Yemenli yetkililer, Alman makamlarının bir Husi unsurunu yabancı bir terör örgütünün üyesi olarak gözaltına almasının, uluslararası toplumun Husilere yönelik anlayışında niteliksel bir değişimi temsil ettiğine inanıyor.
ABD, Husileri ‘yabancı terör örgütü’ olarak tanımlıyor ve birçok ülke Husi liderlerine ve kurumlarına karşı katı yaptırımlar uyguluyor.
Şarku’l Avsat’a konuşan üst düzey bir Yemenli yetkiliye göre Almanya'nın bu adımı önemli; çünkü bir Avrupa yargı organı tarafından verildi ve bu da önümüzdeki dönemde bir dizi Avrupa ülkesinde yeni bir yasal yol için kapıyı açık bırakıyor.
Almanya Federal Savcılığı, geçtiğimiz perşembe günü Bavyera eyaletinin Dachau kentinde bir Yemen vatandaşının Husi terör örgütüne mensup olduğu şüphesiyle gözaltına alındığını duyurdu.
Savcılığa göre, gözaltına alınan kişinin Alman Ceza Kanunu'nun iki maddesi ve Çocuk Adalet Yasası'nın 105 ve devamı maddeleri uyarınca, çocukken yabancı bir terör örgütüne üye olduğundan kuvvetle şüpheleniliyor.
Yemen Enformasyon, Kültür ve Turizm Bakanı Muammer el-İryani, Almanya'nın bu adımını ‘uluslararası toplumun Husi milisleriyle ilişkilerinde önemli bir niteliksel değişim’ olarak değerlendirdi. El-İryani, “Bu, dünyanın, özünde DEAŞ ve El Kaide gibi diğer uluslar ötesi terör örgütlerinden hiçbir farkı olmayan bu milislerin gerçek doğasının farkına varmaya başladığını gösteriyor” dedi.
Şarku’l Avsat’a özel açıklamalarda bulunan el-İryani, “Bu eylemi farklı kılan, Avrupalı bir yargı makamından geliyor olması. Almanya Federal Savcılığı, gözaltına alınan kişinin 2022 yılında milislere katıldığını ve askeri eğitim alıp cepheye sürülmeden önce sözde eğitim merkezleri ve yaz kamplarından geçtiğini resmen açıkladı. Bu durum, milislerin ‘kültürel’ olduğunu iddia ettiği bu faaliyetlerin, militan devşirme ve terörist ideolojik çerçevelemeye açılan kapılardan başka bir şey olmadığının açık bir kabulüdür” ifadelerini kullandı.
Husilerin yurtdışında yargılanması
El-İryani, Almanya'nın bu adımının, özellikle ABD ve diğer ülkelerin milisleri terör örgütü olarak tanımlaması ve Birleşik Krallık'ın bazı liderlerine yönelik yaptırımlarıyla birlikte, Husi milislerinin Yemen dışındaki unsurlarının ve liderlerinin yargılanmasına yönelik artan bir uluslararası eğilim olduğunu gösterdiğine inanıyor. El-İryani, “Bu adım önemli bir adli adımdır ve özellikle terörist olarak sınıflandırılan gruplarla sıkı bir şekilde ilgilenen ya da Husilerin deniz seyrüseferi ve uluslararası ticarete yönelik tehditlerinden etkilenen bir dizi Avrupa ülkesinde yeni bir yasal yolun başlangıcı olabilir” dedi.
İran destekli Husiler, Kasım 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ndeki Filistinlileri destekleme bahanesiyle Kızıldeniz, Aden Körfezi ve Hint Okyanusu'ndaki gemilere saldırıyor ve İsrail'le bağlantılı gemilerin yanı sıra Amerikan ve İngiliz gemilerinin seyrini engellemeye çalışıyor.
Ancak ABD Başkanı Donald Trump 6 Mayıs'ta Husilerle ABD gemilerine yönelik saldırılarını durdurmayı da içeren bir ateşkes anlaşmasına vardığını duyurduktan sonra örgüt, anlaşmanın İsrail'e yönelik saldırıları durdurmayı içermediğini açıkladı.
El-İryani sözlerini şöyle sürdürdü: “Buradaki önem sadece güvenlik boyutuyla sınırlı değil, aynı zamanda Husilerin yurtdışındaki eleman kazanma araçlarını caydırmak ve eskiden kültürel ya da dini sloganların arkasına saklanan faaliyetlerinin doğasını açığa çıkarmakla da ilgili.”
Husi hareketlerini etkisiz hale getirmek
Yemen Enformasyon Bakanı, Almanya'nın attığı adımın, Husi milislerinin yurtdışındaki hareketlerini sınırlandırmanın ve özellikle Yemen içinde ve dışında çocukları ve gençleri örgüte katmak için dayandığı militan devşirme ve ideolojik çerçeve kaynaklarını kurutmanın başlangıcını temsil ettiğini vurguladı. El-İryani, “Bu aynı zamanda Husilerin kontrolü altında bulunan bölgelerdeki yerel topluluklara, kendilerine eğitim veya kültürel faaliyetler olarak pazarlanan şeyin aslında bir terör örgütüne savaşçı yetiştirmek olduğuna dair açık bir mesajdır” dedi.
Basında yer alan bazı haberlerde, Husilerin onlarca Yemenliyi Rusya-Ukrayna savaşına gönderdiği, onlara binlerce dolar ve çok sayıda başka menfaat vaadinde bulunduğu belirtildi.
Yaz kampları terör yuvasıdır
Aileleri ‘çocuklarını sözde yaz kamplarına kaydettirmenin tehlikeleri konusunda uyaran el-İryani, “Çünkü bu uluslararası olarak belirlenmiş bir terörist örgütün faaliyetlerine doğrudan katılım anlamına geliyor. Onlara, terörizmle ilgili suçlamalarla kovuşturma ve tutuklamalara maruz kalabilecek çocuklarının geleceğini korumalarını söylüyoruz” dedi.
El-İryani, “Daha da önemlisi bu gelişmeler, ister cahilce ister baskı altında olsun, milislerle iş birliği içinde olan herkesi seçeneklerini yeniden düşünmeye zorluyor. Çünkü dünya artık bu yıkıcı projenin parçası olanlara müsamaha göstermeyecek” şeklinde konuştu.
El-İryani'ye göre Husi ideolojisini etkisiz hale getirmek, onun yumuşak araçlarını, özellikle de Avrupa yargısı tarafından aşırılık, radikalizm ve terörizme açılan bir kapı olduğu kanıtlanmış olan sözde yaz kamplarını kuşatmakla başlar.
Avrupa'nın yaklaşımı memnuniyetle karşılandı
Yemenli bir yetkili, ‘Alman yetkililerin yaptıklarının Husi örgütünü ve tehlikesini daha iyi anladıklarını gösterdiğini’ söyledi. İsminin açıklanmasını istemeyen yetkili, “Avrupa'nın bu yaklaşımı memnuniyet vericidir ve Yemen ile bölgede barış ve istikrarı desteklemektedir” dedi.
Avrupa Birliği (AB) iki gün önce Husilerin Kızıldeniz ve Aden Körfezi'ndeki uluslararası gemilere yönelik tehditlerini ve ayrım gözetmeyen saldırılarını şiddetle kınayarak, Husilere karşı daha fazla kısıtlayıcı tedbir almayı düşündüğü uyarısında bulundu.