Hava kirliliği çocukların göz sağlığını tehdit ediyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Hava kirliliği çocukların göz sağlığını tehdit ediyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Araştırmacılar, hava kirliliğinin çocukların görme yetisine zarar verebileceğini ve daha temiz havanın görme yetilerini korumaya katkı sağlayabileceğini buldu.

Azot dioksit gibi zararlı emisyonların, çocuklarda 16 bin erken ölüm ve 30 bin yeni astım vakasıyla bağlantılı olduğu zaten biliniyordu.

Ancak trafikle ilişkili kirlilik, özellikle azot dioksit ve ince partikül madde (PM2.5), artık çocukların gözlüksüz ne kadar iyi görebildiğiyle de ilişkilendirildi.

Birmingham Üniversitesi'ndeki araştırmacıların çalışması, kirliliğe daha az maruz kalmanın, miyopinin (uzaktaki nesnelerin bulanık göründüğü görme bozukluğu) ilerlemesini yavaşlatabileceğini öne sürüyor.

Çalışmanın eş yöneticisi, Birmingham Üniversitesi'nden Profesör Zongbo Shi, "Genetik ve ekran süresi uzun zamandır çocukluk çağı miyopisine katkıda bulunan faktörler olarak kabul edilse de bu, hava kirliliğini anlamlı ve değiştirilebilir bir risk faktörü olarak izole eden ilk çalışmalardan biri" dedi.

Temiz hava sadece solunum sağlığıyla değil, aynı zamanda göz sağlığıyla da ilgili. Sonuçlarımız, hava kalitesinin iyileştirilmesinin, özellikle en hassas gelişim dönemlerinde çocukların görme yetisini korumak için değerli bir stratejik müdahale olabileceğini gösteriyor.

Araştırmacılar, kirli havanın gözlerde iltihaplanma ve strese nasıl neden olabileceğini açıkladı. Ayrıca sağlıklı göz gelişimi için önemli olan güneş ışığına maruz kalmayı azaltabilir ve gözün şeklini değiştirerek miyopiye yol açan kimyasal değişimleri tetikleyebilir.

PNAS Nexus adlı akademik dergide yayımlanan çalışma, okul çağındaki 30 bin çocuğun çevresel, genetik ve yaşam tarzı faktörlerinin çocukların görme gelişimini nasıl etkilediğine dair verilerini analiz etti.

Veriler, daha temiz havaya sahip bölgelerde yaşayan çocukların daha iyi görme yetisine sahip olduğunu ve ilkokul çocuklarının özellikle kirlilik seviyelerine karşı hassas olduğunu ortaya koydu.

Bu küçük çocukların görmelerindeki en büyük gelişme daha temiz havaya eriştiklerinde gerçekleşti.

Daha büyük yaştaki öğrenciler ve miyopisi olanların çevresel değişikliklerden etkilenme olasılığı daha düşük olsa da bu durum görme sorunları ciddileşmeden önce erken müdahalenin fark yaratabileceğini gösteriyor.

Sınıflara hava temizleyicileri takmak, okulların çevresinde trafik kirliliğini azaltmak için "temiz hava bölgeleri" oluşturmak ve okula bırakma ve okuldan alma saatlerinde sokakları arabalara kapatmak göz sağlığını iyileştirebilir.

Birmingham Üniversitesi'nden ortak yazar Dr. Yuqing Dai şunları söyledi:

Miyopi dünya çapında artışta ve yaşamın ilerleyen dönemlerinde ciddi göz sorunlarına yol açabiliyor. Bir çocuğun genlerini değiştiremesek de çevresini iyileştirebiliriz. Ciddi miyopi ortaya çıkmadan önce erken harekete geçersek, gerçek bir fark yaratabiliriz.

Bu bulgular, Birleşik Krallık'ın en büyük toplu davasının gelecek ay Yüksek Mahkeme'de görülmesinin ardından geldi. Bu dava, kaç dizel araca emisyon hilesi cihazı takıldığını ortaya çıkarabilir.

Mums for Lungs ve ClientEarth kampanya grupları, Birleşik Krallık yollarında yasal sınırların çok üzerinde tehlikeli azot dioksit salınımı potansiyeli taşıyan 23 araç modeli olduğunu iddia ediyor.

Mums for Lungs'un kurucusu Jemima Hartshorn, "Sadece 2024'te Londra'da 120 binden fazla çocuk nefes almakta zorlanarak hastaneye kaldırıldı. Otomobil şirketleri, yasadışı ve zehirli seviyelerde gaz salan araçlar üretti ve küçük akciğerler bunun bedelini her gün ödüyor" dedi.

Dava, Volkswagen'in 2015'teki "dizelgate" vakasından 10 yıl sonra gerçekleşiyor. O vakada Volkswagen, 11 milyona yakın aracında emisyon testlerini manipüle eden bir yazılım bulunduğunu itiraf etmişti. Bu modeller, her yıl yasal sınırların 70 bin 300 ton üzerinde, fazladan nitrik oksit ve azot dioksit salıyor.

Independent Türkçe



Zebra köpekbalıklarının sıradışı çiftleşme davranışı ilk kez gözlemlendi

İki erkek ve bir dişi köpekbalığının çiftleştiğini gören bilim insanları şaşkına döndü (Hugo Lassauce)
İki erkek ve bir dişi köpekbalığının çiftleştiğini gören bilim insanları şaşkına döndü (Hugo Lassauce)
TT

Zebra köpekbalıklarının sıradışı çiftleşme davranışı ilk kez gözlemlendi

İki erkek ve bir dişi köpekbalığının çiftleştiğini gören bilim insanları şaşkına döndü (Hugo Lassauce)
İki erkek ve bir dişi köpekbalığının çiftleştiğini gören bilim insanları şaşkına döndü (Hugo Lassauce)

Okyanusta yaşayan zebra köpekbalıklarının şaşırtıcı çiftleşme davranışı ilk kez gözlemlendi. Bilim insanları iki erkek ve bir dişi köpekbalığının çiftleşmesini filme aldı.

Dünya Doğayı Koruma Birliği'nin tehlike altındaki türler listesinde yer alan Hint-Pasifik leopar köpekbalığı (Stegostoma tigrinum), Afrika'nın doğu kıyısından Pasifik Adaları ve Avustralya'ya kadar uzanan bölgede yaşıyor. 

Yavrularının üstünde çizgiler olduğu için (daha sonra beneklere dönüşüyorlar) zebra köpekbalığı diye de bilinen bu hayvanlar, çoğunlukla esaret altında inceleniyor ve doğal ortamlarındaki davranışları pek bilinmiyor.

Avustralya'daki Sunshine Coast Üniversitesi'nden araştırmacılar, Yeni Kaledonya açıklarında yaptıkları keşif gezileriyle bu köpekbalıkları hakkında bilgi edinmeye çalışıyordu. 

Adanın kıyılarının yaklaşık 15 kilometre açığındaki Abore Resifi'nde, bu türün çiftleşme öncesi davranışları birkaç kez gözlemleme imkanı buldular.

Ancak gezilerden birinde daha önce hiç karşılaşmadıkları bir sahneye tanık oldular: İki erkek köpekbalığı, bir dişiyi takip etti ve daha sonra ikisi de onunla çiftleşti. Stegostoma tigrinum türünden iki erkeğin bir dişiyle çiftleştiği, dünyada kayıtlara geçen ilk örnek olduğu tahmin ediliyor.

Bulguları hakemli dergi Journal of Ethology'de yayımlanan çalışmanın yazarı Dr. Hugo Lassauce, "Doğada köpekbalıklarının çiftleşmesine nadiren tanık olunur ancak bunu nesli tükenmekte olan bir türde görmek ve bu olayı kaydetmek o kadar heyecan vericiydi ki, sevinçten havaya uçmaya başladık" diyor.
 

Ekip, gözlemledikleri davranışları çiftleşme öncesi, çiftleşme ve çiftleşme sonrası olarak ayırmayı başardı. Bu davranışların, esaret altında gözlemlenenlere benzeniyor ancak işin ilginç yanı, dişinin her iki erkekle de çiftleşmesiydi.

Daha önceki örneklerde tek bir erkeğin bir dişiyi takip edip göğüs yüzgeçlerini ısırdığı görülmüştü. 

Yeni araştırmada kaydedilen olaydaysa dişi, bir erkek köpekbalığıyla çiftleşirken, diğeri onun yüzgecini ağzında tutmaya devam etti. Çiftleşme sona erdikten sonra ilk erkek onun yüzgecini bıraktı ve ardından dişi ve ikinci köpekbalığı uzaklaşıp çiftleşti. 

Makalenin bir diğer yazarı Dr. Christine Dudgeon "Bu olayda iki erkeğin sırayla dahil olması şaşırtıcı ve büyüleyiciydi" ifadelerini kullanıyor.

Dişinin göğüs yüzgeçlerinde, yüzerken ve çiftleşme sırasında her iki erkeğin onu ısırması ve tutması sonucu oluşan yaralar saptandı.

Dr. Lassauce, "Suda bir saat donarak bekledim ama sonunda yukarı doğru yüzmeye başladılar. Her iki erkek için de süreç hızla, birbiri ardına yaşandı" diyerek ekliyor:

İlki 63 saniye, diğeri 47 saniye sürdü. Sonra erkekler tüm enerjilerini kaybedip dipte hareketsiz yatarken, dişi enerjik bir şekilde yüzerek uzaklaştı.

Bilim insanları bu davranışın nedenlerini ve ne kadar yaygın olduğunu henüz bilmiyor. Ayrıca dişinin yavrularının farklı babalara sahip olup olmayacağı da merak konusu.

Araştırmacılar türün çiftleşme davranışları hakkında daha fazla bilgi edinerek, tehlike altındaki bu türü koruma çalışmalarına katkı sağlamayı umuyor.

Independent Türkçe, IFLScience, Scimex, Journal of Ethology


Yıldızları buluşturan yeni canavar filminden fragman

35 yaşındaki İrlandalı aktris Jessie Buckley, Charlie Kaufman imzalı Netflix filmi Her Şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum'la (I'm Thinking of Ending Things) da tanınıyor (Warner Bros.)
35 yaşındaki İrlandalı aktris Jessie Buckley, Charlie Kaufman imzalı Netflix filmi Her Şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum'la (I'm Thinking of Ending Things) da tanınıyor (Warner Bros.)
TT

Yıldızları buluşturan yeni canavar filminden fragman

35 yaşındaki İrlandalı aktris Jessie Buckley, Charlie Kaufman imzalı Netflix filmi Her Şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum'la (I'm Thinking of Ending Things) da tanınıyor (Warner Bros.)
35 yaşındaki İrlandalı aktris Jessie Buckley, Charlie Kaufman imzalı Netflix filmi Her Şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum'la (I'm Thinking of Ending Things) da tanınıyor (Warner Bros.)

Warner Bros. Pictures, Maggie Gyllenhaal'un yeni canavar filmi The Bride'ın ilk fragmanını yayımladı. Başrollerde Jessie Buckley ve Christian Bale'ın yer aldığı yapım, Mary Shelley'nin klasik hikayesini 1930'ların Şikago'suna taşıyarak özgün bir yorum sunuyor.

Meşhur roman ve kült filmden esinlendi

Gyllenhaal'un ikinci uzun metraj filmi olan The Bride, yalnızlık çeken Frankenstein'ın hikayesini anlatıyor. Yalnızlığını sona erdirmek isteyen Frankenstein, Dr. Euphronios'tan yardım alarak kendisine bir eş yaratmaya karar veriyor. İkili, öldürülmüş genç bir kadını yeniden hayata döndürerek "gelinin" doğuşuna tanıklık ediyor. Ancak bu yeni varlık, beklentilerin ötesine geçerek tutkulu bir aşkı, radikal bir toplumsal hareketi ve polisin dikkatini aynı anda üzerine çekiyor.

Mary Shelley'nin 1818 tarihli romanı Frankenstein ve James Whale'in kült filmi Frankenstein'ın Gelini'nden (Bride of Frankenstein) esinlenen yapımda Jessie Buckley, "gelin" rolünde. Bale ise Frankenstein'ın canavarına hayat veriyor. 

Kadroda ayrıca Penélope Cruz, Annette Bening, Peter Sarsgaard, Julianne Hough ve Jake Gyllenhaal gibi güçlü isimler de yer alıyor.

Nisan 2024'te Maggie Gyllenhaal, filmden ilk görselleri paylaşmış, Bale'ın Frankenstein makyajıyla verdiği pozlar büyük ilgi görmüştü. 

Film ekibinde dikkat çeken isimler arasında Joker'in görüntü yönetmeni Lawrence Sher, Sindirella'nın (Cinderella) Oscar adayı kostüm tasarımcısı Sandy Powell ve Elvis'in prodüksiyon tasarımcısı Karen Murphy bulunuyor.

2021'de çektiği ilk filmle sükse yapmıştı

Gyllenhaal, yönetmenliğe 2021'de çektiği ve üç Oscar adaylığı elde eden Karanlık Kız'la (The Lost Daughter) adım atmıştı. Jessie Buckley ve Peter Sarsgaard, o filmde de rol almıştı.

The Bride, son dönemde yeniden gündeme gelen Frankenstein uyarlamaları arasında öne çıkıyor. Netflix için Guillermo del Toro'nun yönettiği başka bir Frankenstein filmi de yolda. O yapımda canavarı Jacob Elordi canlandırırken, kadroda Oscar Isaac, Mia Goth ve Christoph Waltz da yer alıyor.

The Bride, 6 Mart 2026'da sinemalarda gösterime girecek.

Independent Türkçe, Variety, Hollywood Reporter


2025'e damga vurdu: Gizemli karakterin hikayesi sinemaya taşınıyor

Gladys Teyze'ye hayat veren 75 yaşındaki Amy Madigan, 1985 yapımı romantik drama Twice in a Lifetime'daki performansıyla Oscar'a aday gösterilmişti (Warner Bros. Pictures)
Gladys Teyze'ye hayat veren 75 yaşındaki Amy Madigan, 1985 yapımı romantik drama Twice in a Lifetime'daki performansıyla Oscar'a aday gösterilmişti (Warner Bros. Pictures)
TT

2025'e damga vurdu: Gizemli karakterin hikayesi sinemaya taşınıyor

Gladys Teyze'ye hayat veren 75 yaşındaki Amy Madigan, 1985 yapımı romantik drama Twice in a Lifetime'daki performansıyla Oscar'a aday gösterilmişti (Warner Bros. Pictures)
Gladys Teyze'ye hayat veren 75 yaşındaki Amy Madigan, 1985 yapımı romantik drama Twice in a Lifetime'daki performansıyla Oscar'a aday gösterilmişti (Warner Bros. Pictures)

Geçen ay korku filmi hayranları arasında kulaktan kulağa yayılan dedikodu gerçeğe dönüştü.

Yılın hit korku filmi Silahlar'ın (Weapons) öncesini anlatacak yeni film için resmen düğmeye basıldı. Yönetmen Zach Cregger, tüyler ürperten filmin en gizemli karakterleri Gladys Teyze'nin gençliğine odaklanacak yeni bir yapımın yolda olduğunu açıkladı.

"Hikaye kafamda hazır"

Cregger, Entertainment Weekly'ye verdiği röportajda şunları söyledi:

Üzerinde çalışıyoruz. Hikaye kafamda hazır. Henüz yazmadım ama çok yetenekli, yakın bir dostumla birlikte çalışıyorum.

Yönetmen, Godzilla vs. Kong'un senaristi Zach Shields'la birlikte çalıştığını da duyurdu:

Hikayeyi birlikte şekillendiriyoruz. Henüz çok erken aşamadayız, fazla detay veremem ama bence harika olacak.

Cregger, Fangoria'ya verdiği başka bir röportajda projeyi şöyle doğruladı:

Bu gerçek, Warner Bros.'la proje hakkında konuşuyorum. Hikaye hazır ve çok heyecanlıyım. Palavra atmıyorum.

Film çıkmadan önce kafaya koymuş

Üstelik yönetmen, Gladys'e odaklanacak öncül film fikrinin Silahlar vizyona girmeden önce de aklında olduğunu söyledi:

Hazırdım. Film çıkmadan önce bile cebimdeydi.

Hollywood Reporter, ağustos ortasında Warner Bros. ve New Line'ın Cregger'la bir öncül film için görüşmeler yürüttüğünü duyurmuştu. Film, Amy Madigan'ın canlandırdığı gizemli karakterin kökenlerini keşfedecek.

Yılın dikkat çeken korku filmlerinden Silahlar, Maybrook İlkokulu'nda aynı sınıfta okuyan 17 çocuğun bir gece saat tam 02.17'de yataklarından kalkıp kaybolmasını konu alıyor. Hikaye, farklı karakterlerin bakış açısından ilerliyor: Öğretmen Justine Gandy, kayıp öğrencilerden birinin babası Archer Graff, Justine'le geçmişi olan polis memuru Paul Morgan, okulun müdürü Marcus ve kaybolmayan tek öğrenci Alex Lilly.

Filmde ayrıca Julia Garner, Josh Brolin, Alden Ehrenreich, Benedict Wong ve Cary Christopher da rol alıyor.

Öte yandan Gladys karakterine hayat veren Amy Madigan, Entertainment Weekly'ye geçen ay yaptığı açıklamada seyirciden aldığı yoğun ilgiyi şu sözlerle değerlendirmişti:

Gerçekten iyi bir iş çıkardığımı hissettim. Bunca yılın ardından böyle bir geri dönüş almak çok keyifli. İnsanların karakteri ve filmi bu kadar sevmesi hoşuma gidiyor. Eğlenceli bir deneyim oldu. Ama tabii bu sektörde işler bir anda yükselebileceği gibi hızla düşebilir de. O yüzden her şeyi biraz temkinle karşılıyorum.

Independent Türkçe, Variety, Hollywood Reporter, Entertainment Weekly, Fangoria, GamesRadar