Mısır'ın, Filistinlilerin yerinden edilmesi karşılığında ekonomik olarak ticaret yapma girişimlerini reddetmesi yaygın tepkiye yol açtı

Parlamenterler ve medya profesyonelleri Kahire'nin "kararlı" konumunu övüyor

Yerinden edilmiş Filistinliler Netzarim Koridorunu geçerek Gazze Şeridi'nin kuzey bölgelerine doğru ilerliyor (AFP)
Yerinden edilmiş Filistinliler Netzarim Koridorunu geçerek Gazze Şeridi'nin kuzey bölgelerine doğru ilerliyor (AFP)
TT

Mısır'ın, Filistinlilerin yerinden edilmesi karşılığında ekonomik olarak ticaret yapma girişimlerini reddetmesi yaygın tepkiye yol açtı

Yerinden edilmiş Filistinliler Netzarim Koridorunu geçerek Gazze Şeridi'nin kuzey bölgelerine doğru ilerliyor (AFP)
Yerinden edilmiş Filistinliler Netzarim Koridorunu geçerek Gazze Şeridi'nin kuzey bölgelerine doğru ilerliyor (AFP)

Kahire'nin ekonomik destek karşılığında bile olsa Filistinlilerin yerlerinden edilmesini kategorik olarak reddettiğini yineleyen Mısır açıklaması, sosyal medyada yaygın bir şekilde paylaşıldı ve parlamenterler ve medya profesyonelleri tarafından övgüyle karşılandı.

Mısır Devlet Enformasyon Servisi (SIS) pazar günü yaptığı açıklamada, Kahire'nin Filistinlilerin Gazze Şeridi'nden zorla ya da gönüllü olarak çıkarılmasına yönelik her türlü girişimi reddettiğini bir kez daha teyit etti.

SIS tarafından yapılan açıklamada, Mısır'ın “Filistinlilerin Gazze Şeridi'nden çıkarılması girişimini, ekonomik yardım karşılığında kabul ettiği yönünde bazı medya organları tarafından ortaya atılan iddiaları tamamen reddettiği” belirtildi.

SIS açıklamasında, “Mısır'ın dış politikası genel olarak hiçbir zaman Mısır ve Arapların yüksek çıkarlarının herhangi bir karşılıkla takas edilmesine dayanmamıştır” ifadeleri yer aldı.

Açıklama şöyle devam etti: "Mısır'ın dış politikası genel olarak hiçbir zaman, türü ne olursa olsun, Mısır ve Arapların en yüksek çıkarlarını herhangi bir getiri karşılığında değiştirmeye dayanmadı."

Mısır Enformasyon Servisi, Filistin meselesinin “Mısır ve Arap ulusal güvenliğinin özü” olduğunu belirterek, Mısır'ın 75 yılı aşkın bir süredir Filistin meselesine ilişkin tutumunun “bu ulusal güvenliği ve Filistin halkının haklarını gözeten ilkeli ve sağlam bir tutum olarak kaldığını” kaydetti.

25 Ocak'tan bu yana ABD Başkanı Trump, Mısır ve Ürdün'ün Gazze'den çıkarılan Filistinlileri kabul etmesini önermiş, bunun üzerine başta Cumhurbaşkanı Abdülfettah es Sisi'nin “Filistinlilerin yerlerinden edilmesi bizim katılmayacağımız bir adaletsizliktir” şeklindeki açıklaması olmak üzere Mısır ve Arap tarafından bir dizi ret açıklaması gelmişti.

Mısır milletvekili Mustafa Bekri Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, SIS'in açıklamasını överek şunları söyledi: “Filistinlileri topraklarına kabul etme karşılığında Mısır'a para teklif ederek ikna etme girişimleri oldu, ancak Mısır bu konuyu reddetti ve Cumhurbaşkanı Abdülfettah es Sisi, dünyanın parası için bir karış toprağımızın satılmayacağını defalarca söyledi” dedi.

Bekri, “bir sonraki senaryonun Gazze halkına baskı uygulayarak onları Mısır sınırına doğru gönüllü göçe zorlamak olduğunun açık olduğunu ve İsrailli yetkililerin de bunu açıkladığını, ancak Mısır'ın bu planın önünde durduğunu ve göçe zorlama planını engellemek ve Filistin halkının kendi devletini kurmasını sağlamak için Gazze'nin yeniden inşasına yönelik bir plan sunduğunu, ancak Ortadoğu için büyük bir senaryo olduğu ve göçe zorlama konusunun da bunun bir parçası olduğunun açık olduğunu” kaydetti.

Mısır Senatosu Kültür ve Medya Komitesi Başkanı Mahmud Müslim, Mısır'ın yerinden edilme planını kabul etme karşılığında Kahire'yi ekonomik olarak takas etmeyi kategorik olarak reddeden açıklamasının övgüye değer bir tutum olduğunu, çünkü “Süveyş Kanalı'nın milyarlarca dolar kaybetmesi, Mısır'a gelen turizm ve Mısır'ın Gazze'ye sağladığı yardım şeklindeki büyük mali desteğin yanı sıra Gazze savaşından ekonomik olarak en çok etkilenen ülkenin Mısır olduğunu” söyledi.

Müslim Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, tüm bunların ışığında Mısır'ın “ekonomik krizini çözme karşılığında Filistin davasının tasfiyesini kabul etmeyeceğini gerçekte ve pratikte dünyaya gösterdiğini, çünkü Mısır'ın Filistin davasını desteklemenin bedelini kanla ödediğini, dolayısıyla ödeyebileceği en düşük bedelin para olduğunu” ifade etti.

Mısır Senatosu üyesi Usame el-Havari, SIS'in açıklamasını takdir etmekle birlikte, “Filistinlilerin yerlerinden edilmesi planına razı olma karşılığında para kabul etme konusunda, Mısır'ın adını kimsenin inanmadığı şeylere bulaştıran söylentilere yanıt vermeye gerek olmadığını” söyledi.

Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan el-Havari, “Mısır'ın pozisyonunun sadece mevcut savaşta değil, öteden beri açık olduğunu, Filistin davasının tasfiyesini ve Filistinlilerin yerlerinden edilmesini reddettiğini ve ne tür baskılar ve teklifler olursa olsun Mısır'ın bir karış toprağından bile vazgeçmeyeceğini” vurguladı.

Mısırlı gazeteci Ahmed Musa da SIS'in açıklamasını Facebook sayfasında paylaşarak şu tweeti attı: “Üç çeyrek asırdır Mısır'ın tutumu, ulusal güvenlik çıkarlarını ve Filistin halkının haklarını koruyarak tutarlı ve sağlam kalmıştır. Mısır, hiçbir zaman kendi ulusal güvenliğinin ve Arap ulusunun genel güvenliğinin gerekliliklerinden ya da Filistin halkının tek bir meşru hakkından küçük de olsa taviz vermeye zorlamayan muazzam ekonomik ve mali yüklere katlanmış ve Mısır, ahlaka dayanan ve her türlü takas düşüncesini tamamen reddeden dış politika ilkelerini bir kez daha teyit etmiştir.”

Gazeteci ve araştırmacı Muhammed Şat adlı bir hesap attğı tweette “SIS açıklamasında Mısır'ın yerinden edilme konusundaki tutumunu açıklayan belirleyici kelimeler... Red, kategorik, nihai ve takas kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı.

“Reddetme sözlerinin yoğunlaşması, ne kadar baskı uygulanırsa uygulansın hiçbir koşulda bu fikri kabul etmenin mümkün olmadığı ve sonuçları ne olursa olsun her türlü senaryoya hazır olduğumuz anlamına geliyor” diye ekledi.

ahmed isimli bir hesap ise attığı tweette, “Mısır'ın pozisyonu sağlamdır ... Yerinden edilme kabul edilemez ve Mısır için kırmızı çizgidir, Sina Mısırlılara aittir ve bir karış toprağından vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.



Hamas’tan protestoculara uyarı geldi: İşbirlikçiler cezalandırılacak

Gazze'de Hamas karşıtı protestolar sürerken, İsrail ordusunun savaşın başından beri öldürdüğü Filistinli sayısı 50 bini geçti (AFP)
Gazze'de Hamas karşıtı protestolar sürerken, İsrail ordusunun savaşın başından beri öldürdüğü Filistinli sayısı 50 bini geçti (AFP)
TT

Hamas’tan protestoculara uyarı geldi: İşbirlikçiler cezalandırılacak

Gazze'de Hamas karşıtı protestolar sürerken, İsrail ordusunun savaşın başından beri öldürdüğü Filistinli sayısı 50 bini geçti (AFP)
Gazze'de Hamas karşıtı protestolar sürerken, İsrail ordusunun savaşın başından beri öldürdüğü Filistinli sayısı 50 bini geçti (AFP)

Gazze’deki Hamas karşıtı eylemler üçüncü gününe girdi. Filistinli örgüt, İsrail'in çıkarlarına hizmet edenlerin "cezalandırılacağı" uyarısını yaptı.

Reuters’ın aktardığına göre Gazze’nin kuzeyinde salı günü başlayan eylemler, bölgenin merkezine doğru yayılıyor. Ancak Hamas’a bağlı polis ve güvenlik güçlerinin, sokaklara dökülen yüzlerce eylemciye müdahale etmediği aktarılıyor.

“Hamas defol” ve “Barış istiyoruz” sloganlarıyla yürüyüş düzenleyen eylemciler, İsrail saldırılarının ve 18 yıllık Hamas yönetiminin sonlandırılmasını talep ediyor.

New York Times’ın iletişime geçtiği protestoculardan Ahmed Masri, şu ifadeleri kullanıyor:

Hamas'ın gitmesi gerekiyor. Gitmezlerse akan kan, savaşlar ve yıkım durmayacak.

Gazze’nin kuzeyindeki Cibaliye’de yaşayan Filistinli analist Ekrem Atallah, Hamas’ın savaşçılarını sokağa çıkarması durumunda İsrail ordusu tarafından hedef alınmalarından endişelendiğini söylüyor. Analist, örgütün protestolara yönelik dikkatli davrandığını belirtiyor:

Bu harekete nasıl karşı koyabilirler? Güç kullanarak mı? Bu daha da büyük bir öfkeye neden olur.

Başta Hamas olmak üzere çeşitli Filistinli direniş örgütlerinin yer aldığı gruplar ortak bir açıklama yayımlayarak, “şüpheli eylemlerin liderlerinin cezalandırılacağı” uyarısında bulundu:

Siyonist imha makinesinin durmaksızın çalıştığını görmezden gelerek direnişi suçlamakta ve işgali aklamakta ısrar ediyorlar. Dolayısıyla bu şüpheli şahıslar, halkımızın kanının dökülmesinden en az işgalciler kadar sorumludur ve buna göre muamele göreceklerdir.

Hamas yetkilileri, halkın protesto hakkına sahip olduğunu fakat eylemlerin başka siyasi amaçlar için kullanılmasına izin vermeyeceklerini belirtiyor. Filistinli örgüt, İsrail destekli bazı kişilerin eylemleri örgütlediğini savunuyor.

Kimliğinin açıklanmaması şartıyla Reuters’a konuşan bir eylemciyse şunları söylüyor:

Biz direnişe karşı değiliz. Biz savaşa karşıyız. Bu kadar savaş yeter, yorulduk. Savaşlara karşı çıktıkları için, bombardıman ve açlık olmadan yaşamak istedikleri için insanlara işbirlikçi diyemezsiniz.

İsrail ise Gazze’de üç gündür süren eylemlere desteğiyle dikkat çekiyor. Savunma Bakanı Israel Katz, Hamas’ın protestolara kulak vermesini ve rehineleri serbest bırakarak savaşı sonlandırmasını istedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise protestoların, Gazze’ye saldırıları yeniden başlatma kararının “doğru hamle” olduğunu gösterdiğini iddia etti.

19 Ocak 2024’te yürürlüğe giren ateşkes ve esir takası anlaşmasının 42 günlük birinci aşaması 2 Mart'ta sona ermişti. İsrail, 1700'den fazla Filistinli mahkumu salıvermiş, Hamas da 8’i ölü 33 İsrailli ve 5 Taylandlı rehineyi serbest bırakmıştı.

Taraflar arasında anlaşma sağlanamadığı için ikinci aşamaya geçilememişti. Tel Aviv yönetimi, 2 Mart'ta Gazze Şeridi'ne her türlü insani yardım malzemesinin girişini durdurmuş, 9 Mart'ta da bölgeye elektrik tedarikini kesmişti. Bunların ardından İsrail ordusu, 18 Mart’ta ateşkes sürecini bozarak Gazze’ye saldırıları yeniden başlatmıştı.

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, Times of Israel