Afganistan’ın ruh sağlığı sistemindeki kadınlar: Burada yaşayıp ölüyorlar

Taliban'ın kadınlara yönelik yasakları, uluslararası kamuoyunun tepkisini çekmişti (Reuters)
Taliban'ın kadınlara yönelik yasakları, uluslararası kamuoyunun tepkisini çekmişti (Reuters)
TT

Afganistan’ın ruh sağlığı sistemindeki kadınlar: Burada yaşayıp ölüyorlar

Taliban'ın kadınlara yönelik yasakları, uluslararası kamuoyunun tepkisini çekmişti (Reuters)
Taliban'ın kadınlara yönelik yasakları, uluslararası kamuoyunun tepkisini çekmişti (Reuters)

Afganistan'daki ruh sağlığı merkezindeki kadınlar, aileleri tarafından terk edildikleri için gidecek yerleri kalmadığını söylüyor. 

Birleşik Krallık'ın kamu yayıncısı BBC, Afganistan'ın başkenti Kabil'in batısında, Afgan Kızılayı tarafından işletilen kadın ruh sağlığı merkezini ziyaret etti.

Haberde, 104 kişinin kaldığı tesisin ülkede kadınlara ayrılmış az sayıdaki ruh sağlığı merkezinden biri olduğu belirtiliyor. 

Merkezin aşırı kalabalık olduğuna, personel sayısının yetersiz kaldığına dikkat çekiliyor. Haberde kimlikleri gizlenen kadınlar, yaşadıkları zorlukları anlatıyor. 

20'li yaşlarındaki Meryem, aile içi şiddet görüp evsiz kaldıktan sonra merkeze getirildiğini söylüyor. 

Yaklaşık 9 yıldır tesiste kaldığını belirten genç kadın, "Anne ve babamın yanına dönmeyi beklemiyorum. Kabil'de biriyle evlenmek istiyorum. Eve dönsem bile beni yine terk ederler" diyor. 

28 yaşındaki Habibe de ikinci evliliğini yapan eşi tarafından evden kovulduğunu söylüyor. Eşinin kendisini eve kabul etmediğini, dul annesinin de kendisine bakamayacak durumda olduğunu belirtiyor. 

Üç oğlunun amcalarıyla yaşadığını belirten Habibe, "Çocuklarımla yeniden bir araya gelmek istiyorum" ifadelerini kullanıyor. 

16 yaşındaki Zeynep ise tesisteki en genç kişilerden biri. 2022'de okuluna düzenlenen bombalı saldırının ardından travma yaşayan gencin, ilk etapta yer olmadığı için tesise yatırılamadığı aktarılıyor. 

Ruh sağlığı merkezinde çalışan psikoterapistlerden Selime Halib, kadınların zor durumda olduğunu belirterek şunları söylüyor: 

Bazı hastalar aileleri tarafından tamamen terk edildi. Hiç kimse onları ziyarete gelmiyor ve çoğu burada yaşayıp ölüyor.

Kabil'de Afganistan Kızılayı'na bağlı bir hastanede çalışan psikiyatrist Abdul Veli Utmanazi de toplumda depresyonun çok yaygın olduğunu belirtiyor. Gördüğü kişilerin yüzde 80'inin aile sorunları yaşayan genç kadınlardan oluştuğunu ifade ediyor. 

ABD'nin Ağustos 2021'de ülkeden çekilmesiyle Taliban yönetimi ele geçirmişti. Kasım 2022'de kadınların parklara ve eğlence alanlarına girişi yasaklanmıştı. Ayrıca kadınların pek çok işkolunda çalışmasına ve 6. sınıftan sonra eğitim görmelerine de müsaade edilmiyor. Eğitim yasağı, Taliban yönetimi içindeki kadrolar arasında ihtilafa yol açmıştı.

Independent Türkçe, BBC, NBC News



İran, İsrail'in saldırması halinde ‘daha güçlü’ füzelerle karşılık vereceği tehdidinde bulundu

İran Savunma Bakanı Aziz Nasirzade (IRNA)
İran Savunma Bakanı Aziz Nasirzade (IRNA)
TT

İran, İsrail'in saldırması halinde ‘daha güçlü’ füzelerle karşılık vereceği tehdidinde bulundu

İran Savunma Bakanı Aziz Nasirzade (IRNA)
İran Savunma Bakanı Aziz Nasirzade (IRNA)

İran Savunma Bakanı Aziz Nasirzade, İsrail'in saldırması halinde İran’ın ‘daha güçlü’ füzelerle karşılık vereceği tehdidinde bulunarak, karşı tarafın Haziran ayında 12 gün süren savaşın ardından başlayan ateşkesi ihlal etmesi durumunda Tahran'ın savaşı yeniden başlatmaya hazır olduğunu açıkladı.

Şarku'l Avsat'ın IRNA'dan aktardığına göre Nasirzade gazetecilere verdiği demeçte, silahlı kuvvetlerin ‘savaş sırasında füze kapasitelerinin tamamını ortaya koymadığını’ belirterek, savaşta kullanılanlardan ‘çok daha güçlü’ füzelere sahip olduklarını söyledi.

Nasirzade, Tahran'da ikamet eden bir grup askeri ataşe ile yaptığı görüşmenin oturum aralarında, İran'ın ‘bu savaş sırasında dış kaynaklara güvenmediğini, yalnızca ulusal savunma sanayisinin ürettiklerini kullandığını’ belirtti. Nasirzade, “Dünya, füzelerimizin hedeflerini isabetli bir şekilde vurduğunu ve Siyonist düşmana ağır kayıplar verdirdiğini gördü” dedi.

İran füzelerinin etkinliğini savunan Nasirzade, İsrail'in hasarların belgelenmesini önlemek için medya sansürü uyguladığını iddia etti. Nasirzade, “Yavaş yavaş sızan bilgiler, silahlı kuvvetlerimizin yeteneklerini açıkça ortaya koydu. Bununla birlikte, bugün sahip olduğumuz füzeler o dönemde kullanılanlardan çok daha güçlü ve henüz tam kapasitelerini ortaya koymadılar” ifadelerini kullandı.

Nasirzade, “12 gün süren savaşta sadece Siyonist varlıkla değil, aynı zamanda onun sahip olduğu tüm lojistik ve istihbarat imkanlarıyla ve doğrudan Amerikan desteğiyle de karşı karşıya kaldık” dedi.

24 Haziran'daki ateşkesin ardından birçok İranlı yetkili, ülkelerinin İsrail'e karşı tüm füze gücünü kullanmadığını belirtti.

İran medyası, ordunun yarın (perşembe) iki gün sürecek ve kısa ve orta menzilli çok sayıda seyir füzelerinin kullanılacağı askeri tatbikatlara başlayacağını duyurdu.

Batı hükümetleri, İran'ın füze programına ilişkin endişelerini defalarca dile getirerek, bu programı bölgesel güvenliğe yönelik bir tehdit olarak nitelendirdi.

Geçtiğimiz temmuz ayında Fransa, Tahran ile sadece nükleer programını değil, füze programını ve bölgesel emellerini de kapsayan ‘kapsamlı bir anlaşma’ çağrısında bulundu.

İran ise askeri kapasitesinin tartışmaya açık olmadığını vurguladı.