Haberler: Ulusal Güvenlik Danışmanı ve yardımcısı Beyaz Saray'dan ayrıldı

Steve Witkoff muhtemelen Waltz'un yerini alacak

Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz (solda) ve Savunma Bakanı Pete Hegseth "Signal" skandalına karıştı (AFP)
Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz (solda) ve Savunma Bakanı Pete Hegseth "Signal" skandalına karıştı (AFP)
TT

Haberler: Ulusal Güvenlik Danışmanı ve yardımcısı Beyaz Saray'dan ayrıldı

Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz (solda) ve Savunma Bakanı Pete Hegseth "Signal" skandalına karıştı (AFP)
Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz (solda) ve Savunma Bakanı Pete Hegseth "Signal" skandalına karıştı (AFP)

Beyaz Saray kaynakları, Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz ve yardımcısı Alex Wong'un, “Signal” skandalından birkaç hafta sonra görevlerinden ayrılacağını belirtti.

ABC haber ağı, başkanlık özel temsilcisi Steve Wight'ın Waltz'ın yerine ulusal güvenlik danışmanı olarak atanabileceğini bildirdi. Bu adım, Başkan Donald Trump'ın göreve gelmesinden 100 gün sonra yapılan ilk kabine değişikliği olacak.

Mike Waltz, geçtiğimiz mart ayında “Signal” uygulaması üzerinden bir hesap açtıktan sonra, yanlışlıkla “The Atlantic” dergisinin genel yayın yönetmeni Jeffrey Goldberg'i bu hesaba ekleyerek büyük bir skandala karışmıştı. Bu hesapta, ulusal güvenlik yetkilileriyle Yemen'deki Husi grubuna ait hedeflere askeri saldırı planları hakkında yapılan görüşmelerin ifşa edildiği ortaya çıktı.

dfgtrh
Waltz, Başkan Trump ve Beyaz Saray Özel Kalem Müdürü Susie Wiles ile Beyaz Saray'da düzenlediği basın toplantısında, 4 Şubat (AFP)

Goldberg, üst düzey yetkililerin görüşmede bahsi geçen askeri saldırılara ilişkin detayları yayınlamadan, bu görüşmedeki rolünü ortaya koyan bir makale yayınladı. Savunma Bakanı Pete Hegseth, Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard ve CIA Direktörü John Ratcliffe'in sohbette gizli bilgi paylaştıkları iddialarını reddetmesinin ardından Goldberg, yetkililerin görüştüğü kişilere ilişkin saldırıların zamanlaması ve kullanılan silah setleri de dahil olmak üzere ek ayrıntılar yayınladı.

vfbgnhjm
Yemen'de Husilere karşı saldırı düzenleme planlarını içeren bir grup sohbetine katılan Amerikalı yetkililer (AFP)

Waltz, kapalı kapılar ardında haberin doğruluğunu kabul etti ve Beyaz Saray yetkilileri onun istifa edip etmemesi gerektiğini tartıştı. Ancak Waltz pozisyonunu korudu ve Trump o dönemde kendisinden istifa etmesini istemedi. Başkan, Waltz'a desteğini dile getirerek onu "dersini almış iyi bir adam" olarak tanımladı.

Waltz'un yardımcısı Alex Wong, ilk Trump yönetiminde Kuzey Kore özel temsilci yardımcısı ve Dışişleri Bakanlığı'nda Doğu Asya ve Pasifik işlerinden sorumlu dışişleri bakan yardımcısı olarak görev yapmıştı. Trump, atama duyurusunda Wong'un, Kuzey Kore lideri Kim Jong Un ile zirve görüşmelerinde yardımcı olduğunu söyledi.



İran: Uranyum zenginleştirmek için ‘her hakka’ sahibiz

 İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi medya mensuplarına konuşurken (EPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi medya mensuplarına konuşurken (EPA)
TT

İran: Uranyum zenginleştirmek için ‘her hakka’ sahibiz

 İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi medya mensuplarına konuşurken (EPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi medya mensuplarına konuşurken (EPA)

İran bugün, Batı'nın Tahran'ın nükleer silah peşinde olabileceğine dair artan korkularına ve ABD ile görüşmelerin ertelenmesine rağmen uranyum zenginleştirme ‘hakkını’ savundu.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi X platformunda yaptığı paylaşımda, “İran'ın tam nükleer yakıt döngüsüne sahip olmaya hakkı var” dedi ve Tahran'ın Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'nın (NPT) imzacılarından olduğunu belirtti.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Arakçi, “Nükleer silahları tamamen reddederken uranyum zenginleştiren pek çok NPT imzacısı ülke var” ifadesini kullandı.

NPT imzacısı ülkeler, nükleer stoklarını beyan etmek ve bunları Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) gözetimi altına almakla yükümlüdür.

ABD ve diğer Batılı ülkeler İran'ı nükleer silah elde etmeye çalışmakla suçlarken, Tahran bunu reddediyor ve nükleer programının sadece sivil amaçlı olduğunda ısrar ediyor.

İran ve ABD, 12 Nisan'dan bu yana Tahran'ın nükleer programına ilişkin görüşmeler yürütüyor.

Bu görüşmeler, Donald Trump'ın 2018'deki ilk başkanlık döneminde ABD'yi büyük güçlerin İran'la yaptığı anlaşmadan çekmesinden bu yana İran'ın nükleer programına ilişkin en üst düzey temas olma özelliğini taşıyor.

Tahran tarafından geliştirilen yerli santrifüjler (Arşiv-AFP)Tahran tarafından geliştirilen yerli santrifüjler(Arşiv-AFP)

Arabulucu Umman bu hafta başında yaptığı açıklamada, başlangıçta cumartesi günü (bugün) yapılması planlanan dördüncü tur görüşmelerin ‘lojistik nedenler’ ileri sürülerek ertelendiğini duyurdu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio perşembe günü verdiği bir demeçte, İran'a uranyum zenginleştirmekten ‘vazgeçmesi’ çağrısında bulunarak, ‘dünyada uranyum zenginleştiren ülkelerin nükleer silah sahibi ülkeler olduğunu’ söyledi.

İran şu anda uranyumu yüzde 60'a kadar zenginleştiriyor. Bu oran anlaşmada öngörülen yüzde 3,67'lik oranın oldukça üzerinde, ancak askeri kullanım için gerekli olan yüzde 90'lık eşiğin halen altında.

Stoklar önde gelen Batılı ülkeler için endişe kaynağı. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Nool Barrot pazartesi günü yaptığı açıklamada, İran'ın ‘nükleer silah edinmenin eşiğinde’ olduğunu söyledi ve Tahran'ın nükleer faaliyetlerinin Avrupa güvenliğine bir tehdit olarak görülmesi halinde Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarının yeniden devreye sokulabileceğini ifade etti.

Tahran, 2015 nükleer anlaşmasının imzacılarından biri olan Fransa'nın açıklamalarını ‘gülünç’ olarak nitelendirdi.

Arakçi daha önce İran'ın uranyum zenginleştirme hakkının ‘müzakere edilemez’ olduğunu söylemişti.

UAEA Başkanı Rafael Grossi çarşamba günü yaptığı açıklamada, zenginleştirilmiş malzemenin ‘kolayca eritilebileceğini’ ya da İran dışına ‘gönderilebileceğini’ söyledi.

Geçtiğimiz ay İran hükümet sözcüsü Fatma Muhacerani zenginleştirilmiş malzemenin transferinin ‘kırmızı çizgi’ olduğunu belirtmişti.

Rubio, İran'ın nükleer tesislerinin ABD'li uzmanlar tarafından da denetlenmesine izin vermesi gerektiğini vurguladı.

Rubio ayrıca Tahran'a, İsrail'e ve Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırıları ABD'nin misilleme saldırılarına yol açan Yemen'deki Husilere verdiği desteği sona erdirmesi çağrısında bulundu.

Tahran, Washington ile görüşmelerin sadece nükleer program ve yaptırımların kaldırılması konularını ele almasında ısrar ediyor ve bölgesel nüfuzu ve askeri kabiliyetleri ile ilgili müzakereleri dışlıyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu geçtiğimiz hafta, güvenilir bir anlaşmanın ‘İran'ın nükleer silahlar için uranyum zenginleştirme kabiliyetini ortadan kaldırması’ ve balistik füze geliştirmesini engellemesi gerektiğini söyledi. Arakçi ise Netanyahu'yu ABD politikasını ‘dikte etmekle’ suçladı.