İki Devletli Çözüm Konferansı’ndan İsrail'e barış fırsatını değerlendirmesi çağrısı

Konferansa katılan ülkeler, geri dönüşü olmayan adımlarla New York Deklarasyonu'nun uygulanmasını hızlandırma çağrısında bulundu

Konferansın başlamasından önce Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan Al-Suud ile tokalaşırken (Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı)
Konferansın başlamasından önce Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan Al-Suud ile tokalaşırken (Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı)
TT

İki Devletli Çözüm Konferansı’ndan İsrail'e barış fırsatını değerlendirmesi çağrısı

Konferansın başlamasından önce Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan Al-Suud ile tokalaşırken (Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı)
Konferansın başlamasından önce Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan Al-Suud ile tokalaşırken (Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı)

Bu yıl 80’inci Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul toplantıları sırasında gerçekleşen Filistin Meselesine Çözüm Bulunması ve İki Devletli Çözümün Hayata Geçirilmesi Konulu Yüksek Düzeyli Uluslararası Konferans’ta, İsrail'e barış fırsatını değerlendirmesi, çözüme açık bir taahhütte bulunması, Filistinlilere yönelik şiddeti ve kışkırtmayı sona erdirmesi, işgal altındaki topraklarda yerleşim faaliyetlerini, arazi müsaderesini ve ilhakı durdurması ve yerleşimcilerin şiddetine son vermesi için çağrısı yapıldı.

Suudi Arabistan ve Fransa'nın öncülüğünde gerçekleşen konferansta, İsrail'den ayrıca E1 projesini geri çekmesi ve herhangi bir ilhak planından açıkça vazgeçmesi istenirken ‘her türlü ilhakın uluslararası toplum için kırmızı çizgi olduğunu, ciddi sonuçlar doğuracağını ve mevcut ve gelecekteki barış anlaşmalarına doğrudan bir tehdit oluşturduğu’ vurgulandı.

Konferans başkanlığı tarafından yapılan ortak açıklamada, Ortadoğu'da barış, güvenlik ve istikrar için tarihi ve belirleyici bir anda BM genel merkezinde bir araya gelen ülkelerin çabalarına övgüyle birlikte “Biz burada toplanırken, İsrail'in Gazze Şehri'ne yönelik kara harekatının tırmanmasıyla Gazze'deki insani trajedi daha da kötüye gidiyor ve siviller ile tutuklular bu devam eden savaşın haksız bedelini ödüyorlar” ifadeleri yer aldı.

fh
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, dün düzenlenen İki Devletli Çözüm Konferansı’nın açılışında konuşurken (Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı)

Konferansın sonucunda New York Deklarasyonu'nun kabul edildiği ve bu deklarasyonun BM Genel Kurulu’nda 142 oyla olağanüstü bir destek gördüğü belirtilen açıklamada, uluslararası toplumun iki devletli çözüme olan sarsılmaz bağlılığı teyit edilirken, Filistinliler, İsrailliler ve bölgedeki tüm halklar için daha iyi bir gelecek yolunda geri dönüşü olmayan bir yol çizdiğini ve şiddet döngüsüne ve tekrarlanan savaşlara ilkesel ve gerçekçi bir alternatif sunduğunu belirtildi.

‘Uluslararası toplumun sözlerden eyleme geçme zamanının geldiği’ vurgulanan açıklamada, konferanstan çıkan 17 çalışma grubu başkanının ‘iki devletli çözümün hızlı bir şekilde uygulanması için bir yol haritası çizmek’ amacıyla yaptıkları önemli çabalara övgüde bulunuldu.

Suudi Arabistan ve Fransa, tüm ülkeleri pratik, somut ve geri dönüşü olmayan adımlarla New York Deklarasyonu'nun uygulanmasını hızlandırmaya çağırırken BM üyelerinin taahhütlerini ve aldıkları önlemleri memnuniyetle karşıladıklarını belirttiler.

ytht
Prens Faysal bin Ferhan konferansın açılışında konuşma yapıyor (Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı)

Açıklamada Fransa ile birlikte Avustralya, Belçika, Kanada, Lüksemburg, Malta, Portekiz, İngiltere, Danimarka, Andorra, Monako ve San Marino'nun Filistin Devleti’ni tanıma kararının memnuniyetle karşılandığı belirtilirken henüz bu adımı atmamış ülkelere buna katılmaları çağrısı yapıldı.

Gazze'deki savaşı sona erdirmek ve tüm rehinelerin serbest bırakılmasını sağlamak bizim en önemli önceliklerimiz olmaya devam ediyor. Kalıcı bir ateşkes, tüm rehinelerin serbest bırakılması, esirlerin takası, Gazze'nin tüm bölgelerine insani yardımın engelsiz ulaştırılması ve İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesi çağrısında bulundu.

Suudi Arabistan ve Fransa, Filistinliler ve İsrailliler için bir gelecek sağlamak amacıyla New York Deklarasyonu uyarınca Filistin Yönetimi'nin daveti ve BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) yetkisi temelinde geçici bir uluslararası istikrar misyonunun konuşlandırılmasını destekleme taahhütlerini teyit ettiler. Ayrıca, aralarında ABD Güvenlik Koordinatörü, Avrupa polisi ve Avrupa Birliği'nin (AB) Refah Sınır Kapısı’na yönelik misyonlarının da olduğu mevcut programlardan yararlanarak Filistinli polis ve güvenlik güçlerinin eğitimi ve donatılmasına desteklerini bir kez daha teyit ettiler.

g
Dün New York'taki BM genel merkezinde düzenlenen İki Devletli Çözüm Konferansı’ndan bir kare (Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı)

Açıklamada, Gazze Şeridi ve Batı Şeria'nın Filistin Yönetimi çatısı altında birleştirilmesinin önemi vurgulanarak, Filistin Yönetimi tarafından açıklanan ‘tek devlet, tek hükümet, tek yasa ve tek ordu’ politikası memnuniyetle karşılandı ve bu politikanın uygulanmasına destek vermeye devam edileceği taahhüt edildi.

Açıklamada, Gazze’deki savaşı sona erdirmeye yönelik ve egemen bir Filistin devleti kurma hedefine uygun olarak, uluslararası destek ve katılımla, Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki yönetimine son verilmesi, silahsızlandırılması ve silahlarının Filistin Yönetimi'ne teslim edilmesi gerektiği yeniden vurgulandı.

Suudi Arabistan ve Fransa, konferansın ve Filistin Devleti'nin giderek artan tanınırlığının, İsrail ile barış ve güvenlik içinde yan yana yaşayan, bağımsız, demokratik ve ekonomik olarak yaşayabilir bir Filistin devleti kurmayı amaçladığını açıkladılar.

cdfgrt
Suudi Arabistan heyeti, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Filistin Devleti'ni resmi olarak tanıdığını duyurmasını ayakta alkışladı (Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı)

Riyad ve Paris, Mahmud Abbas'ın barışçıl bir çözüm için taahhüdü, şiddet ve terörizmi reddetmeye devam etmesi, Filistin devletinin silahlı bir devlet olmaya niyetli olmadığı yönündeki açıklaması ve tüm tarafların egemenliğine tam saygı göstererek tüm taraflara hizmet edecek güvenlik düzenlemeleri üzerinde çalışmaya hazır olduğu yönündeki açıklaması dahil olmak üzere duyurduğu tarihi taahhütlerini överken, ‘Filistin Yönetimi'nin yönetim yapısında daha fazla reform gerçekleştirme’ konusunda Abbas'a desteklerini teyit ettiler.

Açıklamada, Filistin Yönetimi'nin uygulamaya başladığı reformların memnuniyetle karşılandığı belirtildi. Bu reformlar arasında, yürürlüğe giren mahkum yardım sistemi ve AB’nin denetimi ve Suudi Arabistan'ın desteği altında okul müfredatının reformu da yer alıyor. Ayrıca, ateşkesin ardından bir yıl içinde demokratik ve şeffaf genel ve cumhurbaşkanlığı seçimleri düzenleme taahhüdü de memnuniyetle karşılandı. Bu seçimler, Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) tüzüğü ve ilkelerine bağlı Filistin güçleri arasında demokratik rekabete olanak tanıyacak.

Açıklamada ayrıca, Filistin Yönetimi'nin bütçesi için acil fon sağlamak amacıyla Filistin'i Destekleme Acil Durum Koalisyonu'nun kurulması memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkeler ve uluslararası kuruluşlar bu çabaya katılmaya çağrıldı.

dfrg
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan Al-Suud dün İki Devletli Çözüm Konferansı'nın açılışında Suudi Arabistan tarafı adına konuşmasını yaparken (Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı)

İsrail'in el koyduğu Filistin'in gümrük gelirlerini derhal serbest bırakması talebinin yinelendiği açıklamada, Paris Ekonomi Protokolü'nün revize edilmesi ve bu fonların transferi için yeni bir çerçeve oluşturulması konusunda kararlılığı teyit edildi.

Ayrıca, İsrail'in uluslararası hukuka uygun olarak iki devletli çözümü tehdit eden uygulamalarına son verene kadar, üye devletlerin iki devletli çözüme aykırı tek taraflı önlemlere ve uluslararası hukuk ihlallerine karşı aldıkları somut önlemler memnuniyetle karşılandı.

Suudi Arabistan ve Fransa, Arap Barış Girişimi'nde de belirtildiği üzere İsrail işgalinin sona erdirilmesi ve ilgili BM kararlarına dayalı olarak İsrailliler ve Filistinliler arasında adil ve kalıcı bir barışın sağlanmasının, tam bölgesel entegrasyonun gerçekleştirilebilmesinin tek yolu olduğunu teyit ettiler.

dfg
Dün New York'ta Riyad ve Paris'in başkanlığında gerçekleşen İki Devletli Çözüm Konferansı’na yoğun katılım gösterildi (Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı)

Riyad ve Paris, Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın deneyimlerinden yararlanarak, herkesin güvenliğini garanti altına alan ve daha istikrarlı bir Ortadoğu'nun önünü açan bölgesel bir güvenlik sistemi kurma fırsatlarını araştırma taahhüdünü memnuniyetle karşıladıklarını ifade ettiler.

Açıklamada, uluslararası hukuk ve ilgili BM kararları çerçevesinde Ortadoğu'da kapsamlı, adil ve kalıcı bir barışın sağlanması amacıyla Suriye-İsrail ve Lübnan-İsrail ilişkilerinin yeniden canlandırılmasına yönelik çabaların desteklendiği yinelendi.

Suudi Arabistan ve Fransa ayrıca, Ortadoğu’daki tüm halkların barış ve güvenliğini sağlamak ve karşılıklı tanıma ve tam bölgesel entegrasyonu gerçekleştirmek için tüm ülkeleri bu uluslararası harekete katılmaya çağırdı.



Suudi Arabistan'ın 95'inci kuruluş yıldönümü… Bir ulusun zaferlerle dolu yolculuğu

Suudi Arabistan'ın 95'inci kuruluş yıldönümü… Bir ulusun zaferlerle dolu yolculuğu
TT

Suudi Arabistan'ın 95'inci kuruluş yıldönümü… Bir ulusun zaferlerle dolu yolculuğu

Suudi Arabistan'ın 95'inci kuruluş yıldönümü… Bir ulusun zaferlerle dolu yolculuğu

Suudi Arabistan’ın Ankara Büyükelçiliği Kültür Ateşesi Dr. Faysal b. Abdurrahman Usra

Bu aziz vatan, kurucu lider Kral Abdulaziz bin Abdurrahman Al Suud -Allah rahmet eylesin- tarafından kurulduğu günden bu yana, Suudi vatandaşlarının gönlünde çok özel ve kıymetli bir gün olan 23 Eylül günü, bu yüce devletin kuruluş yıldönümü olarak kutlanır. İşte bugün, Hicri 1351 / Miladi 1932 yılına denk gelen tarihte, Suudi Arabistan Krallığı’nın doğuşu tarih sayfalarına altın harflerle yazıldı. Bu, kurucu Kral Abdulaziz bin Abdurrahman Al Suud’un öncülük ettiği kahramanca bir destanın sonucuydu. Bu süreç, 5 Şevval 1319 (15 Ocak 1902) tarihinde atalarının başkenti olan Riyad şehrini geri almasının ardından geçen 32 yıllık bir mücadelenin neticesiydi. 17 Cemâziyelevvel 1351 tarihinde yayımlanan bir kraliyet kararnamesiyle, modern Suudi devletinin tüm bölgeleri ‘Suudi Arabistan Krallığı’ adı altında birleştirildi. Kurucu lider Kral Abdulaziz Al Suud bu birliği ilan etmek için 21 Cemâziyelevvel 1351 (23 Eylül 1932) Perşembe gününü seçti. Bu tarih, Suudi Arabistan Krallığı’nın kuruluşunun ilan edildiği gün oldu ve böylece, şan ve şerefle dolu bir vatan hikâyesinin ilk adımları atıldı.

Aziz vatanımızın millî günü, yüce bir hatırayı pekiştirir ve bir millet ile vatanın birliğini simgeleyen bir tabloyu ortaya koyar. Bu nedenle, her yıl bugünü tekrar tekrar kutlamak için bir vesiledir. Bu doğrultuda, hep birlikte -yönetim ve halk olarak- ‘Asaletimiz tabiatımızda gizli’ sloganı altında bu günleri coşkuyla kutlayalım. Çünkü bugün, 95 yıllık kahramanlıkların, şanlı başarıların ve büyük kazanımların yıldönümüdür. Bu başarılar, Suudi vatandaşının gönlünde kök salmış, zihninde ve eyleminde seçkin bir yer edinmiştir. Bu kıymetli vesileyle kutlama yapalım; kurucu Kral’ın bu olağanüstü tarihî başarıyı gerçekleştirmek için yaptığı fedakârlıkları hatırlayalım. Söz konusu başarı, yüce devletimizin kurulmasıyla taçlandırılmıştır. Krallığımız, çeşitli alanlarda dolu dolu bir başarı geçmişine sahiptir ve her gün, büyük ve benzeri görülmemiş kalkınma başarılarına imza atmaktadır. Bu kalkınma bayrağını ileriye taşıyanlar, kurucu kralın sadık evlatları olan krallar, Suud, Faysal, Halid, Fahd ve Abdullah’tır -Allah hepsine rahmet eylesin-. Bu bayrağı daha sonra, kalkınma sürecinin lideri ve bu geminin kaptanı olan İki Kutsal Cami’nin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz devralmıştır. Allah’ın yardımıyla Suudi Arabistan Kralı olduğu günden bu yana, aydınlık ve görkemli döneminde, ülke çok çeşitli ve etkileyici başarılarla dolu atılımlara tanık olmuştur ve olmaya devam etmektedir. Bu başarılar, yerel, bölgesel ve uluslararası düzeylerde gerçekleşti. Kral’a, destekçisi ve sağ kolu olan Veliaht Prens Muhammed bin Selman yardımcı oldu. Vizyon 2030’un mimarı olan Muhammed bin Selman, öncülük ettiği kalkınma planlarıyla gelişmiş bir toplum, güçlü bir ekonomi ve iddialı bir vatan hedeflemektedir.

Bu günlerde yaşadığımız millî günümüzün yıldönümü, bu yüce, kalıcı ve şanlı günü kutlamamız, birçok anlamı beraberinde getirir ve derin mesajlar taşır. Aynı zamanda bugün, kıymetli, değerli ve sevinç dolu bir vesiledir. Bu vesileyle, Allah’ın bize bahşettiği sayısız nimeti düşünmeye ve şükretmeye davet ediliriz. Bu nimetlerden biri de ümmeti birleştiren yüce ve büyük bir devlette yaşamaktır. Korkunun yerini güvenliğin, çatışmanın yerini kardeşliğin aldığı bir ortamda yaşamak… Bu da, bu özel ülkenin akıllı ve basiretli liderliğine olan sadakatimizi ve bağlılığımızı yenilemek ve daha da güçlendirmek anlamına gelir. Aynı zamanda, ulusal birliği, sosyal dayanışmayı ve toplumsal uyumu pekiştirme çağrısıdır; bu değerlere vurgu yapılmalı ve güçlendirilmelidir. Bugün, aynı zamanda bir durup düşünme ve tefekkür günüdür. Bu vesileyle, aziz vatanımızın köklü geçmişi, şanlı tarihi ve parlak bugünüyle gurur duymalıyız. Aynı zamanda bu kıymetli yıldönümü, bugünümüzün ve geleceğimizin neslini; elde edilen ve edilmekte olan büyük kazanımları ve dev başarıları korumaya yönlendirir; vatandaşların bu aziz vatana olan aidiyetlerinden duyduğu gurur duygularını artırır. Zira bu vatanın akıllı ve dirayetli liderliği, ülkenin yüceliği, ilerlemesi ve geleceğinin inşası için her türlü gayreti göstermektedir. Halkın tüm kesimlerinin, vatanımızın birçok alanda yaşadığı büyük kalkınma sürecine katkı vermesi ve bu süreci sürdürmesi amaçlanmaktadır. Çünkü aziz ülkemiz, çok kısa bir sürede -Allah’a hamd olsun- birçok alanda örnek alınan, parmakla gösterilen gelişmiş ülkeler arasında yerini almıştır. Böylece bölgesel liderliğini ispatlamış, dünya ülkeleri arasında öncü ve lider konumunu sağlamlaştırmıştır.

Son birkaç yıl içerisinde, Veliaht Prens Muhammed bin Selman tarafından 2016 yılında başlatılan Vizyon 2030 ile birlikte ve İki Kutsal Cami’nin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz’in doğrudan yönlendirmesiyle, Suudi Arabistan, parlak ve umut dolu bir geleceğe doğru büyük ve dikkat çekici bir dönüşüm yolculuğuna çıktı. Bu süreçte pek çok devasa ve tarihî başarı gözle görülür şekilde ortaya çıkarken, çeşitli alanlarda birçok sıçrama ve medeniyet başarısı hayata geçirildi. Tüm bunlar, Vizyon 2030’un hedefleri ve millî programları doğrultusunda gerçekleşti. Bu iddialı vizyon; vatandaşların güçlendirilmesini, ekonominin çeşitlendirilmesini ve Suudi Arabistan’ın küresel liderliğinin pekiştirilmesini amaçlıyor. 2030 Vizyonu, ‘canlı bir toplum’, ‘gelişen bir ekonomi’ ve ‘iddialı bir vatan’ olmak üzere üç ana eksene dayanıyor ve böylece medeniyet ve kalkınma açısından refah dolu bir dönemin karakteristik özelliklerini gözler önüne seriyor. Bu dönem, ülkenin dört bir yanında kapsayıcı ve dengeli bir kalkınmanın gerçekleşmesini sağlamış; genç insan kaynağı verimli bir şekilde değerlendirilmiş, tüm maddi ve teknolojik imkânlar seferber edilmiştir. Aynı zamanda, Suudi kadınının toplum içindeki rolünü güçlendirmek adına özel adımlar atılmış, Ulusal Dönüşüm Programı ile kadınların üst düzey yönetim, denetim ve çeşitli görevlerde etkin roller üstlenmesi sağlanmıştır. Tüm bu çabalar, toplumun her kesiminin ülkenin parlak geleceğine katkı sağlamasını amaçlamaktadır. Bu kapsamda, birçok büyük, stratejik ve hayati proje başarıyla tamamlanmış; bu projeler, sahada somut biçimde görülen birer gelişim kanıtı ve büyümenin gerçek göstergesi olmuştur. Aynı zamanda, Suudi Arabistan’ın bereketli, güçlü ve gelişmiş bir krallık olarak şekillenme vizyonunu canlı biçimde temsil etmektedir.

Bu kıymetli ve değerli vesileyle, yani 95'inci kuruluş yıldönümü münasebetiyle; İki Kutsal Cami’nin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz ve Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’a en içten tebrik ve kutlama dileklerimi sunmak benim için bir şereftir. Yüce Allah’tan niyaz ederim ki, onları bizlere daima birer lider, güç, onur ve iftihar kaynağı olarak var etsin, onları korusun ve gözetip esirgesin. İzzet ve şanla dolu bu ülkeye ise; güvenlik, emniyet, kalkınma, refah, gelişim ve istikrar nimetlerini daim kılsın.

Başarı ve hidayet Allah'tandır.


New York'tan Dünya: İki devletli çözümden başka seçenek yok

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, New York'taki BM Genel Merkezi'nde düzenlenen "iki devletli çözüm" konulu BM zirvesine katıldı (AFP)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, New York'taki BM Genel Merkezi'nde düzenlenen "iki devletli çözüm" konulu BM zirvesine katıldı (AFP)
TT

New York'tan Dünya: İki devletli çözümden başka seçenek yok

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, New York'taki BM Genel Merkezi'nde düzenlenen "iki devletli çözüm" konulu BM zirvesine katıldı (AFP)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, New York'taki BM Genel Merkezi'nde düzenlenen "iki devletli çözüm" konulu BM zirvesine katıldı (AFP)

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na katılan ülkelerin ezici çoğunluğu, Suudi Arabistan ve Fransa'nın liderliğinde dün New York'ta düzenlenen "İki Devletli Çözüm Konferansı"nda, iki devletli çözümün Filistinliler için tek seçenek ve bir "ödül değil, bir hak" olduğuna dair açık taahhütlerini ortaya koydu. Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un eş başkanlığında düzenlenen konferansta, Macron ülkesinin Filistin devletini tanıdığını ilk kez duyurdu.

Konferans eş başkanı Prens Faysal bin Ferhan, Suudi Veliaht Prensi ve Başbakan Prens Muhammed bin Selman adına yaptığı konuşmada, konferansın "barışa ulaşmak ve iki devletli çözümün uygulanmasına yönelik uluslararası kararlılığı teyit etmek için tarihi bir fırsat" olduğunu vurguladı. Prens, "Bölgede kalıcı ve adil bir barışa ulaşmanın tek yolunun iki devletli çözümün uygulanması olduğuna" inandığını ifade etti.

Ferhan, art arda gelen tanımaların, "uluslararası toplumun Filistin halkına adalet sağlama ve uluslararası referanslara, ilgili BM kararlarına ve Arap Barış Girişimi'ne uygun olarak tarihi ve yasal haklarını pekiştirme iradesini yansıttığını" vurguladı. Krallığın, "Gazze'deki savaşı sona erdirmek, Filistin egemenliğini tehdit eden tüm tek taraflı önlemleri durdurmak, bölgedeki çatışmayı sona erdirmek ve 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devleti kurmak için bu konferansın sonuçlarının uygulanmasını takip etmeye" kararlı olduğunu belirtti.

Macron konuşmasında, "barış zamanı geldi... ve rehineleri serbest bırakıp Gazze'deki savaşı durdurma zamanı geldi" dedi. Mevcut durumun devam etmesinin İbrahim Anlaşmaları ve Camp David Anlaşmaları'nı tehlikeye atacağından endişe duyduğunu dile getirdi.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, konuşmasında Suudi Arabistan ve Fransa'ya iki devletli çözüme verdikleri destek için teşekkür etti. Abbas, "Filistin Devleti, Batı Şeria'daki Filistin hükümetine bağlı geçici bir idari komite aracılığıyla Gazze'de yönetim ve güvenliğin tüm sorumluluğunu üstlenmeye yetkili tek kuruluştur. Arap ve uluslararası destek ve katılımla Hamas'ın yönetimde hiçbir rolü olmayacaktır." dedi. Abbas, "kapsamlı bir reform gündemi" uygulayacağını ve savaşın sona ermesinden sonraki bir yıl içinde cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerini yapacağını taahhüt etti.


Körfez İşbirliği Konseyi dışişleri bakanları bölgesel gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, Körfez İşbirliği Konseyi (GCC) ülkeleri dışişleri bakanlarının koordinasyon toplantısına katıldı. (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, Körfez İşbirliği Konseyi (GCC) ülkeleri dışişleri bakanlarının koordinasyon toplantısına katıldı. (SPA)
TT

Körfez İşbirliği Konseyi dışişleri bakanları bölgesel gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, Körfez İşbirliği Konseyi (GCC) ülkeleri dışişleri bakanlarının koordinasyon toplantısına katıldı. (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, Körfez İşbirliği Konseyi (GCC) ülkeleri dışişleri bakanlarının koordinasyon toplantısına katıldı. (SPA)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, dün akşam New York'ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun üst düzey haftanın başlaması öncesinde Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleri dışişleri bakanlarının koordinasyon toplantısına katıldı.

Toplantıya KİK bakanları ve Körfez İşbirliği Konseyi Genel Sekreteri katıldı. Toplantıda, Körfez bölgesindeki gelişmelerin yanı sıra iş birliği ve ortak koordinasyonu geliştirmenin yolları ele alındı.

Bakanlar, Katar Devleti ile tam dayanışma içinde olduklarını, güvenliğini ve egemenliğini koruyacak her türlü çabaya tam destek verdiklerini yinelediler. Toplantıda, bölgesel ve uluslararası arenadaki son gelişmeler ve bu konuda yürütülen çalışmalar ele alındı. Toplantıda ayrıca, uluslararası barış ve güvenliği güçlendirmek için uluslararası kuruluşlarla iş birliğinin artırılmasının önemine değinildi.