ABD'nin tahliye ettiği Afganlar çölden çıkamıyor

Amerikan uçaklarının içine girecek kadar şanslı olamayanlar, onların dışına tutunarak ülkeden kaçmaya çalışırken ölmüştü (AFP)
Amerikan uçaklarının içine girecek kadar şanslı olamayanlar, onların dışına tutunarak ülkeden kaçmaya çalışırken ölmüştü (AFP)
TT

ABD'nin tahliye ettiği Afganlar çölden çıkamıyor

Amerikan uçaklarının içine girecek kadar şanslı olamayanlar, onların dışına tutunarak ülkeden kaçmaya çalışırken ölmüştü (AFP)
Amerikan uçaklarının içine girecek kadar şanslı olamayanlar, onların dışına tutunarak ülkeden kaçmaya çalışırken ölmüştü (AFP)

Ağustos 2021'de Taliban, Afganistan'da iktidarı ele geçirirken ABD, örgütün hedef alabileceği çok sayıda Afgan'ı da kendi birlikleriyle birlikte tahliye etmişti. Ancak sonraya bırakılanların bazılarının bürokratik engelleri aşması uzun sürdü. 

16 Ocak'ta iki çocuğu ve eşiyle birlikte Katar'daki eski bir ABD üssüne götürülen Muhammed İbrahim de bunlardan biri. 

İbrahim'in 2021'de kaçmayı başaran çocuklarından 4'ü halihazırda ABD'de yaşıyor. 

10 yılı aşkın süre boyunca Amerikan ordusuyla iş yaptıktan sonra ailesiyle birlikte ABD'de mülteci olarak yaşayacaklarını düşünen İbrahim, üç senesini Taliban'a yakalanmamaya çalışarak geçirdiğini anlatıyor.

Tam Katar'a nakledilerek kurtulduğunu sanarken Ortadoğu ülkesindeki Seyliye üssünde aynı durumdaki 1300 Afgan'la birlikte beklediklerini sözlerine ekliyor. 

Konuyu haberleştiren Wall Street Journal (WSJ), Donald Trump'ın göçmenlere yönelik sert tutumunun umutları azalttığını bildiriyor. 

Katar'daki Afganların ülkelerine geri gönderilme korkusunun arttığı vurgulanıyor.

10 aydır bekleyen Muhammed İbrahim'in şu sözleri aktarılıyor:

Geçmişte Amerikalılarla çalıştığımı Taliban'ın bilme ihtimali önceden yüzde 50'yse, artık yüzde 100 emin olacaklar.

Ailesiyle birlikte ranza ve bir TV'nin olduğu bir odada yaşadığını belirten İbrahim, çok sıcak olduğu için çölün ortasındaki tesisin iç mekanlarında zaman geçirmek zorunda kaldıklarını anlatıyor. 

Afganların kampın dışına çıkmasına da izin verilmiyor. 

WSJ, Washington'ın Afganistan'da birlikte çalıştığı yüz binlerce kişiye ABD'de yaşama sözü verdiğini ancak ne Joe Biden ne de Donald Trump döneminde gereken adımların hızlıca atılmadığını bildiriyor. 

Resmi rakamlara göre Aralık 2024'te 180 bin civarında Afgan ülkesinden tahliye edilmişti. Bunlar yeşil kart ve iltica başvurularının sonuçlarını bekliyor.  

Trump başa geçtiğinde 200-260 bin civarında Afgan'ın hâlâ bu konuda ABD'den medet umduğu tahmin ediliyor. Bunların çoğu Afganistan'da ya da sıklıkla kendilerini ülkelerini göndermekle tehdit eden Pakistan'da yaşıyor. 

WSJ'nin konuştuğu Demokrat Partili Senatör Jeanne Shaheen, "Onlara borçluyuz" derken Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Tommy Pigott, bu kişilerin ABD yurttaşları için risk oluşturabileceğini ve önce güvenlik kontrollerinin tamamlanması gerektiğini söylüyor. 

Independent Türkçe, WSJ, AP



Erdoğan'dan 29 Ekim mesajı: Bölgesinde lider, dünyada muteber, büyük ve müreffeh Türkiye'yi hep birlikte inşa edeceğiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Arşiv-Reuters)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Arşiv-Reuters)
TT

Erdoğan'dan 29 Ekim mesajı: Bölgesinde lider, dünyada muteber, büyük ve müreffeh Türkiye'yi hep birlikte inşa edeceğiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Arşiv-Reuters)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Arşiv-Reuters)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.

Türkiye’de ve dünyanın dört bir yanında yaşayan vatandaşların 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

Zaferlerle dolu tarihimizin doruk noktalarından biri olan bu önemli günde; sınırlarımız içindeki 86 milyon vatandaşımızın, Kıbrıs Türk halkının ve yurt dışındaki kardeşlerimizin her birinin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı can-ı gönülden tebrik ediyorum. Aynı şekilde, medeniyet bahçemizi birlikte ekip biçtiğimiz; müşterek bir mazi ve kültür mirasını tevarüs ettiğimiz, sevincimize ortak olan tüm dostlarımıza da şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.

“Asırlardır kanlarıyla, canlarıyla bu toprakları bizlere vatan kılan kahramanları rahmetle yâd ediyorum”

Bugün, Cumhuriyetimizin 102’nci kuruluş yıl dönümünü milletçe iftiharla idrak ediyoruz. İstiklal ve istikbal mefkuremizin, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğinde tecessüm ettiği bu önemli günün; ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.

Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, Millî Mücadele’yi sevk ve idare ederek Cumhuriyete giden yolu açan Gazi Meclisimizin tüm mensuplarını, bugün bir kez daha şükranla anıyorum. Ahlat ve Malazgirt’teki ilk akınlardan Çanakkale Destanı’na, Kurtuluş Savaşı’ndan 15 Temmuz Direnişine kadar asırlardır kanlarıyla, canlarıyla bu toprakları bizlere vatan kılan kahramanları rahmetle yâd ediyorum.

Tüm dünyanın bildiği şu hakikati bugün bir kez daha ilan etmek isterim: Biz hem güçlü bir millet hem de köklü bir devletiz. Cumhurbaşkanlığı forsumuzdaki güneş ve etrafındaki 16 yıldız, bizim binlerce yıllık devlet geleneğimizi temsil ediyor. ‘Ebet-müddet’ ülküsüyle kurduğumuz bu devletlerin her biri, millî kimliğimizin şan ve şeref payesi; cihana yön veren aziz milletimizin kudret ve merhamet nişanesidir.

“Türkiye yüzyılı hedeflerimiz doğrultusunda her alanda ezber bozan atılımlar içindeyiz”

Türkiye Cumhuriyeti ise, tarihinin en sancılı günlerinde, onca zorluğa, yokluğa, sıkıntıya rağmen hürriyet ve istiklaline dört elle sarılan fedakâr milletimizin son çatısı; devletler zincirimizin son halkasıdır. Bu yüksek şuurla şehit ve gazilerimizin emanetine sahip çıkmak; cesur ve cefakâr ellerde yükselen Türkiye Cumhuriyeti’ni ilelebet payidar kılmak için var gücümüzle çalışıyoruz.

Asra mührümüzü vuracağımız Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz doğrultusunda; savunma sanayiinden ekonomiye, eğitimden tarıma, turizme, enerjiye ve dış politikaya kadar her alanda ezber bozan atılımlar içindeyiz.

6 Şubat 2023 tarihinde yaşadığımız deprem felaketinin yaralarını sarıyor, afetzede kardeşlerimizi hızla güvenli yuvalarına kavuşturuyoruz. İnşallah yıl sonuna kadar, söz verdiğimiz şekilde, 453 bin konutun anahtar teslimini gerçekleştirmiş olacağız.

“86 milyon insanımızın barış içinde yaşayacağı Terörsüz Türkiye menziline emin adımlarla ilerliyoruz”

Aynı zamanda 86 milyon insanımızın huzur, güven, barış ve refah içinde yaşayacağı terörsüz Türkiye menziline doğru da emin adımlarla ilerliyoruz. Millî birlik ve dayanışmamızı hedef alan kaos tüccarlarına prim vermeden; engelleri aşmaya, oyunları bozmaya, yayılmacı emeller peşinde koşanların heveslerini kursaklarında bırakmaya inşallah devam edeceğiz.

Diğer taraftan, savaş, çatışma ve krizlerin evrensel değerleri aşındırdığı bir dönemde Türkiye olarak, hak ve hakikatin savunucusu kimliğimizle ‘daha adil bir dünya’ için var gücümüzle çalışıyoruz. Gazze ve Filistin başta olmak üzere, pek çok kriz bölgesinde; arabuluculuk faaliyetlerimizle, diplomatik girişimlerimizle, insanî yardımlarımızla akan kanı durdurmanın, yaraları sarmanın, kalıcı barışa giden yolu ardına kadar açmanın gayretindeyiz.

İlhamını çift başlı Selçuklu Kartalı’ndan alan 360 derecelik dış politika vizyonumuzla, tarihimize ve kimliğimize yaraşır şekilde, üzerimize düşen her türlü sorumluluğu büyük bir titizlikle yerine getirmeyi sürdüreceğiz.

Bölgesinde lider, dünyada muteber; büyük, güçlü ve müreffeh Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyor, aziz şehitlerimizi bir kez daha rahmetle, gazilerimizi ise şükranla yad ediyorum. Tüm vatandaşlarımızın, sevincimize ortak olan tüm dost ve misafirlerimizin Cumhuriyet Bayramı’nı gönülden tebrik ediyorum. Cumhuriyetimizin 102’nci yıl dönümü kutlu olsun!


ABD Savunma Bakanı: Japonya ile ittifakımız "Çin'in askeri saldırganlığını caydırmak için elzemdir"

Japonya Savunma Bakanı Shinjiro Koizumi (sağda) ve ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Tokyo'daki Savunma Bakanlığı'nda düzenlenen ortak basın toplantısının ardından el sıkışıyor (AP)
Japonya Savunma Bakanı Shinjiro Koizumi (sağda) ve ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Tokyo'daki Savunma Bakanlığı'nda düzenlenen ortak basın toplantısının ardından el sıkışıyor (AP)
TT

ABD Savunma Bakanı: Japonya ile ittifakımız "Çin'in askeri saldırganlığını caydırmak için elzemdir"

Japonya Savunma Bakanı Shinjiro Koizumi (sağda) ve ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Tokyo'daki Savunma Bakanlığı'nda düzenlenen ortak basın toplantısının ardından el sıkışıyor (AP)
Japonya Savunma Bakanı Shinjiro Koizumi (sağda) ve ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Tokyo'daki Savunma Bakanlığı'nda düzenlenen ortak basın toplantısının ardından el sıkışıyor (AP)

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, bugün yaptığı açıklamada, ABD-Japonya ittifakının "Çin'in askeri saldırganlığını caydırmak için elzem" olduğunu belirtti.

Japon mevkidaşı Shinjiro Koizumi ile Tokyo'da yaptığı görüşmede Hegseth, "Bölgesel acil durumlara müdahale etmek ve ülkemizin güvenliğini sağlamak için Japonya ile birlikte ittifakımızı daha da güçlendirmeyi dört gözle bekliyoruz" dedi.

Japonya Savunma Bakanı Shinjiro Koizumi ise ülkesinin askeri bütçesini mart ayı sonuna kadar GSYİH'sinin yüzde 2'sine çıkarmayı hedeflediğini doğruladı; bu, planlanandan iki yıl önce gerçekleşti.

Tokyo'da Amerikalı mevkidaşı Pete Higseth'e hitap eden Japon bakan, "Bölgedeki balistik füze kabiliyetlerinin önemli ölçüde artması göz önüne alındığında, füze savunmamızı güçlendirmeye devam etmemiz önemlidir" diyerek, Japonya Başbakanı Sanae Takaichi'nin geçen hafta belirlediği hedefi bir kez daha teyit etti.


BM soruşturmacısı, İsrail ihlallerine ilişkin soruşturmasını engelleyen ABD yaptırımları etrafındaki sessizliği eleştirdi

BM Filistin topraklarındaki insan hakları durumu özel raportörü Francesca Albanese, Cenevre'de Gazze'deki insan hakları durumu hakkında konuşuyor (AFP)
BM Filistin topraklarındaki insan hakları durumu özel raportörü Francesca Albanese, Cenevre'de Gazze'deki insan hakları durumu hakkında konuşuyor (AFP)
TT

BM soruşturmacısı, İsrail ihlallerine ilişkin soruşturmasını engelleyen ABD yaptırımları etrafındaki sessizliği eleştirdi

BM Filistin topraklarındaki insan hakları durumu özel raportörü Francesca Albanese, Cenevre'de Gazze'deki insan hakları durumu hakkında konuşuyor (AFP)
BM Filistin topraklarındaki insan hakları durumu özel raportörü Francesca Albanese, Cenevre'de Gazze'deki insan hakları durumu hakkında konuşuyor (AFP)

BM'den bağımsız bir araştırmacı, uluslararası toplumu, kendisine uygulanan yaptırımlar nedeniyle ABD'ye karşı tavır almadığı için bir kez daha eleştirdi.

Bu yaptırımlar, İsrail'in Filistin topraklarındaki insan hakları ihlallerine ilişkin son değerlendirmesini yapmasını engelledi.

Francesca Albanese, Güney Afrika'dan BM Genel Kurulu'na yaptığı video konuşmasında, yaptırımları "yasadışı ve kötü niyetli" olarak nitelendirdi. Albanese, kuruluşun "bu tehlikeli emsalle zaten yüzleşmesi gerektiğini" söyledi.

Gazze ve Batı Şeria hakkındaki raporunu sunmadan önce, "Bu önlemler Birleşmiş Milletler'in kendisine... bağımsızlığına, bütünlüğüne ve özüne bir saldırıdır" ifadelerini kullandı.

Bir kadın, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat'tan Netzarim geçiş noktası üzerinden Gazze Şehri'ne doğru kız çocuğuyla birlikte yürüyor (AFP)Bir kadın, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat'tan Netzarim geçiş noktası üzerinden Gazze Şehri'ne doğru kız çocuğuyla birlikte yürüyor (AFP)

Daha sonra gazetecilere, BM soruşturmacısı olarak karşılaştığı "eşi benzeri görülmemiş saldırılara" rağmen, güçlü ülkelerin bu yaz ABD'nin aldığı karardan bu yana "açıklamalar ve kınamalar dışında somut bir adım atmadığını" söyledi.

BM ve Genel Sekreter António Guterres de dahil olmak üzere yetkililerin bu dönemde kendisini destekleyip desteklemediği sorulduğunda, Albanese yorum yapmayı reddetti ve "yorum yapmamayı tercih ettiğini" söyledi.

İtalyan insan hakları avukatı Albanese'nin, BM İnsan Hakları Konseyi tarafından belirli bir bölge veya davadaki insan hakları durumlarını değerlendirmek üzere atanan bağımsız bir uzman olan "Özel Raportör" olarak görev yaptığı belirtilmelidir. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Özel Raportörlerin resmi yetkileri yoktur, ancak görüşleri küresel kamuoyunu ve Uluslararası Ceza Mahkemesi ve diğer kurumlardaki savcıları etkileyebilir.