ABD Başkanı Donald Trump, yurt içinde ve yurt dışında tartışmalara yol açan bir hamleyle Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirme planında kilit rol oynaması için Birleşik Krallık eski Başbakanı Tony Blair'i seçti. Söz konusu planın uygulanması İsrail ve Hamas'ın onayına bağlı.
Son günlerde Washington'da Blair'in planın uygulanmasını denetleyeceği yönünde yaygın bir inanç varken, Trump pazartesi akşamı yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi sakinleri için kamu hizmetlerini ve belediyeleri yönetmekten sorumlu, siyasi olmayan Filistinli teknokratlardan müteşekkil bir komiteden oluşan geçici bir geçiş otoritesini denetleyecek ‘barış konseyi’ adlı yeni bir uluslararası geçiş organının başına geçeceğini duyurdu. Trump'a göre yeni organ, daha sonra açıklanacak diğer üyeler ve devlet başkanlarından oluşacak ve aralarında Birleşik Krallık eski Başbakanı Tony Blair de yer alacak. Bu organ, Filistin Yönetimi reform programını tamamlayana kadar Gazze Şeridi'nin yeniden inşası için çerçeveyi belirleyecek ve finansmanı yönetecek. Trump, “Benim başkanlığımda ‘barış konseyini’ kuracağız ve Birleşik Krallık eski Başbakanı Tony Blair konseyin üyeleri arasında yer alacak. Hamas bu konseyde ve Gazze Şeridi'nde hiçbir rol oynamayacak. Yeni hükümeti eğitmek için Dünya Bankası ile iş birliği yapacağız” ifadelerini kullandı.
Tartışmalı Blair
72 yaşındaki Blair, Irak Savaşı'ndaki rolü nedeniyle Arap ve İngiliz dünyasında tartışmalı bir figür ve bazıları onu ‘savaş suçlusu’ olarak nitelendiriyor.
Downing Street'ten ayrıldıktan sonra uluslararası danışman ve barış elçisi oldu, 2007-2015 yılları arasında Ortadoğu Dörtlüsü'nün elçisi olarak görev yaptı ve uluslararası danışmanlık hizmetleri sunan kendi vakfı TBI'nın yanı sıra geniş bir siyasi ve ekonomik ilişkiler ağı kurdu.
Deneyim ve uzmanlık
Trump'ın Blair'i seçmesi tesadüfi değildi. Ortadoğu'da uzun yıllara dayanan deneyimi, Arap ve Avrupalı liderlerle olan ilişkileri ve uluslararası çatışmaları yönetme konusundaki önceki deneyimi, onu geçiş dönemi otoritesini yönetmek, Gazze Şeridi'nin yeniden inşasını denetlemek, insani yardımı koordine etmek ve geçiş döneminde güvenlik ve istikrarı sağlamak için en uygun kişi olarak gösterdi.
Washington'daki kaynaklara göre Blair, ağustos sonunda Beyaz Saray'da Trump ile yaptığı görüşmede hizmetlerini ve uzmanlığını sundu. Ona yakın isimler, planın başarısını sağlamak için ‘yumuşak güce’ güvenmeyi ve Arap fonlarını, Avrupa teknolojisini ve Amerikan desteğini birleştirmeyi amaçladığını söylüyorlar.
Trump'ın planı 21 maddeden oluşuyor ve bunlardan en önemlileri şunlar: uluslararası denetim altında geçici bir geçiş otoritesi kurmak, Hamas'ı silahsızlandırmak ve çok uluslu barış gücüyle yerel güvenliği sağlamak, bölgeyi Singapur’a benzer modern bir ekonomik model kullanarak yeniden inşa etmek, insani yardım akışını sağlamak ve yolsuzlukla mücadele için operasyon odalarını yönetmek, Filistin Yönetimi'ni kademeli olarak reforme etmek, eğitim müfredatını değiştirmek ve geçiş aşamasının sonunda seçimleri denetlemek.
Blair'e yapılan bahis karışık tepkilere neden oldu; Filistinliler onu Irak'taki başarısız macerayla bağlantılı bir emperyalist figür olarak eleştirdi, İsrailliler ise onun kararlılığını ve görevi yerine getirme yeteneğini memnuniyetle karşıladı.
Gazze sınavı
Irak'ın hayaleti onu hâlâ rahatsız ederken, Gazze Şeridi'ndeki görev, onun uluslararası deneyimini bölgedeki yerel zorluklarla birleştirme becerisinin bir sınaması olmaya devam ediyor.
Ancak Blair, eleştirenleri ve destekçileri üzerinde durmadı ve planı ‘cesur ve akıllıca’ olarak nitelendirdi. Yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Başkan Trump, kabul edilmesi halinde savaşı sona erdirebilecek, Gazze Şeridi'ne acil yardım getirebilecek ve halkına daha parlak ve daha iyi bir gelecek sunabilecek, aynı zamanda İsrail'in mutlak ve kalıcı güvenliğini ve tüm rehinelerin serbest bırakılmasını sağlayacak cesur ve akıllı bir plan sundu.”