Gazze'de barış için “Şarm eş-Şeyh Zirvesi” bekleniyor

Hamas Gazze'de güvenliği yeniden sağlarken İsrail, Filistinli tutukluları serbest bırakmaya hazırlanıyor

Gazze'deki Filistin Sivil Savunma Teşkilatı dün, yarım milyondan fazla Filistinlinin Gazze şehrine geri döndüğünü açıkladı (Reuters)
Gazze'deki Filistin Sivil Savunma Teşkilatı dün, yarım milyondan fazla Filistinlinin Gazze şehrine geri döndüğünü açıkladı (Reuters)
TT

Gazze'de barış için “Şarm eş-Şeyh Zirvesi” bekleniyor

Gazze'deki Filistin Sivil Savunma Teşkilatı dün, yarım milyondan fazla Filistinlinin Gazze şehrine geri döndüğünü açıkladı (Reuters)
Gazze'deki Filistin Sivil Savunma Teşkilatı dün, yarım milyondan fazla Filistinlinin Gazze şehrine geri döndüğünü açıkladı (Reuters)

Gazze’de ateşkes anlaşmasının ilk aşaması, İsrailli rehineler ve Filistinli tutukluların takası yönünde sorunsuz bir şekilde ilerlerken, tüm gözler Mısır'ın tatil beldesi Şarm eş-Şeyh’e çevrilmiş durumda. ABD Başkanı Donald Trump'ın da katılımıyla, anlaşmanın uluslararası bir ivme yaratması ve böylece birçok detayın olduğu anlaşmanın ikinci ve üçüncü aşamalarının ilerlemesi için garantiler sağlaması bekleniyor.

Trump, anlaşmanın geçerli kalacağına olan inancını dile getirirken yarın Mısır'da ‘birçok liderle’ bir araya gelerek Gazze Şeridi'nin geleceğini görüşeceğini açıkladı.

Cuma günü öğleden sonra başlayan ateşkes devam ederken Gazze Şeridi'ndeki Hamas hükümetine bağlı güvenlik güçleri, güvenlik kontrolünü artırmak ve güvenliği ve kendini yeniden tesis etmek amacıyla Gazze Şeridi'nin yeni bölgelerine konuşlanmayı sürdürüyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan saha kaynakları, Hamas üyelerinin, ‘Halk Güçleri’ olarak da bilinen ‘Yasir Ebu Şebab’ grubu gibi son aylarda kurulan silahlı grupların peşine düştüğünü bildirdi.

Öte yandan İsrail dün itibarıyla ateşkes planının ilk aşamasında serbest bırakılması planlanan Filistinli tutukluları, Batı Şeria, yurtdışı ve Gazze Şeridi'nde serbest bırakılmaları için hazırlık amacıyla beş hapishaneden toplamaya başladı. İsrail Genel Güvenlik Servisi (Şabak), aralarında üst düzey isimlerin de olduğu 100 tutuklunun serbest bırakılmasına itiraz ederek anlaşma kapsamında salıverilecek olanların dışında kalmalarını sağladı.



Hikmet el-Hicri son açıklamasında ‘Başan Dağı’ ifadesini kasıtlı olarak mı kullandı?

Suriye’deki Dürzilerin ruhani lideri Şeyh Hikmet el-Hicri (Getty)
Suriye’deki Dürzilerin ruhani lideri Şeyh Hikmet el-Hicri (Getty)
TT

Hikmet el-Hicri son açıklamasında ‘Başan Dağı’ ifadesini kasıtlı olarak mı kullandı?

Suriye’deki Dürzilerin ruhani lideri Şeyh Hikmet el-Hicri (Getty)
Suriye’deki Dürzilerin ruhani lideri Şeyh Hikmet el-Hicri (Getty)

Baha el-Avam

Suriye’deki Dürzilerin ruhani lideri Şeyh Hikmet el-Hicri, bir kez daha Süveyda için kendi kaderini tayin hakkı ve ‘tarafsız’ özyönetim talep etti. Hicri, geçtiğimiz temmuz ayında patlak veren şiddet olaylarından bu yana Süveyda ile Şam arasındaki gergin ilişkilerin bir sonucu olarak temel ürünlerin bölgeye girişinde ve temel hizmetlerde ciddi kıtlık yaşayan güney iline insani yardım koridorları açılması için uluslararası topluma çağrıda bulundu.

Hicri’nin önceki gün yaptığı konuşma, üç ay önce Süveyda’da şiddet olaylarının patlak vermesinden bu yana tekrarladığı insani yardım çağrılarının devamı niteliğindeydi. Ancak, Dürzilerin ruhani lideri bu kez, bağımsızlık veya özyönetim talep ettiği coğrafi bölgeyi ifade etmek için Cebel el-Arab veya Süveyda ifadeleri yerine ‘Başan Dağı’ ifadesini tercih etti.

Başan Dağı, ‘Başan’ kelimesinin ‘verimli toprak’ anlamına gelmesi nedeniyle İncil'de önemli yere sahip bir isimdir. Eski Ahit'te buradan verimli toprağı ve sürüleriyle ünlü bir bölge olarak bahsedilir. İncil’deki metinlerde Musa'nın yaşadığı dönemde yaşamış olan ‘Og’ adlı Başan kralından söz edilir. Og, MÖ 12. yüzyılda yaşamış eski bir Semitik halk olan Rephaimlerdendir.

Cevad Ali tarafından kaleme alınan ‘İslam Öncesi Arapların Tarihi’ adlı kitapta, Başan bölgesinin Ürdün'ün doğusunda yer aldığı ve Hermon Dağı ile Gilad Dağı arasında uzandığını belirtiliyor. Modern coğrafyada, bu bölge bugün Cebel el-Arab, Horan Ovası ve Golan Tepeleri'nin bir kısmını kapsıyor. Diğer bir deyişle, Suriye'nin güneyindeki üç ili, Süveyda, Dera ve Kuneytra’yı içine alıyor.

Hikmet el-Hicri, Başan Dağı ifadesini kullanarak büyük tepki topladı. Bu durum, muhaliflerinin sosyal medyada onu bir kez daha Tel Aviv için çalıştığı ve yabancı bir gündemin hizmetinde ayrılıkçılığı kışkırttığı yönünde suçlamalarına yol açtı. Bu da onu, İsrail'deki aşırı uçtaki Yahudilerin sempatisini kazanmak ve Binyamin Netanyahu hükümetinin Suriye'nin kuzeyinde kurulmasını talep ettiği tampon bölge haritalarını onaylamak için bir açıklama yapmaya itti.

Suriye ve İsrail arasında tartışılan güvenlik anlaşması taslağında, geçtiğimiz eylül ayında Suriye'nin güneyinin Süveyda, Dera ve Kuneytra'yı kapsayan üç bölgeye ayrıldığı bir harita ortaya çıktı. Harita, Tel Aviv'in Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara yönetimine bu üç ilde askeri ve güvenlik açısından ne tür silahlar kullanılacağını ve hangi bölgelerde konuşlanılmasına izni verileceğini netleştiriyor.

İsrail, geçtiğimiz temmuz ayında Süveyda ilinde yaşayanların hükümet güçlerine ait olduğu bildirilen unsurlar tarafından kaçırılma, cinayet, hırsızlık, kundaklama ve mülk yağmalama olaylarına maruz kalmasının ardından, güvenliği sağlamak bahanesiyle ilde başlatılan askeri operasyonu durdurmak için müdahale etti. Şam bu iddiayı reddetse de operasyon sırasında hatalar yapıldığını kabul ederek, uluslararası bir soruşturma komisyonunun olayları araştırmasına izin verdi.

Şeyh Hicri, birkaç gün süren olayların ardından İsrail ve ABD’ye Dürzilerin yanında durdukları ve onlara karşı yürütülen ‘yok etme’ savaşını durdurdukları için teşekkür etti. Süveyda'nın kendi kaderini tayin etme hakkını talebiyle düzenlenen halk gösterilerinde İsrail bayrakları dalgalandırıldı. Bu talepler daha sonra geçtiğimiz ay Birleşmiş Milletlere (BM) sunulan yasal bir belgede de yer aldı.

Süveyda Kendi Kaderini Tayin Kampanyası'nın organizatörlerinden avukat Eymen Şehabeddin, Hicri'nin son açıklamasında neden ‘Başan’ ifadesini kullandığını bilmediğini söyledi. Ancak kendisi ve meslektaşlarının uluslararası toplumu kendi kaderini tayin hakkını tanımaya ikna etmeye çalıştıkları coğrafyada, Dürziler, Hıristiyanlar ve diğer grupların yaşadığı Süveyda’yı da kapsıyor Şehabeddin’e göre Süveyda krizinin tek çözümü kendi kaderini tayin hakkının tanınması.

Akademisyen Yahya el-Aridi de Şeyh Hicri'nin ‘Başan’ ifadesini Cebel el-Arab ile değiştirmesinin nedenini tam olarak bilmiyor olsa da bu ismin Dürzilerin ruhani lideri tarafından hem iç hem de dış politikaya yönelik mesajlar içerdiğini düşünüyor. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı hebere göre Aridi, ‘Başan Dağı’ ifadesi, Süveydalılar ve diğerleri arasında tartışmalara ve sorgulamalara neden olabilir görüşünde. Aridi, Hicri’nin bu son açıklamasının geriye kalan kısmında herhangi bir yenilik olmadığını da kaydetti.

Hicri'nin Şam hükümetinin Süveyda’da zor şartlar altındaki insani durum karşısında kayıtsız kalmaya devam etmesi nedeniyle Süveyda'daki krize tek çözüm olarak özyönetim ve kendi kaderini tayin hakkını talep etmeye devam ettiğini düşünen Aridi, “Şam, sanki hiç olmamış ya da sadece geçici bir olaymış gibi görmezden gelinemeyecek ya da göz ardı edilemeyecek karmaşık bir ikileme zayıf çözümler sunuyor” yorumunda bulundu.

Hicri’nin son açıklaması, Dürzileri ‘yok olmaktan koruduğu için’ minnettarlığını gizlemediği ülkelerle bağlantılı bir dış motivasyonla yapılmış olabilir. Hicri’nin daha önce birkaç kez söylediği gibi, bu sadece Süveyda'da devam eden insani krize duyduğu öfke nedeniyle Suriye kimliğinden kopma çabası olabilir. Bu da ateşkes anlaşmasının şartlarının tam olarak uygulanmadığı ve Süveyda’ya gerekli desteğin sağlanmadığı anlamına gelir.

Basında yer alan haberlere göre 30'dan fazla köyün sakinleri, il sınırları içindeki diğer bölgelere yerleştirilirken, 130 binden fazla kişi evlerine geri dönme umuduyla okullarda ve çeşitli tesislerde barınmaya devam ediyor. Süveyda’da temel ihtiyaç maddeleri ve yakıt konusunda ciddi kıtlık yaşanıyor. Elektrik, su ve internet hizmetleri, günde birkaç saat kesintiye uğrarken, bu kesintiler bazen hizmetlerin hiç sağlanamaması noktasına varıyor.

Suriye hükümeti geçtiğimiz eylül ayında, Süveyda krizini çözmek için Ürdün ve ABD ile üçlü bir anlaşma imzaladı. Anlaşmada, henüz yürürlüğe girmeyen birkaç madde yer alıyor. Bunların başında, tüm silahlı unsurların Süveyda sınırlarından çekilmesi geliyor. Anlaşmada ayrıca toprak bütünlüğünün, ülkenin birliğinin, çoğulculuğun ve eşitliğin ön plana çıktığı, ilin insani ve ekonomik destek sağlanarak devlete tam entegrasyonunu sağlayacak ulusal bir projenin başlatılması öngörülüyor.


Hamas: Geçiş döneminde Gazze Şeridi'nin yönetimine katılmayacağız

Ateşkesin ardından Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat kampında yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının yanından yardım kamyonları geçiyor (AFP)
Ateşkesin ardından Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat kampında yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının yanından yardım kamyonları geçiyor (AFP)
TT

Hamas: Geçiş döneminde Gazze Şeridi'nin yönetimine katılmayacağız

Ateşkesin ardından Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat kampında yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının yanından yardım kamyonları geçiyor (AFP)
Ateşkesin ardından Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat kampında yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının yanından yardım kamyonları geçiyor (AFP)

Müzakere heyetine yakın bir Hamas kaynağı, bugün yaptığı açıklamada, hareketin İsrail ile savaşın ardından Gazze Şeridi'nde ateşkesin yürürlüğe girmesinden günler sonra gerçekleşecek geçiş döneminde Gazze'nin yönetimine katılmayacağını bildirdi.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre isminin açıklanmaması kaydıyla konuşan kaynak, "Hamas için Gazze Şeridi'nin yönetimi kapanmış bir konu. Hamas geçiş döneminde hiçbir şekilde yer almayacak, bu da Gazze Şeridi üzerindeki kontrolünü kaybettiği anlamına geliyor, ancak Gazze, Filistin dokusunun temel bir unsuru olmaya devam ediyor" ifadelerini kullandı.

İsrail ve Hamas, perşembe günü Mısır'ın Şarm el-Şeyh kentinde, Gazze Şeridi'nde iki yıldır süren savaşın sona ermesinin önünü açan bir anlaşma imzaladı. Anlaşma, ateşkesi ve İsrail hapishanelerindeki Filistinli tutuklularla İsrailli rehinelerin takasını içeriyor.

İsrail ordusu, Gazze'deki ateşkesin cuma öğleden sonra yürürlüğe girdiğini ve güçlerinin ilk aşamada kararlaştırılan konuşlanma hatlarına çekildiğini duyurdu.


Katz: Gazze'nin silahsızlandırılması, Hamas'ın tüm tünellerinin yok edilmesi anlamına geliyor

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Genelkurmay Başkanı Zamir ve ordu komutanlarıyla yaptığı görüşmede (Telegram kanalı)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Genelkurmay Başkanı Zamir ve ordu komutanlarıyla yaptığı görüşmede (Telegram kanalı)
TT

Katz: Gazze'nin silahsızlandırılması, Hamas'ın tüm tünellerinin yok edilmesi anlamına geliyor

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Genelkurmay Başkanı Zamir ve ordu komutanlarıyla yaptığı görüşmede (Telegram kanalı)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Genelkurmay Başkanı Zamir ve ordu komutanlarıyla yaptığı görüşmede (Telegram kanalı)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz bugün yaptığı açıklamada, rehinelerin iadesinin ardından İsrail'in önündeki en büyük engelin, Gazze Şeridi'ndeki tüm Hamas tünellerinin doğrudan veya ABD liderliğinde kurulan uluslararası mekanizma aracılığıyla imha edilmesini sağlamak olacağını söyledi.

İsrail Savunma Bakanı, "Bu, Gazze'nin silahsızlandırılması ve Hamas'ın silahsızlandırılması konusunda mutabık kalınan ilkenin uygulanmasının temel amacıdır" ifadelerini kullandı.

Katz, X platformu üzerinden orduya bu görevi yerine getirmeye hazırlanmaları talimatını verdiğini söyledi.

Bir Hamas yetkilisi, ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze barış planında yer alan Filistinli grubun silahsızlandırılması talebinin "müzakere dışı" olduğunu vurguladı.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre isminin açıklanmasını istemeyen yetkili yaptığı açıklamada, "silah teslimi konusunun söz konusu ve gündemde olmadığını" söyledi.

Bu açıklamalar, İsrail ile hareket arasındaki ateşkesin ikinci gününde geldi.

İsrail ve Hamas, perşembe günü Mısır'ın tatil kenti Şarm el-Şeyh'te, Gazze Şeridi'nde iki yıldır süren savaşın sona ermesinin önünü açan bir anlaşma imzaladı. Anlaşma, ateşkesi ve İsrail hapishanelerindeki Filistinli tutuklularla İsrailli rehinelerin takasını içeriyor.

Ancak taslak anlaşmada, Başkan Trump'ın yirmi maddesinde, Hamas'ın silahsızlandırılması ve savaşın sona ermesinin ardından Trump başkanlığında uluslararası bir geçiş yönetiminin (Barış Konseyi) Gazze Şeridi'nin kontrolünü devralması şart koşulan planındaki bazı maddelere herhangi bir atıf yer almıyordu.

Trump, Hamas'ın silahlarını teslim etme konusunun barış planının ikinci aşaması kapsamında ele alınacağını ifade etti.