Teksas'taki sellerde ölenlerin sayısı 100'ü aştı

Teksas'ta Guadalupe Nehri yakınlarında kayıp insanlar aranıyor (AFP)
Teksas'ta Guadalupe Nehri yakınlarında kayıp insanlar aranıyor (AFP)
TT

Teksas'taki sellerde ölenlerin sayısı 100'ü aştı

Teksas'ta Guadalupe Nehri yakınlarında kayıp insanlar aranıyor (AFP)
Teksas'ta Guadalupe Nehri yakınlarında kayıp insanlar aranıyor (AFP)

Yetkililer dün yaptıkları açıklamada, geçen hafta sonu Orta Teksas'ta meydana gelen sel felaketinde ölenlerin sayısının 100'ü geçtiğini, bunların arasında 27 kız çocuğu ve nehir kenarındaki bir yaz kampında bulunan personelin de olduğunu duyurdu.

Yerel yetkililere göre, selden en çok etkilenen Kerr County bölgesinde teyit edilen ölüm sayısı 84'e yükselirken, on kampçı ve bir kamp danışmanı hala kayıp. Komşu ilçelerde en az 17 ölüm kaydedilirken, meteoroloji uzmanları gök gürültülü fırtınaların daha fazla sel tehdidinde bulunduğu uyarısında bulundu.

Başkan Donald Trump hafta sonu Teksas'ı ziyaret etmeyi planladığını söyledi ve Ulusal Hava Servisi'ne yapılan bütçe kesintilerini, popüler turizm merkezindeki yüksek insan kaybı sayısıyla ilişkilendirmeyi reddetti.

Cuma sabahı erken saatlerde meydana gelen sel felaketini “kimsenin tahmin edemediği 100 yıllık bir felaket” olarak nitelendirdi. Beyaz Saray sözcüsü Caroline Leavitt gazetecilere yaptığı açıklamada, ulusal yasın yaşandığı bir dönemde, sel felaketinden başkanı sorumlu tutmanın “ahlaksızca bir yalan” olduğunu söyledi.

Şarku’l Avsat’ın New York Times'ten aktardığına göre sel felaketi sırasında Teksas'ta çok sayıda personel açığı bulunan ABD Meteoroloji Servisi'nin “doğru ve zamanında tahminler ve uyarılar” yaptığını söyledi. Daha önce afet yardım çalışmalarının eyaletler tarafından denetlenmesi gerektiğini ifade eden Trump, finansman ve kaynak sağlamak için büyük bir afet genelgesi imzaladı.

Çocuklar için birçok yaz kampına ev sahipliği yapan bölgede, kayıp insanları arama çalışmalarına yaklaşık 20 helikopter katıldı. Selden en çok etkilenen kamplardan biri, sel vurduğunda yaklaşık 750 kişiye ev sahipliği yapan ve sadece kızlara yönelik bir Hıristiyan kampı olan Mystic'ti.

Doğanın korkunç gücünün bir kanıtı olarak, kamptaki kızlar uyurken yağmurla yükselen Guadalupe Nehri ağaç tepelerine ve kulübe çatılarına ulaşarak, kulübe camlarını kırdı, battaniyeleri ve oyuncakları çamurla kapladı.

Teksas Valisi Greg Abbott, daha fazla yağmurun Kerrville ve çevresinde sele yol açabileceği uyarısında bulunurken, yetkililer insanları nehirlerin yakınına gitmemeleri konusunda uyardı. Perşembe gecesi birkaç saat içinde, son ayların en şiddetli yağmuru yağdı ve hala devam ediyor. Guadalupe Nehri sadece 45 dakika içinde yaklaşık sekiz metre, yani iki katlı bir binanın yüksekliğinden daha fazla yükseldi.



Pezeşkiyan, Washington ile müzakerelerin yeniden başlatılması çağrısında bulunarak muhafazakarları kızdırdı

Tahran'ın merkezindeki İran-Filistin Koordinasyon Binası'na asılan propaganda afişinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bir fotoğrafı ve ‘Başka bir savaşta başarısızlık’ ifadesi yer alıyor. (EPA)
Tahran'ın merkezindeki İran-Filistin Koordinasyon Binası'na asılan propaganda afişinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bir fotoğrafı ve ‘Başka bir savaşta başarısızlık’ ifadesi yer alıyor. (EPA)
TT

Pezeşkiyan, Washington ile müzakerelerin yeniden başlatılması çağrısında bulunarak muhafazakarları kızdırdı

Tahran'ın merkezindeki İran-Filistin Koordinasyon Binası'na asılan propaganda afişinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bir fotoğrafı ve ‘Başka bir savaşta başarısızlık’ ifadesi yer alıyor. (EPA)
Tahran'ın merkezindeki İran-Filistin Koordinasyon Binası'na asılan propaganda afişinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bir fotoğrafı ve ‘Başka bir savaşta başarısızlık’ ifadesi yer alıyor. (EPA)

Siyasi ve askerî açıdan hassas bir dönemde, ABD'nin İran'ın nükleer tesislerini bombalamasına rağmen İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın Washington'a diplomatik bir zeytin dalı uzatmayı tercih etmesi, bu açıklamaları bir tür ‘aşırı yumuşaklık’ olarak gören muhafazakâr hareketin öfkesine yol açtı. Ancak Pezeşkiyan'ın destekçileri, medya söyleminin İran'ın içini hedef almadığını, daha ziyade dış dünya ile bir anlayış penceresi açmaya çalıştığını vurguluyor.

İran ekonomisini boğan yaptırımların kaldırılması için Batı ile diyaloğu yeniden canlandırma sözü veren Mesud Pezeşkiyan, Donald Trump'a yakın ABD’li muhafazakâr yayıncı Tucker Carlson'a bir röportaj verdi.

Pezeşkiyan dün yayınlanan röportajda, ABD'nin İran'a karşı savaşında İsrail'i desteklemek için haziran ayında İran'ın nükleer tesislerine yönelik hava saldırılarına rağmen Washington'la görüşmelere yeniden başlamanın ‘sorun olmadığını’ söyledi.

Muhafazakâr Milletvekili Emir Hüseyin Sabiti, X platformunda Pezeşkiyan'a yüklenerek şunları söyledi: “Amerikalı gazeteciye verdiğiniz zayıf cevaplar ulusal birliğe aykırı ve utanç vericiydi. Görünen o ki ABD ile daha önce yaptığınız mantıksız ve dürüst olmayan müzakerelerden henüz ders almamışsınız ve yeniden kandırılmak istiyorsunuz.”

Sabiti, cumhurbaşkanını parlamentoyla karşı karşıya gelmekle tehdit ederek, “Hükümetin dış politikaya yaklaşımı değişmezse, parlamentonun hükümete karşı tutumu değişecektir” dedi.

Pezeşkiyan'a yakın olan gazeteci Ali Asgar Şefiiyan, Sabiti'ye cevaben, “Bu röportajın hedef kitlesi siz değildiniz” dedi. Bu eleştiriler, İran'a yönelik son saldırılar sırasında Azerbaycan'ın topraklarından İsrail insansız hava araçlarının (İHA) kalkışına izin verdiği yönündeki suçlamaları görmezden gelerek geçtiğimiz cuma günü Bakü'ye yaptığı ziyaretin ardından ‘siyasi beceriksizlik’ gerekçesiyle İran Cumhurbaşkanı'na yönelik güvensizlik oylaması çağrılarının yapıldığı bir dönemde geldi.

Batı'ya düşmanlığı ve nükleer programla ilgili müzakerelere karşıtlığıyla bilinen İran gazetesi Kayhan, “Diplomasiye bomba yağdıranlarla tekrar koşulsuz olarak aynı masaya oturmak adil mi?” diye sordu.

Nisan ayından bu yana İran'la nükleer programı konusunda görüşmeler yürüten ABD, 22 Haziran'da Tahran'ın güneyindeki Fordo'da bulunan yeraltı uranyum zenginleştirme tesisini ve İsfahan ile Natanz'daki iki nükleer tesisi bombaladı. Bu tesislerdeki hasarın gerçek boyutu henüz bilinmiyor.

Genel yayın yönetmeni ülkede son sözü söyleyen İran Dini Lideri Ali Hamaney tarafından atanan Kayhan gazetesinde şu ifade yer aldı: “Elleri tamamen halkımızın kanıyla lekelenmiş bir düşman karşısında sertlikten başka bir çözüm var mı?”

Kayhan Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Şeriatmedari, “Bu röportajda söylenenler rejimin pozisyonlarıyla uyumlu değil” dedi.

Pezeşkiyan'ın “ABD müzakere masasını havaya uçuruyor” ifadesini kullanmasına atıfta bulunan Şeriatmedari, Tahran'ın müzakere yoluna devam etmeye açık olduğunu vurguladı. Şeriatmedari, “Eğer masa havaya uçurulduysa, masaya yeniden dönmek ABD'nin işlediği suçun inkârından ve aldatma tuzağının yeni bir kabulünden başka bir anlama gelir mi?” diye sordu.

Şeriatmedari şöyle devam etti: “ABD, nükleer tesislerimizi hedef aldığını resmen kabul etmedi mi? İsfahan, Natanz ve Fordo tesislerini yok etmek için onlarca bomba atmadı mı? Trump'ın kendisi bile bununla övündü! ABD'yi temize çıkarma konusundaki bu tuhaf ısrarınız neden? Sanki onunla müzakerelere dönebilmek için sakinleşmesini bekliyormuşsunuz gibi… İsrail'i Washington'a şikâyet etmeye ve neden olduğu krizden yakınmaya mı gidiyorsunuz?”

Gazete ayrıca, İran Cumhurbaşkanı'na danışman ekibini değiştirmesi çağrısında bulundu: “Danışmanlarınızı gözden geçirin ve onlara ABD ile müzakerelerin ihanet değilse bile siyasi ahmaklık olduğunu açıkça söyleyin. Hem kendi iyiliğiniz hem de ülkenin iyiliği için çevrenizi bunlardan arındırın.”

İran Devrim Muhafızları Ordusu'na (DMO) yakın Cevan gazetesi, ‘yumuşak ve nazik’ sözleri kınayarak, “Amerikalı bir yayıncıyla diyaloğun gerçek anlamı, halkın hoşnutsuzluğunu ve ABD'ye olan tam güvensizliğini dile getiren sözlerde ortaya çıkar” dedi.

İran'da reformist çizgide yayın yapan Ham Mihan gazetesi ise Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın ‘olumlu gidişatını’ övdü. Gazete şöyle yazdı: “Bu röportaj uzun zaman önce yapılmalıydı. İranlı yetkililer ne yazık ki uzun zamandır Amerikan ve uluslararası medya sahnesinde yoklar.”

İranlı yetkililer tarafından açıklanan yeni bilançoya göre İran ve İsrail arasında 12 gün süren savaşta bin 60 kişi hayatını kaybetti. ABD, İran'ın nükleer programındaki kilit tesislere düzenlediği saldırılarla savaşa katıldı.