Filistin eylemleriyle ses getiren Columbia Üniversitesi, Trump'a boyun eğdi

“Columbia tarihinde utanç verici bir gün”

ABD'deki prestijli üniversitelere hızla yayılan eylemler, Columbia kampüsünde başlamıştı (Reuters)
ABD'deki prestijli üniversitelere hızla yayılan eylemler, Columbia kampüsünde başlamıştı (Reuters)
TT

Filistin eylemleriyle ses getiren Columbia Üniversitesi, Trump'a boyun eğdi

ABD'deki prestijli üniversitelere hızla yayılan eylemler, Columbia kampüsünde başlamıştı (Reuters)
ABD'deki prestijli üniversitelere hızla yayılan eylemler, Columbia kampüsünde başlamıştı (Reuters)

ABD’deki Filistin'e destek eylemlerinin başlangıcına sahne olan Columbia Üniversitesi, fon kesintisinden kurtulmak için Başkan Donald Trump'ın taleplerinden bazılarını kabul etti.

Trump yönetimi, kampüste “antisemitizme karşı” önlemler alınmaması halinde üniversiteye yapılan 400 milyon dolarlık federal fon yardımının kesileceğini 13 Mart’ta söylemişti. Columbia, kendilerine tanınan sürenin son gününde Trump’ın taleplerinden bazılarının kabul edildiğini duyurdu.

Üniversitenin dün yayımladığı açıklamada, kampüsteki kişileri gözaltına alma ya da uzaklaştırma yetkisine sahip olacak 36 “özel memurun” göreve başlayacağı belirtildi. Ayrıca sağlık sorunları ya da dini inançlar haricinde herhangi bir nedenle kampüste maske takmak yasaklanacak. Tüm öğrenciler talep edildiğinde kimlik bilgilerini görevlilerle paylaşmak durumunda kalacak.

Okul resmi bir antisemitizm tanımı da benimseyecek. Üzerinde çalışılan antisemitizm tanımında "Yahudilerin veya İsraillilerin hedef gösterilmesi ya da onlara yönelik şiddetin övülmesi" de olacak.

Bunlara ek olarak Ortadoğu, Güney Asya ve Afrika Çalışmaları Bölümü’nü denetlemek üzere kıdemli bir yetkili atanacak. Bu kişinin, bölümde “dengeli” bir yapı sağlanabilmesi için müfredatı ve akademisyenlerin işe alım süreçlerini inceleyeceği belirtildi.

Columbia Üniversitesi Rektörü Minouche Shafik’in geçen yıl istifa etmesi üzerine onun yerine geçen Katrina Armstrong’un yayımladığı açıklama, üniversitede endişe ve öfke yarattı.

New York Times (NYT), hukukçuların ve akademik özgürlüğü savunan örgütlerin “Columbia’nın Trump’a teslim olmasını çok tehlikeli gördüğünü” aktarıyor.

Üniversitenin Ortadoğu Çalışmaları bölümünün emekli direktörü Sheldon Pollock, şu ifadeleri kullanıyor:

Columbia öğretim üyeleri, mütevelli heyetinin federal hükümetin zorbaca davranışlarına teslim olması karşısında tamamen şoke olmuş ve derin bir hayal kırıklığına uğramıştır. Bu, Columbia tarihinde utanç verici bir gün. Akademik özgürlüğü, fakülte yönetimini ve Amerikan üniversite sisteminin mükemmelliğini tehlikeye atıyor.

Okul ayrıca “Yahudi ve Afro-Amerikan öğrencilerin kabulünde düşüş” tespit ettikten sonra buna yönelik politikaları gözden geçirmeyi de planlıyor.

Öte yandan bu değişikliklerin kabulü, okulun tekrar fon almasını garantilemiyor. Trump yönetimi, bunların “pazarlık için ön şart” olduğunu söylemiş ve başka “yapısal reformlar” talep edilebileceğini bildirmişti.

Columbia’daki Filistin’e destek eylemlerinin önde gelen isimlerinden aktivist Mahmud Halil’in gözaltına alınması da gündem olmuştu. Trump, Halil’in “Hamas destekçisi” olduğunu ve sınır dışı edilmesi gerektiğini ileri sürmüştü.

ABD’li eşi Nur Abdalla’yla New York’ta yaşayan 30 yaşındaki aktivist, 8 Mart’ta Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) yetkililerinin düzenlediği baskınla gözaltına alınmıştı. Yeşil kartı iptal edilen öğrenci, siyasi düşünceleri nedeniyle hedef alındığını belirtmişti.

Columbia Üniversitesi'nde 18 Nisan 2024’te başlayan olaylar, onbinlerce öğrenci ve akademisyenin katılımıyla Princeton, Yale, MIT ve Harvard gibi prestijli eğitim kurumlarının da yer aldığı birçok üniversiteye hızla yayılmıştı. NYT’nin paylaştığı verilere göre, temmuzda hız kaybeden eylemlerde aralarında öğrenci ve akademisyenlerin yer aldığı toplamda en az 3 bin 100 kişi tutuklanmış veya gözaltına alınmıştı. 

Dönemin ABD Başkanı Joe Biden da eylemlere tepki göstererek "Yahudi düşmanlığı içeren bu protestoları kınıyorum" demişti.

Independent Türkçe, New York Times, Reuters



ABD’li bir gazeteci yanlışlıkla Husilere yönelik saldırıların görüşüldüğü gizli gruba dahil edildi

 Trump'ın Yemen'de Husilere karşı yürüttüğü operasyonlara katılan bir uçak (Reuters)
Trump'ın Yemen'de Husilere karşı yürüttüğü operasyonlara katılan bir uçak (Reuters)
TT

ABD’li bir gazeteci yanlışlıkla Husilere yönelik saldırıların görüşüldüğü gizli gruba dahil edildi

 Trump'ın Yemen'de Husilere karşı yürüttüğü operasyonlara katılan bir uçak (Reuters)
Trump'ın Yemen'de Husilere karşı yürüttüğü operasyonlara katılan bir uçak (Reuters)

Beyaz Saray dün, The Atlantic dergisi editörünün, Yemen'deki Husilere yönelik saldırıları görüşmek üzere ABD'li üst düzey yetkililerden oluşan çok gizli bir yazışma grubuna yanlışlıkla dahil edildiğini doğruladı.

dvfgbrthy
Beyaz Saray (AFP)

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Brian Hughes, gazeteci Jeffrey Goldberg'in 15 Mart'ta ABD'nin Husilere yönelik hava saldırılarına ilişkin ayrıntılı bir planı Signal uygulaması aracılığıyla daha önce aldığını ortaya çıkarmasının ardından bir açıklama yaptı: “Gündeme gelen mesaj dizisinin gerçek olduğu görülüyor ve bu mesaj zincirine yanlışlıkla bir numaranın nasıl eklendiğini gözden geçiriyoruz.”

Başkan Donald Trump ise gazetecilere yaptığı açıklamada konuyla ilgili hiçbir şey bilmediğini söyledi. Gazetecilere, “Bu konu hakkında herhangi bir bilgim yok. Bunu ilk kez sizden duyuyorum” diyen Trump, yine de ‘saldırının çok etkili olduğunu’ ifade etti. Goldberg planın ayrıntılarını önceden yayınlamış olsaydı, sızıntı çok zarar verici olabilirdi, ancak bunu olaydan sonraya kadar yapmadı. The Atlantic, Goldberg'in şu ifadeleri kullandığı makalesini yayınladı: “ABD ulusal güvenlik yetkilileri, Yemen'de yaklaşan askeri saldırılarla ilgili bir grup sohbetine beni de dahil ettiler. Önce bunun gerçek olduğunu düşünmedim. Bir süre sonra bombalar düşmeye başladı.”

sxdefr
ABD ordusu Yemen'de Husileri ortadan kaldırmaya yönelik operasyonun devam ettiğini açıkladı. (Reuters)

Gazeteci, ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth'in yazışma grubuna saldırılar hakkında ‘hedefler, ABD'nin konuşlandıracağı silahlar ve saldırı sırası’ da dahil olmak üzere detaylı bilgi gönderdiğini bildirdi. “Hegseth'in uzun mesajına göre, ilk patlamalar Yemen'de iki saat sonra, 13:45'te hissedilecekti” diyen Goldberg, bu zaman çizelgesinin Yemen'de sahada doğrulandığını söyledi.

Goldberg gruba iki gün önce eklendiğini ve konu üzerinde çalışmak üzere temsilciler atayan üst düzey hükümet yetkililerinden mesajlar aldığını söyledi. Mesajlaşma grubunda, aralarında Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Başkan Yardımcısı J.D. Vance ve ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü John Ratcliffe'in de bulunduğu toplam 18 kişinin eklendiğini belirtti.

dfgrt
ABD'nin Yemen'in başkenti Sana'ya düzenlediği hava saldırısının ardından dumanlar yükseliyor. (EPA)

Başkan Yardımcısı J.D. Vance 14 Mart'ta yaptığı açıklamada, Husilerin gemilere yönelik saldırılarından ABD'den çok Avrupa ülkelerinin etkilenmesi nedeniyle ‘Avrupa'yı yeniden kurtarmaktan’ nefret ettiğini söyleyerek, saldırıları gerçekleştirme konusundaki şüphelerini dile getirdi. Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz ve Hegseth daha sonra bu görevi sadece Washington'un yerine getirebileceğini belirtirken, Savunma Bakanı da Vance'in ‘Avrupa'nın sömürülmesinden duyduğu hoşnutsuzluğu’ paylaştığını ifade etti.