Netflix'in 100 tam puanlı Kore dizisi beğeni topluyor

Yönetmenliğini Kim Won-seok'un üstlendiği, senaryosunu ise Lim Sang-choon'un kaleme aldığı dizi, yaklaşık 40 milyon dolarlık bütçesiyle şimdiye dek yapılmış en pahalı K-dramalardan biri (Netflix)
Yönetmenliğini Kim Won-seok'un üstlendiği, senaryosunu ise Lim Sang-choon'un kaleme aldığı dizi, yaklaşık 40 milyon dolarlık bütçesiyle şimdiye dek yapılmış en pahalı K-dramalardan biri (Netflix)
TT

Netflix'in 100 tam puanlı Kore dizisi beğeni topluyor

Yönetmenliğini Kim Won-seok'un üstlendiği, senaryosunu ise Lim Sang-choon'un kaleme aldığı dizi, yaklaşık 40 milyon dolarlık bütçesiyle şimdiye dek yapılmış en pahalı K-dramalardan biri (Netflix)
Yönetmenliğini Kim Won-seok'un üstlendiği, senaryosunu ise Lim Sang-choon'un kaleme aldığı dizi, yaklaşık 40 milyon dolarlık bütçesiyle şimdiye dek yapılmış en pahalı K-dramalardan biri (Netflix)

Netflix'teki Güney Kore yapımı dizi, sessiz sedasız ilerleyerek geçen hafta itibarıyla 32,9 milyon izlenme sayısına ulaştı. Hem televizyon yazarlarının hem de izleyicilerin kalbini kazanan yapım, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da da 100 üzerinden 100 tam puan almayı başardı.

"Duygusal, sade, derinlikli ve sessizce etkileyici" diye tanımlanan yapım, kalabalık dizi dünyasında içten tonuyla öne çıkıyor.

Dayanıklılık, kayıp ve kültürel aidiyet üzerine

Güney Kore'nin Jeju Adası'nda 1951'de geçen hikaye, büyük hayallerinden hiç vazgeçmeyen ama hayatın onu bambaşka yönlere savurduğu genç kadın Oh Ae-sun'un yaşamını konu alıyor. Çocukluk arkadaşı Yang Gwan-sik'le kurduğu uzun soluklu bağ ise dizi boyunca anlatının omurgasını oluşturuyor.

Dizi, büyük sürprizler ve dramatik dönemeçler yerine zaman içinde yavaş yavaş değişen arzuları, aile bağlarını ve aşkı odağına alıyor. Dayanıklılık, kayıp ve kültürel aidiyet gibi temalara da derinlikli bir şekilde değiniyor. 

Güney Kore'de daha çok pop yıldızı kimliğiyle tanınan IU, Ae-sun karakterine ruh kazandırırken, Park Bo-gum ise Gwan-sik rolünde sade ve etkili bir performans sergiliyor. İkilinin çekimlerden önce uzun süre birlikte vakit geçirerek doğal bir uyum yakalamaya çalıştığı ve bu enerjinin ekrana da yansıdığı yorumlarda sıkça dile getiriliyor.

"İnce işlenmiş oyunculuklar"

Oyunculukları abartıdan uzak ve doğal bulan eleştirmenler, dizinin genel tonunu da övgüyle anıyor. RogerEbert.com, When Life Gives You Tangerines için "4 mevsimlik bir aşk hikayesi" yorumunu yaptı.

South China Morning Post ise dizinin "samimi yaklaşımı" ve "ince işlenmiş oyunculukları"nı öne çıkarırken, yapımın alışılmışın dışındaki sakin ritmini beğendiğini yazdı.

Öte yandan bazı eleştirmenler dizinin yavaş temposunun, 12 bölümlük sezonu tamamlamayı zorlaştırabileceğini belirtti. Decider, "K-dramalara özel ilgisi olmayanlar için bu çatışma oranı düşük, hayatın içinden öyküyü 12 bölümde izlemek zorlayıcı olabilir. Belki daha az bölümle ya da uzun metraj bir filmle anlatılsa daha etkili olurdu" yorumunu yaptı.

Yine de birçok izleyici, dizinin yaş almak, değişen beklentiler ve yıllara yayılan dostlukları abartıya kaçmadan, ağır melodram ya da pembe dizi tonuna düşmeden işlemesini takdir etti.

"Hüzünlü ama umut verici"

Bir Rotten Tomatoes yorumu şöyle diyor: 

Ae-sun'un yolculuğu buruk bir hikaye... Hayallerinden nasıl uzaklaştığını görmek hüzünlü ama hayatın içindeki tatlı anları yakalayabilmesi umut verici.

Duygusal sahneleriyle izleyiciyi sık sık gözyaşlarına boğan diziyi seyrederken mendil bulundurmakta fayda var.

Independent Türkçe, Metro, Express



Fransa'da ruh sağlığı, sahte terapistlerin yeni üreme alanı haline geldi

Fransa'da ruh sağlığı, koçların kontrolsüz terapötik uygulamalara güvendiği, hızla büyüyen bir pazar haline geldi (AFP)
Fransa'da ruh sağlığı, koçların kontrolsüz terapötik uygulamalara güvendiği, hızla büyüyen bir pazar haline geldi (AFP)
TT

Fransa'da ruh sağlığı, sahte terapistlerin yeni üreme alanı haline geldi

Fransa'da ruh sağlığı, koçların kontrolsüz terapötik uygulamalara güvendiği, hızla büyüyen bir pazar haline geldi (AFP)
Fransa'da ruh sağlığı, koçların kontrolsüz terapötik uygulamalara güvendiği, hızla büyüyen bir pazar haline geldi (AFP)

Fransız basın ajansına göre, “psikolog” veya “psikolojik danışman” gibi unvanlarla kendilerini tanıtan kişiler, artan talep ve düzenlemelerin eksikliğini fırsat bilerek Fransa'nın ruh sağlığı sektörünü istila ediyor ve bu durum büyük riskler doğuruyor.

“Bu tedavi hayatımı mahvetti”... 25 yaşındaki Marie (gerçek adı değil), durumunu bu sözlerle anlatıyor. Cinsel yaşamını etkileyen psikolojik sorunları olan bu genç kadın, gittiği fizik tedavi uzmanının tavsiyesi üzerine “kadınların bedenlerini geri kazanmalarına yardımcı olan” bir tedaviye yönlendirildi.

Sonuncusu, bir sujufoloji uzmanı (psikolojik bozuklukların tedavisinde nefes, hareket ve görselleştirme tekniklerini kullanan bilim dalı) ve hipnoz uyguluyor. İkinci seansta, Marie'nin zihninde garip bir görüntü belirdi: Kendisi iki yaşında iken dedesinin vücuduna dokunduğunu hayal etti.

 “Tamamen şoke oldum. Ona bunun ne anlama geldiğini sordum, o da ‘Sen ensestin kurbanısın, buna hiç şüphe yok’ diye cevap verdi.”

Bir başka seansta, terapist Mary'nin “ruhlarla iletişim kurma yeteneği” olduğunu söyledi. Mary, sujufoloji uzmanı ile ilişkisini kesti ve “bu teşhisle” yalnız başına yoluna devam etti.

Sekiz ay sonra her şeyini kaybettiğini anlayınca bir psikiyatriste başvurdu. Mary şöyle diyor: "Hemen sinirlendi ve bana, 'Hipnoz gerçek bir bilim değil! Beynin sana sahte anılar gönderebilir, bu yüzden çok dikkatli olmalısın” dedi.

Mary, kapsamlı bir takip sonucunda, uydurulmuş sahte anıların harekete geçirilmesinin kurbanı olduğuna inanmaya başladı.

Mivelodis, son yıllarda çok sayıda benzer vaka bildirimi aldıktan sonra, son raporunda, sahte anıların karmaşık bir kavram olduğunu ve bunların “uygunsuz hatta sapkın” olabilecek tedavilerden kaynaklandığı konusunda uyarıda bulundu.

Mary, “Ona çok kızgınım. Beni uyarmalıydı” dedi.

3 bin 900 Euro’ya destek               

Mivelodis,"Zayıf bir şekilde düzenlenen ruh sağlığı alanındaki artan endişelerden" söz etti.

Fransız İçişleri Bakanlığı'na bağlı kuruluşa göre ruh sağlığı “hızla genişleyen bir pazar haline geldi ve bu pazarda, ciddi psikolojik hasara yol açabilecek denetimsiz psikoterapi yöntemlerine başvuran danışmanlar veya koçlara yaygın olarak güveniliyor”.

Ruh sağlığı, “Kovid” salgınıyla birlikte sahte bilim uzmanlarının tercih ettiği bir alan haline geldi.

Ruhsal bozukluklar konusunda uzmanlaşmış bir halk sağlığı doktoru olan Michael Worms-Irminger, “Profesyonel ve eğlence kanallarında çok sayıda insan, herhangi bir eğitim almadan yapılandırılmış psikoterapi gibi tedaviler sunarak ruhsal sağlık sorunlarını tedavi edebildiğini iddia ediyor” diyor.

Kimisi kaygı ve dikkat eksikliği bozukluklarını tedavi ettiğini iddia ederken, kimisi otizm, şizofreni veya bipolar bozukluğu tedavi ediyor.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Mivelodis’in başkanı Donatien Le Vaillant yaptığı açıklamada, örgütün "ağır metalleri vücuttan uzaklaştırarak detoks etkisi sağladığını iddia eden besin takviyeleri, esrar veya şelasyon protokolleri" ( vücuttaki toksik metal ve kimyasalların uygun bir “şelatör” ile bağlanarak dokulardan sökülmesi, böbrek ve karaciğer yoluyla vücuttan uzaklaştırılması işlemi) gibi alternatif tedavi seçeneklerine dayalı "son 10 yılda otizm vakalarında iki katına çıkan bildirimlerin" olduğunu belirtti.

Mivelodis'in 2022-2024 yılları arasında aldığı bildirimlerin en büyük kısmını sağlık ve refah oluşturdu (%37) ve vakaların yüzde 80'i sağlık çalışanı olmayan kişileri içeriyordu.

Son zamanlarda, annelerin yorgunluğunu istismar eden ve genç, bitkin anneleri hedef alan yeni bir ticaret ortaya çıktı.

Mivelodis, “sahte koç” vakasından bahsediyor. Bu koçlar, “aşırı duyarlı” olarak teşhis edilen “kırılgan ve depresif” anneleri, 3 bin 900 avro karşılığında internet üzerinden destek almaları için kandırıyor.

'Çok fazla kafa karışıklığı var'

Kendini psikoterapist olarak tanımlayan bu kişilerin işleri, devlet tarafından tanınan ünvanların düzenlenmemesi nedeniyle gelişiyor; yalnızca psikolog, psikiyatrist ve psikoterapist ünvanları korunuyor.

Le Vaillant, "Herkes kendine koç veya danışman diyebilir" diyor. "Yasa kapsamında değil ama çok fazla kafa karışıklığına yol açıyor."

Michael Worms-Irminger, bu isimlerin "psikolojiyle meşru bir bağlantıya işaret ettiğini" belirtiyor.

Ruh Sağlığı ve Psikiyatri Bakanlık Temsilcisi Frank Bellevier, sağlık otoritelerinin, insanların bu uygulamalara başvurmasına yol açan "cehalet" ile mücadele etmek için "etkili bir şekilde iletişim kurmaya" devam etmeleri gerektiğine inanıyor.

Eski yargıç ve Tarikat Mağdurları ve Aileleri Ulusal Savunma Birliği Başkanı Catherine Katz, “Spiritüel liderlerin folklorik imajından kurtulmalıyız” diyor. Katz, “Günümüzün spiritüel liderleri sınırsız bir hayal gücüne sahip” diye ekliyor.

Mikael Worms Erminiger, tıbbi çölleşmenin “her türden koç”ların işine yarayabileceğini, “pahalı” psikolojik bakım için “bekleme sürelerinin” “korkutucu” boyutlara ulaşabileceğini belirtiyor.