Uğruna imza kampanyaları düzenlenmişti: Mindhunter müjdesi

Gerilim dizisi Mindhunter'da Holt McCallany (sağda), tecrübeli FBI ajanı Bill Tench rolünde izleyicilerin karşısına çıkmış, Jonathan Groff (solda) ise genç ve yetenekli Holden Ford'u oynamıştı (Netflix)
Gerilim dizisi Mindhunter'da Holt McCallany (sağda), tecrübeli FBI ajanı Bill Tench rolünde izleyicilerin karşısına çıkmış, Jonathan Groff (solda) ise genç ve yetenekli Holden Ford'u oynamıştı (Netflix)
TT

Uğruna imza kampanyaları düzenlenmişti: Mindhunter müjdesi

Gerilim dizisi Mindhunter'da Holt McCallany (sağda), tecrübeli FBI ajanı Bill Tench rolünde izleyicilerin karşısına çıkmış, Jonathan Groff (solda) ise genç ve yetenekli Holden Ford'u oynamıştı (Netflix)
Gerilim dizisi Mindhunter'da Holt McCallany (sağda), tecrübeli FBI ajanı Bill Tench rolünde izleyicilerin karşısına çıkmış, Jonathan Groff (solda) ise genç ve yetenekli Holden Ford'u oynamıştı (Netflix)

Mindhunter'ın yıldızlarından Holt McCallany, CBR'a yaptığı açıklamada, Netflix'in kült seri katil dramasının geri dönme ihtimali olduğunu söyledi. 

2017 ve 2020'de yayımlanan iki sezonuyla büyük ilgi gören dizi, 1970'lerin sonlarında FBI ajanlarının seri katillerle görüşerek suç psikolojisini anlamaya çalışmasını konu alıyordu. Ancak McCallany'ye göre olası bir dönüş, dizi formatında değil film olarak gerçekleşebilir.

"İkişer saatlik üç film"

McCallany, "Birkaç ay önce David Fincher'la ofisinde bir toplantı yaptım. Bana dizinin üç adet ikişer saatlik filmle geri dönebileceğini söyledi ama bunun sadece bir ihtimal olduğunu düşünüyorum" diyerek ekledi: 

Senaristlerin üzerinde çalıştığını biliyorum ama sonuçta David'in senaryolardan memnun olması gerekiyor.

Netflix, Ocak 2020'de diziyi fiilen iptal etmişti. Fincher daha sonra Variety'ye yaptığı açıklamada dizinin geri dönüşünün mantıklı olmadığını belirterek, "Pahalı bir diziydi. Çok tutkulu bir izleyici kitlesi vardı ama maliyeti karşılayacak izlenme oranlarına hiçbir zaman ulaşamadı" demişti.

Bu ay Netflix'te ekranlara gelecek yeni dizi The Waterfront'la platforma dönen McCallany, Mindhunter hayranlarına yeniden umut verdi:

"Bu dizide yer almak benim için büyük bir ayrıcalıktı" diyen oyuncu, sözlerini şöyle sürdürdü: 

Dizinin geri dönmesini çok isterim. Fincher'la yaptığım görüşme biraz umut verdi ama her şeyin mükemmel şekilde denk gelmiş olması gerekiyor. Güzel olan şu ki şu an The Waterfront'la Netflix'teyiz ve bu olası filmler de yine platform için olacak. Yani tarihler ve lojistik açısından işler çözülebilir. Ama en önemlisi David'in gerçekten vakti ve isteği olması ve senaryolardan memnun kalması... Bu da büyük bir soru işareti.

Mindhunter'ın ikinci sezonunun çekimleri Fincher için epey zorlu geçmişti. Ünlü yönetmen, 8 senaryoyu çöpe atmış, yapım süreci boyunca diziyi bizzat denetlemek için Pittsburgh'a taşınmıştı. İkinci sezonda odak noktası, Atlanta'daki çocuk cinayetleri olmuştu.

"Mindhunter çok yorucuydu"

Yapımcı Peter Mavromates daha önce Variety'ye verdiği röportajda, "Çok yorucuydu. David bir bölümü yönetmese bile her aşamasında işin içindeydi" demişti. 

Yedi (Seven), Dövüş Kulübü (Fight Club), Zodiac ve Sosyal Ağ (The Social Network) gibi filmlere imza atmış Fincher da bu süreci şöyle özetlemişti:

Bu sezonun ardından biraz ara vermem gerekti. Tüm ekibimiz ikinci sezonu tamamlamak için seferber oldu ama üçüncü sezon için elimizde hazır senaryolar, özetler ya da bir yapım rehberi yoktu. Açıkçası, bir kez daha o karanlık dünyaya iki yıl daha dönmeye hazır olduğumu sanmıyordum.

Hayranları Mindhunter'ın devam etmesi için pek çok imza kampanyası düzenlemişti. Bunlardan sonuncusu 80 binin üzerinde imza almıştı. 

Independent Türkçe, Variety, Deadline, CBR.com



E-yakıt devrimi kapıda: Uçaklar yakın gelecekte havayla çalışabilir

Havayla çalışan uçaklar gelecekte yakınınızdaki bir havalimanına gelebilir (Unsplash)
Havayla çalışan uçaklar gelecekte yakınınızdaki bir havalimanına gelebilir (Unsplash)
TT

E-yakıt devrimi kapıda: Uçaklar yakın gelecekte havayla çalışabilir

Havayla çalışan uçaklar gelecekte yakınınızdaki bir havalimanına gelebilir (Unsplash)
Havayla çalışan uçaklar gelecekte yakınınızdaki bir havalimanına gelebilir (Unsplash)

Uçakların sadece havadan yakıt alması bilimkurgu gibi gelse de çok da uzak olmayan bir gelecekte bu bilimsel bir gerçeğe dönüşebilir.

Nasıl mı? E-yakıt veya "elektrikten üretilen sıvı" yakıt diye adlandırılan üçüncü nesil sürdürülebilir havacılık yakıtı (sustainable aviation fuel / SAF) sayesinde.

Uzmanlar, bu teknolojinin aslında şaşırtıcı derecede basit olduğunu söylüyor. Havacılık endüstrisinin aşması gereken en büyük engel ise maliyet.

Avrupa Hava Emniyeti Ajansı'na göre e-yakıtların tonu 8 bin 720 dolar, biyolojik bazlı SAF'in tonu 2 bin 365 dolar ve geleneksel jet yakıtının tonu 830 dolar.

Aether Fuels CEO'su Conor Madigan, e-yakıtın atmosferdeki veya endüstriyel emisyonlardan elde edilen karbondioksitin (CO2) doğrudan elektroliz yoluyla veya hidrojenle birleştirilerek karbonmonoksite (CO) dönüştürülmesiyle üretildiğini açıklıyor.

fghyju
Aether Fuels CEO'su Conor Madigan, havadan jet yakıtı üretmenin arkasındaki bilimin aslında epey basit olduğunu açıklıyor (Aether Fuels)

Daha sonra karbondioksit ve hidrojen birleştirilerek çeşitli hidrokarbon bileşikleri oluşturulabiliyor ve bunlar rafine edilerek jet yakıtına dönüştürülebiliyor.

Sustainable Aviation CEO'su Duncan McCourt, yakıldığında karbon saldığını belirtiyor. Bu, üretiminde yenilenebilir enerji santrali kullanılırsa tamamen net sıfır olduğu anlamına geliyor. Ayrıca biyolojik kaynaklı SAF'ten farklı olarak hammadde sınırlamaları ve arazi kullanımı sorunları da sözkonusu değil.

The Independent'a konuşan McCourt, "ticari seviyeye ölçeklendirmenin ve bunu makul bir maliyetle yapmanın" engel teşkil ettiğini söylüyor.

Madigan daha ayrıntılı bir şekilde, e-yakıt tesislerinin maliyetinin "yüksek olduğunu ve mevcut politikalar kapsamında gereken türde hidrojenin kıtlığının projeleri daha küçük ölçekli operasyonlarla sınırladığını" açıklıyor.

Bunun "maliyet verimliliğinin düşmesine ve kabul edilebilir sermaye getirisi elde etmek için çok yüksek fiyatlara yol açtığını" ifade ediyor.

Madigan şöyle devam ediyor:

CO2 artı H2 yakıtlarını teşvik eden politikaların olduğu sadece iki pazar var (Birleşik Krallık ve AB) ve bunlar sadece atık hidrojen veya yeşil hidrojenin kullanımına izin veriyor. Birçok şirket sermaye harcamalarını azaltmanın yollarını arıyor ancak çoğu yaklaşım bu süreçte verimlilikten ödün veriyor.

Madigan, atmosferden CO2 yakalamanın "çok fazla enerji gerektirdiğini ve dolayısıyla çok pahalı" olduğunu ancak bu sorunun yakıt fiyatına daha az etki ettiğini söylüyor.

Peki çözüm ne?

Bu kısmen politikacıların elinde.

McCourt "Hidrojen üretmek ve karbonu büyük ölçekte yakalamak için gereken enerjinin maliyeti, başlıca zorluklardan biri" diyor.

Bu sorunun üstesinden gelmek için kayda değer yatırımlar ve destekleyici hükümet politikalarına ihtiyaç var.

Peki havacılık endüstrisi "havadan yakıt"ı benimseyecek mi? Birkaç havayolu şirketi uçuşları için alternatif yakıtlar denediğinden, bu olası görünüyor.

Virgin Atlantic 2023'te Heathrow'dan New York'a yemeklik yağla çalışan bir Boeing 787 Dreamliner uçurdu ve United, Emirates ve British Airways gibi havayolu şirketleri de SAF kullandı.

Independent Türkçe