Fransız mahkemesi, Libya finansmanı davasında Sarkozy'yi suç örgütü kurmaktan suçlu buldu

TT

Fransız mahkemesi, Libya finansmanı davasında Sarkozy'yi suç örgütü kurmaktan suçlu buldu

Eski Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy (AP)
Eski Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy (AP)

Fransız yargı organları bugün, eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin 2007 seçim kampanyasının finansmanına yardımcı olması için merhum Libya lideri Muammer Kaddafi'den milyonlarca euro aldığı suçlamasıyla yargılandığı yolsuzluk davasında kararını açıkladı. Mahkeme, Sarkozy'yi suç örgütü kurmaktan suçlu buldu.

70 yaşındaki eski cumhurbaşkanı, ‘kamu fonlarının zimmete geçirilmesini gizleme, seçim kampanyasının yasadışı finansmanı ve suç işlemek için suç örgütü kurmak’ suçlamalarıyla geçtiğimiz ocak ayından bu yana yargılanıyordu.

Soruşturmacılar, Sarkozy'nin Libya hükümetiyle yolsuzluk içeren bir anlaşma yaptığını söylüyor. Bu, Libya ajanları, hüküm giymiş bir terörist ve silah tüccarlarının dahil olduğu ve Kaddafi'nin Sarkozy'nin kampanyasına milyonlarca euroyu Paris'e valizlerle gönderdiği iddialarının yer aldığı karanlık bir dava. Sarkozy, davanın uydurma ve siyasi amaçlı olduğunu söyleyerek, herhangi bir suçu olduğunu defalarca reddetti.

Yasal sorunlarına ve haziran ayında Fransa'nın en yüksek nişanı olan Şeref Nişanı’nın (Légion d'honneur) elinden alınmasına rağmen, Sarkozy Fransız siyasetinde etkili bir figür olmaya devam ediyor.

Sarkozy, görevden ayrıldığından beri hukuki mücadelelerle karşı karşıya. Geçtiğimiz yıl, Fransa'nın en yüksek mahkemesi, yolsuzluk ve nüfuz ticareti suçlamalarından aldığı cezayı onadı ve bir yıl boyunca elektronik kelepçe takmasını emretti. Bu, bir Fransız cumhurbaşkanına ilk kez uygulanan bir yaptırımdı. Kelepçe şu anda çıkarılmış durumda.

Yine geçen yıl temyiz mahkemesi, 2012'deki başarısız yeniden seçilme girişimiyle ilgili yasadışı kampanya finansmanı suçlamasını onadı.



İsrail’in arkeoloji propagandası: Filistin tarihi siliniyor

Netanyahu, Rubio ve Huckabee, Ağlama Duvarı Tüneli'ni de ziyaret etmişti (Reuters)
Netanyahu, Rubio ve Huckabee, Ağlama Duvarı Tüneli'ni de ziyaret etmişti (Reuters)
TT

İsrail’in arkeoloji propagandası: Filistin tarihi siliniyor

Netanyahu, Rubio ve Huckabee, Ağlama Duvarı Tüneli'ni de ziyaret etmişti (Reuters)
Netanyahu, Rubio ve Huckabee, Ağlama Duvarı Tüneli'ni de ziyaret etmişti (Reuters)

İsrail, ABD'nin desteğini kazanmak için arkeolojik kalıntıları propaganda amacıyla kullanıyor.

Guardian'ın analizinde, Binyamin Netanyahu yönetimi ve ABD'deki destekçilerinin, bölgedeki çok katmanlı tarihi silerek yeniden inşa etmeye çalıştığı yazılıyor.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio geçen hafta Kudüs'ü ziyaret ettiğinde, İsrail yönetiminin hazırladığı program özellikle arkeolojik çalışmalara odaklandı.

Ziyaretin ilk gününde Netanyahu, Rubio'yu Ağlama Duvarı yakınlarındaki kazı alanlarına götürdü. İkinci günse İsrail başbakanı, ABD'li bakana işgal altındaki Filistin topraklarının altından geçen, "Hac Yolu" diye adlandırılan Roma döneminden kalma cadde boyunca kazılmış bir tünelin açışını yaptırdı. Sözkonusu bölge, İsrailli yerleşimci örgüt Elad tarafından kurulan "Davud Şehri" adlı arkeoloji alanının parçası.

Radikal sağcı örgüt, bu yolun İsa'nın yaşadığı dönemde Yahudilerin mabede çıktığı güzergah olduğunu savunuyor. Öte yandan Birleşmiş Milletler (BM), Elad'ın arkeoloji projesini Filistinlileri mülksüzleştirmeye yönelik bir girişim diye nitelemiş ve yasadışı ilan etmişti.

Bağımsız arkeologların kurduğu İsrail merkezli sivil toplum kuruluşu Emek Şaveh'ten Alon Arad, "Hac Yolu" tünelinin açılışının halihazırda ABD Başkanı Donald Trump'ın ilk döneminde yapıldığını hatırlatıyor. Bu törende dönemin İsrail Büyükelçisi Dvid Friedman, duvarı balyozla kırarak açılış yapmıştı.

Netanyahu, Rubio'nun ziyaretinde yaptığı açıklamada Kudüs'ü "ebedi ve bölünmez başkentimiz" diye nitelemişti. Ancak aynı gün İsrail ordusuna ait savaş uçakları, Gazze'deki en önemli arkeolojik eserlerin saklandığı depoyu vurarak neredeyse 30 yıllık çalışmayı yok etmişti.

Emek Şaveh, İsrail ordusunun saldırısını kınayan bir açıklama yayımlamıştı:

Savaşın başından bu yana İsrail, koruma altındaki yüzlerce kültürel miras alanına ve esere zarar verdi, bunların bir kısmını da yok etti. Bu depoda Gazze Şeridi'nde yaklaşık 30 yıllık arkeolojik çalışmalardan elde edilen onbinlerce eser bulunuyordu. Bazıları kurtarıldı ancak çoğu hasar gördü.

Analize göre Netanyahu yönetimi, Kudüs merkezli bir ortak Yahudi-Hristiyan mirası anlatısı kurarak, Cumhuriyetçi Parti'nin evanjelist tabanıyla İsrail arasındaki bağı pekiştirmeyi amaçlıyor.

Ziyarette Rubio ve Netanyahu'ya eşlik eden isimlerden biri de evanjelist bir papaz olan ABD'nin İsrail Büyükelçisi Mike Huckabee'di. Huckabee, 2008'de yaptığı açıklamada "Gerçekte Filistinli diye bir şey yoktur" sözleriyle büyük tepki çekmişti.

Arkeolog Alon Arad, radikal sağcı yerleşimcilerin "Davud Şehri" projesinin "arkeoloji veya kültürel mirasla alakası olmadığını" söylüyor. Arad, Netanyahu yönetiminin tutumunu eleştirerek, "Hac Yolu'nun açılışı, bölgenin mirasını tamamen Yahudileştirme girişimidir" diyor.

Independent Türkçe, Guardian, New York Times


Trump, Ukrayna savaşında arabuluculuktan çekilecek mi?

Zelenski, Trump'la ilişkisinin "artık daha iyi olduğunu" söylemişti (Reuters)
Zelenski, Trump'la ilişkisinin "artık daha iyi olduğunu" söylemişti (Reuters)
TT

Trump, Ukrayna savaşında arabuluculuktan çekilecek mi?

Zelenski, Trump'la ilişkisinin "artık daha iyi olduğunu" söylemişti (Reuters)
Zelenski, Trump'la ilişkisinin "artık daha iyi olduğunu" söylemişti (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya-Ukrayna savaşının çözümünü Avrupa'ya devredebilir.

Trump, uzun süredir Rusya'yla müzakerelerde Ukrayna'nın toprak tavizleri vermesi gerektiğini savunuyordu. Ancak Fransa Cumhurbaşkanı Macron'la Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda (BMGK) yaptığı ikili görüşmede, Ukrayna'nın savaşta kaybettiği toprakları geri almasını istediğini belirtmesi gündem olmuştu.

Rusya'nın aradan geçen 4 yıla yakın sürede halen savaşı kazanamadığını ve "aslında göründüğü kadar güçlü olmadığını" savunan ABD Başkanı, "Bırakın Ukrayna topraklarını geri alsın" ifadelerini kullanmıştı.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski de Cumhuriyetçi liderin savaşla ilgili tutumunu değiştirmesine şaşırdığını söylemişti.

New York Times'ın analizinde, Trump'ın Rusya lideri Vladimir Putin'le istediği ilerlemeyi kaydedemediğine ve arabulucu rolünü üstlenme ihtimalinin azaldığına dikkat çekiliyor. ABD Başkanı'nın "Ukrayna çatışmasından elini çekmek istediği" savunuluyor.

Trump'ın açıklamasının ardından ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio da Ukrayna'daki savaşın "askeri yolla sona eremeyeceğini" belirtmiş, müzakere çağrısı yapmıştı.

ABD merkezli düşünce kuruluşu Yeni Amerikan Güvenliği Merkezi'nden Richard Fontaine, Trump'ın selefi Joe Biden'ın izinden gitmeye başladığına işaret ediyor:

Trump, ABD politikasında herhangi bir değişiklik önermiyor. Ateşkes veya barış anlaşması için yeni bir çağrı, yeni yaptırımlar, yeni son tarihler açıklamıyor.

Seçim kampanyasında çatışmaları 24 saatte bitirme vaadiyle gündem olan ABD Başkanı, savaştan Kiev yönetimini sorumlu tutmasıyla Avrupalı liderlerden eleştiri almıştı.

Öte yandan analizde, Biden dönemine kıyasla Beyaz Saray'ın Kiev'e desteği azalttığı da belirtiliyor.

Biden yönetiminde Pentagon'da görev yapan üst düzey yetkili Laura Cooper, Trump öncesi dönemde Ukrayna'ya yardımın ABD ve Avrupa arasında "yarı yarıya" paylaşıldığını söylüyor. Cooper, son dönemde ABD'nin yardımları iyice azalttığını ve bu yükü Avrupalılara devrettiğini savunuyor. Yetkili, Rusya'yı caydırabilecek tek gücün ABD olduğunu ifade ediyor.

Ancak Trump, ağustostaki Alaska zirvesi de dahil Putin'i barış anlaşmasına yönlendirecek herhangi bir somut kazanım sağlayamadı.

ABD Başkanı'nın toprak tavizine yer verilmeyeceği açıklamasına Moskova'dan tepki gelmişti. Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, "Ukrayna'nın savaşarak bir şeyleri geri kazanabileceği iddiası yanlıştır" demişti.

Independent Türkçe, New York Times, Fox News


İsrail harekatı sürerken, Hamas “nihai savaşa” hazırlanıyor

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da yemek dağıtımı için bekleyen Filistinliler, 29 Nisan 2025. (AP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da yemek dağıtımı için bekleyen Filistinliler, 29 Nisan 2025. (AP)
TT

İsrail harekatı sürerken, Hamas “nihai savaşa” hazırlanıyor

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da yemek dağıtımı için bekleyen Filistinliler, 29 Nisan 2025. (AP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da yemek dağıtımı için bekleyen Filistinliler, 29 Nisan 2025. (AP)

İsrail tankları Gazze şehrinin merkezine doğru ilerlerken, Hamas savaşçıları da kentte yeniden örgütleniyor.

BBC'nin aktardığına göre İsrail tankları, Gazze şehrinin merkezine yaklaşık 1 kilometre mesafede.

Birleşik Krallık'ın kamu kuruluşunun görüştüğü bir Hamas yetkilisi, binlerce savaşçıyı şehre transfer etmeye hazırlandıklarını söylüyor.

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları'nın lideri İzzeddin el-Haddad'ın Gazze Şeridi'ndeki tüm savaşçıları şehre çağırdığı aktarılıyor. Militanlara "nihai bir savaş" için hazırlık yapmalarının söylendiği belirtiliyor.

İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF) geçen hafta paylaştığı rakamlara göre şehirde 3 bine yakın Hamas militanı var. Filistinli örgütse kentteki savaşçı sayısının 5 bini bulduğunu söylüyor. BBC rakamların bağımsız olarak doğrulanamadığını aktarıyor.

IDF'nin, Hamas mevzilerine saldırmak için patlayıcılarla dolu ve uzaktan kullanılabilen zırhlı araçları sahaya gönderdiği belirtiliyor. İsrail ordusu, ağustosun ortasından bu yana şehirden 640 bin Filistinli sivilin çıkarıldığını öne sürüyor. Birleşmiş Milletler'e (BM) göreyse bu rakam 321 bin civarında.

Şehirde hâlâ yüzbinlerce kişinin olduğu, yiyecek ve su kaynaklarının da yakında tükeneceği belirtiliyor. BM, bölgede kıtlık yaşandığını ağustos sonunda duyurmuştu.

Trump'ın Gazze planı

ABD Başkanı Donald Trump'ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff, dünkü açıklamasında Gazze savaşının sonlanması için 21 maddelik bir plan hazırlandığını belirtti.

Temsilci, Trump'ın planı salı gecesi düzenlenen BMGK toplantısında sunduğunu söyledi. Görüşmede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yanı sıra Endonezya, Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün, Pakistan ve Mısır'ı temsilen devlet veya hükümet başkanlarının yer aldığı aktarılıyor.

Witkoff, "Umutluyuz ve hatta önümüzdeki günlerde bir ilerleme kaydedildiğini duyurabileceğimizden eminim diyebilirim” ifadelerini kullandı. Temsilci, planın detaylarına dair bilgi paylaşmadı.

Diğer yandan Batılı ülkelerin Filistin'i tanımasının yankıları sürüyor. İsrail Ordu Radyosu'nun haberine göre ülkedeki güvenlik yetkilileri, buna misilleme olarak Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'a yaptırım uygulanmasını istiyor. Abbas'ın yanı sıra Filistin Ulusal Yönetimi'ndeki üst düzey yetkililerin de yaptırım listesine alınması talep ediliyor.

Filistinli yetkililerin Batı Şeria'daki hareketlerinin kısıtlanması ve ekonomik yaptırım uygulanması gibi seçeneklerin masaya getirildiği aktarılıyor.

Birleşik Krallık, Avustralya, Kanada ve Portekiz pazar günü; Fransa, Belçika, Lüksemburg, Malta, Monako ve Andorra ise pazartesi günü Filistin Devleti'ni resmen tanımıştı.

Independent Türkçe, BBC, Times of Israel, Reuters