Birleşmiş Milletler'in 1940'lı yılların ortalarında kurulmasından bu yana ilk kez bir Suriye cumhurbaşkanı, uluslararası örgütün Genel Kurulu'nun yıllık toplantılarında bir konuşma yaptı. Suriye’nin geçici Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, eski rejimin lideri Beşşar Esed ve babası Hafız Esed'in liderliğindeki Baas rejiminin düşüşünden sonra ülkesine ilişkin vizyonunu sundu. Şara, ‘ellerini masumların kanına bulayan herkesi adalete teslim edeceğine’ söz verdi.
Suriye’nin eski cumhurbaşkanlarından Haşim el-Attasi, BM’de konuşma yapan tek Suriye lideriydi. Attasi, konuşmasını 1967 yılının haziran ayında yaşanan Altı Gün Savaşı'ndan sonra yapmıştı, ancak BM Genel Kurulu’nun yıllık toplantıları sırasında değildi.
Şara, New York'ta düzenlenen BM Genel Kurulu’nun 80. yıllık oturumunun üst düzey toplantılarına katılan onlarca devlet ve hükümet başkanı ile yüzlerce üst düzey uluslararası yetkiliye hitap etti. Konuşmasına, ‘iyilik ve kötülük arasındaki mücadele’ olarak adlandırdığı eski ‘Suriye masalından’ bahsederek başlayan Şara, ‘büyük ve şanlı bir bölümden’ söz etti.
Suriye’nin 60 yıl boyunca baskıcı bir rejimin boyunduruğu altında kaldığını hatırlatan Şara, ‘Suriyelilerin adaletsizlik, baskı ve yoksunluk karşısında uzun süredir gösterdiği sabra’ dikkati çekti ve ardından ‘özgürlük ve şerefleri için ayaklandıklarını’ belirtti.
Eski rejimin ‘en iğrenç işkence ve cinayet araçlarını, varil bombaları, kimyasal silahları, hapishanelerde işkenceyi, zorla yerinden edilmeyi, mezhep ve etnik çatışmaları kışkırtmayı ve halk ve dünyaya karşı silah olarak uyuşturucuyu’ kullandığını söyleyen Şara, bunun yanında dünyanın dört bir yanından yabancı güçleri, çeteleri ve milisleri ülkeye soktuğunu belirerek “Güzel ülkemizi tekeline aldı, yaklaşık bir milyon insanı öldürdü, yüz binlerce kişiye işkence etti, yaklaşık 14 milyon insanı yerinden etti ve yaklaşık iki milyon evi sakinlerinin başına yıktı” ifadelerini kullandı.
Suriye halkının 200'den fazla belgelenmiş saldırıda kimyasal silahlarla hedef alındığını söyleyen Şara, Suriye halkının kendini örgütleyerek hızlı bir askeri operasyonla tarihi bir çatışmaya hazırlandığını ve bu çatışmanın 60 yıldır süren suç rejimini ve İran, Hizbullah, Rusya ve diğerlerine atıfla isim vermeden tüm destekçilerini devirdiğini ekledi. Şara, bu zaferle Suriye'nin, kriz ihraç eden bir ülkeden, Suriye'ye ve tüm bölgeye istikrar, barış ve refah getirecek tarihi bir fırsata dönüştüğünü vurguladı.
Ülkeyi bir kez daha bölmek ve parçalamak amacıyla mezhep çatışmaları ve iç savaş çıkarmaya çalışan belirsiz taraflar olduğunu söyleyen Şara, ancak Suriye halkının bunu engellediğini belirterek, Suriye devletinin araştırma komisyonları kurduğunu ve BM’ye de soruşturma izni verdiğini, Suriye'de alışılmadık bir şeffaflıkla benzer sonuçlara ulaşıldığını doğruladı. Suriye Cumhurbaşkanı, ‘ellerini masumların kanına bulayan herkesi adalete teslim edeceğine’ söz verdi.
İsrail'in 8 Aralık'tan bu yana Suriye’ye yönelik tehditlerinin azalmadığını belirten Şara, İsrail'in politikalarının, geçiş dönemini istismar etme çabasıyla Suriye ve halkını destekleyen uluslararası tutuma aykırı olduğunu vurguladı.
Ancak, Şam’ın bu krizi aşmak için diyalog ve diplomasiyi kullandığını vurguladı, 1974 tarihli ayrılık anlaşmasına bağlılığını taahhüt eden Şara, uluslararası topluma bu tehlikelerle yüzleşmek ve Suriye topraklarının egemenliğini ve birliğini saygı duymak için yanında durması çağrısında bulundu. Hükümetinin dengeli diplomasi, güvenlik istikrarı ve ekonomik kalkınma gibi birkaç temele dayanan net bir politika geliştirme çabalarına değinen Şara, güç boşluğunu doldurmak için çalışmalar yapıldığını açıkladı. Kapsayıcı bir ulusal diyalog çağrısında bulunan ve yetkin bir hükümetin kurulacağını duyuran Suriye Cumhurbaşkanı, katılım ilkesini teşvik etti ve mağdurlar için adaleti sağlamak amacıyla ulusal bir geçiş dönemi adalet organı ve kayıp kişiler için başka bir organ kurulacağını açıkladı.
Meclis’te halkın temsilcilerinin seçilmesine devam edilmesi gerektiğini vurgulayan Şara, “Silahların devlete ait olması ilkesi uyarınca önceki tüm oluşumları feshederek sivil ve askeri kurumları yeniden yapılandırdık” dedi. Suriye Cumhurbaşkanı, yaptırımların Suriye halkını zincirlemek ve özgürlüklerinden bir kez daha mahrum bırakmak amacıyla bir araç olarak kullanılmaması için yaptırımların tamamen kaldırılmasını istedi. Yatırımla ilgili yasaların değiştirilmesine ve büyük bölgesel ve uluslararası şirketlerin Suriye pazarına girerek yatırım yoluyla yeniden yapılanmaya katkıda bulunmasına dikkati çeken Suriye’nin bugün, istisnasız herkesin haklarını garanti altına alan kurumlar ve yasalar oluşturarak yeni bir devlet kurarak kendini yeniden inşa ettiğini vurguladı.
Başta Türkiye, Katar, Suudi Arabistan, tüm Arap ve İslam ülkeleri, ABD ve Avrupa Birliği (AB) olmak üzere Suriye halkı adına, ‘onun davasına destek veren, trajedisinde yardım eden ve ülkelerine kabul eden herkese’ teşekkür eden Şara, “Bugün Suriye, dünya ülkeleri arasında hak ettiği yere geri dönüyor” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Şara, diplomasinin İsrail güçlerinin geri çekilmesine ve Suriye ile İsrail arasında 1974 yılında imzalanan ayrılık anlaşmasına geri dönülmesine yol açmasını umduğunu ifade etti.
Şara, geçtiğimiz hafta birkaç gün içinde bir anlaşmaya varılabileceğini açıklarken İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, anlaşma konusunda ilerleme olasılığını önemsiz bir gelişme olarak göstermeye çalıştı.