Nasrallah suikastının üzerinden bir yıl geçti... Yedioth Ahronoth, operasyonla ilgili yeni ayrıntılar yayınladı

‘Bilim kurgu dünyasından’ gelişmiş silahlar kullanıldı

Hizbullah'ın eski Genel Sekreteri Hasan Nasrallah (AFP)
Hizbullah'ın eski Genel Sekreteri Hasan Nasrallah (AFP)
TT

Nasrallah suikastının üzerinden bir yıl geçti... Yedioth Ahronoth, operasyonla ilgili yeni ayrıntılar yayınladı

Hizbullah'ın eski Genel Sekreteri Hasan Nasrallah (AFP)
Hizbullah'ın eski Genel Sekreteri Hasan Nasrallah (AFP)

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikastının birinci yıldönümünde, Yedioth Ahronoth operasyona ilişkin yeni ayrıntılar yayınladı. Gazete, Mossad ajanlarının, İsrail'in bölgeye yoğun hava saldırıları düzenlediği sırada, Nasrallah'ın Beyrut'un güney banliyölerindeki saklandığı yere sofistike cihazlar yerleştirdiğini ortaya çıkardı.

Gazete, Temmuz 2024'ten bu yana İsrail ordusunun, Mecdel Şems'te 12 çocuğun öldürülmesinin ardından Hizbullah liderlerini yok etmek ve hassas saldırılar gerçekleştirme kabiliyetlerini durdurmak için organize bir operasyon başlattığını yazdı. Operasyon, Temmuz 2024'te Hizbullah'ın ‘ikinci komutanı’ Fuad Şükür'ün öldürülmesiyle başladı, ardından çağrı cihazları ve telsizlerin patlatılmasıyla devam etti ve Nasrallah'ın öldürüldüğü operasyonla doruğa ulaştı.

gh
Beyrut'un güney banliyölerinde Nasrallah'ın suikastının gerçekleştiği yerde Kur’an-ı Kerim okuyan bir kadın (AFP)

Gazete, çağrı cihazı operasyonu hazırlıklarını, 27 Eylül 2024'te banliyölere düzenlenen hava saldırıları sırasında gerçekleştirilen Nasrallah suikastına kıyasla ‘basit’ olarak nitelendirdi. Gazete ayrıca, özenle hazırlanmış paketler taşıyan Mossad ajanlarının büyük bir tehlikeye maruz kalma riskinden de bahsetti.

Çifte tehlike

Yedioth Ahronoth, aldıkları istihbarat bilgilerinin Nasrallah'ın Kudüs Gücü Komutanı Tuğgeneral Abbas Nilfuruşan ve Güney Cephesi Komutanı Ali Karaki ile görüşeceğini doğruladığını açıkladı. Sadece birkaç güvenlik görevlisi ve Hizbullah'ın iç çevresinin saklanma yerini bildiğini belirten gazete, “Mossad ajanlarının, kompleksin üzerindeki binanın içinde önceden belirlenen noktalara cihazlarını yerleştirmeleri planlanmıştı. Hayatta kalma şanslarının yüzde 50'den fazla olmadığını çok iyi biliyorlar, çünkü Hizbullah ajanları tarafından fark edilmeseler bile, bölgeyi hedef alan İsrail bombalarının şarapnel parçalarıyla vurulma riskiyle karşı karşıya kalacaklardı” ifadelerine yer verdi.

Hava koruması altında

Bu tehlike, Mossad ajanlarını operatörlerinden güney banliyölerine yağmur gibi yağan bombaları durdurmasını istemeye sevk etti. Özellikle, Nasrallah'ın kalesi olan Haret Hreik'e yönelik saldırıları durdurmak istediler. Böylece Hizbullah liderlerinin ana gizli sığınağının bulunduğu çok katlı binaya ulaşmak için kullandıkları yolun hedef alınmamasını sağlamayı amaçladılar.

Operatör bu talebe yanıt vermedi. Şarku’l Avsat’ın Yedioth Ahronoth’tan aktardığına göre bombardımanın yoğunlaşacağını garanti etti; güvenlik personelinin saklanmak zorunda kalacağını ve sığınağa giden yolu engellemeyeceğini söyledi. Mossad ajanları daha sonra ‘ağır hava koruması altında tam bir başarıyla gerçekleştirilen’ görevlerine başladı.

İsrail bombalarının yağmuru altında Mossad ekibi görevini tamamladı, cihazları belirlenen yerlere yerleştirdi ve geri çekildi.

‘Bilim kurgu dünyasından çıkmış gibi’

Yedioth Ahronoth’un haberinde, “Taşıdıkları ekipman bilim kurgu dünyasından çıkmış gibi görünüyordu. Söz konusu ekipmanlar 7 Ekim 2023'teki Hamas saldırısından yaklaşık bir yıl önce, 2022'de tamamlanmıştı ve yeraltının belirli derinliklerine hassas saldırılar gerçekleştirmek için tasarlanmıştı” denildi. Haberde, “Mossad'ın bu teknolojiyi sadece Lübnan için değil, İran'ın nükleer programına olası bir saldırı için de edinmek istediği” belirtildi.

Gazete, İsrail Savunma Bakanlığı'nın silah geliştirme departmanının, istihbarat ve teknoloji uzmanlarıyla birlikte cihazların geliştirilmesine katıldığını, aynı şekilde silahların hassasiyet ve derin penetrasyon yeteneklerini geliştiren Hava Kuvvetleri ve savunma şirketleri Rafael ve Elbit'in de bu çalışmaya katıldığını belirtti.

Gazete, 27 Eylül 2024 saat 18:00'de gerçekleştirilen operasyonun ayrıntılarına ilişkin olarak, on Hava Kuvvetleri uçağının yeraltı sığınağının bulunduğu alana her biri bir ton ağırlığında 83 bomba attığını belirtti. Operasyona F-15 ve F-16 uçaklarının katıldığını ve geleneksel GPS'in yanı sıra hassas güdüm sistemi ile donatılmış Amerikan yapımı BLU-109 bombaları attığını kaydetti.



Kırım'da Ukrayna yapımı İHA ile düzenlenen saldırıda üç kişi öldü

Fire Point fabrikasında üretilen Ukrayna yapımı İHA (AP)
Fire Point fabrikasında üretilen Ukrayna yapımı İHA (AP)
TT

Kırım'da Ukrayna yapımı İHA ile düzenlenen saldırıda üç kişi öldü

Fire Point fabrikasında üretilen Ukrayna yapımı İHA (AP)
Fire Point fabrikasında üretilen Ukrayna yapımı İHA (AP)

Rusya’dan üst düzey bir yetkili, Moskova'nın 2014 yılında ilhak ettiği Kırım'da Ukrayna yapımı bir insansız hava aracı (İHA) ile düzenlenen saldırıda 3 kişinin öldüğünü, 16 kişinin yaralandığını açıkladı.

Rusya destekli Kırım Özerk Yönetimi Başkanı Sergey Aksyonov, Ukrayna'nın turistik Foros beldesini hedef aldığını ve saldırının bir tıp merkezi ile bir okula zarar verdiğini söyledi.

Aksyonov, Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, “Güncellenen verilere göre İHA saldırısı sonucunda üç kişi öldü, 16 kişi yaralandı” dedi.

Aksyonov, düşen İHA’nın enkazının, kıyı kenti Yalta yakınlarında da yangına neden olduğunu belirtti.

Rusya Savunma Bakanlığı bu saldırıyı ‘terörist saldırı’ olarak nitelendirdi ve ilk olarak iki kişinin öldüğünü bildirdi.

Öte yandan Ukrayna, saat 22:00 itibarıyla Moskova'nın kendi topraklarında 46 hava saldırısı düzenlediğini açıkladı.

Rusya, uluslararası toplum tarafından kınanan bir referandumun ardından 2014 yılında Kırım'ı ilhak etti ve Kiev ile Batı ülkelerinden Kırım'ı kendi topraklarının bir parçası olarak tanımalarını istedi.

Ukrayna ordusu, Kırım'ı Rusya anakarasına bağlayan köprü de dahil olmak üzere, bölgeye tekrar eden saldırılar düzenliyor.

ABD Başkanı Donald Trump geçtiğimiz ay, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı zirvenin ardından, barış anlaşmasının bir parçası olarak Ukrayna'nın Kırım'ı geri almasının olasılığını reddetti.


Trump'ın danışmanı 50 bin dolar rüşvet aldı

Tom Homan (Reuters)
Tom Homan (Reuters)
TT

Trump'ın danışmanı 50 bin dolar rüşvet aldı

Tom Homan (Reuters)
Tom Homan (Reuters)

Konuya yakın iki kaynak dün Reuters'a yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump tarafından atanan sınır bekçisi Tom Homan'ın, Adalet Bakanlığı'nın o zamandan beri kapattığı bir soruşturma kapsamında geçen yıl gizli bir FBI ajanından 50 bin dolar rüşvet aldığını söyledi.

Özel soruşturmaları görüşmek üzere isimlerinin açıklanmaması koşuluyla konuşan kaynaklar, iddia edilen planda Homan'a, Trump yönetimine katıldığında para karşılığında hükümetten göçmenlik sözleşmeleri vaat edildiğini söyledi.

Kaynaklardan biri, FBI Direktörü Kash Patel'in soruşturmanın yaz aylarında kapatılmasını emrettiğini söyledi. Homan'a konuyla ilgili görüş almak için ulaşılamadı.

Patel ve Başsavcı Yardımcısı Todd Blanch dün yaptıkları açıklamada, "Bu dava önceki yönetim döneminde başlatıldı ve FBI ajanları ve Adalet Bakanlığı savcıları tarafından kapsamlı bir şekilde incelendi. Suç teşkil eden bir eyleme dair güvenilir kanıt bulamadılar" dedi.

Açıklamada, "Bakanlığın kaynakları, asılsız soruşturmalara değil, Amerikan halkına yönelik gerçek tehditlere odaklanmalıdır. Sonuç olarak soruşturma kapatıldı" ifadeleri yer aldı.

Bir kaynak, haber ajansına Homan hakkındaki soruşturmanın Ağustos 2024 civarında, eski Başkan Joe Biden'ın yönetiminin sonlarına doğru başladığını ve ayrı bir ulusal güvenlik soruşturmasından kaynaklandığını söyledi.

İki kaynak, söz konusu ayrı soruşturmada sorgulanan kişinin Homan'dan defalarca bahsettiğini ve gelecekteki devlet ihaleleri karşılığında rüşvet aldığını iddia ettiğini belirtti.

Kaynaklar, özenle hazırlanmış gizli bir aldatma operasyonu sonucunda Homan'ın Kava restoran zincirinden bir çantada 50 bin dolarlık rüşvet alırken yakalandığını ve yetkililer olayı kaydettiğini belirtti.

Homan, Trump yönetiminin Amerika Birleşik Devletleri'nde yasadışı yollarla insanları sınır dışı etme kampanyasını yönetiyor. Beyaz Saray, Homan'ın herhangi bir sözleşmenin yapılmasında rolü olmadığını ifade etti.


Filistin devleti tarihi bir tanınmaya kavuşuyor

Dün çekilen bir fotoğrafta, İsrail hava saldırıları sonucu Gazze'de yıkılan veri merkezleri görülüyor. (EPA)
Dün çekilen bir fotoğrafta, İsrail hava saldırıları sonucu Gazze'de yıkılan veri merkezleri görülüyor. (EPA)
TT

Filistin devleti tarihi bir tanınmaya kavuşuyor

Dün çekilen bir fotoğrafta, İsrail hava saldırıları sonucu Gazze'de yıkılan veri merkezleri görülüyor. (EPA)
Dün çekilen bir fotoğrafta, İsrail hava saldırıları sonucu Gazze'de yıkılan veri merkezleri görülüyor. (EPA)

Uzun zamandır beklenen Filistin devleti dün tarihi bir tanımaya kavuştu. Bu tanımanın en dikkat çekeni, yaklaşık 80 yıl önce İsrail'in kuruluşunda tartışmalı rol oynayan İngiltere'ydi.

İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Filistin Devleti'nin resmen tanındığını duyurarak, Birleşik Krallık'ın dış politikasında köklü bir değişikliğe işaret etti. Bu karar, aynı kararı alan Kanada ve Avustralya ile neredeyse eş zamanlı geldi.

Batı'nın bu son tanımaları, Suudi Arabistan ve Fransa'nın eş başkanlığında bugün BM Genel Kurul Salonu'nda düzenlenecek olan "iki devletli çözüm" konulu konferansa dikkatlerin çevrildiği bir dönemde gerçekleşti.

Konferansta Suudi Arabistan ve Fransa'nın açılış konuşmaları yapması, ardından Filistin Devleti'ni tanımaya karar veren ülkelerin ve tanımayı planlayan diğer ülke temsilcilerinin konuşması bekleniyor.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, dün İngiltere, Avustralya ve Kanada'nın Filistin Devleti'ni tanımasını memnuniyetle karşılayarak, bunu "adil ve kalıcı barışa doğru atılmış bir adım" olarak nitelendirdi.

Buna karşılık, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Filistin devletinin kurulması çağrılarına karşı mücadele edeceğini ve kurulmasının İsrail için "varoluşsal bir tehdit" oluşturacağını iddia etti. Netanyahu, yarın başlayacak BM Genel Kurulu'na katılacağını ve ardından ABD Başkanı Donald Trump ile görüşeceğini duyurdu.

Bu arada, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, dün ABD'li mevkidaşı Marco iRubio'dan bir telefon aldı. Görüşmede, ikili ilişkiler, bölgesel ve uluslararası gelişmeler ve bunları ele almak için yapılan çalışmalar ele alındı.