Lübnan'daki gerilimin artmasından endişe duyan uluslararası toplum, tarafları itidalli olmaya çağırıyor

İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Tulin kasabasına düzenlediği hava saldırısında yıkılan binalar (EPA)
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Tulin kasabasına düzenlediği hava saldırısında yıkılan binalar (EPA)
TT

Lübnan'daki gerilimin artmasından endişe duyan uluslararası toplum, tarafları itidalli olmaya çağırıyor

İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Tulin kasabasına düzenlediği hava saldırısında yıkılan binalar (EPA)
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Tulin kasabasına düzenlediği hava saldırısında yıkılan binalar (EPA)

İsrail'in kuzeyindeki kasabaları hedef alan bir roket saldırısına karşılık olarak İsrail ordusunun dün sabah Lübnan'ın güneyindeki bazı kasabalara bir dizi saldırı düzenlemesinin ardından birçok ülke, Lübnan'ın yeniden şiddete sürüklenebileceği korkusuyla artan şiddetten duydukları endişeyi dile getirdi.

Fransa

Fransa dün akşam, Lübnan topraklarından İsrail'e roket atılmasını kınarken, İsrail’e ‘karşılık olarak saldırılarını gerçekleştirdikten sonra itidal göstermesi’ çağrısında bulundu.

Fransa Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, “Fransa, Lübnan, İsrail ve tüm bölgenin güvenliği açısından ciddi yansımaları olabilecek bir gerilimden kaçınmak için tüm tarafları Kasım 2024'te varılan ateşkes çerçevesindeki taahhütlere uymaya çağırıyor” denildi. Açıklamada, ‘Mavi Hattın her iki tarafındaki İsraillilerin ve Lübnanlıların güvenliğini sağlamak üzere son aylarda kaydedilen kayda değer ilerlemenin tehlikeye atılmamasının önemi’ hatırlatıldı.

Katar

Katar Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Başbakan ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani'nin İsrail'in Güney Lübnan'a yönelik bombardımanını kınadığını bildirdi.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, Lübnanlı mevkidaşı Nevvaf Selam ile bir telefon görüşmesi gerçekleştiren başbakanın, tarafların Lübnan ve İsrail arasındaki ateşkes anlaşmasını tam olarak uygulaması gerektiğini vurguladığı belirtildi.

Açıklamada, Katar Başbakanı’nın İsrail güçlerinin tüm Lübnan topraklarından çekilmesi gerektiğini vurguladığı ifade edildi.

Arap Birliği

Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt dün yaptığı açıklamada, İsrail'in devam eden saldırganlığı karşısında Arap Birliği’nin Lübnan'a destek ve dayanışma içinde olduğunu ifade etti.

Ebu Gayt, X platformu aracılığıyla yaptığı açıklamada, Lübnan Dışişleri Bakanı Yusuf Raci'ye İsrail'in Lübnan'a yönelik saldırganlığını durdurmak amacıyla birliğin uluslararası temaslarını yoğunlaştıracağını bildirdi.

Ebu Gayt, Lübnan ile İsrail arasındaki ateşkes anlaşmasının tam olarak uygulanması gerektiğini vurguladı.

Birleşik Krallık

Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı David Lammy dün yaptığı açıklamada, İsrail-Lübnan sınırındaki gerilimin arttığı yönündeki haberlerden ülkesinin ciddi endişe duyduğunu ifade etti.

Lammy X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, Birleşik Krallık'ın tüm tarafları itidalli olmaya çağırdığını ve Lübnan'daki ateşkesin kalıcı bir barışa yol açması gerektiğini söyledi.

Mısır

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati dün yaptığı açıklamada, ülkesinin ‘Lübnan halkının güvenlik, emniyet ve istikrarını etkileyecek her türlü hareketi’ reddettiğini ifade etti.

Lübnanlı mevkidaşı Yusuf Raci ile bir telefon görüşmesi gerçekleştiren Abdulati, bölgede daha fazla istikrarsızlığa yol açabilecek bir gerilim döngüsüne girmenin tehlikeleri konusunda uyarıda bulundu.

Telefon görüşmesinde Abdulati, ‘Lübnan'ın güneyindeki son gelişmeleri ve bölgede gerginlik ve istikrarsızlığa yol açabilecek ve bölgedeki kırılgan durumu daha da alevlendirebilecek, Lübnan'ın güneyindeki endişe verici gerilime ilişkin son gelişmeleri’ ele aldı.

Abdulati, ‘Güney Lübnan'da çatışmaların durdurulması anlaşmasının uygulanması ve bu anlaşmaya uyulması, İsrail güçlerinin Güney Lübnan'dan derhal, tam ve eksiksiz olarak çekilmesi, Lübnan ordusunun 1701 sayılı kararı uygulamasının sağlanması ve kararın tüm taraflarca seçicilik yapılmaksızın tam ve eş zamanlı olarak uygulanmasının önemine’ işaret etti.

Abdulati ülkesinin Lübnan devletine, ulusal kurumlarına ve güvenlik sorunları karşısında istikrara verdiği desteği vurguladı.

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, hava kuvvetlerinin Lübnan'dan İsrail'e doğru atılan üç roketi önlediğini duyurdu. Roket atışlarının sorumluluğunu henüz üstlenen olmadı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Ordu Radyosu’ndan aktardığına göre, Lübnan'dan ateşlenen roketler üç aydan bu yana bir ilk ve Hizbullah tarafından ciddi bir ihlal teşkil ediyor.

İsrailli bir yetkili, “Bu sabah (cumartesi) Celile'ye altı roket atıldı. Bunlardan üçü İsrail topraklarına girdi ve İsrail Hava Kuvvetleri tarafından önlendi” dedi.

İsrail ordusu Güney Lübnan'daki Hizbullah hedeflerine yönelik saldırılarının bazılarını gösteren videolar yayınladı. Saldırılarda Hizbullah'a ait bir komuta merkezi ve roket rampaları hedef alındı.

Hizbullah ise yaptığı açıklamada roket ateşiyle ‘herhangi bir ilgisi olduğunu’ reddederek, ‘ateşkes anlaşmasına bağlı olduğunu ve mevcut gerilime karşı Lübnan devletinin arkasında durduğunu’ vurguladı.



Gazze’de Hamas karşıtı gösteriler sürüyor: Savaşı protesto etme hakları var

Beyt Lahiya'da yüzlerce Filistinli, Hamas karşıtı sloganlar atarak yürüyüş düzenledi (AFP)
Beyt Lahiya'da yüzlerce Filistinli, Hamas karşıtı sloganlar atarak yürüyüş düzenledi (AFP)
TT

Gazze’de Hamas karşıtı gösteriler sürüyor: Savaşı protesto etme hakları var

Beyt Lahiya'da yüzlerce Filistinli, Hamas karşıtı sloganlar atarak yürüyüş düzenledi (AFP)
Beyt Lahiya'da yüzlerce Filistinli, Hamas karşıtı sloganlar atarak yürüyüş düzenledi (AFP)

Gazze'de Hamas karşıtı eylemler sürerken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, rehinelerin serbest bırakılmaması halinde bazı bölgelere el koyacağını söyledi.

Netanyahu, Knesset’te (Meclis) dün yaptığı açıklamada Hamas’ın kalan rehineleri serbest bırakmasını talep etti:

Hamas rehinelerimizi serbest bırakmayı reddetmeyi sürdürdükçe, uyguladığımız baskıyı artıracağız. Bunu Knesset'teki meslektaşlarıma ve Hamas'a da söylüyorum: Bahsettiğim plan, burada ayrıntılarına giremeyeceğim diğer önlemlerle birlikte toprakların ele geçirilmesini de içeriyor.

Netanyahu’nun konuşması, Knesset’teki muhalif siyasetçilerin yuhalamaları nedeniyle sık sık kesildi.

Hamas ise yayımladığı açıklamada İsrail ordusunun rehineleri almak için kara harekatı düzenlemesi halinde esirlerin öldürülebileceğini bildirdi:

İşgalciler ne zaman esirlerini güç kullanarak geri almaya çalışsa, rehineler tabutta döndü.

Filistinli örgüt, Netanyahu yüzünden ateşkes anlaşmasının başarısızlığa uğradığını belirterek, İsrail liderinin Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in şantajlarına boyun eğdiğini söyledi.

Yaklaşık 10 bin kişi Batı Kudüs'te Netanyahu hükümetinin politikalarını protesto etmek için dün sokaklara çıktı. Göstericiler, iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet Direktörü Ronen Bar'ın görevden alınmasını ve Gazze'de tutulan İsraillilerin geri getirilmesine yönelik müzakerelerin
durdurulmasını protesto etti. Ulusal Birlik Partisi lideri Benny Gantz gibi muhalefetin önemli isimleri de yürüyüşe katıldı.

Diğer yandan Gazze Şeridi’nde de Hamas karşıtı gösteriler yapıldı. Salı başlayan eylemlerin ikinci gününde yüzlerce Filistinli, Gazze’nin kuzeyinde “Hamas defol” sloganlarıyla protesto düzenledi. Eylemciler, savaşın sonlandırılması çağrısı da yaptı.

Eylemler sürerken İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nin merkezine düzenlediği iki saldırıda 9 Filistinli öldürüldü. Saldırılardan birinde, Nuseyrat mülteci kampındaki bir yardım kuruluşunun önünde yemek almak için bekleyen Filistinliler hedef alındı. Yaralıların kaldırıldığı El Avde Hastanesi’nin paylaştığı bilgilere göre, aralarında bir kadın ve kızının bulunduğu en az 5 kişi hayatını kaybetti.

Hamas yetkilisi Basem Naim, halkın savaşın yarattığı ağır koşulları protesto etme hakkı olduğunu belirtirken, eylemlerin “şüpheli siyasi odaklar” tarafından organize edildiğini savundu. Hamas yetkilisi, eylemlerin arkasında Fetih Hareketi’nin olduğunu ima ederek şunları söyledi:

Kim bu insanlar, Batı Şeria’da neler yaşanıyor? Neden oradaki saldırganlığı protesto etmiyorlar ya da insanların bu savaşı kınamak için sokaklara çıkmasına izin vermiyorlar?

Fetih’in kontrolündeki Filistin Ulusal Yönetimi, eylemlerin ardından Hamas’ın “Gazze’deki Filistinlilerin çağrısına yanıt vermesi gerektiğini” söylemişti.

Gazze Şeridi, 1996-2006'da Filistin Ulusal Yönetimi'ne bağlıydı. Ancak Hamas, 2006'da yapılan seçimlerde, Fetih'i geçerek 132 sandalyeli mecliste 74 koltuk kazanmış, Fetih ise 45 sandalyede kalmıştı. Daha sonra taraflar arasında yaşanan anlaşmazlık nedeniyle 2007'de patlak veren çatışmalarda, Hamas bölgenin kontrolünü ele geçirmişti.

19 Ocak 2024’te yürürlüğe giren ateşkes ve esir takası anlaşmasının 42 günlük birinci aşaması 2 Mart'ta sona ermişti. İsrail, 1700'den fazla Filistinli mahkumu salıvermiş, Hamas da 8’i ölü 33 İsrailli ve 5 Taylandlı rehineyi serbest bırakmıştı.

Taraflar arasında anlaşma sağlanamadığı için ikinci aşamaya geçilememişti. Tel Aviv yönetimi, 2 Mart'ta Gazze Şeridi'ne her türlü insani yardım malzemesinin girişini durdurmuş, 9 Mart'ta da bölgeye elektrik tedarikini kesmişti. Bunların ardından İsrail ordusu, 18 Mart’ta ateşkes sürecini bozarak Gazze’ye saldırıları yeniden başlatmıştı.

Independent Türkçe, Guardian, Reuters, CNN