DMUK tarafından düzenlenen bir operasyonda DEAŞ lideri hedef alındı

Iraklı bir kaynak, DEAŞ liderinin öldürüldüğünü ve eşlerinin gözaltına alındığını aktardı

DEAŞ lideri Ebubekir el-Bağdadi, 27 Ekim 2019 tarihinde Suriye'nin İdlib vilayetinde Amerikalılar tarafından öldürüldü. (AFP)
DEAŞ lideri Ebubekir el-Bağdadi, 27 Ekim 2019 tarihinde Suriye'nin İdlib vilayetinde Amerikalılar tarafından öldürüldü. (AFP)
TT

DMUK tarafından düzenlenen bir operasyonda DEAŞ lideri hedef alındı

DEAŞ lideri Ebubekir el-Bağdadi, 27 Ekim 2019 tarihinde Suriye'nin İdlib vilayetinde Amerikalılar tarafından öldürüldü. (AFP)
DEAŞ lideri Ebubekir el-Bağdadi, 27 Ekim 2019 tarihinde Suriye'nin İdlib vilayetinde Amerikalılar tarafından öldürüldü. (AFP)

Bir güvenlik kaynağı, DEAŞ'la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK) güçlerinin İdlib'in kuzeyindeki Atma kasabasında bir evi hedef alan hava saldırısı düzenlediğini ve saldırıda evin kiracısı olan DEAŞ liderlerinden birinin öldürüldüğünü açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın Suriye el-İhbariyye televizyonundan aktardığına göre kaynak, bugün hedef alınan evin Atma kasabasından Ahmed Mustafa eş-Şeyh'e ait olduğunu açıkladı. Operasyonun hedefinin, Irak'lı Salah Numan adlı bir kişi olduğu ve bu kişinin DEAŞ örgütünün liderlerinden biri olduğu ve Suriye topraklarında örgüte bağlı bir dizi hücrenin koordinasyon ve organizasyonundan sorumlu olduğu belirtildi.

Güvenlik kaynağı, Ali olarak bilinen Iraklı gencin, DMUK güçleri eve baskın düzenlediğinde balkondan arka bahçeye atlayarak kaçmaya çalıştığını, ancak güçlerin evi kuşatıp ona ateş açması sonucu anında öldürüldüğünü ifade etti.

ı78o9
Halep'te DEAŞ örgütünün bir hücresine yönelik güvenlik operasyonundan (Arşiv – Facebook)

Kaynak, güvenlik güçlerinin evi tamamen aradığını, Ali adlı kişinin eşini sorguladığını ve tüm cep telefonları ile elektronik cihazlara el koyduğunu belirtti. Kaynak ayrıca, ‘Güvenlik güçlerinin ev sahibi Ahmed Mustafa eş-Şeyh ile oğulları Muhanned eş-Şeyh ve Muhammed eş-Şeyh'i sorguladığını’ kaydetti.

Güvenlik kaynağı, Iraklı gencin ed-Dana kentinde genel güvenlik güçleri tarafından takip edildikten sonra Atma beldesindeki bir eve sığındığını ve burada eşi, küçük çocuğu ve annesiyle birlikte saklandığını belirterek, herhangi bir yaralı veya esir olmadığını doğruladı.

Kaynak, açıklamalarını şöyle bitirdi: “Operasyonun ardından tüm katılımcı güçler geri çekildi. Iraklı genç Salah’ın cesedi bahçede bulundu ve daha sonra Bab el-Heva Hastanesi’ne nakledildi.”

uıkop
Türk istihbaratı tarafından Halep'te yakalanan DEAŞ üyesi Abdullah el-Cundi'nin fotoğrafı (Arşiv)

Şarku’l Avsat’a konuşan yerel kaynaklar, Suriye ve Irak güçlerinin de katıldığı bir güvenlik operasyonu düzenlendiğini bildirdi. Operasyon, bugün şafak vakti, Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib kırsalında, Türkiye sınırındaki Atma kasabasında gerçekleşti. Operasyon sırasında patlama sesleri duyuldu ve hoparlörlerden halka evlerinde kalmaları çağrısı yapıldı. Aranan kişilerin evlerine baskın yapılmadan önce teslim olmaları istendi.

Ayrıca, operasyonun gerçekleştirildiği Atma kasabası üzerinde beş DMUK helikopteri görüldü. Operasyon, Suriye genel güvenlik güçlerinin de katıldığı kara kuvvetleri tarafından desteklendi ve bölge kuşatıldı.

DMUK güçleri ile Suriye güçleri arasında gerçekleştirilen bu ortak operasyon, 25 Temmuz'da Halep'in doğu kırsalındaki El Bab kentinde gerçekleştirilen ve örgütün önde gelen liderlerinden Ziya Zubay Musleh el-Hardani ile oğulları Abdullah ve Abdurrahman'ın öldürüldüğü operasyonun ardından ikinci operasyon oldu.

Irak'ın açıklaması

Buna karşılık Irak güvenlik kaynakları, terörle mücadele biriminin verdiği bilgiler sayesinde DEAŞ liderlerinden Ebu Hafs el-Haşimi el-Kürşî’nin öldürüldüğünü açıkladı.

Kaynaklara göre, “Terörle mücadele birimi, örgütün liderinin bulunduğu yer hakkında temel ve önemli bilgileri sağladı. Bunun üzerine DMUK, Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib kırsalındaki Atma'da bir operasyon düzenledi.”

Kaynaklar, Şarku’l Avsat’a verdikleri bilgide, operasyonun bu sabah erken saatlerde başladığını ve mahallelerin kuşatılması ve büyük çatışmalar olmadan sınırlı ateş açılmasıyla gerçekleştiğini belirtti. Bu arada, güvenlik güçleri, öldürülen DEAŞ liderinin eşleri olduğuna inanılan bir dizi Fransız kadını gözaltına aldı.

Kaynaklar, ‘terörle mücadele biriminin DEAŞ hakkında lojistik ve operasyonel düzeyde önemli bir bilgi tabanına sahip olduğunu, bunun da örgüte sızma veya doğrudan çatışma operasyonlarını kolaylaştırdığını’ belirtti.

Iraklı güvenlik uzmanı Muhlad Hazım, “DMUK operasyonu onu tutuklamayı amaçlıyordu, ancak sonuçta onun öldürülmesi ve eşlerinin, yani Fransız vatandaşı kadınların gözaltına alınmasıyla sonuçlandı” dedi. Hazım, el-Kürşî’nin örgütün liderliğini üstlenmesinin eskisi gibi olmadığını, bazı örgüt liderleriyle sembolik bir anlaşma sonrasında seçildiğini belirtti.

DMUK veya Irak güvenlik güçleri, operasyonla ilgili veya operasyonun el-Kürşî’nin veya Iraklı Salah Numan’ın öldürülmesiyle sonuçlanıp sonuçlanmadığına dair herhangi bir resmi açıklama yapmadı.



İran, İsrail'in saldırması halinde ‘daha güçlü’ füzelerle karşılık vereceği tehdidinde bulundu

İran Savunma Bakanı Aziz Nasirzade (IRNA)
İran Savunma Bakanı Aziz Nasirzade (IRNA)
TT

İran, İsrail'in saldırması halinde ‘daha güçlü’ füzelerle karşılık vereceği tehdidinde bulundu

İran Savunma Bakanı Aziz Nasirzade (IRNA)
İran Savunma Bakanı Aziz Nasirzade (IRNA)

İran Savunma Bakanı Aziz Nasirzade, İsrail'in saldırması halinde İran’ın ‘daha güçlü’ füzelerle karşılık vereceği tehdidinde bulunarak, karşı tarafın Haziran ayında 12 gün süren savaşın ardından başlayan ateşkesi ihlal etmesi durumunda Tahran'ın savaşı yeniden başlatmaya hazır olduğunu açıkladı.

Şarku'l Avsat'ın IRNA'dan aktardığına göre Nasirzade gazetecilere verdiği demeçte, silahlı kuvvetlerin ‘savaş sırasında füze kapasitelerinin tamamını ortaya koymadığını’ belirterek, savaşta kullanılanlardan ‘çok daha güçlü’ füzelere sahip olduklarını söyledi.

Nasirzade, Tahran'da ikamet eden bir grup askeri ataşe ile yaptığı görüşmenin oturum aralarında, İran'ın ‘bu savaş sırasında dış kaynaklara güvenmediğini, yalnızca ulusal savunma sanayisinin ürettiklerini kullandığını’ belirtti. Nasirzade, “Dünya, füzelerimizin hedeflerini isabetli bir şekilde vurduğunu ve Siyonist düşmana ağır kayıplar verdirdiğini gördü” dedi.

İran füzelerinin etkinliğini savunan Nasirzade, İsrail'in hasarların belgelenmesini önlemek için medya sansürü uyguladığını iddia etti. Nasirzade, “Yavaş yavaş sızan bilgiler, silahlı kuvvetlerimizin yeteneklerini açıkça ortaya koydu. Bununla birlikte, bugün sahip olduğumuz füzeler o dönemde kullanılanlardan çok daha güçlü ve henüz tam kapasitelerini ortaya koymadılar” ifadelerini kullandı.

Nasirzade, “12 gün süren savaşta sadece Siyonist varlıkla değil, aynı zamanda onun sahip olduğu tüm lojistik ve istihbarat imkanlarıyla ve doğrudan Amerikan desteğiyle de karşı karşıya kaldık” dedi.

24 Haziran'daki ateşkesin ardından birçok İranlı yetkili, ülkelerinin İsrail'e karşı tüm füze gücünü kullanmadığını belirtti.

İran medyası, ordunun yarın (perşembe) iki gün sürecek ve kısa ve orta menzilli çok sayıda seyir füzelerinin kullanılacağı askeri tatbikatlara başlayacağını duyurdu.

Batı hükümetleri, İran'ın füze programına ilişkin endişelerini defalarca dile getirerek, bu programı bölgesel güvenliğe yönelik bir tehdit olarak nitelendirdi.

Geçtiğimiz temmuz ayında Fransa, Tahran ile sadece nükleer programını değil, füze programını ve bölgesel emellerini de kapsayan ‘kapsamlı bir anlaşma’ çağrısında bulundu.

İran ise askeri kapasitesinin tartışmaya açık olmadığını vurguladı.