Ayhancan Güven'in şampiyon olduğu DTM nedir?

Ayhancan Güven, "Hâlâ inanması zor. Zor bir sezondu, kolay bir sezon olmasını kesinlikle beklemiyorduk ama böyle bir finali kimse hayal edemezdi. Şu anda hayalimi yaşıyorum" diye konuştu (X/DTM)
Ayhancan Güven, "Hâlâ inanması zor. Zor bir sezondu, kolay bir sezon olmasını kesinlikle beklemiyorduk ama böyle bir finali kimse hayal edemezdi. Şu anda hayalimi yaşıyorum" diye konuştu (X/DTM)
TT

Ayhancan Güven'in şampiyon olduğu DTM nedir?

Ayhancan Güven, "Hâlâ inanması zor. Zor bir sezondu, kolay bir sezon olmasını kesinlikle beklemiyorduk ama böyle bir finali kimse hayal edemezdi. Şu anda hayalimi yaşıyorum" diye konuştu (X/DTM)
Ayhancan Güven, "Hâlâ inanması zor. Zor bir sezondu, kolay bir sezon olmasını kesinlikle beklemiyorduk ama böyle bir finali kimse hayal edemezdi. Şu anda hayalimi yaşıyorum" diye konuştu (X/DTM)

Adrenalin'den herkese merhaba. Bu hafta Ayhancan Güven'in şampiyonluğunu ilan ederek Türk motor sporları tarihinde görülmemiş bir başarı elde ettiği DTM'yi inceleyeceğiz. 

DTM'nin, tam adıyla Deutsche Tourenwagen Masters (Alman Binek Otomobili Şampiyonası), kökleri 1980'lerin ortalarına kadar uzanıyor. 1984'te Deutschen Produktionswagen Meisterschaft adıyla başlayan seri, Group A (gerçek yol otomobillerinin modifiye edilmiş versiyonları) düzenlemeleriyle yarışan üretim bazlı otomobillerle başladı.

İlk versiyon, 1984–1996 yılları arasında Deutsche Tourenwagen Meisterschaft adıyla sürdü. Bu dönemde BMW, Mercedes, Audi, Opel gibi markalar sahnede yer aldı. Ancak maliyetlerin yükselmesi ve teknik karmaşıklıklar nedeniyle seri 1996'da durduruldu. 

Yeni DTM serisi ise 2000'de yeniden başladı, bu sefer daha kontrollü teknik kurallarla ve "silhouette" (yol otomobillerine benzer görünüm altında yarış şasisi) araçlarla. 2000–2020 yılları arasında DTM'de yarışan araçlar, dışarıdan normal binek otomobillere benzese de aslında tamamen yarış için tasarlanmış özel araçlardı. Yani görünüşleri "tur (binek) otomobil" gibiydi ama teknik olarak "prototip" denen safkan yarış makinelerine çok yakındılar.

2021 itibarıyla DTM, GT3 sınıfı kurallarına geçiş yaptı. Yani artık yarışlar, üretim otomobillerin yüksek performanslı versiyonlarının modifikasyonlarıyla yapılmakta. Günümüzde DTM, genellikle Almanya'da, bazen de Hollanda, Avusturya gibi ülkelerde de düzenleniyor.

Yarış formatı da zaman içinde değişti. Örneğin 2017'den itibaren hafta sonu iki yarış (55 dakika + 1 tur) formatı benimsendi. Ayrıca pit stop stratejileri, lastik değişimleri gibi taktiksel unsurlar ön planda. 2025 sezonunda hem cumartesi hem pazar yarışlarında "55 dakika + 1 tur" formatı korunmakta ancak cumartesi yarışında bir zorunlu pit stop, pazar yarışında iki zorunlu pit stop uygulanıyor. 

40 yılı aşkın süresince DTM, Almanya'nın en tanınmış motor sporu markalarından biri haline geldi. Teknik açıdan DTM, aerodinamik gelişmeler, güvenlik sistemleri, yarış stratejileri gibi alanlarda inovasyon kaynağı oldu. 

GT (Grand Touring) yani büyük tur otomobili yarışları, yol otomobillerine daha yakın performanslı versiyonlarla yapılan yarışları tanımlar. Bu sınıfta, üretim otomobillerin modifiye edilmiş yarış versiyonları kullanılır. Motor, aerodinamik ve şasi düzenlemeleri yapılsa da otomobilin temeli hâlâ tanıdık bir modeldir.

dfgrt
8 yarış hafta sonu ve 16 yarış üzerinden koşulan sezonun son haftasına birçok pilot şampiyonluk umuduyla girmişti. Kupayı kaldıran isim Ayhancan Güven oldu (DTM)

GT3, GT4 gibi sınıflar FIA (Uluslararası Otomobil Federasyonu) tarafından düzenlenen sınıflar. GT3 sınıfı, marka çeşitliliği, denge performansı (Balance of Performance — BoP) sistemiyle dikkat çekiyor. BoP, farklı markaların performanslarının yarış içinde dengelenmesini sağlar. GT yarışlarında strateji, lastik yönetimi, pit stop zamanlaması ve sürücünün aracı tutuşu çok kritiktir.

DTM'nin GT3'ye geçmesi, onu önceki "silhouette" dönemi araçlardan daha üretim kökenli, daha sürdürülebilir maliyetlerle ilerleyen bir seri haline getirdi. Bu sayede GT yarışlarının teknik yaklaşımları, stratejik zenginlikleri DTM içinde tamamen hakim oldu.

DTM tarihinde birçok efsane ismi görmek mümkün. Yeni DTM döneminin en başarılı sürücülerinden Bernd Schneider'nın 5 şampiyonluğu var. 

Uzun yıllar Audi'yle DTM'de yarışan Mattias Ekström'ün de iki şampiyonluğu bulunuyor. Mika Häkkinen, Ralf Schumacher, Jean Alesi gibi eski F1 pilotları da belirli dönemlerde DTM koltuğuna oturdu. 

Marküs Winkelhock, Timo Scheider, Bruno Spengler gibi isimler de DTM pistlerinin saygın sürücüleri. 

Bu sürücüler, sadece hızlı olmayı değil; strateji, istikrar ve takım uyumunu da başardı, ki özellikle GT/DTM dünyasında bu unsurlar çok önemli.

DTM, özellikle Avrupa'daki otomobil üreticileri için bir vitrin niteliği taşıyor. Marka imajı, teknik gelişim ve yarış teknolojisi test alanı olarak DTM büyük prestije sahip. GT3 dönemiyle bu rol daha da pekişti çünkü üretim otomobillere daha yakın versiyonlar yarışıyor; bu da teknoloji transferini ve tüketici bağlantısını kuvvetlendiriyor.

Ayrıca DTM, izleyiciler için yüksek temposu, kıran kırana yarışları, stratejik derinliği ve ünlü markalarıyla çekici. Pist üzerindeki görsel şölen, özellikle pist yarışlarının "binek otomobillerle" yapılması nedeniyle halkın ilgisini artırıyor.

DTM aynı zamanda sürücüler için bir kariyer basamağı. Bir pilot DTM'de başarılı olursa hem GT serilerine hem de daha üst seviye yarışlara yönelme imkanı buluyor.

Ayhancan Güven, 1 Şubat 1998 doğumlu. GT World Challenge Europe Powered by AWS+1 Karting'le başlayan kariyeri, simülasyon yarışı deneyimleriyle de şekillendi. Porsche'nin genç pilot programına seçilerek motor sporu kulvarında daha görünür hale geldi. 

2025 sezonunda Güven, Porsche destekli Manthey EMA takımıyla DTM'e katıldı. Sezonun ilk haftasında Oschersleben pistinde tarihi bir başarı elde etti. Günün ikinci yarışını kazanarak DTM tarihinde yarış kazanan ilk Türk pilot oldu. Bu zafer, onun sezon boyunca iddialı olacağının ilk sinyaliydi.

Ardından Hollanda'da (Zandvoort) birincilik elde etti. Sachsenring pistinde hafta sonunda çifte galibiyet alarak zirve yarışındaki konumunu sağlamlaştırdı. Özellikle Sachsenring'de 9. sıradan başlayıp ekstra 20 kg ağırlık cezasına rağmen kazanması çok konuşuldu. 

Sezon boyunca toplam 4 yarış galibiyetiyle en fazla yarış kazanan sürücü konumuna geldi. Sezon sonunda pilotlar klasmanında Lucas Auer'ı geride bırakarak şampiyonluğu elde etti.

Güven, sınıra yakın sürüş tarzıyla ünlü. "Arabaları genelde isimlendiriyorum; bu seneki aracımın adı Yoshi" gibi ifadelerle araçla kurduğu duygusal bağını dile getiriyor.  Ayrıca motor sporlarında idolü olarak Michael Schumacher'i gösteriyor.

Şampiyonluk onun için sadece bir zirve değil; kariyerinde yeni kapılar açacak bir dönüm noktası. GT serileri, uluslararası yarışlar ve belki daha büyük sahneler onun için artık ulaşılabilir hale geldi.

DTM, 40 yılı aşkın tarihiyle otomobil yarış dünyasında saygın bir yer tutuyor. Teknik gelişim, marka vitrinleri ve dramatik yarışlarıyla hem izleyicilerin ilgisini çekiyor hem de sürücülere kariyer basamakları sunuyor. GT3 geçişiyle modern dönemde daha da sürdürülebilir ve çekici hale gelmiş durumda.

2025 sezonunda DTM şampiyonu olan Ayhancan Güven'in kartingden başlayan yolculuğu, zorlu yarış haftaları, akılcı stratejiler ve sınırları zorlayan sürüşlerle taçlandı. Bu başarı yalnızca bir yarış zaferi değil; Türkiye'nin motor sporlarındaki yükselişinin bir başka örneği.

İlerleyen yıllarda Güven'in hangi kulvarlarda yarışacağı, DTM sahnesindeki kalıcılığı ve uluslararası alandaki başarısı merakla takip edilecek.

Yararlanılan kaynaklar: DTM, Pirelli, Red Bull



Renard Şarku'l Avsat'a: Yeşil Şahinler Arjantin senaryosunu tekrarlayabilir

Renard, kura törenine katılımı sırasında (AP)
Renard, kura törenine katılımı sırasında (AP)
TT

Renard Şarku'l Avsat'a: Yeşil Şahinler Arjantin senaryosunu tekrarlayabilir

Renard, kura törenine katılımı sırasında (AP)
Renard, kura törenine katılımı sırasında (AP)

 

 

 

Washington: Sultan el-Subhî

Suudi Arabistan Milli Takımı Teknik Direktörü Fransız Hervé Renard, 2026 Dünya Kupası'nda Yeşil Şahinler'i bekleyen görevin zorluğunu kabul ederek, kura çekiminin onları bir kez daha zorlu bir gruba yerleştirdiğini vurguladı.

Kura çekiminin ardından Şarku'l Avsat'a konuşan Renard, "Suudi Arabistan'ın grubu her zaman zordur. Dört yıl önce Arjantin ve Meksika ile oynamıştık, bugün FIFA sıralamasında en üst sırada yer alan ve tartışmasız dünyanın en iyisi olan İspanya ile karşılaşıyoruz. Ayrıca çok güçlü bir takım olan Uruguay ile de karşılaşıyoruz" dedi.

Şöyle devam etti: "Yeşil Burun Adaları milli takımı da ilk kez sahneye çıkacak ve dünyaya büyük bir performans sergileyebileceğini kanıtlamaya çalışacak. Dünya Kupası'nın doğası bu... Seviye yüksek ve kolay maç yok."

Şarku'l Avsat'ın, İspanya büyüklüğündeki bir takıma karşı Arjantin karşısındaki kazanma senaryosunun tekrarlanma olasılığına ilişkin sorusuna Renard, kendinden emin bir şekilde, "Öncelikle şunu söyleyeceğim: İspanya'yı yenebiliriz” dedi.

Renard, 2026 Dünya Kupası hazırlık programının başlangıç ​​tarihi hakkında şunları söyledi: "Henüz bilmiyoruz. Maç yerleri, konaklama ve tüm organizasyon detayları tamamen netleştiğinde hazırlıklara başlayacağız. (Nerede olduğunu) öğrendiğimizde her şeyi organize edebiliriz."

Şarku'l Avsat'ın 2022 Dünya Kupası hazırlıkları ile yaklaşan hazırlıklar arasındaki farklarla ilgili sorusuna Renard, "Farklı bir takımımız var. Önceki nesilden sadece dört oyuncumuz var. Bazıları Dünya Kupası'nda ilk kez oynayacak. Tecrübeye ihtiyaçları var, ancak bazen bu maçlar, özellikle de İspanya maçı, tecrübe kazanmak için bir fırsattır" dedi.

2026 Dünya Kupası kura çekiminde Suudi Arabistan Milli Takımı, tarihi güç, Avrupa becerisi ve Afrika hırsının birleştiği H Grubu'nda Uruguay, İspanya ve Yeşil Burun Adaları ile karşı karşılaşacak.

Yeşil Şahinler, mücadeleye Uruguay ile zorlu bir maçla başlayacak ve ikinci turda dünya lideri İspanya ile karşılaşacak. Grup aşamasında ise turnuvaya ilk kez katılarak sürpriz yaratma hedefinde Yeşil Burun Adaları ile karşılaşacak.  


Şampiyonluk son yarışa kaldı: F1 tarihinden 5 efsanevi geri dönüş

Kimi Raikkonen'in 2007'de kazandığı şampiyonlukta, rakiplerinin puanı tarihe geçecek kadar onunkine yakındı (Reuters)
Kimi Raikkonen'in 2007'de kazandığı şampiyonlukta, rakiplerinin puanı tarihe geçecek kadar onunkine yakındı (Reuters)
TT

Şampiyonluk son yarışa kaldı: F1 tarihinden 5 efsanevi geri dönüş

Kimi Raikkonen'in 2007'de kazandığı şampiyonlukta, rakiplerinin puanı tarihe geçecek kadar onunkine yakındı (Reuters)
Kimi Raikkonen'in 2007'de kazandığı şampiyonlukta, rakiplerinin puanı tarihe geçecek kadar onunkine yakındı (Reuters)

Adrenalin'den herkese merhaba. Bu hafta Formula 1'de son haftaya kalan şampiyonluk yarışını ve geçmişten günümüze uzanan efsane geri dönüşleri inceliyoruz.

2025'te Formula 1, şampiyonluk mücadelesinin son yarışa kadar sürdüğü nadir sezonlardan birini daha gördü.

Zirve hâlâ değişebilir: Lando Norris, Oscar Piastri ve Max Verstappen arasındaki puan farkı, sıralamayı tek bir yarışta tersine çevirebilecek kadar az.

Verstappen’in Las Vegas ve Katar'daki zaferleri, McLaren pilotlarının sezon boyu süren ikili şampiyonluk mücadelesine katılmasını sağladı.

fdbgr
Abu Dabi'deki yarışta alınabilecek 25 puan olduğundan üçüncü sıradaki Piastri'nin de matematiksel olarak şansı var (F1)

Bu yılın hikâyesi sadece hızdan ibaret değil. Aynı zamanda strateji, baskıyla başa çıkma ve doğru zamanda doğru hamleleri yapmakla ilgili. Tarih bize gösteriyor ki Formula 1'de şampiyonluk matematiksel olarak garanti altında değilse hiçbir fark, son yarış öncesinde güvenli değildir. Geçmişte, bazı şampiyonlar yalnızca bir yarış galibiyetiyle, bazılarıysa sezon finalinde bir puan farkla zafer elde etti. İşte, Formula 1 tarihine damga vurmuş 5 efsane geri dönüş:

1976 - James Hunt 

1976 sezonu, James Hunt ve Niki Lauda arasında geçen ünlü şampiyonluk mücadelesiyle F1 tarihinin en bilinen sezonlarından biri.

Sezonun ilk yarışlarında Lauda favori gibi görünüyordu ve 16 yarışlık sezonun 10. ayağı olan Almanya Grand Prix'sine Hunt'ın 23 puan önünde gelmişti. Avusturyalı pilotun Nurburgring'de geçirdiği korkunç kazada ciddi yanıklara maruz kalmasıyla tablo değişti.

sdfeg
James Hunt, 7 sezon süren F1 kariyerine 10 yarış galibiyeti sığdırdı (Wikimedia Commons)

Sadece iki ay sonra 4 yarış kala geri dönmesini sağlayan olağanüstü bir iyileşme sürecinin ardından Lauda, Japonya'daki sezon finaline Hunt'ın üç puan önünde girdi.

Ancak Fuji'deki sağanak yağmurda yarışmanın pilotlar için güvenli olmadığını düşünen Lauda yarıştan çekildi ve üçüncü olan Hunt, ilk ve tek dünya şampiyonluğunu kazandı.

1982 - Keke Rosberg

1982 Formula 1 sezonunun üçte ikisinden biraz fazlası tamamlandığında, Keke Rosberg 23 puanla şampiyonada 5. sıraya yerleşirken, Didier Pironi 39 puanla liderdi. Pironi ve en yakın rakipleri John Watson, Alain Prost ve Lauda ikişer zafer elde etmişken Rosberg henüz galibiyet alamamıştı.

fg
Keke Rosberg'in oğlu Nico Rosberg de bir F1 şampiyonu (Reuters)

Ancak Pironi'nin Almanya Grand Prix'sinde geçirdiği ve F1 kariyerini sona erdiren kazada sakatlanmasıyla Rosberg kendini şampiyonluk mücadelesinde buldu. Dijon'da kazanarak şanssızlığını kıran Rosberg, sezon finaline en yakın rakibi Watson'a karşı 9 puanlık bir avantajla girdi.
Watson, Caesars Palace Grand Prix'sini ikinci sırada tamamlarken, Rosberg'in 5.'liği Fin pilotun tek pilotlar şampiyonluğunu kazanması için yeterli oldu.

1983 - Nelson Piquet

Alain Prost, Hollanda Grand Prix'sinde kendisinden beklenmedik bir şekilde Piquet'ye çarptığında bile, Renault adına Fransa'nın ilk dünya şampiyonu olmaya aday görünüyordu.

erf
1978'den 1991'e kadar F1'de yarışan Nelson Piquet'nin üç şampiyonluğu var (Reuters)

Prost, Ferrari'nin Hollanda GP galibi René Arnoux'nun 8 puan önündeydi ve Piquet üçüncü sırada 14 puan gerideydi. Ancak BMW motorlu BT52'yle Monza ve Brands Hatch'te üst üste gelen zaferler, Brezilyalı Piquet'nin Kyalami finaline giderken Prost'la arasında sadece iki puan kalmasını sağladı. Prost'un turbo motoru onu yarı yolda bırakınca da Piquet'nin şampiyonluk yolu açılmıştı.

Üçüncü olan Brezilyalı, BMW'ye ilk ve tek F1 şampiyonluğunu kazandırmıştı.

2007 - Kimi Räikkönen

Pilotlar şampiyonasındaki en unutulmaz geri dönüşlerden biri, çaylak Lewis Hamilton'la iki kez dünya şampiyonu Fernando Alonso arasında McLaren'da yaşanan gergin takım içi mücadeleyle bilinen 2007 sezonunda gerçekleşti.

Hamilton, 84 puanla son 5 yarışa girerken sıralamanın zirvesindeydi; Alonso'nun 5, üçüncü sıradaki Felipe Massa'nın ise 15 puan önündeydi. 4. sırada ise 68 puanla Kimi Raikkonen vardı. Fin pilot, Ferrari tulumuyla ilk sezonunda o ana kadar üç galibiyet elde etmişti.

wdc
Kimi Raikkonen hâlâ Ferrari'nin son şampiyon pilotu (Reuters)

Belçika'da bir galibiyet daha alması Raikkonen'in farkı kapatmasına yardımcı olsa da Hamilton ve Alonso, bitime iki yarış kala hâlâ öndeydi. Ancak Hamilton, sondan bir önceki yarışta ıslak zeminde pit girişindeki çakıllara saplanıp F1'de ilk kez yarış dışı kaldığında, Çin'de zaferi Raikkonen elde etti ve şampiyonluk yarışında Hamilton'la arasında sadece 7 puan vardı.

"Buz Adam" lakaplı pilot, sezonun kapanış yarışı olan Brezilya Grand Prix'sinde de zafere ulaşırken, Alonso ve Hamilton sırasıyla üçüncü ve 7. sırada kaldı. Bu sayede Raikkonen, McLaren ikilisinin sadece bir puan önünde şampiyonluğu kazandı. Sezonun bitiminde Fin pilot 110 puana ulaşmışken, McLaren pilotları 109'ar puan toplamıştı.

2012 - Sebastian Vettel

Geriden gelip şampiyon olmayı çok iyi bilen Sebastian Vettel, 2010'da (o yıl puanlama sistemindeki değişiklikle artık galibiyete 25 puan veriliyordu) ilk şampiyonluğunu Alonso'nun sadece 4 puan önünde almıştı.

Ancak geri dönüşün çarpıcılığı sözkonusu olduğunda 2012 sezonu özellikle unutulmazdı. 2012 sezonunun ilk 7 yarışının her birinde farklı bir sürücü zafere ulaştı ve bunlardan biri de Vettel'di.

egr
Red Bull'un dahi mühendisi Adrian Newey, Sebastian Vettel ve Red Bull takım patronu Christian Horner, Vettel'in üçüncü şampiyonluğunu kutluyor (Reuters)

Bu arada Alonso şampiyonada liderliğe yükseldi ve 8 yarış kala Vettel'in 140 puanına karşılık 164 puana sahipti. Alman pilot daha sonra sezonun son bölümünde üst üste 4 yarış kazanarak gücünü gösterdi ve Brezilya'daki finale girerken Alonso'nun 13 puan önünde yer aldı.

Vettel'in Bruno Senna'yla ilk turda yaşadığı kazanın ardından arka sıralara düşmesiyle, bu avantaj yarış başlayalı henüz birkaç dakika olmuşken buharlaşmış gibi görünüyordu. Red Bull pilotu, aracında hasar oluşmasına ve yağmurun başlamasıyla birlikte uzun bir pit stop yapmasına rağmen çizgiyi 6. sırada geçerek yarışı ikinci bitiren Alonso'nun üç puan önünde kalmayı başardı.

Bakalım pazar günü tüm bu efsanevi geri dönüşlere bir yenisi daha eklenecek mi? Şampiyona lideri olan McLaren'ın Britanyalı pilotu Lando Norris'in şampiyonluğu kazanabilmesi için podyuma çıkması yetiyor. Max Verstappen'in zafere ulaşması içinse yarışı birinci bitirmesi yetmeyecek, aynı zamanda Lando Norris'in podyumun dışında kalmasını, yani ilk üçe girememesini bekleyecek. 

Abu Dabi Grand Prix'si yarış programı 

BeIN Sports'tan izlenebilen Formula 1 Abu Dabi GP'sinin programı şöyle: 

Birinci antrenman - 5 Aralık 12.30

İkinci antrenman - 5 Aralık 16.00

Üçüncü antrenman - 6 Aralık 13.30 

Sıralama turları - 6 Aralık 17.00

Yarış - 7 Aralık 16.00

Kaynaklar: F1, Race Mate, Goodwood 


Birleşik şampiyon Usyk'in sıradaki rakibi Wilder mı?

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Birleşik şampiyon Usyk'in sıradaki rakibi Wilder mı?

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Unvanını gönüllü olarak savunabileceği açıklanan Oleksandr Usyk, WBC ağırsıklet dünya şampiyonluğu için Deontay Wilder'la dövüşmek üzere anlaşmaya yaklaşıyor gibi görünüyor.

24'e 0'lık karnesiyle yenilgisiz olan Usyk, WBC, WBA ve IBF birleşik şampiyonu ancak  kasımda WBO kemerini boşalttığından artık tartışmasız şampiyon statüsünde değil. WBO ağırsıklet kemerinin yeni sahibi Britanyalı Fabio Wardley.

Ukraynalı boksör, temmuzda Wembley'de Daniel Dubois'yı nakavt ettiğinden beri dövüşmedi. WBC kemerini gönüllü olarak savunma talebinde bulundu ve bu talep organizasyon tarafından kabul edildi.

Ve gelecekte, sporun en tanınmış dövüşçülerinden biri olan ve Amerika'nın en tanınmış ağırsıkleti Wilder'la büyük ilgi görecek bir dövüş gerçekleşebilir.

WBC Başkanı Mauricio Sulaiman, Sky Sports'a şunları söyledi:

Deontay Wilder, 8. veya 9. sırada yer alıyor, bu yüzden isterlerse Oleksandr Usyk'e meydan okuyabilir. Usyk'in gönüllü savunma için verdiği dilekçe bugün kabul edildi.

Wilder, 2015'le 2020 arasında WBC kemerini elinde bulunduran eski bir dünya şampiyonu ve en ünlü rekabeti de bu dönemde başladı.

"Bronz Bombacı", Tyson Fury'yle beğeni toplayan bir üçleme yaptı ve ikili, Aralık 2018'de berabere kaldı. Fury, sonraki iki maçı nakavtla kazanarak WBC kemerini Wilder'ın elinden aldı.

2022'de Robert Helenius'u nakavt ederek toparlanmayı başarsa da Wilder, Joseph Parker'a puanla yenilip 2024'te Zhilei Zhang tarafından acımasızca nakavt edilince iki maç üst üste mağlup oldu.

Ancak bu haziranda 39 yaşındaki Wilder, Tyrell Herndon'ı yenerek üç yıl aradan sonra ilk galibiyetini aldı ve WBC'nin ilk 10'una geri döndü.

Artık 40 yaşında olan Wilder, şampiyonluk mücadelesine yeniden katılabilir ve Team Usyk CEO'su Serhii Lapin, bu dövüşü potansiyel bir miras maçı olarak görüyor.

Lapin, Ready to Fight'a, "Wilder, Usyk'in karnesine eklenecek dev bir isim" diye konuştu.

Neslinin en tehlikeli yumrukçularından biri, eski bir dünya şampiyonu ve boks dünyasında tanınan bir dövüşçü. Böyle bir adamı yenmek, Usyk'in mirasını güçlendiriyor ve ağırsıklet tarihinde önemli bir sayfayı daha kapatıyor. Bu sıradan bir dövüş değil. Taraftarların, medyanın ve tüm sektörün muazzam ilgisini çeken bir olay.

Independent Türkçe