Ateşkes sonrası... İran-İsrail çatışmasında siber cephe

Siber uzayda çatışma

Görsel: Nash
Görsel: Nash
TT

Ateşkes sonrası... İran-İsrail çatışmasında siber cephe

Görsel: Nash
Görsel: Nash

Alice Gower

1 Temmuz 2025 tarihinde kendisine ‘Robert’ adını veren İran bağlantılı bir hacker grubu, aralarında Beyaz Saray Özel Kalem Müdürü Susie Wiles ve kıdemli danışman Roger Stone'un da bulunduğu ABD Başkanı Donald Trump'ın ilk dönem danışmanlarından çaldığını iddia ettiği 100 gigabaytlık e-postayı yayınlamakla tehdit etti. ABD'li yetkililer bu ihlali siyasi amaçlı bir karalama kampanyası olarak kınadı. Operasyon, İsrail Hava Kuvvetleri’nin İran topraklarına koordineli saldırılar ve ardından siber saldırılar düzenlediği Yükselen Aslan Operasyonu sırasında ABD'nin İsrail'e verdiği desteğe Tahran'ın verdiği yanıtın bir parçası gibi görünüyor.

17 Haziran'da İsrail bağlantılı Predatory Sparrow adlı hacker grubu İran devletine ait olan ve Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) ile geniş çapta ilişkili Bank Sepah’ı hackledi. Ardından, ülkenin en büyük kripto para borsası platformu olan Nobitex'i hedef alarak, platformun yaptırımların delinmesi ve yasadışı finansmanda oynadığı iddia edilen rolü ortaya çıkarmaya çalıştı. Bu saldırı, 90 milyon dolarlık varlığın kaybıyla sonuçlandı. İsrail ve İran arasındaki fiili düşmanlıklar kırılgan bir ateşkesin sonucu olarak azalsa bile, söz konusu dijital saldırılar siber savaş alanının halen aktif olduğunu ve uluslararası alanda büyüdüğünü gösteriyor.

Yaşanan olaylar, İsrail ile İran arasındaki siber çatışma doktrininde on yıldır devam eden bir evrimi yansıtıyor. Her iki ülke de dijital alanı güvenlik stratejilerinin merkezi olarak ele alıyor ve siber kampanyaları askeri operasyonları ve diplomatik duruşlarıyla bütünleştiriyor.

İsrail, hassas siber saldırıları sağlam ulusal savunmalarla birleştiren incelikli ve gelişmiş bir siber caydırıcılık stratejisi geliştirmiş. Operasyonel düzeydeki siber kampanyalar iki İsrail kuruluşu tarafından yönetiliyor: İsrail Ulusal Siber Güvenlik Direktörlüğü ve İsrail ordusunun elit istihbarat birimi olan Birim 8200. İran'ın nükleer santrifüjlerine 2010 yılında zarar veren Stuxnet solucan saldırısındaki rolüyle bilinen bu birim, İsrail'in hem saldırı hem de savunma amaçlı siber yeteneklerine liderlik etmeye devam ediyor.

Gevşek bağlantılar

Bu resmi hükümet yapıları, resmi olarak bağlı olmayan ancak gevşek bir şekilde bağ bulunan İsrail yanlısı hacker grupları tarafından tamamlanıyor. Siber güvenlik firması Cyfirma, aralarında UCC Team, Anonymous Israel ve Red Evils'in de bulunduğu bu türden yirmiden fazla grup tespit etti. Söz konusu gruplar, İsrail'in mesajlarını desteklemek ve İran'ın dijital alandaki çıkarlarını hedef almak amacıyla sunucuları ve internet sitelerini Dağıtık Hizmet Engelleme (DDoS) saldırıları olarak bilinen taleplerle doldurmanın yanı sıra, web sitelerini tahrif etmekle de uğraşıyor.

Siber gerilimin daha geniş stratejik sonuçları endişe verici. İlk olarak, askeri ve sivil hedefler arasındaki geleneksel sınırlar bulanıklaşıyor.

Diğer yandan İran siber yeteneklerini arttırdı. Haziran saldırılarının ardından siber güvenlik firması Radware, İran'ın İsrail'i hedef alan siber faaliyetlerinin yüzde 700 oranında arttığını bildirdi. Bu saldırılar arasında DDoS saldırıları, altyapı sistemlerine sızma girişimleri ve hatta füze saldırıları sırasında anında hedef almayı kolaylaştırmak için İsrail akıllı kameralarına sızma girişimleri yer aldı. Bu durum, pasif siber gözetlemeden aktif bozma ve psikolojik savaşa doğru açık bir evrimi temsil ediyor.

İran İstihbarat ve Güvenlik Bakanlığı (MOIS) ve DMO, bir dizi Gelişmiş Kalıcı Tehdit (APT) ekibi tarafından desteklenen Tahran'ın siber yeteneklerine liderlik ediyor. APT34 (Oil Rig), APT35 (Charming Kitten) ve APT33 (Elfin), kötü amaçlı yazılım dağıtımı, kimlik avı kampanyaları ve altyapı sabotajı faaliyetleriyle bilinen bu grupların en önde gelenleri arasında. Void Manticore gibi dezenformasyon aktörleri de genellikle Tahran'ın çıkarlarıyla uyumlu jeopolitik söylemleri güçlendirerek İran'ın etkileme kabiliyetini artırıyor.

İran'ın Rusya, Çin ve Kuzey Kore ile giderek büyüyen dijital ittifakı da bu tehdidi artırıyor. Bu ortaklar onlara gözetleme teknolojileri, fidye yazılım taktikleri ve yapay zekâ tabanlı etkileme araçları sağlayarak, küresel çapta daha sofistike ve yaygın kampanyalar yürütmelerini mümkün kılıyor.

frgtyhu
Fotoğraf: Reutres/David Swanson

İran ve destekçilerinin dijital etkisi ABD içinde oldukça görünür hale geldi. ABD'nin 22 Haziran'da İran hedeflerini vurmasının ardından İran yanlısı gruplar ABD altyapısına ve siyasi hedeflere yönelik siber saldırılarını artırdı. İran yanlısı bilgisayar korsanları 1 Temmuz'da ABD merkezli KVE Metals'e yapılan fidye yazılımı saldırısının sorumluluğunu üstlendi ve haziran sonunda sosyal medya platformu Truth Social'da meydana gelen bir hizmet kesintisinin sorumluluğunu üstlendi. Finans kurumları, kamu hizmeti şirketleri ve savunma müteahhitleri yüksek öncelikli hedeflerdir ve İsrail teknolojilerinin bazı ABD kritik altyapılarında kullanılması İran'ın misilleme amaçlı siber faaliyetlerini çekebilir veya mümkün kılabilir. İran'ın birçok sektöre uzun vadeli, tespit edilemeyen erişim sağlayabilecek güvenlik açıkları olan, ana akım yazılım ve operasyonel teknoloji sistemleri tedarikçilerine odaklanması endişe vericidir.

Siber güvenlik yönetişiminde son dönemde yaşanan aksaklıklar, ABD kurumlarının karşı karşıya kaldığı güvenlik açıklarını daha da arttırmıştır. General Timothy Ho'nun görevden alınması ve federal siber güvenlik bütçelerinde yapılan kesintiler ciddi endişelere yol açmıştır. İç Güvenlik Bakanlığı, Siber Güvenlik ve Altyapı Güvenliği Ajansı (CISA) gibi kurumlar su, enerji ve ulaşım gibi sektörlerde teyakkuzun artırılması çağrısında bulunurken, özel sektör zor durumda ve yetersiz kaynaklara sahip olmaya devam ediyor. Şarku'l Avsat'ın al Majalla'dan aktardığı analize göre siber güvenlik alanında 500 binden fazla profesyonel işgücü açığı bulunan ABD'nin savunması ciddi bir baskı altında. Önlem alınmazsa, kritik sistemler giderek daha sofistike, iyi finanse edilen ve ideolojik motivasyona sahip düşmanların tehditlerine maruz kalabilir.

Siber gerilimin daha geniş stratejik sonuçları endişe verici. İlk olarak, askeri ve sivil hedefler arasındaki geleneksel sınırlar bulanıklaşıyor. Hastaneler, bankalar ve kamu hizmetleri bu asimetrik savaşlarda meşru hedefler haline geliyor. İkincisi, her iki tarafta da yarı özerk siber birimlerin yaygınlaşması, kazara tırmanma veya yanlış hesaplama olasılığını artırıyor. Üçüncüsü, siber ittifaklar ve vekalet faaliyetlerinin Ortadoğu sınırlarının ötesindeki aktörleri de cezbetmesi nedeniyle bölgesel çatışmalar giderek uluslararasılaşıyor.

Bu yeni siber çatışma dönemini yönetmek, teknik savunmaları geliştirmekten daha fazlasını gerektiriyor. Stratejik netlik, uluslararası koordinasyon ve caydırıcılık kavramının yeniden düşünülmesini gerektirir. İsrail için siber operasyonlar, tam ölçekli bir kara savaşına başvurmadan baskı uygulamanın bir yolunu sunuyor. İran için ise bir düşmana karşılık vermek ve kabiliyetlerini test etmek için uygun maliyetli, ancak yüksek etkili bir araç sağlıyor. Ancak bu noktada hem İsrail hem de İran için stratejik yanlış hesaplama riski artıyor.

Dijital cephe artık ikincil bir çatışma alanı değil. Siber araçlar, devletlerin hasımları üzerinde baskı kurma, faaliyetlerini sekteye uğratma ve stratejik varlıklarını savunma yöntemlerinin merkezi haline gelmiştir. Dijital ve fiziksel alanlar giderek daha fazla birbirine bağlanırken, siber dayanıklılık sadece Tel Aviv ve Tahran'da değil, Washington, Riyad, Brüksel ve diğer başkentlerde de ulusal savunmanın temel bir unsuru olarak ele alınmalıdır.



Putin: Kiev ile müzakereler başarısız olursa, hedefimize askeri yollarla ulaşacağız

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Şanghay İşbirliği Örgütü'nün (ŞİÖ) Tianjin'deki zirvesine ve Pekin'deki askerî geçit törenine katılmak üzere Çin'e yaptığı ziyaretin ardından düzenlediği basın toplantısında (Reuters)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Şanghay İşbirliği Örgütü'nün (ŞİÖ) Tianjin'deki zirvesine ve Pekin'deki askerî geçit törenine katılmak üzere Çin'e yaptığı ziyaretin ardından düzenlediği basın toplantısında (Reuters)
TT

Putin: Kiev ile müzakereler başarısız olursa, hedefimize askeri yollarla ulaşacağız

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Şanghay İşbirliği Örgütü'nün (ŞİÖ) Tianjin'deki zirvesine ve Pekin'deki askerî geçit törenine katılmak üzere Çin'e yaptığı ziyaretin ardından düzenlediği basın toplantısında (Reuters)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Şanghay İşbirliği Örgütü'nün (ŞİÖ) Tianjin'deki zirvesine ve Pekin'deki askerî geçit törenine katılmak üzere Çin'e yaptığı ziyaretin ardından düzenlediği basın toplantısında (Reuters)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin dün yaptığı açıklamada, Kiev ile anlaşmaya varılamaması halinde Ukrayna ile çatışmanın devam edeceğini söyledi.

Putin, Çin'e yaptığı dört günlük ziyaretin sonunda düzenlediği basın toplantısında, “Ukrayna konusunda bir anlaşmaya varamazsak, hedeflerimizi askeri yollarla gerçekleştireceğiz” dedi.

72 yaşındaki Putin, zafere olan güvenini yineleyerek, “Rusya güçleri tüm cephelerde başarılı bir şekilde ilerliyor... Ukrayna Silahlı Kuvvetleri zor durumda” ifadelerini kullandı.

Rusya Devlet Başkanı ayrıca, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'nin müzakere yapma meşruiyetini sorguladı ve Zelenskiy'nin anayasal görev süresinin geçen yıl sona erdiği yönündeki argümanını yineledi.

Zelenskiy, anayasaya göre görev süresi sona erdikten sonra da görevde kalmasına izin veren sıkıyönetim altında Ukrayna'yı yönetmeye devam ediyor.

Putin, Zelenskiy ile diyaloğu ‘çıkmaz sokak’ olarak nitelendirdi, ancak aynı zamanda Rusya ve Ukrayna devlet başkanları arasında bir görüşme için baskı yapan ABD Başkanı Donald Trump'ı övdü.

Putin, yeni ABD yönetiminin tutumu sayesinde ‘tünelin sonunda ışık gördüğünü’ vurguladı ve “Mantık hâkim olursa, Ukrayna'daki çatışmada kabul edilebilir bir sonuca ulaşılabilir” dedi.

Putin, bu sonucun somut olarak neye benzeyeceğini belirtmedi, ancak Rusya'nın komşusu için güvenlik garantilerini doğrudan toprak talepleriyle ilişkilendirdiğini reddetti.

ABD Başkanı Donald Trump ise CBS News'e yaptığı açıklamada, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'nin henüz barış anlaşması imzalamaya hazır olmadığını, ancak ‘bir şeyler olacağını ve bunu başaracağını’ söyledi.

Trump, Putin ve Zelenskiy arasında doğrudan görüşme olasılığı konusunda belirsizlik artmasına rağmen, Rusya ile Ukrayna arasında barış anlaşması sağlanması için çabalarını sürdüreceğini vurguladı.

ABD Başkanı, Rusya, Ukrayna veya diğer savaşan ülkelerle yaptığı birçok diplomatik müzakerede izlediği yaklaşımın, liderleri bir odada bir araya getirip, onları derhal bir anlaşmaya varmaya zorlamak olduğunu söyledi.

sdfg
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)

Bu yaklaşımın hızlı bir çözüm aranırken bile sabır gerektirdiğini açıklayan Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiha, bu yılki diğer barış anlaşmalarında bu yaklaşımın meyvesini verdiğine inandığını belirtti. Sibiha dün, Avusturya, Vatikan, İsviçre, Türkiye ve üç Körfez ülkesi dahil en az yedi ülkenin, 3,5 yıldan fazla süredir devam eden savaşı sona erdirmek amacıyla Ukrayna ve Rusya devlet başkanları arasında bir toplantıya ev sahipliği yapmaya hazır olduğunu açıkladığını ifade etti.


İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarında 84 Filistinli hayatını kaybetti

Gazze Şeridi sınırındaki İsrail tankları (AFP)
Gazze Şeridi sınırındaki İsrail tankları (AFP)
TT

İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarında 84 Filistinli hayatını kaybetti

Gazze Şeridi sınırındaki İsrail tankları (AFP)
Gazze Şeridi sınırındaki İsrail tankları (AFP)

İsrail'in bugün şafak vaktinden itibaren Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılarda 84 Filistinli hayatını kaybetti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, sağlık kaynaklarına dayanarak, ‘şehitler arasında, işgal güçlerinin Han Yunus'un güneyinde bir grup vatandaşı hedef almasının ardından yardım bekleyen üç vatandaşın da bulunduğunu’ bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın WAFA’dan aktardığına göre işgal güçlerinin, Gazze Şeridi’nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki çadırlarını bombalaması sonucu yedi vatandaş yaşamını yitirdi. WAFA, ‘işgal uçaklarının Gazze'nin es-Sabra ve Tel el-Heva mahallelerinde yerinden edilmiş kişileri barındıran bir evi ve çadırı bombalaması sonucu üçü çocuk olmak üzere yedi vatandaşın yaşamını yitirdiğini, çok sayıda kişinin ise yaralandığını’ kaydetti.

Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı ise bugün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nde açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısının 131'i çocuk olmak üzere 370'e yükseldiğini ve son 24 saat içinde Gazze Şeridi'nde açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle üç yeni ölüm vakası daha kaydedildiğini belirtti.


İsrail: Gazze şehrine yapılacak saldırı bir milyon Filistinlinin yerinden edilmesine neden olacak

Gazze şehrinin güneyinde insanlar ve eşyalarının tahliyesi, 2 Eylül 2025 (AFP)
Gazze şehrinin güneyinde insanlar ve eşyalarının tahliyesi, 2 Eylül 2025 (AFP)
TT

İsrail: Gazze şehrine yapılacak saldırı bir milyon Filistinlinin yerinden edilmesine neden olacak

Gazze şehrinin güneyinde insanlar ve eşyalarının tahliyesi, 2 Eylül 2025 (AFP)
Gazze şehrinin güneyinde insanlar ve eşyalarının tahliyesi, 2 Eylül 2025 (AFP)

İsrail Savunma Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili dün yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze şehrini kontrol altına almak için düzenlediği saldırının bir milyon Filistinliyi yerinden edeceğini söyledi. Fransız Haber Ajansı AFP'nin aktardığına göre yetkili bu kişiler için yeni bir ‘insani yardım bölgesi’ kurulması planlarından bahsetti.

Hamas'ın 7 Ekim 2023 tarihinde İsrail'e saldırmasının ardından başlayan savaş, Gazze Şeridi'nde yaşayan iki milyondan fazla insanın büyük çoğunluğunu evlerini defalarca kez terk etmeye zorladı.

İsrail hükümeti geçtiğimiz ağustos ayında kuşatılmış ve harap olmuş Filistin topraklarının en büyük şehri olan Gazze'yi kontrol altına alma planını onayladı. İsrail, bu hafta on binlerce yedek askeri çağırdıktan sonra kuvvetlerini seferber etmeye başladı.

Gazze Şeridi'nin kuzeyinde bulunan bu şehirde yaklaşık bir milyon kişi yaşıyor.

d8ı
Gazze Şeridi'nin kuzeyinden gelen Filistinli mülteciler, eşyalarını da yanlarına alarak Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi üzerindeki bir mülteci kampına kaçarken, 2 Eylül 2025 (EPA)

İsrail ordusuna bağlı Filistin Topraklarındaki Hükümet Aktivitelerini Koordinasyon Birimi'nde (COGAT) görevli üst düzey bir yetkili, son günlerde insanların kuzeyden güneye doğru hareket ettiğini söyledi.

Kimliğinin açıklanmaması şartıyla gazetecilere konuşan Savunma Bakanlığı yetkilisi, “Şimdiye kadar yaklaşık 70 bin Gazzeli Gazze Şeridi’nin kuzeyinden ayrıldı” dedi. Aynı yetkili, İsrail makamlarının ‘bir milyon kişinin’ güneye kaçmasını beklediğini, ancak bunun için bir zaman dilimi belirtmediğini açıkladı.

Geçen ayın sonunda İsrail ordusu, Gazze şehri sakinlerinin yerinden edilmesinin ‘kaçınılmaz’ olduğunu doğruladı. Şehir, ‘tehlikeli savaş bölgesi’ olarak ilan edildi.

Uluslararası Kızılhaç Komitesi, şehir sakinlerini tahliye etmenin ‘imkansız’ olduğunu ve bu konudaki planların ‘uygulanamaz’ olduğunu değerlendirdi.

7u8ı
Gazze Şeridi sınırında İsrail'in güneyinde konuşlu İsrail tankları, 3 Eylül 2025 (AFP)

Yetkili, İsrail'in ‘insani yardım bölgesi belirlemeye çalıştığını’ ve bunun önümüzdeki günlerde resmi olarak duyurulacağını belirtti.

Yetkiliye göre bu bölge Gazze'nin merkezindeki bazı mülteci kamplarından güneydeki el-Mevasi kıyı bölgesine kadar uzanacak ve doğuya doğru genişleyecek.

İsrail, savaşın başındayken bu bölgeyi ‘insani yardım bölgesi’ olarak sınıflandırmıştı, ancak buradaki yerinden edilmiş insanların çadırları İsrail ordusunun tekrar tekrar düzenlediği hava saldırılarının hedefi oldu.

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Thameen Al-Kheetan geçtiğimiz ay el-Mevasi'deki Filistinlilerin ‘gıda, su, elektrik ve çadırlar dahil olmak üzere temel hizmet ve malzemelere erişiminin ya çok kısıtlı olduğunu ya da hiç erişimi olmadığını’ açıkladı.

hyjuı
Gazze şehrinin güneyine eşyalarıyla birlikte doluştukları minibüsle yerinden edilen Filistinliler, 2 Eylül 2025 (AFP)

COGAT geçtiğimiz hafta başlarında, ‘bölge sakinlerini korumak için güneye taşıma’ hazırlıklarını duyurdu. Bu hazırlıklar arasında Mısır'dan el-Mevasi bölgesine su taşımak için yeni bir boru hattının inşa edilmesi, İsrail'den gelen su borularının bakım çalışmalarının yapılması ve Gazze Şeridi'nin güneyindeki bir deniz suyunu tuzdan arındırma tesisinin elektrik şebekesine bağlanması yer alıyor.

COGAT, İsrail'in Hamas'ın askeri kanadı İzzettin el-Kassam Tugayları'nın Komutanı Muhammed es-Sinvar'ı öldürdüğünü iddia ettiği bir operasyonun ardından haftalarca kapalı kalan Han Yunus'taki Avrupa Hastanesi'nin yeniden açılması için çalışmaların başladığını da belirtti.