Birleşmiş Milletler: Operasyonların başlamasından bu yana Gazze'de ABD tarafından işletilen yardım konvoylarının yakınında 613 Filistinli öldürüldü

Filistinli bir kadın, Gazze'nin merkezindeki bir insani yardım deposuna düzenlenen İsrail hava saldırısında öldürülen yakınının cesedini tutuyor (AFP)
Filistinli bir kadın, Gazze'nin merkezindeki bir insani yardım deposuna düzenlenen İsrail hava saldırısında öldürülen yakınının cesedini tutuyor (AFP)
TT

Birleşmiş Milletler: Operasyonların başlamasından bu yana Gazze'de ABD tarafından işletilen yardım konvoylarının yakınında 613 Filistinli öldürüldü

Filistinli bir kadın, Gazze'nin merkezindeki bir insani yardım deposuna düzenlenen İsrail hava saldırısında öldürülen yakınının cesedini tutuyor (AFP)
Filistinli bir kadın, Gazze'nin merkezindeki bir insani yardım deposuna düzenlenen İsrail hava saldırısında öldürülen yakınının cesedini tutuyor (AFP)

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR), İsrail destekli bir Amerikan örgütünün mayıs ayı sonunda faaliyetlerine başlamasından bu yana, Gazze'de insani yardım konvoyları ve yardım dağıtım merkezlerinin yakınında 613 kişinin öldüğünü tespit etti.

UNHCR sözcüsü Ravina Shamdasani, komisyonun herhangi bir tarafı cinayetlerden sorumlu tutamayacağını söyledi. Ancak Shamdasani, “İsrail ordusunun Gazze İnsani Yardım Vakfı tarafından işletilen dağıtım noktalarına ulaşmaya çalışan Filistinlileri bombaladığının ve ateş ettiğinin açık olduğunu” söyledi.

Görsel kaldırıldı.Filistinliler, Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Netzarim koridoru üzerinden ulaştırılacak insani yardımları almaya gidiyor 3 Temmuz 2025 (AP)

Shamdasani, “Cinayetlerin kaçının (Gazze İnsani Yardım Örgütü) tesislerinde, kaçının konvoyların yakınında meydana geldiğinin henüz belli olmadığını” belirtti.

Gazetecilere konuşan Shamdasani, rakamların 27 Mayıs'tan 27 Haziran'a kadar olan dönemi kapsadığını ve o tarihten bu yana “başka olayların da yaşandığını” söyledi. Bu bilgileri BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'nin (OHCHR) durumla ilgili bir iç raporuna dayandırdığını ifade etti.

Shamdasani. standart denetimler yoluyla derlenen rakamların muhtemelen resmin tamamını ortaya koymadığını ve “BM ekiplerinin bölgelere erişememesi nedeniyle, burada neler olup bittiğini asla tam olarak bilemeyebileceğimizi” söyledi.



ABD ve Suriye Dışişleri Bakanları kimyasal silahlar, yaptırımlar ve ‘İran'ın müdahalesini’ görüştü

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriyeli mevkidaşı Esad eş Şeybani ile el sıkışıyor (AFP)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriyeli mevkidaşı Esad eş Şeybani ile el sıkışıyor (AFP)
TT

ABD ve Suriye Dışişleri Bakanları kimyasal silahlar, yaptırımlar ve ‘İran'ın müdahalesini’ görüştü

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriyeli mevkidaşı Esad eş Şeybani ile el sıkışıyor (AFP)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriyeli mevkidaşı Esad eş Şeybani ile el sıkışıyor (AFP)

Suriye Dışişleri Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, Dışişleri Bakanı Esad eş Şeybani'nin ABD'li mevkidaşı Marco Rubio ile telefonda kimyasal silahlar, yaptırımlar ve “İran'ın müdahalesi” konularını görüştüğünü bildirdi.

Bakanlığın açıklamasında eş Şeybani'nin, Şam'ın yaptırımların, özellikle de Sezar Yasası'nın kaldırılması için Washington ile birlikte çalışma arzusunu dile getirdiği belirtilerek, iki tarafın bu yasanın devam etmesinin “şirketlerin ve yatırımcıların uzun vadede Suriye'de ekonomik faaliyette bulunma kabiliyetlerini kısıtladığını” vurguladığı kaydedildi.

Açıklamada Rubio'nun, ABD yönetiminin, Başkan Donald Trump'ın Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılması yönündeki direktiflerini uygulamaya devam ettiği ve “önümüzdeki aylarda Sezar Yasası'nın yürürlükten kaldırılması için Kongre ile birlikte çalışacaklarını” söylediği aktarıldı.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş Şeybani, (AFPSuriye Dışişleri Bakanı Esad eş Şeybani, (AFP

Açıklamada, iki ülkenin katılımıyla kimyasal silahlar konusunda özel bir komite kurulması için tarafların ortak koordinasyon içinde hareket ettiği duyuruldu.

İran'la ilgili olarak Şam, “özellikle Tahran'a yönelik son saldırıların ardından İran'ın Suriye'nin iç işlerine karışma girişimleri” olarak tanımladığı durumdan duyduğu endişeyi dile getirirken, Washington da “mevcut meşguliyetlerine rağmen Tahran'ın Suriye'deki güç dengesini değiştirme arayışından vazgeçmeyeceği” uyarısında bulundu.

Suriye Dışişleri Bakanlığı'na göre iki bakan terörle mücadele dosyasını da ele aldı ve özellikle Şam'daki Mar Elias Kilisesi'ne yapılan son saldırıdan sonra DEAŞ'ın hala “gerçek bir tehdit oluşturduğunu” teyit etti.

Açıklamada, ABD tarafının DEAŞ'ın “şu anda Suriye hükümetine yönelik en büyük tehdit” olduğunu vurguladığı ve bu alanda istihbarat paylaşımı ve Suriye'nin kabiliyetlerinin geliştirilmesi konusundaki kararlılığını ifade ettiği ifade edildi.

Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra geçidi yakınlarında BM gözlemci bölgesindeki İsrail askerleri, (UNDOF)Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra geçidi yakınlarında BM gözlemci bölgesindeki İsrail askerleri, (UNDOF)

İki taraf ayrıca İsrail'in, Suriye'nin güneyine yönelik tekrarlanan saldırılarını da ele aldı ve eş Şaybani Suriye'nin 1974 tarihli Ayrılma Anlaşmasına geri dönmek için ABD ile işbirliği yapma arzusunu dile getirdi.

Şarku’l Avsat’ın açıklamadan aktardığına göre Rubio, “bölgenin tanık olabileceği en kötü şeyin Suriye'nin bölünmesi ya da iç savaşa dönmesi” olduğu uyarısında bulundu.

Rubio, ülkesinin Şam'daki büyükelçiliğini yeniden açma arzusunu dile getirerek, “iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin yeniden başlatılmasına yönelik somut değişimi teyit eden bir adım olarak” eş Şeybani'ye mümkün olan en kısa sürede Washington'u ziyaret etmesi için resmi davette bulundu.