2005 parlamentosundan 2025 seçimlerine... Irak siyasi sistemi nasıl değişti?

Vatandaşlar, dünyanın en zengin petrol üreticisi ülkelerden birinde temel hizmetlerin kötüleşmesinden şikâyet etmeye devam ediyor

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, 1 Eylül 2025 tarihinde Musul'da, 2017 yılında DEAŞ militanları tarafından tahrip edilen Büyük Nuri Camii'nin yeniden açılışına katıldı. (Reuters)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, 1 Eylül 2025 tarihinde Musul'da, 2017 yılında DEAŞ militanları tarafından tahrip edilen Büyük Nuri Camii'nin yeniden açılışına katıldı. (Reuters)
TT

2005 parlamentosundan 2025 seçimlerine... Irak siyasi sistemi nasıl değişti?

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, 1 Eylül 2025 tarihinde Musul'da, 2017 yılında DEAŞ militanları tarafından tahrip edilen Büyük Nuri Camii'nin yeniden açılışına katıldı. (Reuters)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, 1 Eylül 2025 tarihinde Musul'da, 2017 yılında DEAŞ militanları tarafından tahrip edilen Büyük Nuri Camii'nin yeniden açılışına katıldı. (Reuters)

Saddam Hüseyin rejiminin düşüşünden sonra Ocak 2005'te yapılan ilk seçimlerden bu yana Iraklılar, ülkelerinin gidişatını değiştirmek için büyük umutlarla sandık başına gitti. Parmaklarındaki mor mürekkep, yeni demokratik deneyimin sembolüydü, ancak patlama sesleri herkese bu görevin zorluğunu hatırlatıyordu. Kısa sürede kurumların kırılganlığı ortaya çıktı ve kota sistemi siyasi eylemin temeli haline geldi; parlamento, vatandaşların çıkarlarına hizmet etmekten ziyade çeşitli bloklar arasındaki güç dengesini yansıtmaya başladı.

Seçim gerçekliği

Bağdat'ta, el-Karrade'deki kafeler seçimlerle ilgili konuşmalarla çalkalanıyor. Emekli memur Ebu Mustafa, “2005 yılında, oyumun Irak'ı değiştireceğine inanıyordum. Bugün, yirmi yıl sonra, hiçbir değişiklik görmüyorum. Aynı yüzler, aynı vaatler… Gerçek hizmetler yok” dedi. Basra'daki Şattu’l Arab Caddesi'nde yaşayan ev hanımı Fatıma, “Seçimler bizim için bir alışkanlık haline geldi, hayatlarımız değişmezse anlamsız. Elektrik kesintileri var, hastanelerde ekipman eksikliği var ve iş az” şeklinde konuştu.

Musul'da ikamet eden 24 yaşındaki Ahmed, “Saddam Hüseyin dönemini yaşamadım, ama şehrimde DEAŞ'ın yol açtığı yıkımı gördüm. Bizi koruyan ve iş imkanları sağlayan güçlü bir devlet istiyorum. Dürüst bir aday bulamazsam oy kullanmayacağım” ifadelerini kullandı.

Siyaset araştırmacısı Haydar er-Rebii durumu şöyle açıkladı: “2005 yılında yazılan anayasa, devletin zayıf ve sosyal dokunun parçalandığı bir dönemde ortaya çıktı. Çeşitli bileşenlerin çıkarlarını garanti altına almak için hazırlandı, ancak güçlü kurumlar oluşturmaya odaklanmadı. Sistem, seçmenlerin iradesinin değil, dengelerin esiri olarak doğdu.”

Kanlı olaylar

2006 ile 2014 yılları arasında Irak, modern tarihinin en şiddetli dönemini yaşadı. Samarra'daki iki imamın türbelerinin bombalanması, altyapının tükenmiş ve hizmetlerin yetersiz olduğu bir dönemde, yaygın mezhep çatışmalarına ve yüz binlerce insanın yerinden edilmesine yol açtı. Ekonomi araştırmacısı Zehra el-Bekri, “Devasa petrol gelirleri kalkınmaya dönüşmedi. Para maaşlara ve siyasi anlaşmalara gitti, vatandaşlara ulaşmadı” dedi.

2014 yılında DEAŞ, Irak'ın üçte birini ele geçirdi. Bu durum, devletin kırılganlığını ve siyasi sistemin halkı koruyamadığını gösterdi. Şehirler Irak güçleri tarafından kurtarıldıktan sonra da siyasi ve ekonomik krizler devam etti.

Kalabalık bir çarşının yakınında oturan Bağdatlı genç kadın Rim, “Politikacıların vaatlerinden bıktığımız için protestolara katılıyoruz. İşleyen hastaneler, istikrarlı elektrik ve iyi okullar istiyoruz. Bunlar basit talepler, ama karşılanmıyor” ifadelerini kullandı.

Ekim 2019 ayaklanması, mezhep ve fraksiyonların etkisinden uzak bir sivil devletin kurulmasını talep eden genç neslin gücünü somutlaştırdı. Sosyal araştırmacı Leyla el-Cenabi, “2019 yılının ekim ayı, gençlerin temel haklarını talep ederek vatandaş ve devlet arasındaki ilişkiyi yeniden tanımladıkları, yeni bir siyasi bilincin doğduğu andı” dedi.

2021 seçimlerinde Sadr Hareketi en büyük parlamento bloğunu kazandı, ancak Koordinasyon Çerçevesi sonuçları reddetti ve hükümetin kurulmasından önce uzun bir siyasi çıkmaza yol açtı.

Siyasi çıkmaz

Şarku’l Avsat’ın Indepdendent Arabia’dan aktardığı habere göre anayasa analisti Kasım el-Ubeydi şu ifadeleri kullandı: “2021 krizi, Irak parlamento sistemindeki bir kusuru ortaya çıkardı: bloklar arasındaki çatışmaları çözmek için net bir mekanizmanın olmaması. Çıkmaz, devlet kurumlarının felç olmasına ve halkın güveninin sarsılmasına yol açtı.”

Bugün, 2025 seçimleri yaklaşırken Irak bir dönüm noktasında bulunuyor. Nüfusun yüzde 60'ından fazlasını oluşturan gençler radikal bir değişim talep ederken, geleneksel partiler meşruiyet ve halkın güvenini kaybetme riskiyle karşı karşıya. Ekonomi kırılgan, döviz rezervleri azalıyor ve neredeyse tamamen petrole bağımlılık, yeni hükümeti finansal krizlere karşı savunmasız hale getiriyor.

Bu bağlamda ekonomi uzmanları, ‘herhangi bir yeni hükümetin ciddi bir ekonomik çıkmaza gireceğini ve gelir yönetimi ve ekonomik çeşitlendirme konusunda acil reformlar başlatılmazsa, bütçe açıklarının sosyal istikrarı tehdit edeceğini’ belirtiyor.

Güvenlik araştırmacısı Ali el-Bedr, “Tehlike sadece seçim günü değil, seçimden sonraki dönemde de var. 2021'de olduğu gibi siyasi çıkmaz senaryosu tekrarlanırsa, ülke kontrol edilmesi zor bir protesto dalgası ve güvenlik sorunlarıyla karşı karşıya kalabilir” şeklinde konuştu.

Basra’da yaşayan Hamid, mevcut durumu şöyle anlattı: “Parlamentonun çalışmasını istiyoruz, oturup pozisyonları paylaşmasını değil. Vatandaşlar güzel sözlerden bıktı, gerçek hizmetler istiyor.”

Pazarlarda çocuklar seyyar satıcıların arabalarının yanında oynuyor, insanlar su ve elektrik için bazen günde saatlerce kuyrukta bekliyor; bu da Iraklıların karşı karşıya olduğu günlük zorlukların büyüklüğünü yansıtıyor. Hastanelerde doktorlar ekipman ve ilaç eksikliğinden şikâyet ederken, okullarda öğretmenler personel eksikliği nedeniyle büyük baskı altında. Tüm bu günlük ayrıntılar, siyaset ile gerçeklik arasındaki uçurumu net bir şekilde ortaya koyuyor.

Sistem için kazanımlar

Bu zorluklara rağmen Irak siyasi sistemi, son yirmi yılda barışçıl iktidar devri, daha fazla ifade özgürlüğü ve terör ve savaşlara rağmen seçim sürecinin devam etmesi gibi bazı kazanımlar elde etti. Ancak, yaygın yolsuzluk, temel hizmetlerin yokluğu, mezhepçi kotaların hakimiyeti ve halkın güveninin kaybı başta olmak üzere, başarısızlıklar daha önemli olmaya devam ediyor.

Irak uzmanları, 2025 seçimlerinin sadece bir dönüm noktası değil, siyasi sistemin meşruiyetini yenileme ve Iraklıların güvenini kazanma yeteneğinin bir testi olduğunu vurguluyor. Liderler halkın taleplerine cevap vermeyi ve gerçek reformlar başlatmayı başarırsa, bu yeni bir istikrar döneminin başlangıcı olabilir. Başarısız olurlarsa, ülke yeni bir kriz ve bölünme dalgasıyla karşı karşıya kalabilir.



Putin: Kiev ile müzakereler başarısız olursa, hedefimize askeri yollarla ulaşacağız

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Şanghay İşbirliği Örgütü'nün (ŞİÖ) Tianjin'deki zirvesine ve Pekin'deki askerî geçit törenine katılmak üzere Çin'e yaptığı ziyaretin ardından düzenlediği basın toplantısında (Reuters)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Şanghay İşbirliği Örgütü'nün (ŞİÖ) Tianjin'deki zirvesine ve Pekin'deki askerî geçit törenine katılmak üzere Çin'e yaptığı ziyaretin ardından düzenlediği basın toplantısında (Reuters)
TT

Putin: Kiev ile müzakereler başarısız olursa, hedefimize askeri yollarla ulaşacağız

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Şanghay İşbirliği Örgütü'nün (ŞİÖ) Tianjin'deki zirvesine ve Pekin'deki askerî geçit törenine katılmak üzere Çin'e yaptığı ziyaretin ardından düzenlediği basın toplantısında (Reuters)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Şanghay İşbirliği Örgütü'nün (ŞİÖ) Tianjin'deki zirvesine ve Pekin'deki askerî geçit törenine katılmak üzere Çin'e yaptığı ziyaretin ardından düzenlediği basın toplantısında (Reuters)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin dün yaptığı açıklamada, Kiev ile anlaşmaya varılamaması halinde Ukrayna ile çatışmanın devam edeceğini söyledi.

Putin, Çin'e yaptığı dört günlük ziyaretin sonunda düzenlediği basın toplantısında, “Ukrayna konusunda bir anlaşmaya varamazsak, hedeflerimizi askeri yollarla gerçekleştireceğiz” dedi.

72 yaşındaki Putin, zafere olan güvenini yineleyerek, “Rusya güçleri tüm cephelerde başarılı bir şekilde ilerliyor... Ukrayna Silahlı Kuvvetleri zor durumda” ifadelerini kullandı.

Rusya Devlet Başkanı ayrıca, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'nin müzakere yapma meşruiyetini sorguladı ve Zelenskiy'nin anayasal görev süresinin geçen yıl sona erdiği yönündeki argümanını yineledi.

Zelenskiy, anayasaya göre görev süresi sona erdikten sonra da görevde kalmasına izin veren sıkıyönetim altında Ukrayna'yı yönetmeye devam ediyor.

Putin, Zelenskiy ile diyaloğu ‘çıkmaz sokak’ olarak nitelendirdi, ancak aynı zamanda Rusya ve Ukrayna devlet başkanları arasında bir görüşme için baskı yapan ABD Başkanı Donald Trump'ı övdü.

Putin, yeni ABD yönetiminin tutumu sayesinde ‘tünelin sonunda ışık gördüğünü’ vurguladı ve “Mantık hâkim olursa, Ukrayna'daki çatışmada kabul edilebilir bir sonuca ulaşılabilir” dedi.

Putin, bu sonucun somut olarak neye benzeyeceğini belirtmedi, ancak Rusya'nın komşusu için güvenlik garantilerini doğrudan toprak talepleriyle ilişkilendirdiğini reddetti.

ABD Başkanı Donald Trump ise CBS News'e yaptığı açıklamada, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'nin henüz barış anlaşması imzalamaya hazır olmadığını, ancak ‘bir şeyler olacağını ve bunu başaracağını’ söyledi.

Trump, Putin ve Zelenskiy arasında doğrudan görüşme olasılığı konusunda belirsizlik artmasına rağmen, Rusya ile Ukrayna arasında barış anlaşması sağlanması için çabalarını sürdüreceğini vurguladı.

ABD Başkanı, Rusya, Ukrayna veya diğer savaşan ülkelerle yaptığı birçok diplomatik müzakerede izlediği yaklaşımın, liderleri bir odada bir araya getirip, onları derhal bir anlaşmaya varmaya zorlamak olduğunu söyledi.

sdfg
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)

Bu yaklaşımın hızlı bir çözüm aranırken bile sabır gerektirdiğini açıklayan Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiha, bu yılki diğer barış anlaşmalarında bu yaklaşımın meyvesini verdiğine inandığını belirtti. Sibiha dün, Avusturya, Vatikan, İsviçre, Türkiye ve üç Körfez ülkesi dahil en az yedi ülkenin, 3,5 yıldan fazla süredir devam eden savaşı sona erdirmek amacıyla Ukrayna ve Rusya devlet başkanları arasında bir toplantıya ev sahipliği yapmaya hazır olduğunu açıkladığını ifade etti.


İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarında 84 Filistinli hayatını kaybetti

Gazze Şeridi sınırındaki İsrail tankları (AFP)
Gazze Şeridi sınırındaki İsrail tankları (AFP)
TT

İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarında 84 Filistinli hayatını kaybetti

Gazze Şeridi sınırındaki İsrail tankları (AFP)
Gazze Şeridi sınırındaki İsrail tankları (AFP)

İsrail'in bugün şafak vaktinden itibaren Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılarda 84 Filistinli hayatını kaybetti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, sağlık kaynaklarına dayanarak, ‘şehitler arasında, işgal güçlerinin Han Yunus'un güneyinde bir grup vatandaşı hedef almasının ardından yardım bekleyen üç vatandaşın da bulunduğunu’ bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın WAFA’dan aktardığına göre işgal güçlerinin, Gazze Şeridi’nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki çadırlarını bombalaması sonucu yedi vatandaş yaşamını yitirdi. WAFA, ‘işgal uçaklarının Gazze'nin es-Sabra ve Tel el-Heva mahallelerinde yerinden edilmiş kişileri barındıran bir evi ve çadırı bombalaması sonucu üçü çocuk olmak üzere yedi vatandaşın yaşamını yitirdiğini, çok sayıda kişinin ise yaralandığını’ kaydetti.

Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı ise bugün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nde açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısının 131'i çocuk olmak üzere 370'e yükseldiğini ve son 24 saat içinde Gazze Şeridi'nde açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle üç yeni ölüm vakası daha kaydedildiğini belirtti.


İsrail: Gazze şehrine yapılacak saldırı bir milyon Filistinlinin yerinden edilmesine neden olacak

Gazze şehrinin güneyinde insanlar ve eşyalarının tahliyesi, 2 Eylül 2025 (AFP)
Gazze şehrinin güneyinde insanlar ve eşyalarının tahliyesi, 2 Eylül 2025 (AFP)
TT

İsrail: Gazze şehrine yapılacak saldırı bir milyon Filistinlinin yerinden edilmesine neden olacak

Gazze şehrinin güneyinde insanlar ve eşyalarının tahliyesi, 2 Eylül 2025 (AFP)
Gazze şehrinin güneyinde insanlar ve eşyalarının tahliyesi, 2 Eylül 2025 (AFP)

İsrail Savunma Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili dün yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze şehrini kontrol altına almak için düzenlediği saldırının bir milyon Filistinliyi yerinden edeceğini söyledi. Fransız Haber Ajansı AFP'nin aktardığına göre yetkili bu kişiler için yeni bir ‘insani yardım bölgesi’ kurulması planlarından bahsetti.

Hamas'ın 7 Ekim 2023 tarihinde İsrail'e saldırmasının ardından başlayan savaş, Gazze Şeridi'nde yaşayan iki milyondan fazla insanın büyük çoğunluğunu evlerini defalarca kez terk etmeye zorladı.

İsrail hükümeti geçtiğimiz ağustos ayında kuşatılmış ve harap olmuş Filistin topraklarının en büyük şehri olan Gazze'yi kontrol altına alma planını onayladı. İsrail, bu hafta on binlerce yedek askeri çağırdıktan sonra kuvvetlerini seferber etmeye başladı.

Gazze Şeridi'nin kuzeyinde bulunan bu şehirde yaklaşık bir milyon kişi yaşıyor.

d8ı
Gazze Şeridi'nin kuzeyinden gelen Filistinli mülteciler, eşyalarını da yanlarına alarak Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi üzerindeki bir mülteci kampına kaçarken, 2 Eylül 2025 (EPA)

İsrail ordusuna bağlı Filistin Topraklarındaki Hükümet Aktivitelerini Koordinasyon Birimi'nde (COGAT) görevli üst düzey bir yetkili, son günlerde insanların kuzeyden güneye doğru hareket ettiğini söyledi.

Kimliğinin açıklanmaması şartıyla gazetecilere konuşan Savunma Bakanlığı yetkilisi, “Şimdiye kadar yaklaşık 70 bin Gazzeli Gazze Şeridi’nin kuzeyinden ayrıldı” dedi. Aynı yetkili, İsrail makamlarının ‘bir milyon kişinin’ güneye kaçmasını beklediğini, ancak bunun için bir zaman dilimi belirtmediğini açıkladı.

Geçen ayın sonunda İsrail ordusu, Gazze şehri sakinlerinin yerinden edilmesinin ‘kaçınılmaz’ olduğunu doğruladı. Şehir, ‘tehlikeli savaş bölgesi’ olarak ilan edildi.

Uluslararası Kızılhaç Komitesi, şehir sakinlerini tahliye etmenin ‘imkansız’ olduğunu ve bu konudaki planların ‘uygulanamaz’ olduğunu değerlendirdi.

7u8ı
Gazze Şeridi sınırında İsrail'in güneyinde konuşlu İsrail tankları, 3 Eylül 2025 (AFP)

Yetkili, İsrail'in ‘insani yardım bölgesi belirlemeye çalıştığını’ ve bunun önümüzdeki günlerde resmi olarak duyurulacağını belirtti.

Yetkiliye göre bu bölge Gazze'nin merkezindeki bazı mülteci kamplarından güneydeki el-Mevasi kıyı bölgesine kadar uzanacak ve doğuya doğru genişleyecek.

İsrail, savaşın başındayken bu bölgeyi ‘insani yardım bölgesi’ olarak sınıflandırmıştı, ancak buradaki yerinden edilmiş insanların çadırları İsrail ordusunun tekrar tekrar düzenlediği hava saldırılarının hedefi oldu.

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Thameen Al-Kheetan geçtiğimiz ay el-Mevasi'deki Filistinlilerin ‘gıda, su, elektrik ve çadırlar dahil olmak üzere temel hizmet ve malzemelere erişiminin ya çok kısıtlı olduğunu ya da hiç erişimi olmadığını’ açıkladı.

hyjuı
Gazze şehrinin güneyine eşyalarıyla birlikte doluştukları minibüsle yerinden edilen Filistinliler, 2 Eylül 2025 (AFP)

COGAT geçtiğimiz hafta başlarında, ‘bölge sakinlerini korumak için güneye taşıma’ hazırlıklarını duyurdu. Bu hazırlıklar arasında Mısır'dan el-Mevasi bölgesine su taşımak için yeni bir boru hattının inşa edilmesi, İsrail'den gelen su borularının bakım çalışmalarının yapılması ve Gazze Şeridi'nin güneyindeki bir deniz suyunu tuzdan arındırma tesisinin elektrik şebekesine bağlanması yer alıyor.

COGAT, İsrail'in Hamas'ın askeri kanadı İzzettin el-Kassam Tugayları'nın Komutanı Muhammed es-Sinvar'ı öldürdüğünü iddia ettiği bir operasyonun ardından haftalarca kapalı kalan Han Yunus'taki Avrupa Hastanesi'nin yeniden açılması için çalışmaların başladığını da belirtti.