yatırımcılara yönelik yeni bir döneme hazırlanıyor. Ülke, ocak ayında yürürlüğe girecek güncellenmiş yabancı mülkiyet yasası ile yabancı birey ve kuruluşların ülke genelinde gayrimenkul edinimini düzenleyecek. Bu sistem, gayrimenkul sektörünün gayri safi yurt içi hasılaya (GSYİH) katkısını artırmayı ve gelir kaynaklarını petrolden bağımsız olarak çeşitlendirmeyi hedefleyen stratejik bir adım olarak değerlendiriliyor. Söz konusu hedefler, Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 programıyla uyumlu bir yaklaşım sergiliyor.

Uygulamadan sorumlu olan Gayrimenkul Genel Otoritesi, yürütme yönetmeliğini hazırlıyor ve yabancıların mülkiyet ve yatırım yapabileceği bölgeleri belirlemeye çalışıyor. Belirlenen detaylar, sistemin yürürlüğe girmesinden önce kamuoyuna açıklanacak.

Yeni yasa ayrıca, uluslararası profesyonellerin ülkede kalmasını desteklemeyi, şehirleşme ve kentsel yaşam kalitesini artırmayı amaçlıyor.

Mülkiyet kapsamı

Suudi Arabistan Belediye, Köy İşleri ve İskân Bakanı Macid el-Hakil, geçtiğimiz hafta yaptığı bir televizyon röportajında, gelecek ay yabancıların konut amaçlı gayrimenkul edinme sisteminin yürürlüğe gireceğini açıkladı. Bakan, uygulamanın Suudi Arabistan’daki tüm şehirlerde geçerli olacağını, ancak Mekke, Medine, Cidde ve Riyad olmak üzere dört şehirde yalnızca belirlenen bölgelerde mülkiyetin mümkün olacağını belirtti. Ülkede ikamet eden yabancılar ise birer konut sahibi olabilecek.

Öte yandan, sistemin ekonomik sektörler açısından daha esnek olacağı ve ticari, sanayi ve tarım alanlarında yabancıların tüm şehirlerde mülkiyet ediniminin sınırlama olmadan mümkün olacağı kaydedildi.

Suudi Arabistan Belediye, Köy İşleri ve İskân Bakanı Macid el-Hakil (SPA)Suudi Arabistan Belediye, Köy İşleri ve İskân Bakanı Macid el-Hakil (SPA)

Suudi Arabistan Gayrimenkul Genel Otoritesi’nde yabancılar için mülkiyetten sorumlu icra direktörü Fahd bin Süleyman, kasım ayında yaptığı açıklamada, Riyad, Cidde ve kutsal şehirler (Mekke ve Medine) için yabancılara ayrılan bölgelerin hâlâ gözden geçirildiğini ve ‘yakın zamanda’ yeni mülkiyet kurallarını belirleyen yönetmeliklerle birlikte ilan edileceğini duyurdu. Bin Süleyman, söz konusu bölgelerin ‘çok geniş’ olacağını ve büyük ölçekli projeleri kapsayacağını belirterek, bu alanlarda yabancı mülkiyet oranının yüzde 70 ile yüzde 90 arasında olması beklendiğini aktardı. Kutsal şehirlerde satın alma yapacak kişilerin Müslüman olması gerektiğini vurgulayan Bin Süleyman, bunun dışında büyük bir kısıtlama bulunmayacağını ifade etti. Bin Süleyman, “Büyük şartlar yok ve sınırlamalar getirmek istemiyoruz; mevcut yasa ile güncellenmiş yasa karşılaştırıldığında belirgin bir fark görülecek” dedi.

Piyasa tahmini

Uzmanlar ve gayrimenkul sektörü profesyonelleri, güncellenmiş yabancı mülkiyet yasasının yürürlüğe girmesine kısa süre kala, söz konusu sistemin hazır konutlara yönelik ek bir talep yaratacağını ve gayrimenkul piyasasındaki likiditeyi artıracağını belirtti. Uzmanlar, uluslararası şirketlerin Suudi Arabistan’da ofis ve projeler kurmasını teşvik edecek bu sistemin ekonomik aktiviteyi canlandıracağını ve gayrimenkul sektöründe daha istikrarlı ve sürdürülebilir bir büyüme dönemini başlatacağını öngörüyor. Etkinin özellikle Riyad, Cidde, Mekke, Taif, Medine ve turistik bölgelere yakın şehirlerde hissedileceği, yasanın etkilerinin 2026’nın üçüncü ve dördüncü çeyreği ile 2027 yılı boyunca netleşmeye başlayacağı tahmin ediliyor.

Gayrimenkul uzmanı ve pazarlamacı Sakr ez-Zehrani, konuyla ilgili açıklamasında, yasanın uygulanmaya başlamasının Suudi Arabistan gayrimenkul piyasasında dönüm noktası oluşturacağını belirtti. Zehrani, sistemin, geniş bir kesimin kiralamadan mülkiyete geçmesine yol açarak işlem yapan kullanıcı tabanını genişleteceğini vurguladı.

Zehrani, bu dönüşümün hazır konutlar ve planlı konut projelerine yönelik ek talep yaratacağını, satış ve alım hareketliliğini artıracağını ve piyasadaki likiditeyi güçlendireceğini kaydetti.

Gayrimenkul kalitesinin iyileştirilmesi

Zehrani, yabancıların ticari, sanayi ve tarım sektörlerinde tüm şehirlerde mülkiyet edinmesine izin verilmesinin, uluslararası şirketler için Suudi Arabistan’da ofis ve projeler kurma motivasyonunu artıracağı ve bunun ekonomik faaliyetleri canlandırarak gayrimenkul sektöründe daha istikrarlı bir büyüme dönemini başlatacağı öngörüsünde bulundu.

Zehrani’ye göre piyasadaki ilk değişiklikler, gayrimenkul ürünlerinin kalitesinin yükselmesi, geliştiricilerin daha yüksek standartlı ve iyi planlanmış projeler üretmesiyle daha geniş bir alıcı kitlesinin taleplerini karşılamaya yönelik olacak. Ayrıca, yerli ve yabancı yatırımcıların pazara girmesiyle organize arz hacminde de artış yaşanacak.

Yeni sistemin fiyat istikrarını da destekleyeceğini belirten Zehrani, çünkü hem yerleşiklerin hem de yabancıların mülkiyeti genellikle uzun vadeli olup kısa vadeli spekülasyonları sınırlayacağını ifade etti. Yasa ile birlikte uygulanacak yasal ve denetim mekanizmalarının şeffaflığı artıracağını ve finans sektörüne, hem yerleşikler hem de yabancılar için özel finansal ürünler sunma fırsatı sağlayacağını söyledi. Bu durumun kredi hacmi ve piyasa likiditesi üzerinde olumlu etkisi olacağı kaydedildi.

Zehrani, yasanın yürürlüğe girmesinin ilgiyi ve sorgulamaları doğrudan artıracağını, ancak piyasadaki işlemler üzerindeki gerçek etkinin kademeli olarak hissedileceğini belirtti. İlk sinyallerin 2026’nın ikinci çeyreğinde, yabancılar ve yerleşikler için ilk işlemlerin tamamlanmasıyla ortaya çıkmasının beklendiğini söyledi.

Açık göstergelerin 2026’nın üçüncü ve dördüncü çeyreğinde netleşeceğini belirten Zehrani, uygulamanın ilk yılının geçiş dönemi olacağını, en somut etkilerin ise 2026’nın ikinci yarısı ve sonrasında gözlemleneceğini vurguladı.

Coğrafi konuma bağlı olarak değişen etki

Gayrimenkul ve değerleme uzmanı Mühendis Ahmed el-Fekih, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, yeni mülkiyet yasasının etkisinin coğrafi konuma göre farklılık göstereceğini belirterek, en olumlu etkilerin Mekke ve çevresindeki şehirler (Cidde ve Taif) ile Medine’de hissedileceği öngörüsünde bulundu. Riyad’daki gayrimenkul piyasasının ise gayrimenkul mülkiyeti ve yatırımı için yabancı sermayeyi çekmede önemli bir rol oynayacağını ifade etti.

El-Fekih, turizm sektörüne yatırım yapmayı hedefleyen sermayenin, Mekke’ye yakınlığı nedeniyle Taif gibi turistik bölgelere, ayrıca Abha ve Cizan ile Neom projesine yakınlığı sebebiyle Tebük’e yönelmesinin muhtemel olduğunu belirtti.

Uzman, yeni sistemin uygulanmasının ilk yılının piyasanın test edilmesi ve fırsatların değerlendirilmesi açısından bir geçiş dönemi olacağını, gerçek etkinin ise 2027’de, yani ikinci yıl itibarıyla hissedilmeye başlanacağını vurguladı. Ayrıca, yasanın Vizyon 2030 hedefleri doğrultusunda ulusal ekonomide gelir kaynaklarını çeşitlendirmeye ve petrol bağımlılığını azaltmaya katkı sağlayacağını, bu yatırımların Suudi vatandaşlar için yüzbinlerce yeni istihdam fırsatı yaratacağını kaydetti.

Sistem teşvikleri

Suudi Arabistan, Ocak 2026’dan itibaren yürürlüğe girecek olan yeni yabancı mülkiyet yasasıyla gayrimenkul sektöründe kapsamlı bir açılım gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Yasayla, Suudi Arabistan’da yabancıların belirlenen coğrafi alanlarda taşınmaz mülkiyeti edinmeleri yasal olarak düzenlenecek. Bu adım, Vizyon 2030 hedefleri doğrultusunda yabancı yatırımları çekmeyi, gayrimenkul sektörünün GSYİH’ye katkısını artırmayı ve ulusal ekonomide petrol dışı gelir kaynaklarını çeşitlendirmeyi amaçlıyor. Yasa ayrıca uluslararası yeteneklerin ülkede istikrarlı şekilde kalmasını ve yaşam kalitesinin yükselmesini hedefliyor.

Yasa kapsamında, yabancılar yalnızca Bakanlar Kurulu’nun belirleyeceği coğrafi alanlarda mülk edinme yetkisine sahip olacak. Bu alanlar, Gayrimenkul Genel Otoritesi’nin önerisi ve Suudi Arabistan Ekonomi ve Kalkınma İşleri Konseyi onayıyla belirlenecek.

Buna göre, Suudi Arabistan’da ikamet eden yabancılar, belirlenen coğrafi alan dışında sadece bir adet konut satın alabilecek. Mekke ve Medine’de mülk edinmek isteyenlerin ise Müslüman olması zorunlu.

Şirketler açısından ise Suudi şirketler yasasına göre kurulan ve hisselerinde yabancı ortak bulunan şirketlere, belirlenen coğrafi alanlarda mülk edinme hakkı tanınıyor; alan dışında ise faaliyet veya çalışan konutları için mülk edinilebilecek.

Yasa, borsaya kayıtlı şirketler, yatırım fonları ve özel amaçlı kuruluşlar için ise Suudi Arabistan genelinde mülk edinme imkânı sağlıyor. Bu haklar, Sermaye Piyasası Kurumu (CMA) tarafından Gayrimenkul Genel Otoritesi ve ilgili kurumlarla koordineli olarak belirlenen düzenlemelerle uygulanacak.

Yasa, özel ikamet programları veya Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleriyle yapılan anlaşmalarla tanınan hakları etkilemiyor ve yabancı mülkiyetine ekstra ayrıcalık sağlamıyor.

Ayrıca, yabancılardan yapılacak taşınmaz işlemleri için değerinin yüzde 5’ini aşmayan bir harç alınacak; detaylar yürütme yönetmeliğinde belirlenecek. Kurallara uymayanlar para cezası veya uyarı ile karşı karşıya kalacak; yanlış beyanda bulunanlara 10 milyon riyale kadar ceza uygulanabilecek ve mahkeme kararıyla gayrimenkulün satışı sağlanabilecek.


Guterres,'ten Suudi Arabistan’ın dijital hükümet alanındaki nitelikli ilerlemesine övgü

Mühendis Ahmed es-Suveyyan ve Antonio Guterres, (DGA)
Mühendis Ahmed es-Suveyyan ve Antonio Guterres, (DGA)
TT

Guterres,'ten Suudi Arabistan’ın dijital hükümet alanındaki nitelikli ilerlemesine övgü

Mühendis Ahmed es-Suveyyan ve Antonio Guterres, (DGA)
Mühendis Ahmed es-Suveyyan ve Antonio Guterres, (DGA)

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, Suudi Arabistan’ın dijital hükümet alanında kaydettiği nitelikli ilerlemeyi övgüyle değerlendirerek, ülkenin ulaştığı seviyenin uluslararası ölçekte örnek teşkil ettiğini ve yenilikçi, etkili kamu hizmetlerinin geliştirilmesine yönelik açık bir kararlılığı yansıttığını söyledi.

Guterres, beraberindeki heyetle birlikte Riyad’daki Dijital Hükümet Kurumu (DGA) İnovasyon Merkezi’ni ziyaret etti. Ziyarette Kurum Başkanı Mühendis Ahmed es-Suveyyan ve Suudi Arabistan’ın New York’taki Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Dr. Abdulaziz el-Vasıl da hazır bulundu.

BM Genel Sekreteri, gelişmiş bir dijital geleceğin inşasına katkı sağlayacak girişimleri desteklemek için ortak iş birliğinin güçlendirilmesinin önemini vurguladı.

cds
Fotoğraf: DGA

Taraflar, görüşmede dijital hükümetlerin geliştirilmesi, inovasyonun desteklenmesi, dijital dönüşüm ekosistemlerinin sürdürülebilirliğinin artırılması gibi ortak konuları ele aldı. Ayrıca Suudi Arabistan’ın sürdürülebilir kalkınma hedeflerini desteklemek ve kamu sektörünün etkinliğini yükseltmek için yürüttüğü dijital yetkilendirme çabaları da değerlendirildi.

Toplantıda, kurum ile BM kuruluşları arasındaki iş birliği imkânları; özellikle bilgi paylaşımı, dijital standartların geliştirilmesi, ortaya çıkan teknolojiler ve yapay zekânın etkinleştirilmesi, kapasite geliştirme ve hizmet kalitesini uluslararası ölçekte yükseltecek ortaklıkların kurulması konularında incelendi.

dsec
Guterres'e Suudi hükümetinin dijital stratejisi hakkında görsel bir sunum yapıldı (SPA)

Guterres, İnovasyon Merkezi’nin dijital kapsayıcılık, hizmet tasarımı, eğitim deneyimleri, yapay zekâ ve yeni teknolojiler gibi alanlarda uzmanlaşmış laboratuvarlarını gezerek merkezde sunulan imkânlara ilişkin bilgi aldı.

Kurum ekibi, Suudi Arabistan’ın dijital hükümet stratejisine ve ilgili BM göstergelerinde kaydedilen ilerlemeye dair bir sunum gerçekleştirerek ülkenin dijital altyapısının olgunlaştığını ve ulusal deneyimin gelişmişliğini ortaya koydu.