Trump yönetiminin gümrük vergileri ve Fed konusunda çelişkili mesajları küresel piyasalarda kafa karışıklığına yol açtı

Tokyo'da sektörel hisse senedi fiyat endekslerini gösteren elektronik ekranın önünden geçen bir adam (Reuters)
Tokyo'da sektörel hisse senedi fiyat endekslerini gösteren elektronik ekranın önünden geçen bir adam (Reuters)
TT

Trump yönetiminin gümrük vergileri ve Fed konusunda çelişkili mesajları küresel piyasalarda kafa karışıklığına yol açtı

Tokyo'da sektörel hisse senedi fiyat endekslerini gösteren elektronik ekranın önünden geçen bir adam (Reuters)
Tokyo'da sektörel hisse senedi fiyat endekslerini gösteren elektronik ekranın önünden geçen bir adam (Reuters)

Küresel hisse senetleri bugün düşüş yaşarken, dolar geçici bir toparlanmanın ardından yatırımcıların ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin gümrük tarifeleri konusundaki çelişkili mesajlarını ve Fed'in liderliği konusundaki değişken tutumunu değerlendirmeye devam etmeleri nedeniyle piyasalardaki temkinli havanın etkisiyle ivme kaybetti.

Geçtiğimiz hafta Trump, Fed Başkanı Jerome Powell'a yönelik sert bir saldırı başlatmış, ardından Powell'ın istifasına yönelik çağrılarını geri çekmiş ve bu da medyadaki büyük ivmeye rağmen Çin'e yönelik ticaret politikasının geleceğine ilişkin yatırımcılar arasındaki belirsizliği derinleştirmişti.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre ABD yönetimi, Pekin ile yeni görüşmelerin önünü açmanın bir parçası olarak ithal Çin mallarına uygulanan gümrük vergilerini düşürmeyi düşünüyor. Wall Street Journal bu haberi doğrularken, Hazine Bakanı Scott Besant böyle bir hamlenin tek taraflı olmayacağını vurgulayarak Beyaz Saray Sözcüsü Caroline Leavitt'in benzer açıklamalarını yineledi.

Çin Ticaret Bakanlığı dün, ABD'nin ticaret anlaşmazlığına bir çözüm bulmayı ‘gerçekten istiyorsa’ gümrük vergileriyle ilgili tüm tek taraflı önlemleri kaldırmasını talep etti. Bu gelişmeler dün ABD hisse senetlerini ve doları yükseltti, ancak bugün ivme azaldı; Avrupa ve Asya hisse senedi endeksleri yüzde 0,6 ve S&P 500 vadeli işlemleri yüzde 0,5 düştü.

Dolar kazançlarının bir kısmını kaybederek Japon yeni ve İsviçre frangı karşısında yüzde 0,6 düşerek sırasıyla 142,5 yen ve 0,826 frank olurken, euro yüzde 0,5 artarak 1,1375 dolara yükseldi.

Rabobank analistleri, “Temsili siyaset temsili piyasalar üretir” diyerek son seanslarda piyasalara hakim olan yüksek volatiliteye atıfta bulundu ve ABD yönetiminin sürekli yön değiştirmesinin genellikle karışık piyasa tepkilerine yol açtığını belirtti.

Borç cephesinde ise uzun vadeli ABD Hazine tahvil getirileri, Trump'ın Powell'a ilişkin geri adımının ABD maliye ve para politikasının güvenilirliğine ilişkin endişeleri hafifletmesiyle istikrar kazandı. On yıllık tahvilin getirisi 3 baz puan düşerek yüzde 4,36'ya geriledi.

Aşırı dalgalanma döneminin ardından, gösterge endeks nispeten sakin hareket ettiği art arda üçüncü gününde. Piyasalar aralık ayına kadar 80 baz puanın üzerinde bir faiz indirimini fiyatlıyor, ancak ABD gümrük tarifelerinin seviyesi ve büyüme ve enflasyon üzerindeki potansiyel etkisi belirsizliğini koruyor ve piyasaları daha fazla dalgalanmaya karşı savunmasız bırakıyor.

Tokyo, Washington ile yeni bir ticaret görüşmesi turuna hazırlanırken Japonya'nın Nikkei endeksi yüzde 0,5'lik artışla öne çıkan bir performans sergiledi. Müzakereci Ryusei Akazawa, 30 Nisan'dan itibaren ABD'yi ziyaret etmek üzere son düzenlemeleri yapıyor.

Bugün yayınlanan bir anket, nisan ayında Alman iş dünyası güveninde beklenmedik bir iyileşme olduğunu gösterdi. ABD ve Avrupa şirketlerinin kazanç sonuçları karışıktı. Gucci'nin ana şirketi Kering'in hisseleri yüzde 6 düştü. İlk çeyrek gelirlerinde beklenenden daha büyük bir düşüş kaydetti. Diğer yandan yatırımcılar, Alphabet'in ABD piyasaları kapandıktan sonra açıklayacağı sonuçları bekliyor.



İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe