İkonik yönetmenden şaşırtan itiraf: O kadar da özel bulmuyorum

David Cronenberg, son filmi Kefenler'i yazarken 43 yıllık eşi Carolyn'in ölümünden ilham aldığını söylüyor (SBS Productions)
David Cronenberg, son filmi Kefenler'i yazarken 43 yıllık eşi Carolyn'in ölümünden ilham aldığını söylüyor (SBS Productions)
TT

İkonik yönetmenden şaşırtan itiraf: O kadar da özel bulmuyorum

David Cronenberg, son filmi Kefenler'i yazarken 43 yıllık eşi Carolyn'in ölümünden ilham aldığını söylüyor (SBS Productions)
David Cronenberg, son filmi Kefenler'i yazarken 43 yıllık eşi Carolyn'in ölümünden ilham aldığını söylüyor (SBS Productions)

Beden korkusu (body horror) türünün öncüsü kabul edilen usta yönetmen David Cronenberg, sinema salonlarına dair nostaljik duygular taşımadığını ve dijitalleşen film yapım süreçlerini daha verimli bulduğunu söyledi.

Interview Magazine için meslektaşı Jim Jarmusch'a konuşan Cronenberg, filmlerinin toplu bir izleyiciyle sinema salonunda izlenmesinin kendisi için özel bir anlam taşımadığını belirtti.

"O hissi yaşamıyorum"

"Filmleri gerçek sinema salonlarında sadece arada sırada, genellikle film festivallerinde izliyorum ve projeksiyon kalitesi her zaman iyi olmuyor" diyen Cronenberg, sözlerine şöyle devam etti: 

Venedik'te Spike Lee'yle sahnedeydim. Sinemanın bir katedral gibi olduğunu, neredeyse dini bir yönü bulunduğunu söylüyordu. Ona, 'Ben Arabistanlı Lawrence'ı (Lawrence of Arabia) akıllı saatimden izliyorum ve orada bin deve var, hepsini görebiliyorum' dedim. Şaka yapıyordum ama anlatmak istediğim şey, sinema deneyimini o kadar da etkileyici bulmadığımdı. Belki yaşlandığım içindir. O toplu izleme hissini yaşamıyorum.

Teknolojiye karşı açık yaklaşımı filmlerine de yansıyan Cronenberg, dijital kameralarla çalışmanın kolaylıklarının, film şeridinin sunduğu görsel avantajların önüne geçtiğini düşünüyor. Kurgu süreçlerinde film şeridiyle çalışmanın epey kısıtlayıcı olduğunu belirten usta yönetmen, dijital araçların sağladığı kontrol imkanlarını öne çıkardı.

"İnsanların dijital platformlarda bir filmi izledikten sonra duyduğu tutkuyu, eskiden sinema salonundan çıktıktan sonra hissettiğimiz heyecana benzetiyorum" diyen Cronenberg, "Farklı olabilir ama daha kötü değil. Ayrıca filmle çalışmayı da özlemiyorum. Kurgu ve montaj benim için tam bir kabustu. Artık çok daha fazla kontrol sahibiyiz ve bir film yapıyorsanız, bir dereceye kadar kontrol manyağısınız demektir" ifadelerini kullandı.

Cronenberg'in son filmi Kefenler (The Shrouds) şu sıralar ABD sinemalarında gösterimde. Yönetmenin 2024 Cannes Film Festivali'nde prömiyer yapan filminde, eşini kaybeden bir adamın yas sürecini, karısının cesedini canlı yayın yapan bir tabut içinde saklayarak yaşaması konu ediliyor.

"Böyle bir filmi sadece Cronenberg çekebilir"

Filmin başrollerinde Fransız aktör Vincent Cassel, Guy Pearce ve Diane Kruger yer alıyor. Yardımcı rollerdeyse Sandrine Holt, Elizabeth Saunders ve Al Sapienza var.

IndieWire'ın incelemesinde filmle ilgili şu yorum yer alıyor:

Yönetmenin eşinin kaybından ilham alan Kefenler, sadece David Cronenberg'in çekebileceği türden bir yas hikayesi. Alaycı, duygusuz ve zaman zaman öylesine cansız ki, sanki film kendisi de katılaşmış gibi. Görüntüler, projeksiyondan perdeye ulaşmadan çok önce ölmüş gibi duruyor. Ama başka ne beklenirdi ki?

Kefenler, Türkiye'de 23 Mayıs'ta sinemaseverlerle buluşacak.

82 yaşındaki Kanadalı sinemacı, Sinek (The Fly), Çarpışma (Crash) ve Müstakbel Suçlar (Crimes of the Future) gibi filmleriyle de tanınıyor. 

Independent Türkçe, IndieWire, Interview Magazine



Stranger Things'in yıldızından finale dair yürek burkan ipucu

Stranger Things, 1980'lerde kurgusal bir Amerikan kasabasında yaşanan bir dizi paranormal olayı konu alıyor (Netflix)
Stranger Things, 1980'lerde kurgusal bir Amerikan kasabasında yaşanan bir dizi paranormal olayı konu alıyor (Netflix)
TT

Stranger Things'in yıldızından finale dair yürek burkan ipucu

Stranger Things, 1980'lerde kurgusal bir Amerikan kasabasında yaşanan bir dizi paranormal olayı konu alıyor (Netflix)
Stranger Things, 1980'lerde kurgusal bir Amerikan kasabasında yaşanan bir dizi paranormal olayı konu alıyor (Netflix)

Netflix'in fenomen dizisi Stranger Things, 2023 sonunda Londra'daki West End gösteriminin ardından Broadway sahnesine taşındı. Stranger Things: İlk Gölge (Stranger Things: The First Shadow) adlı tiyatro oyunu, dün akşam New York'ta prömiyerini yaptı.

Oyun ve final sezonu bağlantılı

Stranger Things'in senaristlerinden Kate Trefry'nin kaleme aldığı yapım, televizyon dizisinde yaşananların öncesini konu alıyor.

1959'da Hawkins kasabasında geçen hikayede, diziden tanıdığımız, Winona Ryder'ın canlandırdığı Joyce ve David Harbour'ın oynadığı Hopper gibi karakterlerin lise yılları anlatılıyor. Kasabaya yeni gelen öğrenci Henry Creel'in gizemli yetenekler kazanmasıyla lise hayatı altüst oluyor.

Dizinin yaratıcıları Duffer Kardeşler, tiyatro oyununun yönetici yapımcılığını üstlendi. İkili, oyunla dizinin final sezonunun nasıl bağlantı kuracağını da planladı. 

Ross Duffer, Hollywood Reporter'a yaptığı açıklamada, "Biz 5. sezonu yazarken Kate ve yönetmen Stephen Daldry oyunun provalarını yapıyordu. En büyük önceliğimiz mitolojinin eksiksiz örtüşmesini sağlamaktı, böylece ister önce diziyi izleyin, ister oyunu izleyin, her şey birbiriyle bağlantılı olacak" diyerek ekledi:

Ayrıca oyun, 5. sezonda büyük sürprizlere dönüşecek bazı ipuçlarını da barındırıyor ama her şeyi açık etmiyor. Çünkü final sezonunun kendi başına da dimdik ayakta durmasını istiyoruz. Bu, ince bir dengeydi.

Final sezonu öncesi düzenlenen Broadway galasında, dizinin yıldızları da kırmızı halıda yer aldı. Noah Schnapp, Natalia Dyer, Charlie Heaton, Jamie Campbell Bower ve Cara Buono gibi birçok yıldız, New York'taki Marquis Tiyatrosu'nda düzenlenen törene katılan isimler arasındaydı.

"Gözyaşları sel olacak"

Oyunu ilk kez izleyen 20 yaşındaki Schnapp, final sezonuyla ilgili ipuçları vererek, "İzleyiciler gerçekten yıkılacak" dedi: 

Her ne kadar üzücü olsa da dünyanın bu finali nasıl karşılayacağını görmek için sabırsızlanıyorum. Gözyaşlarının sel olacağı kesin. Ama kötü anlamda söylemiyorum; gerçekten harika bir sezon oldu ve insanlar bayılacak.

Ross Duffer ise final sezonu için "Hepimiz için uzun bir yolculuğun sonu olacak. Hem diziyi yapan ekip hem de karakterler için. Ve gerçekten şimdiye kadarki en hızlı başlangıcımızı yapıyoruz, kahramanlarımız hemen harekete geçiyor. Ama sanırım en duygusal sezonumuz da bu olacak" dedi: 

Son bölümler özellikle çok sert etki bırakacak çünkü aslında hepimizin çıktığı bu yolculuğun ve çocukluğun sonunu anlatıyor.

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, People