Pentagon, Tahran ile artan gerilimin ortasında bölgeye uçak gemisi gönderiyor

USS Carl Vinson uçak gemisi, 5 Mart 2018 (AFP)
USS Carl Vinson uçak gemisi, 5 Mart 2018 (AFP)
TT

Pentagon, Tahran ile artan gerilimin ortasında bölgeye uçak gemisi gönderiyor

USS Carl Vinson uçak gemisi, 5 Mart 2018 (AFP)
USS Carl Vinson uçak gemisi, 5 Mart 2018 (AFP)

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, İran'ın nükleer programı nedeniyle Washington ile Tahran arasında gerilim artarken ve ABD'nin Husilere yönelik saldırıları devam ederken, Ortadoğu'ya bir uçak gemisi ve bir savaş uçağı filosu da dâhil olmak üzere ilave takviye kuvvet gönderilmesi talimatı verdi.

USS Carl Vinson uçak gemisinin Hint-Pasifik'teki manevralarını tamamlar tamamlamaz bölgeye ulaşması bekleniyor.

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü Sean Parnell dün yaptığı açıklamada, Pentagon’un USS Harry S. Truman uçak gemisi grubunun konuşlandırılma süresini de uzatmaya karar verdiğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Bloomberg'den aktardığına göre, bölgede aynı anda iki uçak gemisinin bulunması, geçen yıl Joe Biden yönetimininkine benzer bir güç gösterisini yansıtan nadir bir hareket.

Parnell, “Savunma Bakanı Hegseth, İran ya da bölgedeki vekil güçleri tarafından tehdit edilmeleri halinde ABD'nin güçlerini ve çıkarlarını korumak için kararlı bir şekilde harekete geçeceğini vurguladı” dedi. Parnell ayrıca, Hegseth’in ‘hava savunma kabiliyetlerini arttırmak üzere bölgeye ilave filoların ve diğer hava unsurlarının’ konuşlandırılması talimatı verdiğine dikkat çekti.

Parnell yaptığı açıklamada, USS Carl Vinson'un USS Harry S. Truman'a katılarak ‘hava savunma kabiliyetlerini daha da arttıracağını’ söyledi. Parnell, “Bölgesel istikrarı desteklemeye devam etmek, saldırganlığı caydırmak ve bölgedeki serbest ticaret akışını korumak için bu adım atılıyor” dedi.

Söz konusu gelişme, İran Dini Lideri Ali Hamaney'in herhangi bir ABD ya da İsrail saldırısına ‘sert bir misilleme saldırısı’ ile karşılık verileceği tehdidinde bulunmasının ardından geldi.

Bu tehdit, ABD Başkanı Donald Trump'ın nükleer programından vazgeçmesi için bir anlaşmayı kabul etmemesi halinde İran'ı bombalama tehdidine yanıt olarak geldi.

Geçtiğimiz hafta İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Trump yönetiminin ‘askeri tehditleri’ devam ettiği sürece ülkesinin ABD ile doğrudan müzakerelerde bulunmayı reddettiğini açıkladı.

Trump, hafta sonu NBC News'e verdiği bir demeçte, “Eğer bir anlaşmaya varmazlarsa, daha önce hiç görmedikleri şekilde bir bombardıman olacak” ifadesini kullandı.

Trump, pazartesi günü Truth Social platformu aracılığıyla Husileri ve İranlıları, gemilere yönelik saldırıların durmaması halinde ‘daha büyük adımların atılacağı’ konusunda uyardı. Trump, “Onlar seyrüsefer özgürlüğünü tehdit etmeyi bırakana kadar saldırılarımız devam edecek” dedi.

İran Devrim Muhafızları Ordusu'nun (DMO) Füze Birimi Komutanı Emir Ali Hacızade pazartesi günü yaptığı açıklamada, “Amerikalıların İran'ı çevreleyen bölgede en az 10 üssü ve 50 bin askeri var. Kimin camdan bir evi varsa insanlara taş atmamalı” ifadelerini kullandı.

İran Dini Lideri’nin danışmanlarından Ali Laricani, ABD tarafından saldırıya uğraması halinde İran'ın nükleer silah üretme yoluna gidebileceğini ima etti. Devlet televizyonuna konuşan Laricani şu ifadeleri kullandı: “Dini Lider’in fetvası nükleer silahları yasaklıyor ama ABD bir hata yaparsa İran halkı nükleer silah üretilmesini talep etmek zorunda kalabilir. Amerikalıların kendi akil adamları, İran'a saldırırlarsa onu nükleer silahlara doğru iteceklerini anlamış durumda.”

Şarku’l Avsat’ın Washington Free Beacon'dan aktardığına göre, ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü James Hewitt, “Başkan Trump ve yönetimi askeri tehditlere müsamaha göstermez” dedi.

Batılı güçler, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) İran'ın yüzde 60 uranyum stokunun altı bomba üretmeye yetecek miktarda olduğunu bildirmesinin ardından, Tahran'ın zenginleştirme oranını nükleer silah üretimi için gerekli olan yüzde 90'a çıkarmak istemesi halinde İran'ın nükleer programının yön değiştirebileceğinden endişe ediyor.



Witkoff ve Kushner, AB dışişleri bakanlarına Gazze'deki gelişmeler hakkında bilgi verdi

ABD Başkanı Donald Trump'ın damadı Jared Kushner ve ABD Özel Temsilcisi Steve Witkoff Berlin'deki Adlon Oteli'nden ayrılırken (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump'ın damadı Jared Kushner ve ABD Özel Temsilcisi Steve Witkoff Berlin'deki Adlon Oteli'nden ayrılırken (AFP)
TT

Witkoff ve Kushner, AB dışişleri bakanlarına Gazze'deki gelişmeler hakkında bilgi verdi

ABD Başkanı Donald Trump'ın damadı Jared Kushner ve ABD Özel Temsilcisi Steve Witkoff Berlin'deki Adlon Oteli'nden ayrılırken (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump'ın damadı Jared Kushner ve ABD Özel Temsilcisi Steve Witkoff Berlin'deki Adlon Oteli'nden ayrılırken (AFP)

Bir Avrupalı yetkili, ABD Başkanı Donald Trump’ın özel temsilcileri Steve Witkoff ve Jared Kushner’ın bugün Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanlarını Trump’ın Gazze’ye ilişkin planındaki son gelişmeler hakkında bilgilendirdiğini açıkladı. Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre bilgilendirme, video konferans yöntemiyle gerçekleştirilen bir çevrim içi toplantı sırasında yapıldı.

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, günün erken saatlerinde yaptığı açıklamada, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas’a, Brüksel’de düzenlenen bir toplantı kapsamında Amerikalı temsilcilerin AB dışişleri bakanlarına planın uygulanmasına ilişkin son durumu aktarmasını önerdiğini söyledi.

Witkoff ve Kushner aynı zamanda, Almanya Başbakanlık Ofisi’nde düzenlenen bir toplantıya katılarak, uzun süredir devam eden Rusya-Ukrayna savaşının nasıl sona erdirilebileceğine dair görüşmeler yaptı. Ukrayna’nın olası toprak tavizleri, Kiev’e yönelik gelecekteki güvenlik garantileri ve Moskova’nın Avrupalılar ile Amerikalılar tarafından sunulabilecek herhangi bir öneriyi kabul edip etmeyeceği konularında ise belirsizlik sürüyor.

Trump yönetimi, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesini sağlayarak yeniden savaşa dönülmesini önlemeyi ve kırılgan ateşkesi korumayı hedefliyor. Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı iki gün önce anlaşmanın geçtiğimiz ekim ayında yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail saldırılarında 383 Filistinlinin hayatını kaybettiğini açıklarken, Hamas mensuplarının düzenlediği saldırılarda da bazı İsrail askerlerinin öldüğü bildirildi.

Anlaşmanın ikinci aşaması, İsrail’in Gazze’nin bazı bölgelerinden çekilmesini, uluslararası istikrar gücünün konuşlandırılmasını ve Trump’ın liderliğinde kurulması öngörülen barış konseyini içeren yeni yönetim yapısının hayata geçirilmesini öngörüyor.


Trump'ın Fed başkan adayı, bankaların bağımsızlığını taahhüt etti

Kevin Hassett, 13 Kasım 2025 tarihinde Beyaz Saray'da kameralara konuşurken (Reuters)
Kevin Hassett, 13 Kasım 2025 tarihinde Beyaz Saray'da kameralara konuşurken (Reuters)
TT

Trump'ın Fed başkan adayı, bankaların bağımsızlığını taahhüt etti

Kevin Hassett, 13 Kasım 2025 tarihinde Beyaz Saray'da kameralara konuşurken (Reuters)
Kevin Hassett, 13 Kasım 2025 tarihinde Beyaz Saray'da kameralara konuşurken (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump’ın ekonomi danışmanı ve ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanlığı için en güçlü aday olarak gösterilen Kevin Hassett, Fed’in temel görevinin bağımsızlığını ortaya koymak olduğunu vurgularken, buna karşın başkanın görüşlerinin de ‘önemli olmaya devam ettiğini’ söyledi.

Hassett, CBS televizyonunda yayımlanan Face the Nation programına verdiği demeçte, “Başkanın üst düzey danışmanı olarak, farklı konular hakkında onunla neredeyse her gün konuşuyorum” dedi.

Mevcut Fed Başkanı Jerome Powell’ın görev süresinin gelecek mayıs ayında sona ermesi sonrası bu göreve getirilmesi hâlinde, başkanla istişareyi sürdürüp sürdürmeyeceği sorusuna Hassett, “Para politikasını zaten görüştüm” yanıtını verdi.

Hassett, “Başkan Trump’ın yapılması gerekenlere ilişkin güçlü ve iyi düşünülmüş görüşleri olduğuna inanıyorum. Ancak nihayetinde Fed’in görevi bağımsız olmaktır” ifadelerini kullandı.

Başkanın görüşlerinin Fed Yönetim Kurulu üyelerinin oylarıyla aynı ağırlığa sahip olup olmadığı sorusuna ise Hassett net bir şekilde, “Hayır, kesinlikle değil… Hiçbir ağırlığı olmayacak” cevabını verdi.

“Burada mesele yalnızca görüşün doğruluğu ve veriye dayanıp dayanmadığıdır” diye ekledi.

Trump, 2 Aralık’ta yaptığı açıklamada, 63 yaşındaki Hassett’in Jerome Powell’ın yerine geçmesi için en güçlü aday olduğunu belirtmişti.

Ekonomi alanında doktora derecesine sahip olan Hassett, halen Beyaz Saray bünyesinde faaliyet gösteren ve başkan ile ABD yönetimine ekonomi politikaları konusunda danışmanlık yapan Ulusal Ekonomi Konseyi’nin başkanlığını yürütüyor. Hassett ayrıca, Trump’ın ekonomi politikalarını savunmak üzere sık sık televizyon programlarına katılıyor.

Hassett, Fed başkanlığı için potansiyel aday olarak öne çıkıyor

Trump’ın ilk görev döneminde Hassett, ekonomik araştırma ve analizle görevli bir başka kurum olan Ekonomik Danışmanlar Konseyi’nin başkanlığını yürüttü.

Öte yandan, iç bölünmelerin yaşandığı Fed, çarşamba günü bu yıl üst üste üçüncü kez faiz indirimine gitti. Fed, enflasyonun yüksek seyrini koruduğu ve Trump yönetiminin ikinci döneminde uygulamaya konulan gümrük tarifelerinin ekonomide olumsuz etkiler göstermeye başladığı bir ortamda, iş gücü piyasasına ilişkin artan endişelere işaret etti.

Faiz oranının çeyrek puan düşürülmesiyle hedef aralık yüzde 3,50 ile yüzde 3,75 seviyesine çekildi. Bu oran, yaklaşık üç yılın en düşük düzeyi olarak kayda geçti.

Hassett dün CBS kanalında yaptığı açıklamada, Trump’ın ekonomi politikalarını savunurken, olası bir diğer aday olan Kevin Warsh’a da atıfta bulunarak, “Eğer Fed Başkanı olursa, Kevin Warsh’un da başkanla konuşmasını umuyorum” dedi.

Fed başkanlığına aday gösterilecek herhangi bir ismin, Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olduğu ABD Senatosu’nun onayını alması gerekiyor.

Trump, ilk döneminde atadığı Jerome Powell’ın görev süresini kısaltmaya yönelik girişimlerde bulunmuş, sert eleştiriler ve tekrarlanan şikâyetlerle Powell’ı hedef almıştı. Trump, daha sonra bu atamadan duyduğu pişmanlığı dile getirerek, Fed’in faizleri ‘fazla yüksek’ seviyelerde tuttuğunu savunmuştu.

Trump, çarşamba günü yaptığı açıklamada, Fed’in o gün aldığı kararda politika faizini en az ‘iki katı’ oranında düşürebileceğini söyledi.

Pazar günü Beyaz Saray’da yaptığı açıklamalarda Powell’a yönelik eleştirilerini sürdüren Trump, “Onun liderliği altında sıkıntı çekiyoruz. Yakında faizleri düşürmek isteyen ehil bir Fed başkanına kavuşacağız” ifadelerini kullandı.

Trump, “O yetersiz… Trump karşıtlığı sendromundan mustarip, beceriksiz bir kişi” dedi.


Avustralya: Müfettişler, Bondi Plajı saldırısının faillerinin DEAŞ mensubu olduklarına inanıyor

Bondi Plajı saldırısının şüphelisinin evini çevreleyen şeridi kaldıran Avustralyalı bir polis memuru (Reuters)
Bondi Plajı saldırısının şüphelisinin evini çevreleyen şeridi kaldıran Avustralyalı bir polis memuru (Reuters)
TT

Avustralya: Müfettişler, Bondi Plajı saldırısının faillerinin DEAŞ mensubu olduklarına inanıyor

Bondi Plajı saldırısının şüphelisinin evini çevreleyen şeridi kaldıran Avustralyalı bir polis memuru (Reuters)
Bondi Plajı saldırısının şüphelisinin evini çevreleyen şeridi kaldıran Avustralyalı bir polis memuru (Reuters)

Avustralya Yayın Kurumu (ABC), Avustralya istihbarat biriminin altı yıl önce Bondi Plajı saldırganlarından birinin DEAŞ ile bağlantıları olduğunu araştırdığını bildirdi.

Avustralya polisi, 50 yaşındaki bir adam ile 24 yaşındaki oğlunun pazar günü Sidney’de ünlü bir plajda Hanuka Bayramı kutlaması yapanlara ateş açtığını, saldırıda 15 kişinin hayatını kaybettiğini ve 40’tan fazla kişinin yaralandığını açıkladı.

Avustralya medyası, saldırganların Sajid Akram ile oğlu Naveed Akram olduğunu ve Sajid Akram’ın polisle çıkan çatışmada öldüğünü, Naveed Akram’ın ise polis gözetiminde hastanede tedavi gördüğünü bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın ABC’den aktardığına göre, Bondi Plajı saldırısını soruşturan ortak terörle mücadele ekibindeki üst düzey bir yetkili, Avustralya Güvenlik ve İstihbarat Teşkilatı’nın (ASIO) 2019 yılında Naveed Akram ile ilgili bazı şüpheleri araştırdığını belirtti.

Haberde, Naveed Akram’ın, Temmuz 2019’da yakalanan ve Avustralya’da bir terör eylemi planlamakla suçlanan DEAŞ üyesiyle yakın bağlantısı olduğunun düşünüldüğü ifade edildi.

ABC, terörle mücadele soruşturmacılarının, Bondi Plajı saldırısını gerçekleştiren silahlı kişilerin DEAŞ mensubu olabileceğine inandığını bildirdi.

ABC’ye konuşan yetkililer, silahlı kişilerin araçlarında iki DEAŞ bayrağı bulunduğunu da açıkladı.

ASIO Genel Direktörü Mike Burgess dün gazetecilere yaptığı açıklamada, saldırganlardan birinin kendileri tarafından bilindiğini ancak ‘acil tehdit’ olarak görülmediğini belirterek, “Dolayısıyla burada yaşanan olayın şartlarını yeniden gözden geçirmemiz gerektiği açık” dedi.

Yeni Güney Galler polisi ise ABC’nin haberini doğrulayamayacaklarını belirtirken, ASIO da ‘bireyler veya devam eden soruşturmalar hakkında yorum yapmadığını’ açıkladı.