Fiziksel aktivitede keskin düşüşün görüldüğü yaş belirlendi

Kas kütlemizi ve hareket kabiliyetimizi zaman içinde kaybediyoruz. Ancak fiziksel aktiviteyi bırakmak sadece formda olmakla ilgili olmayabilir.

Araştırmacılar, fiziksel aktivitemizin azaldığı bir yaş olduğunu söylüyor. Ancak değişim sadece fiziksel değil (Pexels)
Araştırmacılar, fiziksel aktivitemizin azaldığı bir yaş olduğunu söylüyor. Ancak değişim sadece fiziksel değil (Pexels)
TT

Fiziksel aktivitede keskin düşüşün görüldüğü yaş belirlendi

Araştırmacılar, fiziksel aktivitemizin azaldığı bir yaş olduğunu söylüyor. Ancak değişim sadece fiziksel değil (Pexels)
Araştırmacılar, fiziksel aktivitemizin azaldığı bir yaş olduğunu söylüyor. Ancak değişim sadece fiziksel değil (Pexels)

Bilim insanları fiziksel aktivitemizin azaldığı yaşı belirledi.

Boston'daki Northeastern Üniversitesi'nden araştırmacılar bu yaşın 49 olduğunu söyledi. Ama neden?

Fizik tedavi, insan hareketleri ve rehabilitasyon bilimleri alanından yardımcı doçent Timothy Morris yaptığı açıklamada, "Beynin, insanların fiziksel aktivite davranışlarındaki bazı değişiklikleri bir nevi tahmin edebildiğini gördük" diyor.

Morris, yakın zamanda Journal of Gerontology'de yayımlanan çalışmanın ortak yazarı.

Bilim insanları Cambridge Yaşlanma ve Nörobilim Merkezi'nin daha önce topladığı verileri analiz ederek bu sonuca ulaştı. 18 ila 81 yaşındaki yetişkin katılımcıların yer aldığı bir çalışmaya odaklandılar. Çalışma, katılımcıların kendi bildirdikleri egzersiz verilerini ve beyinlerinin MR görüntülerini içeriyordu ve istatistiksel bir teknik kullanılarak düşüşün gerçekleştiği yaşa ulaşıldı.

Araştırmacılar daha sonra bunun neden böyle olduğunu anlamayı amaçladı. Yaşlandıkça aktifliğimizin azalma eğiliminde olduğu, kas kütlemizi ve hareket kabiliyetimizi kaybettiğimiz zaten iyi bilinen bir gerçek. Ancak bir kişinin hedeflerine odaklanma, planlama ve bunları gerçekleştirme becerisinin (çalışma belleği ve özdenetim gibi süreçler de dahil) nasıl değiştiğini anlamak araştırmacıların kilit odak noktasıydı.

Morris, "Artık farklı araştırma grupları arasında, beyinde fiziksel aktiviteyi tam olarak neyin öngördüğünü inceleyen bir uzlaşma görmeye başlıyoruz" diyor.

Teorilerine göre yaşlanma, belirli ortamlara adapte olmamızı sağlayan beyin yapılarından oluşan belirginlik ağında değişimlere yol açıyor ve bu da fiziksel aktivitede değişikliklere neden oluyor. 

Morris, "Bu çalışmada, sözkonusu ağın sadece yaşam boyu fiziksel aktiviteyle ilişkili olmadığını, aynı zamanda bu negatif ilişkiye aracılık ettiğini bulduk" ifadelerini kullanıyor.

Yani yaş ve fiziksel aktivite negatif hale geliyor ve bu ilişkiye belirginlik ağı aracılık ediyor.

Öte yandan bunun nedenini belirlemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var.

Morris "İnsanların fiziksel aktivite yapmalarını sağlayan bilişsel kaynakları desteklemek amacıyla, kısmen beyindeki mekanizmalardan kaynaklanan fiziksel aktivite düşüşlerini görmeye başlamadan çok önce, orta yaş boyunca fiziksel aktiviteyi sürdürmelerini sağlamalıyız" diye belirtiyor.

Independent Türkçe



2026 Dünya Kupası kirlilikte zirve yapacak

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

2026 Dünya Kupası kirlilikte zirve yapacak

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Çevrecilerin yeni bir araştırmasında gelecek yıl Birleşik Devletler, Kanada ve Meksika'da düzenlenecek Dünya Kupası'nın, turnuva tarihinde "iklime en fazla zarar veren" etkinlik olacağı öne sürülüyor.

FIFA'nın 2026 Dünya Kupası'ndaki takım sayısını 32'den 48'e çıkarmasıyla, Küresel Sorumluluk için Bilim İnsanları (SGR), turnuvanın yaratacağı sera gazı emisyonlarının, son 4 Dünya Kupası'nın ortalama karbondioksit eşdeğerini neredeyse iki katına çıkaracağını hesapladı.

Raporda bu durumun, "hava yolculuğuna duyulan yüksek bağımlılık ve maç sayısındaki kayda değer artıştan" kaynaklandığı iddia edilirken, 2026 için öngörülen toplam rakamın "tüm yıl boyunca ortalama 6,5 milyon Britanya arabasının kullanılmasına eşdeğer" olduğu ekleniyor.

Bu rakamlar etkinliği bugüne kadar en fazla kirliliğe yol açan turnuva haline getirirken, 9 milyon tonluk CO2 eşdeğeri, 2022’de Katar’da düzenlenen Dünya Kupası’nda kaydedilen 5,25 milyon tonu da ciddi şekilde aşıyor.

İlk kez bütün bir kıtaya yayılacak bu turnuvada oynanacak maç sayısı yüzde 60'tan fazla artarak 64'ten 104'e çıkacak. Bu maçlar mevcut stadyumlarda oynanacak olsa da bu CO2 eşdeğeri rakamları ilk tahminlerin çok üzerinde.

Rapor, Çevre Savunma Fonu (Environmental Defence Fund) ve İklim Eylemi için Spor Ağı'yla (Sport for Climate Action Network) işbirliği içinde hazırlandı.

FIFA daha önce 2030'a kadar emisyonları yüzde 50 azaltmayı ve 2040'ta net sıfıra ulaşmayı taahhüt etmişti. Kuruluş, "etkisinin farkına varmasını ve yeterli önlemleri almasını" sağlayan sürdürülebilirlik stratejileri geliştirdiğini ve uyguladığını ifade ediyor.

FIFA, "Sonuç olarak çevresel açıdan, sera gazı salımları incelenerek azaltıldı, atıklar önemli ölçüde düşürüldü, tonlarca malzeme geri dönüştürülerek çöp sahasından uzaklaştırıldı ve stadyum inşaatı ve operasyonları yeşil bina standartlarına göre sertifikalandırıldı" iddiasına bulunuyor.

Ancak İsviçreli bir düzenleyici kurum 2023'te idari organın, 2022 Katar Dünya Kupası'nın çevresel etkilerini azaltma yönündeki açıklamalarının "asılsız" olduğuna hükmetmişti.

Independent Türkçe