Trump-Erdoğan görüşmesi: Pragmatizm anlaşmazlıklara üstün geldi

Gazze ve Filistin gündemin en üst sırasındaydı

ABD Başkanı Donald Trump, Washington DC'deki Beyaz Saray'ın Batı Kanadı'nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı kapıda karşıladı, 25 Eylül 2025 (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, Washington DC'deki Beyaz Saray'ın Batı Kanadı'nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı kapıda karşıladı, 25 Eylül 2025 (AFP)
TT

Trump-Erdoğan görüşmesi: Pragmatizm anlaşmazlıklara üstün geldi

ABD Başkanı Donald Trump, Washington DC'deki Beyaz Saray'ın Batı Kanadı'nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı kapıda karşıladı, 25 Eylül 2025 (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, Washington DC'deki Beyaz Saray'ın Batı Kanadı'nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı kapıda karşıladı, 25 Eylül 2025 (AFP)

Ömer Önhon

ABD Başkanı Donald Trump, 25 Eylül'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı Beyaz Saray'da ağırladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Washington’ı son olarak 2019 yılında ziyaret etmişti.

İki lider, yönetimlerinin bakanları eşliğinde toplantının başında basın mensuplarının karşısına çıktı ve kısa açıklamalarda bulundu. Bazı soruları yanıtladıktan sonra çalışma yemeği şeklinde kapalı bir toplantıya geçildi.

Trump, Türkiye ile ilişkilerinde ekonomik çıkarlar üzerinde odaklanan pragmatik bir yaklaşım benimserken Erdoğan, bu yaklaşımı ülkesinin konumunu güçlendirmek için kullanmaya çalıştı.

Toplantının ardından Başkan Donald Trump, “Harika bir toplantıydı. Bugün olanları duyduğunuzda çok şaşıracaksınız” derken ABD Büyükelçisi Tom Barrack toplantıyı ‘destansı’ olarak nitelendirdi.

Ziyaret olumlu bir atmosferde geçti ve Trump, Erdoğan’a ‘eski bir dost’ olarak tanımladı. Erdoğan'ın dünya genelinde saygı gördüğünü belirten Trump, ortak basın toplantısında da övgülerini sürdürdü.

İki taraf, tartışmalı bölgesel konuların gündemi domine etmesine izin vermemeye özen gösterdi. Görüşme sonrası yapılan açıklamaya göre çeşitli alanlarda birçok anlaşma imzalandı. Bu anlaşmaların en dikkat çekici olanları arasında, Türkiye’nin 2045 yılına kadar ABD’den sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithalatı ve Boeing'den 2029 ile 2034 yılları arasında teslim edilmesi beklenen 225 adet yolcu uçağı satın alımı yer alıyor. İki taraf ayrıca sivil nükleer enerji alanında stratejik iş birliği için bir mutabakat zaptı imzaladı.

İki ülke arasında savunma iş birliği ve tedarik konusunda, Türkiye’nin ABD'den F-35 ve F-16 savaş uçakları satın almasını görüşme niyetlerini açıklayan Trump, yakın gelecekte ABD'nin Düşmanlarına Yaptırımlarla Karşı Koyma Yasası (CAATSA) kapsamında Türkiye’ye uygulanan yaptırımların kaldırılabileceğini de belirtti.

İki taraf arasında yapılan görüşmelerin ayrıntıları açıklanmazken yıllardır iki ülke arasındaki ilişkilerde önemli gerginliklere neden olan bu konularla ilgili somut adımlar da duyurulmadı.

Türkiye, Rusya’dan S-400 hava savunma sistemini satın aldıktan sonra 2019 yılında F-35 programından çıkarıldı ve CAATSA kapsamında yaptırımlara tabi tutuldu. ABD, Türkiye’nin 1,5 milyar dolar ödeyerek satın aldığı altı adet F-35 uçağını teslim etmeyi reddetti ve ödenen parayı iade etmedi. Toplantı sonrasında “F-35 uçakları konusunda Türkiye ile kolayca anlaşmaya varılabilir” diyen Trump, “Ancak önce Cumhurbaşkanı Erdoğan bizim için bir şey yapmalı” diye ekledi.

Tüm bunların yanında Türkiye’nin ABD’den satın almak istediği yaklaşık 40 adet F-16 savaş uçağı konusu da var, ancak bu anlaşma tam olarak açıklığa kavuşmamış nedenlerle sonuçsuz kaldı.

Trump, Hamas’ı ‘dünyanın en kötü terör örgütü’ olarak tanımlarken, Erdoğan Hamas’ı ‘haklı bir amaç için mücadele eden bir direniş hareketi’ olarak görüyor.   

Bölgesel meseleler açısından Gazze ve Filistin, görüşme gündeminin en üst sıralarında yer aldı. Türkiye, İsrail'in Gazze'deki savaşına karşı çok net bir tavır sergileyen ülkeler arasında yer alıyor. Öte yandan ABD, Trump'ın ülkeye güçlü desteğini sürdürmesiyle İsrail'in yanında duruyor. Trump, Hamas’ı ‘dünyanın en kötü terör örgütü’ olarak tanımlarken, Erdoğan Hamas’ı ‘haklı bir amaç için mücadele eden bir direniş hareketi’ olarak görüyor.

fgty
ABD Deniz Piyadeleri’nin taşıyan Lockheed Martin F-35B uçağı, Porto Riko'nun Ceiba kentinde, eski adıyla Roosevelt Rhodes Donanma Üssü olarak bilinen José Abunte de la Torre Havalimanı'na yaklaşırken, 13 Eylül 2025 (AFP)

Bu konu, toplantıyı bir anlaşmazlık faktörü haline gelebilir ve gerginliği tırmandırabilirdi. Benzer durumlar Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve diğer bazı liderlerle de yaşanmıştı, ancak bu sefer böyle bir şey olmadı. İki lider arasındaki bu toplantıyı hazırlayan diplomatlar, bu hassas konunun nasıl ele alınacağı konusunda bir anlaşmaya varmış ve liderler de bu anlaşmaya uymayı taahhüt etmiş görünüyor.

Gazze ile ilgili sorulara yanıt veren Trump, önceki gün New York'ta düzenlenen Filistin toplantısının “çok başarılı” geçtiğini ve bir tür anlaşmaya varmaya yakın olduklarını belirterek, rehinelerin serbest bırakılması gerektiğini vurguladı. Erdoğan ise konuşmasının başında Gazze konusuna kısaca değindi ve bölgedeki zorlukların ABD ile iş birliği yoluyla aşılabileceğini söyledi.

İki taraf kapalı kapılar ardında yapılan toplantıda Gazze ve gelecekle ilgili görüş alışverişinde bulunmuş olabilirler, ancak bu görüş alışverişinin ziyaret sırasında hakim olan olumlu atmosferi bozmayacak şekilde gerçekleştirildiğine şüphe yok.

Trump, Erdoğan'ı ‘Suriye'yi eski liderinden kurtaran kişi’ olarak nitelendirdi ve bunu ‘büyük bir başarı’ olarak değerlendirdi.

Suriye’deki kriz, Trump’ın ilk döneminde Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilere çok olumsuz bir etki yaptı ve bu etki Biden’ın döneminde daha da yoğunlaştı. Ancak, Esed rejimi düştükten ve Donald Trump ikinci başkanlık dönemine başladıktan sonra iki ülke arasındaki sorunlar azalmaya başladı.

Hem Türkiye hem Ahmed eş-Şara’yı destekliyor ve Suriye’deki birçok sorunun çözülmesini amaçlayan sürece katılıyor. Trump, Erdoğan’ı bir kez daha ‘Suriye’yi eski liderinden kurtaran kişi’ olarak nitelendirdi ve bunu ‘büyük bir başarı’ olarak değerlendirdi.

Trump, Erdoğan'a hitaben “Tebrikler, başka kimsenin iki bin yıldır yapamadığını yaptınız. Suriye'yi aldınız. Suriye’de söz sahibi olan Erdoğan” ifadelerini kullandı. Trump’ın ‘iki bin yıl’ diyerek neden bahsettiğini sadece kendisi biliyor. Suriye'de iki ülke arasındaki en önemli sorun, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve bu ülkedeki Kürtlerin geleceği olmaya devam ediyor. ABD, Türkiye'nin bu güçlerle ilgili endişelerini eskisinden daha fazla dikkate almaya hazır, ancak Türkiye'nin istediği gibi bu güçlerin tamamen ortadan kaldırılmasına razı olması beklenmiyor. Bu karmaşık sorunun çözülmesi için halen uzun bir yol kat edilmesi gerekiyor.

fgthy
Suriye'nin kuzeydoğusunda ortak kara devriyesi gerçekleştiren ABD ve Türk askerleri, 4 Ekim 2019 (Reuters)

Basın toplantısının en şaşırtıcı anlarından biri, Erdoğan'ın Heybeliada Ruhban Okulu’na yaptığı atıf oldu.

Fener Rum Patriği Bartholomeos yaklaşık bir hafta önce Oval Ofis'te Başkan Donald Trump'ı ziyaret etmişti. Patrik Bartholomeos’un bu görüşmede birkaç konuyu gündeme getirdiği ve ABD'nin bu endişeleri Türk tarafına ilettiği anlaşılıyor. Trump konuyu gündeme getirmeden önce Erdoğan yaptığı açıklamada “Heybeliada Ruhban Okulu ile ilgili üzerimize düşeni yapmaya hazırız” dedi ve yurda dönüşünde bu konuyu Patrik Bartholomeos ile görüşeceğini de sözlerine ekledi.

Burada Türkiye'nin, Patrik Bartholomeos’u Türkiye'deki Rum Ortodoks Hıristiyanların ruhani lideri olmaktan öte bir sıfatla tanımadığını, oysa Hıristiyan dünyasının onu Ekümenik Patrik olarak tanıdığını belirtmekte fayda var.

Trump, Erdoğan ile yaptığı görüşmede Patrik Bartholomeos’u ‘Rum Ortodoks Kilisesi’nin lideri olarak nitelendirse de bir hafta önce hem Başkan Trump’ın hem de Beyaz Saray'ın açıklamalarında Patrik Bartholomeos hakkında ‘Ekümenik’ titri kullanıldı.

ABD'nin birçok ülkeyi ciddi şekilde etkileyen gümrük vergilerine rağmen, Türkiye, uygulanan gümrük vergileri yüzde 10'u geçmediğinden tercihli muamele gören ülkeler arasında kaldı

İki ülke arasındaki ticari ve ekonomik ilişkiler her zaman önemini korusa da bu ilişkiler Trump ile birlikte farklı bir boyut kazandı. ABD'nin uyguladığı ve birçok ülkeyi ciddi şekilde etkileyen gümrük vergilerine rağmen, Türkiye gümrük vergileri yüzde 10'u geçmediğinden tercihli muamele gören ülkeler arasında yer almaya devam etti.

Erdoğan, Trump’a iyi niyet göstergesi olarak, ABD ziyaretinden bir gün önce, Türkiye'nin ABD’ye uyguladığı ek gümrük vergilerini kaldıran bir kararname imzaladı.

Boeing uçaklarının satın alınmasına ilişkin karar, Erdoğan'ın ABD'ye gitmesinden kısa bir süre önce tartışmalara yol açtı. Ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) lideri Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İstanbul'da Trump'ın oğluyla gizli bir toplantı yaparak güvenli bir ziyaret ayarladığını ve bu toplantıda Boeing'den 300 yolcu uçağı satın almayı ve diğer anlaşmaları taahhüt ettiğini iddia etti. Ancak Erdoğan bu iddiaları yalanlayarak, ABD Başkanı’yla doğrudan temas halinde olduğu için Trump'ın oğluyla konuşmasına gerek olmadığını vurguladı. Trump'ın sosyal medya platformu Truth Social hesabından, Erdoğan'ın ziyareti sırasında Boeing uçaklarının satın alınması için büyük bir anlaşma ve F-16'larla ilgili önemli bir anlaşmanın görüşüldüğünü duyurmasının yanı sıra görüşme sırasında Oval Ofis'in ana masasında bir Boeing yolcu uçağı maketinin yer alması, bu anlaşmaların gerçekliğini ortaya koydu.

İki ülke arasındaki gerginliğin bir başka kaynağı da Türkiye'nin devlet bankası Halkbank davasıdır. ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırımları ihlal ettiği gerekçesiyle banka aleyhine ABD'de yasal işlemler devam ediyor. Banka suçlu bulunursa, milyarlarca dolarlık para cezası ödemek zorunda kalabilir. Erdoğan bu davanın kapanmasını umuyor.

ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack, Trump-Erdoğan zirvesi öncesinde, New York'ta düzenlenen Concord 2025 kapsamında düzenlenen bir panelde Türkiye'nin hem demokratik hem de otoriter bir ülke olduğunu söyleyerek tartışma yarattı. Barrack, Trump'ın ‘Erdoğan'ı meşrulaştırma’ politikası izlediğini de sözlerine ekledi.

Trump: “Erdoğan'ın bazı talepleri var, bizim de taleplerimiz var. Sonuçta neyin başarılabileceğini göreceğiz.”

Barrack, Trump’ın Erdoğan’ı takdir ettiğini ve Türkiye ile gergin ilişkileri iyileştirmek için farklı bir bakış açısıyla adımlar attığını da söyledi.

Bir büyükelçinin görev yaptığı ülke ve o ülkenin cumhurbaşkanı hakkında yaptığı bu tür açıklamalar genellikle büyük bir diplomatik krize neden olur, ancak mevcut koşullar altında Türk hükümeti Barrack'ın bu gafını görmezden gelecek gibi görünüyor.

Trump’ın henel yaklaşımı Türkiye için umut verici görünse de çeşitli nedenlerle tüm vaatlerini yerine getiremeyebilir. Trump, her zamanki iş adamı tavrıyla “Erdoğan'ın bazı talepleri var, bizim de taleplerimiz var. Sonuçta neyin başarılabileceğini göreceğiz” dedi.

fr
ABD'nin Ankara Büyükelçisi Barrack, Washington DC'deki Beyaz Saray'ın Oval Ofisi'nde Başkan Donald Trump ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir toplantıya katıldı, 25 Eylül 2025 (AFP)

ABD’nin Türkiye'den talepleri arasında, Rusya'dan petrol ithalatını durdurması da yer alıyor. Ancak Türkiye, ham petrol ve petrol ürünleri ithalatının yarısından fazlasını Rusya'dan karşıladığı için bu talebi kabul etmesi zor. İki ülke, coğrafi konumları nedeniyle bazı ortak çıkarları ve iş birliği alanlarını da paylaşıyor.

Öte yandan ABD Kongresi, Türkiye-ABD ilişkilerinde her zaman karmaşıklık kaynağı olmuştur. Kongre, son zamanlarda İsrail'in etkisiyle Türkiye'ye karşı olumsuz bir tutum benimsedi. ABD-Türkiye ilişkileri bu gerginlik düzeyinde kaldığı sürece, Türkiye lehine alınacak her türlü kararın Kongre’de birçok engelle karşılaşacağına şüphe yok. Trump-Erdoğan görüşmesi, iki ülke arasındaki tüm sorunları çözmemiş olsa da her iki tarafın da ilerleme kaydetme arzusunu yansıtan olumlu bir adım oldu. İlişkilerin umulduğu gibi gelişip gelişmeyeceği, Trump'ın vaatlerini yerine getirme becerisine ve Türkiye’nin ABD'nin beklentilerine yanıt verme yeteneğine bağlı olacak.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.



Lavrov sansürlenen röportajında neler dedi?

Lavrov, Rusya'nın uluslararası toplumda yalnızlaşmadığını öne sürdü (Reuters)
Lavrov, Rusya'nın uluslararası toplumda yalnızlaşmadığını öne sürdü (Reuters)
TT

Lavrov sansürlenen röportajında neler dedi?

Lavrov, Rusya'nın uluslararası toplumda yalnızlaşmadığını öne sürdü (Reuters)
Lavrov, Rusya'nın uluslararası toplumda yalnızlaşmadığını öne sürdü (Reuters)

Corriere della Sera, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'la özel röportaj yaptı.

İtalyan gazetesi sonrasında 75 yaşındaki diplomatın tartışmalı argümanlar dile getirip propaganda yaptığını öne sürerek bu röportajı yayımlamaktan vazgeçti. 

Rusya Dışişleri Bakanlığı, röportajın tamamını kendi internet sitesinde yayımladı. 

Rusya lideri Vladimir Putin'le ABD Başkanı Donald Trump'ın önceki haftalarda Budapeşte'de yapmaları beklenen zirveden niye vazgeçildiği sorulduğunda Lavrov, Washington-Moskova temasları yolunda giderken karşı tarafın görüşmekten caydığını söyledi: 

ABD liderinin Budapeşte zirvesini iptal etmesi ya da ertelemesinden önce ona kim, nasıl gizli raporlar sundu, bilmiyorum. Rusya'nın müzakerelere hazır olmadığını ya da Anchorage görüşmesinin sonuçlarını sabote ettiğini öne süren, bariz yalan haberlerin de sorumluluğunu almayacağım. Lütfen neler yaşandığını yanıltıcı bir şekilde anlatıp, Moskova'yı suçlayan Financial Times'la konuşun.

Birleşik Krallık merkezli gazete, Moskova'nın Ukrayna'ya dair taleplerinde ısrarı üzerine zirvenin ABD tarafından iptal edildiğini kaynaklarına dayandırdığı 31 Ekim tarihli haberde öne sürmüştü.

Lavrov, "Eğer Alaska zirvesinde iyi bir şekilde detaylandırılmış sonuçları gerçekten temel alacaksa Budapeşte'de bir başka Rusya-ABD zirvesi yapmaya hazırız. Tarih henüz belli değil. Rusya-ABD temasları sürüyor" ifadesini de kullandı.

Trump ve Putin, 15 Ağustos'ta Alaska'nın Anchorage kentinde bir araya gelmişti.

İki lider de görüşmeden sonra olumlu ifadeler kullansa da Ukrayna'nın bazı topraklarından vazgeçmesi gibi kilit meselelerde karar alınıp alınmadığı açıklanmamıştı. 

Corriere della Sera'ya verdiği röportajda Rus bakan, Moskova'nın taleplerinin değişmediğini öne sürdü. Ukrayna'nın tarafsızlığını koruması, nükleer silah sahibi olmaması, topraklarındaki Ruslar ve azınlıkların haklarını çiğnememesinde ısrar ettiklerini vurguladı.

Batı'nın Ukrayna'da kendilerine karşı vekalet savaşı verdiğini öne süren Lavrov, tüm "Rusofobik" eğilimlerine rağmen Avrupa'yla ilişkileri karşılıklı saygı çerçevesinde düzeltmeye hazır olduklarını iddia etti.

Lavrov'un Kiev yönetimi ve Avrupa ülkeleri için "Nazi ideolojisine bel bağlıyorlar" gibi ifadeler kullanması da dikkat çekti. 
 

Independent Türkçe, RT, Financial Times 


Zelenskiy: "Putin 5 yıl içinde Avrupa'da büyük bir savaş çıkaracak"

Volodimir Zelenski, Rusya'nın 2029 gibi erken bir tarihte "büyük bir savaş" planladığıyla ilgili Avrupa'yı uyardı (AFP)
Volodimir Zelenski, Rusya'nın 2029 gibi erken bir tarihte "büyük bir savaş" planladığıyla ilgili Avrupa'yı uyardı (AFP)
TT

Zelenskiy: "Putin 5 yıl içinde Avrupa'da büyük bir savaş çıkaracak"

Volodimir Zelenski, Rusya'nın 2029 gibi erken bir tarihte "büyük bir savaş" planladığıyla ilgili Avrupa'yı uyardı (AFP)
Volodimir Zelenski, Rusya'nın 2029 gibi erken bir tarihte "büyük bir savaş" planladığıyla ilgili Avrupa'yı uyardı (AFP)

Maryam Zakir-Hussain 

Volodimir Zelenskiy, Ukrayna'nın müttefiklerine seslendiği ivedi bir mesajda, Rusya'nın 2029 gibi erken bir tarihte Avrupa'da "büyük bir savaşa" hazırlandığı uyarısında bulundu.

Ukrayna Devlet Başkanı, X'te yaptığı paylaşımda, uluslararası topluma Rus ekonomisi ve silahlarının "kapasitelerini azaltmak" için yaptırımların iki katına çıkarılması çağrısında bulundu.

Zelenskiy "Savaş alanındaki durumu göz önüne alınca, Rusya'nın durmaya niyeti olduğunu düşünmüyoruz" diye yazdı.

Sorun şu ki, Rus askeri sanayisine baktığımızda, üretimlerini artırdıklarını görüyoruz. Değerlendirmemize göre, bu savaşı sürdürmek istiyorlar.

Eğer yeterince baskı uygulanırsa, Rusların ara verme ihtiyacı duyacağını düşünüyoruz. Ancak onların büyük bir savaş istediğini, 2029 veya 2030'da (bu dönemde) Avrupa kıtasında böyle büyük bir savaş başlatmaya hazırlandıklarını kabul etmeliyiz.

Zelenskiy "Bence şimdi Ukrayna'da onları nasıl durduracağımızı düşünmeliyiz. Ama aynı zamanda onların kapasitelerini azaltmak için her şeyi yapmalıyız. Hâlâ enerji gelirlerinden para akışı sağlayabiliyorlar ellerine para geçmesini engellemeliyiz. Ve onlara silah vermemeliyiz" diye devam etti.

Bu açıklama, AB'nin Ukrayna için daha fazla finansman yaratmanın yollarını araştırdığı bir dönemde geldi. AB ya dondurulmuş Rus varlıklarına el koyarak, sermaye piyasalarında fon toplayarak ya da 27 AB ülkesinden bazılarının para toplamasıyla bu kaynağı temin edebilir.

Zelenskiy, Rusya'nın "üstüne gitme" zamanının geldiğini söylüyor (Ukrayna Devlet Başkanlığı Basın Servisi)Zelenskiy, Rusya'nın "üstüne gitme" zamanının geldiğini söylüyor (Ukrayna Devlet Başkanlığı Basın Servisi)

Ursula von der Leyen, Rusya'nın komşusunu topyekün istila etmesinden neredeyse 4 yıl sonra Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, Ukrayna'nın geleceği için verilen mücadelede "onlardan uzun dayanabileceğini düşündüğünü" söyledi.

Avrupa Komisyonu Başkanı, "Ve bu net bir hesap hatası" dedi. 

Bu nedenle şimdi yeni bir ivmeyle, Putin'in zaman kazanmak için yaptığı alaycı girişimi boşa çıkarmak ve onu müzakere masasına oturtmak için harekete geçme zamanı geldi.

Putin'in Ukrayna'ya savaş açmasının üzerinden​​​​​​​ neredeyse 4 yıl geçti (AP)Putin'in Ukrayna'ya savaş açmasının üzerinden neredeyse 4 yıl geçti (AP)

Diğer yandan perşembe günü Kremlin, Ukrayna'nın "er ya da geç" Rusya'yla müzakere etmek zorunda kalacağını ve Kiev'in müzakere pozisyonunun her geçen gün zayıflayacağını iddia etmişti.

Halihazırda Ukrayna'nın doğusundaki Pokrovsk şehrini ele geçirmeye çalışan Moskova, Ukraynalı yetkilileri barış görüşmelerine katılmayı reddetmekle suçluyor. Buna karşılık Kiev, Moskova'nın barış anlaşması kapsamında Ukrayna'nın işgal altındaki topraklardan vazgeçmesi talebinin kabul edilemeyeceğini ve teslim olmakla eşdeğer olduğunu söylüyor.

Kremlin sözcüsü Dmitri Peskov gazetecilere, Rusya'nın siyasi ve diplomatik bir çözüme açık olduğunu ve barış istediğini söylemişti.

Peskov bu yorumu, Trump ve Putin'in ağustosta Alaska'da görüşmesinden bu yana hiçbir ilerleme kaydedilmeyen, ABD öncülüğündeki barış çabalarının duraklamasının ardından yapmıştı.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, 20 Ekim'de ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'yla telefonda görüşerek birkaç gün öncesinde Trump'ın Putin'le yaptığı telefon görüşmesinin ardından duyurduğu olası yeni zirveyle ilgili konuşmuştu.

Trump daha sonra bu olası zirveyi iptal ettiğini açıklamıştı. ABD Başkanı, Ukrayna'da mevcut konumlarında bulunan güçlerle derhal ateşkes yapılması çağrılarını destekliyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news


Volker Türk: El Faşir'deki şiddet uluslararası toplum için bir utançtır

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, Cenevre'de el Faşir'i anlattı, (EPA)
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, Cenevre'de el Faşir'i anlattı, (EPA)
TT

Volker Türk: El Faşir'deki şiddet uluslararası toplum için bir utançtır

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, Cenevre'de el Faşir'i anlattı, (EPA)
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, Cenevre'de el Faşir'i anlattı, (EPA)

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, bugün Sudan'ın el Faşir kentinde yaşanan şiddeti kınayarak, bunu uluslararası toplumun durdurmadaki başarısızlığının bir "sicil lekesi" olarak nitelendirdi.

Cenevre'de, BM İnsan Hakları Konseyi'nin kentteki durumla ilgili özel oturumu öncesinde konuşan Türk, "El Faşir'deki kan lekeleri uzaydan bile görüldü" diyerek, "uluslararası toplumun sicilindeki leke daha az belirgin, ancak sonuçları daha az önemli değil" ifadelerini kullandı.

Volker Türk, "İnsanları hayvan yemi ve fıstık kabuğu yemeye zorlayan boğucu kuşatma konusunda defalarca uyardık" diye devam etti. Ofisimizin, "insanların açlıktan öldüğü bir dönemde yaygın kıtlık konusunda uyarıda bulunduğunu ve şehrin Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) eline geçmesinin bir katliama yol açacağı konusunda uyardığını" belirtti.

"Toplumun harekete geçme görevi var. Çok fazla poz ve gösteri var ama eylem çok az ... Bu vahşete, tüm nüfusu boyunduruk altına alıp kontrol altına almaya yönelik bu bariz kaba kuvvet gösterisine karşı durmalıyız" diye vurguladı.

Devletleri, el Faşir ve çevresindeki bölgelerde sivillerin insani yardım ve korumaya erişimini sağlamaya ve "bu çatışmada uluslararası insancıl hukuk ve insan hakları hukukunu ihlal eden herkesin hesap vermesini sağlamak için ortak çaba göstermeye" çağırdı.

Şöyle devam etti: "Ekibim, yasal işlemlerde kullanılabilecek ihlal kanıtları topluyor" diyen Trump, "Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin durumu yakından izlediğini belirtti" dedi. Ayrıca, "Bu çatışmaya dahil olan herkes şunu bilmeli: Sizi izliyoruz ve adalet yerini bulacak" diye ekledi.