Netflix'te fırtına gibi esen romantik komedi boykot çağrılarının hedefinde

Oxford Aşkım'da Amerikalı öğrenci Anna'yı canlandıran 32 yaşındaki Sofia Carson, Kabin Bagajı (Carry-On) ve Aşk Peşinde Bir Yıl (Life List) gibi yapımlarla da tanınıyor (Netflix)
Oxford Aşkım'da Amerikalı öğrenci Anna'yı canlandıran 32 yaşındaki Sofia Carson, Kabin Bagajı (Carry-On) ve Aşk Peşinde Bir Yıl (Life List) gibi yapımlarla da tanınıyor (Netflix)
TT

Netflix'te fırtına gibi esen romantik komedi boykot çağrılarının hedefinde

Oxford Aşkım'da Amerikalı öğrenci Anna'yı canlandıran 32 yaşındaki Sofia Carson, Kabin Bagajı (Carry-On) ve Aşk Peşinde Bir Yıl (Life List) gibi yapımlarla da tanınıyor (Netflix)
Oxford Aşkım'da Amerikalı öğrenci Anna'yı canlandıran 32 yaşındaki Sofia Carson, Kabin Bagajı (Carry-On) ve Aşk Peşinde Bir Yıl (Life List) gibi yapımlarla da tanınıyor (Netflix)

Netflix'in yeni romantik komedisi, "eşitsiz" ve bazı izleyicilere göre "sorunlu" bir ilişkiyi ele alışı nedeniyle tepki çekiyor.

1 Ağustos'ta platformda yayına giren Oxford Aşkım (My Oxford Year), hem olumlu hem de olumsuz yorumlar aldı.

Başrollerini Kalplerimiz Bir'le (Purple Hearts) tanınan Sofia Carson ve dönem dizisi Queen Charlotte'la çıkış yapan Corey Mylchreest'in paylaştığı film, Julia Whelan'ın aynı adlı romanından uyarlandı.

IMDb'ye göre film, "Çocukluk hayalini gerçekleştirmek için Oxford Üniversitesi'ne giden hırslı Amerikalı Anna'nın hayatının, tanıştığı zeki ve çekici bir Britanyalı sayesinde kökten değişmesini" konu alıyor.

Ancak sözkonusu "zeki Britanyalı", Anna'nın üniversitedeki hocası çıkıyor ve bu detay sosyal medyada hararetli tartışmalara yol açtı.

Oxford'da doktora eğitimini sürdüren Kaelyn Grace Apple, "Öğrenci-öğretim üyesi ilişkilerini romantize etmeyi bırakın" başlıklı bir video yayımlayarak filmi neden izlemeyeceğini anlattı.

"Sizin de desteklememeniz gerektiğini düşünüyorum"

"Oxford Aşkım'ı boykot ediyorum" diyen Apple, "2019'da bana eğitim vermesi gereken bir hocam tarafından cinsel tacize uğradım. Öğrenci-öğretmen ilişkisinin beyazperdede bir aşk hikayesi olarak sunulmasını desteklemiyorum, sizin de desteklememeniz gerektiğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

Apple, romanın yayımlandığı 2017'de öğretim görevlilerinin öğrencileriyle romantik ilişki yaşayabildiğini ancak kendi mücadelesi ve başkalarının aktivizmi sayesinde bu politikanın değiştiğini anlattı.

Kitaptan bir alıntıya dikkat çeken Apple, erkek başkarakter Jamie'nin "Bazılarının aksine Britanya, iki yetişkinin cinsel ilişkileri sözkonusu olduğunda Püriten bir ülke değil" sözleriyle ilişkiyi meşrulaştırmaya çalıştığını belirtti.

"Öğrencilerin sömürü riski beni derinden endişelendiriyor"

"Haydi biraz da rızadan bahsedelim" diyen Apple, sözlerini şöyle sürdürdü:

Rıza, öğrencinin ilişkiye artık devam etmek istemediği ana kadar geçerlidir. Bu durumda karşısındaki kişi; onun hocası, notlarından ve eğitiminden sorumlu kişi olur. Yani öğrencinin itibarı, geleceği, sınıfta gördüğü muamele ve dönem sonu notları üzerinde belirleyici konumdadır.

"Kitap, film ya da diziler bu tür ilişkileri romantize ettiğinde öğrencilerin sömürü riski beni derinden endişelendiriyor" diyen Apple, "Bu yüzden Oxford Aşkım'ı boykot ediyorum. İzlemeyeceğim ve sizin de izleyip izlememeyi yeniden değerlendirmenizi öneririm" ifadelerini kullandı.

"Onların aşkı çok güzel"

Hem başrol hem de yapımcı olarak projede yer alan Carson, konuk olduğu sohbet programı CBS Mornings'e yaptığı açıklamada, "Her zaman aşk hikayelerine çekilmişimdir; özellikle de Bulunduğumuz Yol (The Way We Were) ve Aşk Hikayesi (Love Story) gibi zamansız klasiklere. Sanki bu neslin böyle bir hikayesi olmamış gibiydi" dedi.

"Anna'yla Jamie'nin aşkı çok güzel, çok etkileyici ve klasik bir havası var. Böyle bir projenin parçası olmak her zaman onurdur" diye ekledi.

Netflix'te iyi bir başlangıç yapan Oxford Aşkım, platformun en popüler üçüncü filmi oldu. Hafta boyunca 24,6 milyon kişi tarafından seyredilen film, 34 ülkede izlenme listesinin zirvesine oturdu.

Independent Türkçe, Daily Mail, CBS Mornings



Starbucks, Güney Kore’de bilgisayar, yazıcı ve çoklu prizleri yasakladı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Starbucks, Güney Kore’de bilgisayar, yazıcı ve çoklu prizleri yasakladı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Starbucks, müşterilerinin kafeleri ev ofislerine dönüştürmesinin ardından Güney Kore'deki tüm mağazalarında masaüstü bilgisayar, yazıcı ve çoklu priz kullanımını yasakladı.

Kahve devi ayrıca, çalışma alanı oluşturmak için kullanılan büyük bölme panellerinin kullanımını da kısıtladı.

Şubelere yerleştirilen duyurulara göre, müşterilerin dizüstü bilgisayar, tablet ve akıllı telefonlara hâlâ izin veriliyor ancak "ortak alanı etkileyen büyük eşyalar" getirilemiyor.

İlk olarak The Korea Herald tarafından bildirilen bu hamle, kabaca "kafeden çalışanlar"  şeklinde çevrilebilecek "cagongjok" diye bilinen bir grubu hedefliyor.

Ülkedeki kafe sahipleri, "cagongjok"ların yer kaplayarak, elektriği bedavaya tüketerek ve tek bir içecek aldıktan sonra saatlerce oturarak mağazalarının kârlılığını etkilediğinden şikayet ediyor.

Sosyal medya kullanıcıları yeni kurala farklı tepkiler verirken, bazıları ABD'li şirketi kişilerin kafenin misafirperverliğini suiistimal etmesini engellediği için övdü.

Bir kullanıcı X'te paylaştığı bir gönderide, "İşte bu yüzden Starbucks'tan uzak durdum ve bu, kaba davranışlarına karşı adil bir önlem gibi görünüyor" diye yazdı.

Bu günlerde çok fazla kişi temel sağduyudan yoksun gibi hissediyorum.

Starbucks sözcüsü şunları söyledi:

Starbucks Kore, tüm müşterilerin keyifli ve erişilebilir bir mağaza deneyimi yaşayabilmesi için politikasını güncelledi. Dizüstü bilgisayarlar ve küçük kişisel cihazlar memnuniyetle karşılanırken, müşterilerden oturma alanını kısıtlayabilecek ve ortak alanı etkileyebilecek masaüstü bilgisayar, yazıcı veya diğer büyük eşyaları getirmemeleri rica olunur. Starbucks, kahve ve bağlantı için kucaklayıcı bir üçüncü mekan olmaya ve her fincanda, her sohbette ve her ziyarette topluluğun geliştiği bir yer olmaya kararlı.

Independent Türkçe