Rusya-Ukrayna savaşı: Trump, tarafları uzlaştırmayı başarabilecek mi?

Putin, Avrupa'ya yeniden silahlanma için zaman tanımayı reddediyor

Görsel: Nash
Görsel: Nash
TT

Rusya-Ukrayna savaşı: Trump, tarafları uzlaştırmayı başarabilecek mi?

Görsel: Nash
Görsel: Nash

Akil Abbas

ABD Başkanı Donald Trump, dramatik görüntüler ve üst düzey toplantılarla dolu birkaç günün ardından düşman taraflar arasında güçlü bir arabulucu ve tarih yazan bir kişi olarak öne çıktı. Dünya, İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana Avrupa'da yaşanan en tehlikeli ve en kanlı savaşın sona ermesine yol açabilecek gelişmelere tanık oldu.

Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i Alaska'da görüşmeye davet etmesiyle başlayan sürprizlerinin hızlı temposu, çeşitliliği ve tanıtımıyla bu açık sahneyi domine etti. Bu görüşme aynı zamanda ABD’nin uzun süredir savaş suçlusu olarak gördüğü Putin için ahlaki bir zafer gibi görünüyordu. ABD, Rusya'nın Ukrayna'ya açtığı savaş nedeniyle Rusya'ya ekonomik yaptırımlar uyguladı. Alaska’daki görüşmeyi üç gün sonra Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin Washington'a yaptığı ziyaret ve ardından Avrupa’nın en güçlü ülkelerinin liderleriyle gerçekleşen geniş kapsamlı toplantı izledi. Şimdi ise Trump, Putin ve Zelenskiy'yi kendisinin de katıldığı bir toplantıda bir araya getirmeye çalışıyor. Önümüzdeki birkaç hafta içinde, duyurular, görüntüler ve toplantılar açısından bu tempo yatışana kadar daha birçok iniş ve çıkışa tanık olacağız. Tüm bunlar, ya ABD’nin arabuluculuğunun gücü sayesinde ulaşılması zor ama yine de mümkün olan bir barışla sonuçlanacak ya da savaş, bin kilometreyi aşan uzun bir savaş cephesinde, nispeten sakin dönemlerle aralıklı olarak karşılıklı saldırılar şeklinde her zamanki gibi devam edecek.

Ukrayna'nın, Rusya'nın 2014 yılında ele geçirdiği Ukrayna topraklarının yaklaşık yüzde 20'sini resmi olarak terk etmesi şartını kabul etmesi zor.

Zorlu barış ve değişen güç dengesi

Duyurular, görüntüler ve toplantılar ekranlarımızı doldurup spekülasyon ve analiz yapma isteğimizi kabartırken, stratejik, askeri, ekonomik ve siyasi gerçekler sağlam bir şekilde yerleşmiş gibi görünüyor. Nihayetinde bu savaşın sonucunu, ABD’nin arabuluculuk becerisi değil, bu gerçekler belirleyecek. Bu gerçeklerden biri, Trump'ın mevcut karmaşık ve çok boyutlu ortamda karşı karşıya olduğu en büyük zorluk. Trump, kendi nedenleriyle, savaşan tarafların kendilerinden daha fazla Ukrayna-Rusya savaşını ciddi olarak sona erdirmek isteyen tek aktör olarak karşımıza çıkıyor. Kısacası, savaşan tarafların kendilerinden daha fazla, kendi nedenleriyle Ukrayna-Rusya savaşını sona erdirmekle ciddi olarak ilgilenen tek aktör Trump. Trump, tarafların sürdürdükleri savaşın henüz sonuçlanmaktan uzak olan ve henüz karşı tarafı yenmek için elinden geleni yaptığına ikna olmayan taraflara ‘barış gündemini’ dayatıyor. Bu yüzden şu anda barışı kabul etmek, acı tavizler vermek anlamına geliyor. Dolayısıyla taraflara göre bu tavizleri kabul etmektense savaşı sürdürmek daha iyi. Ancak her iki taraf da ABD’nin güçlü nüfuzunun onları barış için müzakereye zorladığının farkında. Sonuç olarak taraflara göre barışı reddeden taraf olarak görünerek ABD’yi kaybetmektense, müzakerelere katılmak daha iyi.

gthy
Donetsk bölgesindeki Druzhkivka'da yıkılmış bir binanın önünden bisikletiyle geçen bir adam, 15 Ağustos 2025 (AFP)

Ukrayna, Trump'ın başlangıçta ısrar ettiği belirsiz ekonomik garantiler yerine, herhangi bir barış anlaşması imzalamak için güvenlik garantileri elde etme konusunda ciddi ilerleme kaydetti. Şu an Trump'ın bu garantilerden vazgeçme sürecinde olduğu görülüyor. Ukrayna'nın, başta 2014 yılında ele geçirdiği Kırım olmak üzere Rusya'nın şu an kontrolü ettiği Ukrayna topraklarının yaklaşık yüzde 20'sini (yaklaşık 115 bin kilometre kare) resmen devretmesi şartını kabul etmesi zor olacak. Ancak Rusya, Ukrayna'nın en güçlü savunma hattı olan ve ‘kale kuşağı’ (fortress belt) olarak bilinen bölge üzerindeki kontrolünü sürdürmekte ısrar edeceğine şüphe yok. Donetsk bölgesindeki kuzey ve güney yönünde aralıklı olarak dağılan dört belde ve küçük köyleriyle 50 kilometreye kadar uzanan bu hattın yüzde 75'i Rusya’nın kontrolünde. Bu hat, beton hendekler, tank tuzakları ve mayın tarlaları gibi yoğun ve gelişmiş askeri tahkikatlardan oluşuyor ve savunması elektronik gözetleme sistemi ve hassas topçu silahlarıyla destekleniyor. Rusya ordusu, Ukraynalıların 2014 yılında inşa etmeye başladığı ve yıllarca büyük yatırımlar yaptığı bu hattı aşmak için çok çaba sarf etti, ancak bu hat, Rusya ordusunun birçok kez denemesine rağmen, şimdiye kadar aşılamayan veya geçilemeyen, geçilmez bir savunma hattı olmaya devam ediyor. Bu hat düşerse veya barış anlaşmasının bir parçası olarak Rusya'ya ilhak edilirse, Ukrayna'nın doğu topraklarının büyük bir kısmı gelecekte Rusya’nın herhangi bir askeri ilerleyişine açık hale gelecek.

Batı Avrupa, Rusya'nın savaşta kazandığı zaferi, İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden sonra istikrar kazanan güvenliğinin kalıcı olarak sarsılmasının başlangıcı olarak görüyor.

Öte yandan Trump yönetiminin Ukrayna'ya söz konusu tavizleri vermesi için baskı yapmasına rağmen, Ukrayna'nın Rusya'yı barışı kabul etmeye ikna etmek için gerekli tavizleri vermesinin önünde yasal ve siyasi engeller bulunuyor. Ukrayna Anayasası, devlet başkanının referandum yapmadan Ukrayna topraklarının herhangi bir kısmını devretmesini yasaklıyor. Bununla birlikte Rusya'nın işgaline karşı ülkesini şiddetle savunmasıyla uluslararası saygı kazanan bir lider olarak mevcut Devlet Başkanı Zelenskiy'nin böyle bir konuda referandum çağrısında bulunması da siyasi intihar anlamına geliyor. Ukrayna'nın geri çekilme gibi bir niyeti yok, ancak tam tersi söz konusu. Ukrayna'da ülkenin tüm topraklarını elinde tutma ve 2014 yılında Rusya tarafından işgal edilen Kırım Yarımadası da dahil olmak üzere tüm topraklarını geri alma konusunda, hem siyasi hem de halk arasında anlaşılabilir bir kararlılık hakim. Ukrayna’nın bu ulusal kararlılığı, Avrupa'nın şimdiye kadar verdiği sağlam destekle daha da pekişti. Bu desteğin temelinde, Avrupa'nın kendisini korumak ve Rusya'yı caydırmak için ABD’nin yardımı olmadan (ve Avrupa aslında bu gelişmeyi hızlandırılmış bir şekilde başlattı) askeri kapasitesini geliştirmek zorunda kalsa bile Rusya'nın bu savaştan galip çıkmaması gerektiği fikri yatıyor. Avrupa için, Rusya'nın Ukrayna'da kesin bir zafer kazanması, Putin'in önce Ukrayna'da, sonra da Avrupa'da daha fazla toprak kazanma iştahını kabartacak. Bu endişe, eski Sovyetler Birliği'nin bir parçası olan Litvanya, Letonya ve Estonya gibi Baltık ülkelerinde en yoğun şekilde hissediliyor. Putin, bu ülkeleri ideoloji değil, toprak olarak geri kazanmanın Rusya'nın doğal hakkı olduğunu ve bu hakkı kullandığını açıkça belirtiyor. Tüm bunlar, bu savaşta Rusya'nın zaferini, İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana istikrarlı olan güvenliğinin kalıcı olarak sarsılmasının başlangıcı olarak gören Batı Avrupa'yı endişelendiriyor.

Rusya'nın güçlü olduğu noktalar

Öte yandan Ruslar, ülkelerinin muazzam ateş gücü (Rusya’daki fabrikalar, Avrupa’daki tüm fabrikaların toplamının beş katı kadar top mermisi üretiyor) ve tank sayısındaki önemli üstünlükleri sayesinde, Ukrayna topraklarını yavaş ve maliyetli olsa da istikrarlı bir şekilde ele geçirdiklerini düşünüyor. Rusya, Ukrayna'yı işgalinin ikinci yılında, devasa savaş makinesini besleyen bir savaş ekonomisi modeline hızla geçiş yaptı.

sdcfrgt
Maxar Technologies tarafından 17 Temmuz 2023 tarihinde çekilen ve yayınlanan bu uydu görüntüsü, Ukrayna ordusunun üstlendiği bir patlamanın ardından Rusya anakarasını Kırım'a bağlayan Kerç Köprüsü'nün hasar gören kısmını gösteriyor (AFP)

Barış zamanı ekonomisi sıradan malların üretimine dayanan Rusya’nın savaş döneminde ekonomisi silah ve teçhizat gibi askeri malzemelerin üretimine ve savaşı uzun vadede sürdürebilmek için gerekli olanlara odaklanıyor. Batı'nın yaptırımları dışında, özellikle Hindistan ve Çin'e indirimli fiyatlarla yapılan petrol ihracatı, Rusya’nın savaş ekonomisini finanse ediyor. Avrupalılar, savaş ekonomisine geçmekte yavaş davrandılar ve gerekli kararları son aylarda, geçtiğimiz mart ayından sonra, Trump'ın ABD başkanı olarak göreve gelmesinin ve eski Başkan Joe Biden yönetiminin Ukrayna'ya sağladığı desteği geri çekmeyi onaylamasının ardından aldılar. Avrupa, bu önlemleri Avrupa Birliği'nin (AB) “Avrupa 2030 Yeniden Silahlanma Girişimi” adı altında beş yıllığına 800 milyar dolarlık devasa bir silahlanma planını onaylayarak aldı. Bu adımlar, Avrupa’nın askeri üretimlerinin hassasiyet ve teknolojik sağlamlık açısından Rusya'nınkinden niteliksel olarak üstün olmasına rağmen atıldı. Avrupalıların, şu anda tüm NATO üyesi Avrupa ülkelerinin bir yılda ürettiği miktarı üç ayda üreten Rusya'yı caydırmak için, Rusya'nın devasa askeri üretimini miktar olarak aşmaları birkaç yıl sürecek. Bu arada Avrupa, Ukrayna için ABD’den silah ve teçhizat satın alarak bu büyük silahlanma açığını kapatmaya çalışsa da bu süreç zaman alıyor ve bu sırada Rusya-Ukrayna cephesi şiddetli çatışmalara sahne oluyor.

Putin, sahadaki güçlü konumunu göz önünde bulundurarak, rakiplerine kendilerini daha iyi silahlandırmaları için zaman tanımaktansa, kendi lehine olan siyasi yöntemlerle savaşı sona erdirecek bir barış anlaşmasını tercih ediyor.

Bu yüzden Putin, Avrupa'ya yeniden silahlanma ve Ukrayna'yı destekleme zamanı tanımak yerine Trump'ın önerdiği ve Ukraynalılar ile Avrupalılar tarafından kabul edilen bir aylık ateşkes gibi kısa süreli bir ateşkes veya geçici barışa bile razı olmuyor. Çünkü böyle bir durumun ardından aylarca sürecek belirsizlik döneminin geleceğini ve bu durumun Avrupa'ya savaş ekonomisine geçişini hızlandırmak için daha fazla zaman kazandıracağını çok iyi biliyor. Bu sırada Rusya, mevcut üstünlüğünü de kullanamayacak. Dolayısıyla Putin, sahadaki güçlü konumunu göz önünde bulundurarak, rakiplerine kendilerini daha iyi silahlandırmaları için zaman tanımaktansa, kendi lehine olan siyasi yöntemlerle savaşı sona erdirecek bir barış anlaşmasını tercih ediyor.

Ancak Rusya, Ukrayna’da halkın sağlam destek verdiği güçlü savaş ruhuyla ve Rusya'nın şimdiye kadar yetişemediği Ukrayna'nın insansız hava aracı (İHA) endüstrisindeki önemli gelişmelerle karşı karşıya kaldı. Bu İHA’lar, Rusya ordusuna ağır kayıplar verdiriyor ve ilerlemesini engelliyor. Ukrayna ayrıca yerli askeri üretimini de artırdı. Ukrayna, 2022'de savaş başladığında askeri ihtiyaçlarının yüzde 10'unu üretiyordu, ancak bu oran bu yılın sonlarında yüzde 50'ye ulaşacak. Bu nedenle Ruslar, Ukrayna'nın savaşma iradesini kırmak ve halkı yormak için, Rusya'nın uzun bir yıpratma savaşına hazırlık durumu çerçevesinde Ukrayna'nın altyapısını, özellikle enerji altyapısını sistematik ve acımasızca hedef alıyor. Ukraynalılar, bu savaşın kendi lehlerine sonuçlanması, yani Rusya'nın savaşta hedeflerine ulaşamaması için daha fazla zamana ve silaha ihtiyaç duyuyor. Ayrıca Batı'nın Rusya üzerinde ekonomik baskı uygulaması da gerekiyor. Ancak ABD’nin silah ve ekonomi alanında önemli bir müdahalesi olmazsa, Ukrayna Rusya'nın amansız saldırıları sonucunda sürekli fedakarlıklar yapmak zorunda kalacak ve bu da Rusya'yı taviz vermeye zorlamayı oldukça güçleştirecek.

ABD Başkanı Trump'ın şahsi talepleri de Ukrayna-Rusya savaşını kalıcı bir barış anlaşmasıyla sona erdirme çabasında rol oynuyor, zira kendisi Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterilmek istiyor.

ABD’nin hesapları

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre ABD’nin hesapları, özellikle büyük bir nefret, güvensizlik ve kan dökme durumunun hakim olduğu iki taraf arasında zorlu bir barışı sağlayabilecek etkili bir arabulucu olma konusundaki güçlü arzusundan dolayı daha çok Başkan Trump ile ilişkili. Ne Rusya ne de Ukrayna kendini önemli tavizler vermek zorunda kalacak kadar zayıf hissediyor. Trump, arabuluculuk çabalarının başarılı olması için Rusya’nın güvenini kazanmalı. Bu amaçla ikinci başkanlık döneminin başlarında ABD’yi Ukrayna'ya destek vermekten uzaklaştırıp Ukrayna'yı savaşın nedeni ve savaşın sona ermesini engelleyen taraf olmakla suçlayarak Ukrayna'dan çok Rusya'ya yakın tutumlar sergiledi. Ukrayna’nın kendisinin daha zayıf taraf olduğunu kabul etmesi ve daha güçlü taraf olan Rusya'ya tavizler vermesi gerektiğini söyledi. Bu tutum, Biden yönetimi tarafından onaylanan gerekli istihbarat ve silahların Ukrayna'ya sağlanmasının geçici olarak durdurulmasına yol açtı, ancak daha sonra taraflar arasında iş birliği yeniden başladı.

Avrupa'nın müdahalesi ve ABD’de perde arkasındaki iç baskı, Trump'ın Rusya'ya yönelik aceleci tutumunu yumuşatmaya yardımcı oldu. Trump, Putin'e karşı genel olarak dostane tavrını ve onunla doğrudan ve dolaylı olarak (ikisi arasındaki telefon görüşmeleri, Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un Rusya'ya gönderilmesi ve son olarak Alaska toplantısı yoluyla) temasta olma istekliliğini sürdürdü. Tüm bunlar Rusya için değerli kazanımlar anlamına geliyor, çünkü Trump'ın yaklaşımı, Rusya'nın siyasi izolasyonunun temel bir yönünü sona erdirerek onu müzakere masasına getirmeye yardımcı oldu. Trump'ın ABD’si, Biden'ın ABD’sinden farklı olarak, Rusya'nın ne düşmanı ne de müttefiki olsa da artık Ukrayna'nın eski yakın müttefiki de değil. Bununla birlikte her ne kadar zor olsa da iki tarafı müzakere masasına oturtmak, nispeten hızlı bir şekilde gerçek barışa yol açmazsa geçici bir başarı gibi görünecek. Trump'ın fazla zamanı yok, çünkü ABD Kongresi, Rusya'ya karşı yeni ve güçlü bir yaptırım paketi kabul etmesi için ona ciddi baskı uyguluyor. Trump, bir yandan savaşı sona erdirmek için son ve güçlü bir girişimde bulunurken diğer yandan Kongre üyelerinden bu paketin onaylanmasını ertelemelerini istedi.

Başkan Trump'ın şahsi talepleri de Ukrayna-Rusya savaşını kalıcı bir barış anlaşmasıyla sona erdirme çabasında rol oynuyor, zira kendisi Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterilmek istiyor. Bunun yanında Trump, bu hedefe ulaşmak için ciddi çabalar sarf etti ve ödülü veren ülke olan Norveç'in Maliye Bakanı Jens Stoltenberg ile telefon görüşmesi yaparak gümrük tarifelerini görüştü. Norveçli kaynaklara göre görüşme sırasında Trump, Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterilme konusunu gündeme getirdi. Bu faktörün Trump'ın bu savaşı sona erdirme çabasında ne kadar önemli olduğu henüz belli değilse de sayısız kez yaptığı açıklamalardan, bu savaşı sona erdirmenin zorluğunun farkında olduğu ve bunun imkansız olduğu ortaya çıkarsa bu çabayı bırakmaya hazır olduğu anlaşılıyor. Trump, son açıklamalardan birinde, bir gazetecinin sorusuna verdiği yanıtta bu konudaki tutumunu belirlemek için birkaç haftaya ihtiyacı olduğunu belirtti. Başkan Trump'ın dünyasında aylarca sürebilecek bu haftalar boyunca, tüm görüntüleri, sevinçleri, hayal kırıklıkları ve beklentileriyle birlikte yüksek düzeydeki drama devam edecek gibi görünüyor.



Rusya Dışişleri Bakanı: Batılı ülkeler Ukrayna müzakerelerini engellemeye çalışıyor

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (AFP)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (AFP)
TT

Rusya Dışişleri Bakanı: Batılı ülkeler Ukrayna müzakerelerini engellemeye çalışıyor

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (AFP)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (AFP)

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Batı ülkelerinin Ukrayna ile ilgili müzakerelerdeki tutumunu eleştirerek, bu ülkelerin süreci ‘engellemeye’ çalıştığını söyledi.

Lavrov bugün Rus televizyon kanalı RT tarafından yayınlanan açıklamalarında, Moskova'nın Batı'nın Ukrayna'daki uzlaşmayı engelleme girişimlerinin başarısız olmasını umduğunu bildirdi.

Lavrov ayrıca, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'yi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşme talebinde ‘inatçı’ davrandığı için eleştirdi.

Zelenskiy dün yaptığı açıklamada, ülkesinin gerçek barışı sağlayacak yapıcı adımlar atmaya hazır olduğunu, ancak Rusya'nın barış niyetini göstermediğini ve Ukrayna şehirlerini bombalamaya devam ettiğini söyledi.

Zelenskiy perşembe günü, Rusya'yı, Rus işgaliyle başlayan savaşı sona erdirmek için Başkan Vladimir Putin ile bir toplantı yapma ‘zorunluluğundan kaçmaya’ çalışmakla suçladı.

Putin ve ABD Başkanı Donald Trump, dört yıldan uzun bir aradan sonra ilk kez bu ay Alaska'da bir araya geldi. İki lider, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'da yaşanan en şiddetli savaşı sona erdirmenin yollarını görüştü.


Avustralya'da Filistinlileri desteklemek için kitlesel gösteriler düzenlendi

Sidney'de düzenlenen ‘Filistin için Ulusal Yürüyüş’ eyleminde bazı göstericiler pankartlar taşıdı. (Reuters)
Sidney'de düzenlenen ‘Filistin için Ulusal Yürüyüş’ eyleminde bazı göstericiler pankartlar taşıdı. (Reuters)
TT

Avustralya'da Filistinlileri desteklemek için kitlesel gösteriler düzenlendi

Sidney'de düzenlenen ‘Filistin için Ulusal Yürüyüş’ eyleminde bazı göstericiler pankartlar taşıdı. (Reuters)
Sidney'de düzenlenen ‘Filistin için Ulusal Yürüyüş’ eyleminde bazı göstericiler pankartlar taşıdı. (Reuters)

Merkez sol hükümetin Filistin devletini tanıma niyetini açıklamasının ardından İsrail ile Avustralya arasında gergin ilişkiler yaşanırken, bugün binlerce Avustralyalı Filistinlileri desteklemek için düzenlenen mitinglere katıldı.

Filistin Eylem Grubu, Avustralya genelinde 40'tan fazla eylem düzenlendiğini ve Sidney, Brisbane ve Melbourne gibi eyalet başkentlerindeki yürüyüşlere büyük kalabalıkların katıldığını belirtti.

Söz konusu gösteriler, bu ayın başlarında Sidney Liman Köprüsü’nde on binlerce kişinin katıldığı yürüyüşün ardından gerçekleşti. Bu yürüyüş, Kanberra'nın Gazze Şeridi'ndeki savaşa ilişkin tutumunda bir dönüm noktası olarak görüldü.

fdve
Sidney'deki göstericiler (Reuters)

Filistin Eylem Grubu, Brisbane'de yaklaşık 50 bin kişi olmak üzere, toplam 350 bin kişinin yürüyüşlere katıldığını duyurdu, ancak polis buradaki sayının yaklaşık 10 bin olduğunu bildirdi. Polis, Sidney ve Melbourne'daki kalabalığın sayısına ilişkin tahminlerde bulunmadı.

ı8o9p0
Avustralya genelinde 40'tan fazla gösteri düzenlendi ve Sidney, Brisbane ve Melbourne gibi eyalet başkentlerindeki yürüyüşlere büyük kalabalıklar katıldı. (Reuters)

Sidney'de yürüyüşü düzenleyen Josh Lees, Avustralyalıların ‘Gazze Şeridi'ndeki soykırıma son verilmesini ve hükümetin İsrail'e yaptırım uygulamasını talep etmek için’ şehrin meydanlarına akın ettiğini söyledi. ‘Özgür Filistin’ sloganları atan katılımcıların birçoğu Filistin bayrakları taşıdı.

yuı8
Sidney'de düzenlenen yürüyüşte Filistin bayrağı taşıyan bir kız (EPA)

Öte yandan, ülkenin Yahudi topluluğunun çatı örgütü olan Avustralya Yahudileri Yürütme Konseyi Eş Başkanı Alex Ryvchin, Sky News'e verdiği demeçte, yürüyüşlerin ‘güvenli olmayan bir ortam yarattığını ve yapılmaması gerektiğini’ ifade etti.

 

o90p
Sidney'de Gazze'ye destek yürüyüşü sırasında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu aleyhine açılan bir poster (AFP)

Protestolar, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun geçen hafta, Avustralya hükümetinin bu ay Filistin devletini tanıma niyetini açıklaması üzerine Avustralyalı mevkidaşı Anthony Albanese'ye yönelik sert söylemlerinin şiddetini artırmasının ardından patlak verdi.

dcfgthy
Yaklaşık 350 bin kişi yürüyüşlere katıldı, bunlardan 50 bini Brisbane'deydi. (AFP)

Avustralya ile İsrail arasındaki diplomatik ilişkiler, İşçi Partisi liderliğindeki Albanese hükümetinin Fransa, Birleşik Krallık ve Kanada'nın benzer adımlarının ardından Filistin devletini tanıyacağını açıklaması sonrası gerginleşti.

dfgthy
İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları 60 binden fazla kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. (AFP)

Avustralya, bu tanıma kararının Filistin Yönetimi'nden aldığı taahhütlere bağlı olduğunu, bu taahhütler arasında Hamas'ın gelecekteki herhangi bir devlette yer almayacağına dair taahhüdün de bulunduğunu belirtti.

fo90p
Gazze Şeridi'ndeki savaş sırasında öldürülen gazetecilerin posterleri, Sidney'de düzenlenen bir yürüyüşte (AFP)

Avustralya bu kararı 11 Ağustos'ta, on binlerce kişinin Sidney Liman Köprüsü’nde Gazze Şeridi'ne yardım ve barış çağrısında bulunduğu yürüyüşün ardından açıkladı. İsrail, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerine düzenlediği saldırının ardından yaklaşık iki yıldır Gazze Şeridi’ne yönelik askerî harekât yürütüyor.

Filistinli yetkililer, İsrail saldırıları sonucunda Gazze Şeridi'nde 60 binden fazla kişinin hayatını kaybettiğini belirtiyor ve insani yardım kuruluşları gıda kıtlığı nedeniyle yaygın açlık tehlikesi olduğu konusunda uyarıda bulunuyor.


Kuzey Kore iki "yeni" hava savunma füzesini test etti

Kuzey Kore lideri Kim Jong Un stratejik seyir füzesi testini izliyor (Arşiv-AFP)
Kuzey Kore lideri Kim Jong Un stratejik seyir füzesi testini izliyor (Arşiv-AFP)
TT

Kuzey Kore iki "yeni" hava savunma füzesini test etti

Kuzey Kore lideri Kim Jong Un stratejik seyir füzesi testini izliyor (Arşiv-AFP)
Kuzey Kore lideri Kim Jong Un stratejik seyir füzesi testini izliyor (Arşiv-AFP)

Kuzey Kore, resmi medya organlarının bugün çıkan haberlere göre lider Kim Jong Un'un gözetiminde fırlatılan iki "yeni" hava savunma füzesini test etti. Pyongyang, Seul'ü sınırlarında huzursuzluk çıkarmakla suçladı.

fjuj
Kuzey Kore hükümeti tarafından yayınlanan bir fotoğrafta, dün belirtilmeyen bir yerde yapılan hava savunma füzesi testi görülüyor (AP)

Kuzey Kore Merkez Haber Ajansı (KCNA), dün gerçekleştirilen fırlatma testinin, iki füze sisteminin “üstün savaş kabiliyetine” sahip olduğunu gösterdiğini bildirdi.

rtbtr
Kuzey Kore'nin resmi haber ajansının yayınladığı bir fotoğrafta, Kim Jong Un'un katıldığı hava savunma füzesi testleri görülüyor (Reuters)