Havadan benzin üreten makine geliştirildi

Cihazın küçük boyutunun benimsenmesini kolaylaştıracağı düşünülüyor (Aircela)
Cihazın küçük boyutunun benimsenmesini kolaylaştıracağı düşünülüyor (Aircela)
TT

Havadan benzin üreten makine geliştirildi

Cihazın küçük boyutunun benimsenmesini kolaylaştıracağı düşünülüyor (Aircela)
Cihazın küçük boyutunun benimsenmesini kolaylaştıracağı düşünülüyor (Aircela)

ABD merkezli bir şirket havadan benzin üreten bir makine geliştirdi. Buzdolabı büyüklüğündeki cihazın bu yıl içinde kullanıma sunulması bekleniyor.

Dünya genelindeki araçların büyük çoğunluğu hâlâ benzinle çalışıyor. Ancak karbondioksit salıp çevreyi kirletmeleri başka seçeneklere yönelik ihtiyacı doğuruyor.

Çevre dostu alternatifler olarak elektrikli araçlar öne çıksa da altyapı sorunları ve yüksek fiyatları, bunların benimsenmesinin önünde engel teşkil ediyor.

Uzmanlar bir yandan bu sorunları gidermeye çalışırken, New York merkezli yakıt şirketi Aircela fosil içermeyen benzin üreten bir makine tasarladı.

Yaklaşık endüstriyel bir buzdolabı büyüklüğündeki cihaz, doğrudan karbon yakalama teknolojisini kullanıyor. Yıllardır var olan bu teknoloji genellikle havadaki karbondioksidi yakalayıp bir yere hapsetmeyi amaçlıyor.

Ancak Aircela'nın cihazı yakaladığı karbonu doğrudan benzine dönüştürüyor. Şirket bu süreçte fosil yakıta ihtiyaç duyulmadığını ve üretilen yakıtın kükürt, etanol veya ağır metalleri içermediğini öne sürüyor.

Ayrıca herhangi bir altyapı iyileştirilmesine gerek kalmadan benzinle çalışan tüm motorlarda kullanılabileceği iddia ediliyor. 

ASWDEFRT
Şirket sadece hava, su ve yenilenebilir enerjiyle benzin ürettiklerini söylüyor (Aircela)

Aircela CEO'su Eric Dahlgren yaptığı açıklamada  "Prototip yapmadık. Çalışan bir makine yaptık" diyor.

Popular Science'a konuşan bir sözcü, makinenin günde yaklaşık 37 litre karbondioksit yakalamak üzere tasarlandığını ve bundan yaklaşık 3,7 litre benzin üretilebildiğini söylüyor. 

Ayrıca deposunda 64 litre kadar benzin tutabiliyor. Popüler bilim dergisine göre cihaz, bir arabanın deposunu bir gecede doldurabilecek kapasiteye sahip değil.

Sözcü makinenin kesin maliyeti hakkında yorum yapmasa da "uygun fiyatın çok önemli" olduğunu belirtiyor.

Yeni cihazın uygun fiyatlı ve ölçeklendirilebilir olması geniş çapta kullanılabilmesi açısından önem taşıyor. Aircela cihazın nispeten küçük boyutunun, büyük ölçekte dağıtımını daha ucuz ve daha hızlı hale getireceğine inanıyor. Dahlgren şu ifadeleri kullanıyor:

Yaklaşımımızın, karbon nötr yakıtları mümkün olduğunca çok kişiye ve çok yere bir an önce ulaştırmanın en hızlı yolu olduğuna inanıyoruz.

Aircela, makinenin ilk dağıtımlarına 2025 sonbaharında başlamayı planlıyor.

Independent Türkçe, Popular Science, Interesting Engineering, GlobeNewswire



Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
TT

Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)

Bilim insanları meyve sineklerinin genetiğini değiştirerek kokaini sevmelerini sağladı. Çalışmanın insanlardaki kokain bağımlılığını daha iyi anlama ve tedavi etmeye katkı sunması bekleniyor. 

Meyve sinekleri ve insanlar birbirlerine sanılandan daha fazla benziyor. Örneğin bu iki türde çeşitli hastalıklardan sorumlu genlerin yaklaşık yüzde 75'inin aynı olması, bilim insanlarının ilgisini çekiyor. Sinekler üzerindeki genetik incelemeler, bu hastalıkların daha iyi anlaşılmasına katkı sağlıyor.

Bu rahatsızlıklardan biri de kokain gibi maddelere karşı gelişen bağımlılıklar. Utah Üniversitesi'nden Dr. Adrian Rothenfluh, "Son yıllarda, sinekler ve insanların birçok açıdan sandığımızdan daha fazla birbirine benzediği ortaya çıktı" diyerek ekliyor: 

Örneğin sineklerin alkole verdiği tepkiyi düzenleyen genlerin, insanlardaki alkol bağımlılığında da rol oynadığını birçok kez gösterdik. Bu durumun kokain bağımlılığıyla bağlantılı genler için de geçerli olacağını ve bunların sineklerdeki etki mekanizmasını inceleyebileceğimizi düşünüyoruz.

Ancak sineklerin kokaini sevmemesi bu çalışmaların önünde engel teşkil ediyordu. Meyve sineklerinin bacaklarındaki tat reseptörleri, böceğin bir şeyi yemeden önce zararlı olup olmadığını algılamasını sağlıyor. 

Dr. Rothenfluh ve ekip arkadaşları yeni çalışmalarında kokainin acı tadı nedeniyle bu reseptörlere yakalandığını ve sineklerin maddeden bu yüzden uzak durduğunu doğruladı. Araştırmacılar daha sonra sineklerin genetiğini değiştirerek bu reseptörleri devre dışı bıraktı.

Bulguları hakemli dergi Journal of Neuroscience'ta 2 Haziran Pazartesi günü yayımlanan çalışmada genetiği değiştirilmiş sineklerin kokaini sevdiği gözlemlendi. Düşük seviyede kokain içeren şekerli su verilen sinekler 16 saat içinde bu içeceği tercih etmeye başladı.

Dr. Rothenfluh, "Düşük dozlarda, tıpkı insanlar gibi koşuşturmaya başlıyorlar" diyor: 

Çok yüksek dozlardaysa yine insanlar gibi hareket edemez hale geliyorlar.

Bilim insanları genetiğiyle oynanmış sinekleri üretmeyi artık öğrendiği için çalışmalarını daha kolay ve hızlı yürütmeyi umuyor. Meyve sineklerinin hızlı yaşam döngüsü ve nispeten basit genetik yapıları, üzerlerinde insanlara kıyasla daha kolay deney yapılmasına imkan tanıyor. 

Makalenin yazarlarından Travis Philyaw "Daha karmaşık organizmalarda ortaya çıkması zor olan riskli genleri tespit ederek bu bilgileri memeliler üzerinde çalışan araştırmacılara aktarabiliriz" diyor.

Ekip bu sayede insanlardaki kokain bağımlılığına yönelik yeni tedaviler geliştirmeyi umuyor. Dr. Rothenfluh şu ifadeleri kullanıyor:

Kokain tercihinin mekanizmalarını gerçekten anlamaya başlayabiliriz ve mekanizmayı ne kadar iyi anlarsak, o mekanizmaya etki edebilecek bir tedavi bulma şansımız o kadar artar.

Independent Türkçe, Popular Science, IFLScience, Journal of Neuroscience