ABD istihbaratından Trump'ı yalanlayan Venezuela raporu

ABD, Tren de Aragua ve MS-13 gibi çetelere mensup olduğunu savunduğu kişileri El Salvador'a göndermişti (Reuters)
ABD, Tren de Aragua ve MS-13 gibi çetelere mensup olduğunu savunduğu kişileri El Salvador'a göndermişti (Reuters)
TT

ABD istihbaratından Trump'ı yalanlayan Venezuela raporu

ABD, Tren de Aragua ve MS-13 gibi çetelere mensup olduğunu savunduğu kişileri El Salvador'a göndermişti (Reuters)
ABD, Tren de Aragua ve MS-13 gibi çetelere mensup olduğunu savunduğu kişileri El Salvador'a göndermişti (Reuters)

ABD'de Ulusal İstihbarat Konseyi'nin 7 Nisan tarihli değerlendirmesi basına yansıdı. 

Raporda, Venezuela'daki yetkililerin Tren de Aragua çetesinin eylemlerini kendi topraklarında ya da ABD'de yönetmediğinin düşünüldüğü bildirildi. Bazen çetenin faaliyetlerine göz yumulsa da Nicolás Maduro rejiminin Tren de Aragua'yı bir güvenlik tehdidi olarak gördüğü vurgulandı. 

Seçim kampanyasında düzensiz göçmenleri toplu şekilde sınır dışı etme vaadi veren Donald Trump, bu sözünü gerçekleştirmek için Yabancı Düşmanlar Yasası'nı kullandı. Amerikan basını, gizliliğinin kaldırılmasıyla erişilen istihbarat raporunun, ABD Başkanı'nın bu yasayı kullanma gerekçesini çürüttüğünü vurguluyor. 

18. yüzyıldan kalma yasayı yürürlüğe sokan Trump, Tren de Aragua çetesinin Venezuela'daki Nicolás Maduro rejiminin emriyle ABD'yi istila etmeye çalıştığını savunuyor. 

Bunun için kanıt göstermeyen ABD lideri, çete üyesi olduğu iddia edilen pek çok göçmenin düzgün bir yargı sürecinden geçmeden El Salvador'daki bir cezaevine gönderilmesini bu yasayla sağladı. 

1798 tarihli Yabancı Düşmanlar Yasası, Başkan'a belgesiz göçmenleri hedef alma ve sınır dışı etme konusunda olağanüstü yetkiler veriyor. Bu yasa, 1812 Savaşı, I. Dünya Savaşı ve II. Dünya Savaşı dönemlerinde "aktif yabancı düşmanların" ülkeden çıkarılması amacıyla kullanılmıştı.

Çok sayıda Venezuela yurttaşını uçaklarla bindirip El Salvador'daki yüksek güvenlikli bir mega hapishaneye gönderen ABD yönetimine sonrasında mahkemeler engel oldu.  

Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği (ACLU) Venezuelalıların ABD'ye geri getirilerek normal bir şekilde yargılanmasını verdiği dava dilekçesinde talep ediyor.

Venezuela İçişleri Bakanı Diosdado Cabello, 21 Mart'ta Telegram hesabından yaptığı paylaşımda, El Salvador'daki yüksek güvenlikli cezaevine gönderilen göçmenlerin Tren de Aragua çetesine üye olmadığını belirtmişti.

Cabello, Venezuela polisinin 2023'te düzenlediği kapsamlı baskınlar sonucu sözkonusu çetenin çökertildiğini savunmuştu.

Independent Türkçe, New York Times, Washington Post



ABD, göçmenleri askeri uçaklarla Libya'ya göndermeyi planlıyor

Libyalılar 28 Nisan 2025'te Trablus'un Şehitler Meydanı'nda yürüyor. Trump yönetimi bölünmüş ülkeye göçmen göndermeyi planlıyor (AFP)
Libyalılar 28 Nisan 2025'te Trablus'un Şehitler Meydanı'nda yürüyor. Trump yönetimi bölünmüş ülkeye göçmen göndermeyi planlıyor (AFP)
TT

ABD, göçmenleri askeri uçaklarla Libya'ya göndermeyi planlıyor

Libyalılar 28 Nisan 2025'te Trablus'un Şehitler Meydanı'nda yürüyor. Trump yönetimi bölünmüş ülkeye göçmen göndermeyi planlıyor (AFP)
Libyalılar 28 Nisan 2025'te Trablus'un Şehitler Meydanı'nda yürüyor. Trump yönetimi bölünmüş ülkeye göçmen göndermeyi planlıyor (AFP)

Reuters'ın haberine göre Trump yönetimi, göçmenleri askeri uçakla Libya'daki gözaltı merkezlerine göndermeyi planlıyor.

The New York Times'a konuşan yetkililer, uçağın çarşamba günü kadar erken kalkabileceğini söyledi. Uçuşta yer alacak kişilerin uyrukları henüz belli değil.

Libya'da şiddetli çatışmalar var ve insan hakları grupları, ülkedeki göçmen gözaltı merkezlerini "korkunç" ve "içler acısı" diye niteliyor.

Bu girişim, Trump yönetiminin göçmenleri ABD'ye girmekten caydırmaya ve ülkede yasadışı olarak bulunanlara, zor koşullara sahip ülkelere gönderilebilecekleri mesajını vermeye çalıştığı dönemde geldi.

Yine de uçuş, yasal, lojistik ya da diplomatik kısıtlamalar nedeniyle gerçekleşmeyebilir. Yönetim daha önce de bir grup Venezuelalıyı El Salvador'a gönderdiği için sert tepkiyle karşılaşmıştı. Bu kişiler teröristlere ayrılmış bir hapishanede tutuluyor.

Dışişleri Bakanlığı, "suç, terörizm, patlamamış kara mayınları, iç karışıklık, insan kaçırma ve silahlı çatışmalar" nedeniyle Amerikan halkına Libya'ya gitmemeyi tavsiye ediyor.

Ülke, uzun yıllar diktatörlük yapan Muammer Kaddafi'nin 2011'de devrilmesinden bu yana yıllardır süren iç savaşla karşı karşıya ve hâlâ bölünmüş durumda. Birleşmiş Milletler'in tanıdığı hükümet Libya'nın batısını Trablus'tan yönetiyor. Aynı zamanda doğu, ülkenin petrol sahalarının çoğunu kontrol eden savaş lordu Halife Hafter liderliğindeki hükümet tarafından yönetiliyor.

ABD'nin Trablus'taki hükümetle sadece resmi ilişkisi var ama bu Hafter'in oğlu Saddam'ın geçen hafta Washington'ı ziyaret etmesini ve birkaç Trump yetkilisiyle görüşmesini engellemedi. Trump'ın Beyaz Saray'daki ilk döneminde Hafter'le dostane bir ilişkisi vardı.

Libya, Avrupa'ya gitmeye çalışan göçmenler için merkez niteliğinde. Ülkede mülteciler ve göçmenler için çok sayıda gözaltı tesisi var. Uluslararası Af Örgütü, 2021 tarihli raporunda bu tesislerin "erkeklere, kadınlara ve çocuklara yönelik cinsel şiddet" kanıtlarıyla "korkunç" bir "cehennem manzarası" oluşturduğunu belirtmişti.

Öte yandan Küresel Gözaltı Projesi, Libya'da tutulan göçmenlerin "fiziksel kötü muamele ve işkencenin" yanı sıra zorla çalıştırma ve köleliğe maruz kalabileceğini açıklamıştı.

Dışişleri Bakanlığı geçen sene yıllık raporunda ülkedeki gözaltı merkezlerindeki "sert ve hayati tehlike oluşturan" koşullara işaret etmişti. Raporda göçmenlerin "göçmenlik mahkemelerine ya da yasal süreçlere erişimlerinin olmadığı" belirtilmişti.

Carnegie Endowment for International Peace'de Libya uzmanı olan Frederic Wehrey, The Times'a şunları söyledi:

Bu göçmen hapishanelerinde bulundum ve burası göçmenler için uygun bir yer değil. Savunmasız birini atmak için korkunç bir yer.

Independent Türkçe