Cannes’da övgü toplayan film sansürlendi

Başroldeki Shahana Goswami, Asya Film Ödülleri'nde en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandı (AP)
Başroldeki Shahana Goswami, Asya Film Ödülleri'nde en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandı (AP)
TT

Cannes’da övgü toplayan film sansürlendi

Başroldeki Shahana Goswami, Asya Film Ödülleri'nde en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandı (AP)
Başroldeki Shahana Goswami, Asya Film Ödülleri'nde en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandı (AP)

Hindistan hükümeti, polisi şiddet yanlısı, İslamofobik ve kadın düşmanı olarak gösterdiği gerekçesiyle Santosh filmini sansürledi.

Britanya doğumlu Hindistanlı yönetmen Sandhya Suri’nin 2024 yapımı filmi, polis teşkilatına katılıp genç bir Dalit kızın öldürülmesini araştıran bir kadının hikayesini konu ediniyor. Hindistan’daki kast sisteminin en alt basamağında yer alan kişilere “Dalit” deniyor.

Film, Hindistan polis teşkilatındaki kadın düşmanlığını, Dalitlere karşı ayrımcılığı ve kötü muameleyle işkencenin normalleştirilmesini eleştiriyor. Bunlara ek olarak özellikle alt sınıftaki kadınlara yönelik cinsel şiddet ve ülkede son dönemde artan Müslüman karşıtı hareketlere de dikkat çekiyor.  

Guardian, Cannes’ın Belirli Bir Bakış bölümünde yayımlandığında övgü toplayan Santoshi’nin bu özellikleri nedeniyle Hindistan’da sansüre takıldığını aktarıyor.

Oyuncu kadrosu tamamen Hintilerden oluşan ve ülkede çekilen film, senaryo aşamasında yetkililerden onay almıştı. Hindistan'ın en büyük sinema zinciri de ocak ayında filmin dağıtımını üstlenmişti.

Ancak sinema filmlerini inceleyen Merkezi Film Sertifikasyon Kurulu (CBFC), polisin “olumsuz şekilde tasvir edildiğini” savunarak yapımın vizyona girmesini onaylamadı. Devlete bağlı CBFC, Hindistan’daki kurmaca bir kentte geçen yapımla ilgili karara ilişkin herhangi bir yorum yapmadı.

Filmin yönetmeni ve senaristi Suri, Santosh’un Hindistan’da vizyona girmesi için mücadele verdiğini fakat CBFC’nin çokça kesinti talep ettiğini ve bunları yapmak istemediğini söylüyor.

Kararı “hayal kırıklığı” diye niteleyen sinemacı şöyle devam ediyor:

Bu kesintileri yapmak ve vizyonuma sadık kalmak bir yana, filmin mantıksal akışını korumak bile çok zor hale geldi. Belki de bu filmde herkesin ahlaki açıdan o kadar da sağlam olmaması ve tek bir kahramandan söz edilememesi rahatsızlık uyandırdı. Bence bu açıdan, Hindistan sinemasında genellikle çürümüş bir sistemde başına buyruk bir polisi anlatan diğer filmlerden ayrı bir yerde duruyor.

CBFC'nin raporu sunulduktan sonra karara ancak mahkemede itiraz edilebiliyor. Suri, filmin Hintli izleyicilere ulaşması için mücadeleyi sürdüreceğini söylüyor.

Independent Türkçe, Guardian, India Today



Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?
TT

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorların asteroit çarpmasından önce çöküşe geçtiği teorisinin doğru olmadığı öne sürüldü.

Milyonlarca yıl boyunca yeryüzüne hükmeden dinozorların soyu, 66 milyon yıl önce Dünya'ya çarpan bir göktaşının etkisiyle tükenmişti. 

Bugüne kadar bulunan bazı fosiller, dinozorların bu olaydan önce sayı ve çeşitlilik açısından gerilediğine işaret ediyordu. Özellikle göktaşından önceki yıllarda fosil sayısının azalması bu teoriyi destekliyordu. Bazı bilim insanları, asteroit gezegene çarpmasa bile bu sürüngelerin yok olma sürecine girdiğine inanıyordu. 

University College London'dan paleontolog Chris Dean "Dinozorların asteroit çarpmadan önce de yok olmaya mahkum olup olmadığı 30 yılı aşkın süredir tartışılan bir konu" diyor.

Dean ve ekip arkadaşları bu soruya yanıt bulmak için 66 milyon ila 84 milyon yıl önce Kuzey Amerika'da yaşamış 4 dinozor türüne ait 8 binden fazla fosili inceledi. 

Bulguları hakemli dergi Current Biology'de dün (8 Nisan) yayımlanan çalışmada dinozor çeşitliliğinin yaklaşık 76 milyon yıl önce zirveye ulaştığı ve ardından kitlesel yok oluşa kadar azaldığı bulundu. Bu eğilim, dinozorların soyu tükenmeden önceki 6 milyon yılda daha belirgindi. 

Ancak araştırmacılar, paleontologların asteroit çarpmasından önceki yıllarda ne kadar araziye erişebildiğini ve bu bölgelerde kaç kazı çalışması yapıldığını hesaplayınca, bilim insanlarının elinde pek örnek olmadığını tespit etti. Ekip, bu döneme ait jeolojik kayıtların açığa çıkmadığını veya üstünün bitki örtüsüyle kaplı olduğunu buldu.

Ayrıca çevresel koşullar veya diğer faktörlerin bu düşüşü açıklayamadığını söylüyorlar. Geliştirdikleri modellere göre dinozorların sayısı, göktaşı çarpmasına kadar stabildi. 

Bilim insanlarına göre dinozorlar kitlesel yok oluştan önce muhtemelen çökmeye başlamamıştı. Bu izlenimin, döneme ait fosillerin iyi korunmamış ya da bulunmasının zor olmasından kaynaklandığını düşünüyorlar. 

Makalenin bir diğer yazarı Alfio Alessandro Chiarenza, "Dinozorlar muhtemelen kaçınılmaz bir yok oluşa mahkum değildi" diyerek ekliyor: 

Eğer o asteroit olmasaydı, hâlâ bu gezegeni memeliler, kertenkeleler ve hayatta kalan torunları olan kuşlarla paylaşıyor olabilirlerdi.

Diğer yandan bazı bilim insanları yeni çalışmanın, dinozorların türlerinin azalmaya başladığı teorisini çürütmediğini savunuyor.

Reading Üniversitesi'nden Manabu Sakamoto'nun araştırmasına göre dinozorların yaşadığı 175 milyon yıl boyunca, yeni dinozor türlerinin ortaya çıkma hızı genel olarak yavaşlamıştı ve yeni türlerinin gelişmesinden çok daha fazla sayıda türün nesli tükeniyordu. 

Sakamoto, yeni araştırma mevcut fosillerde sapma olduğunu öne sürmesine karşın dinozor çeşitliliğindeki bu uzun vadeli düşüşün geçerliliğini koruduğunu söylüyor: 

Bu iki durum aynı anda geçerli olabilir.

Independent Türkçe, Live Science, New Scientist, Current Biology