ABD tarihinin en uzun hükümet kapanışı sona erdi

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
TT

ABD tarihinin en uzun hükümet kapanışı sona erdi

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)

ABD Kongresi, dün, 43 gün süren ve ülkenin hayati ekonomik sektörlerinde aksamalara yol açan, yüz binlerce işçinin maaşsız kalmasına neden olan ABD tarihindeki en uzun hükümet kapanışını sona erdirdi. Demokratlar ve Cumhuriyetçiler bütçe krizinin sorumluluğunu paylaştı.

ABD Başkanı Donald Trump, dün Demokratları "gasp" ile suçladığı hükümet fonlama yasa tasarısını imzaladı. Trump, yasa tasarısını imzalamadan önce Oval Ofis'te etrafında toplanan Cumhuriyetçi milletvekillerinin alkışları arasında, "Bugün gasplara asla boyun eğmeyeceğimize dair net bir mesaj veriyoruz" dedi.

Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olduğu Temsilciler Meclisi, federal departman ve kurumların yeniden açılmasını öngören Senato'dan geçen paketi salt çoğunlukla onaylarken, birçok Demokrat, parti liderlerinin teslimiyeti olarak gördükleri bu duruma öfke duyduklarını dile getirdi.

Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson, oylama öncesinde Demokratlara karşı sert konuşmasında, "Bunun acıya yol açacağını biliyorlardı ve yine de yaptılar... Hepsi anlamsızdı. Yanlış ve kötüydü." dedi.

Şimdi, ücretsiz izne çıkarılan yaklaşık 670 bin federal çalışan işe geri dönecek ve maaş bordrosunda maaş almadan kalan benzer sayıda kişi (60 binden fazla hava trafik kontrolörü ve havalimanı güvenlik personeli de dahil) geriye dönük maaşlarını alacak.

Anlaşma ayrıca, Trump tarafından kapanma sırasında işten çıkarılan federal çalışanların işe iadesini öngörürken, ülke genelinde aksayan hava ulaşımının kademeli olarak normale dönmesini de öngörüyor.

Beyaz Saray, Başkan Donald Trump'ın hükümetin kapanmasını sona erdirmek için bir yasa tasarısını imzalayacağını ve imzalamanın yerel saatle 21:45'te gerçekleşeceğini açıkladı.

Trump, oylama hakkında pek bir şey söylemedi; ancak sosyal medyada Demokratları "ülkemizi kapatma konusundaki son eylemleri nedeniyle ülkemize 1,5 trilyon dolara mal olmakla" suçladı.

Kapanmanın maliyeti henüz belirlenmedi, ancak Kongre Bütçe Ofisi, bunun 14 milyar dolarlık ekonomik büyüme kaybına yol açtığını tahmin ediyor.



Afrika Birliği Başkanı: Nijerya'da soykırım yok

Afrika Birliği Komisyonu Başkanı Mahmud Ali Yusuf (X)
Afrika Birliği Komisyonu Başkanı Mahmud Ali Yusuf (X)
TT

Afrika Birliği Başkanı: Nijerya'da soykırım yok

Afrika Birliği Komisyonu Başkanı Mahmud Ali Yusuf (X)
Afrika Birliği Komisyonu Başkanı Mahmud Ali Yusuf (X)

Afrika Birliği Komisyonu Başkanı Mahmud Ali Yusuf, dün yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump'ın Afrika'nın en kalabalık ülkesinde "çok sayıda" Hristiyan'ın öldürüldüğü yönündeki suçlamalarını reddederek, Nijerya'nın kuzeyinde soykırım olmadığını söyledi.

Yusuf, New York'taki Birleşmiş Milletler'de gazetecilere verdiği demeçte, "Kuzey Nijerya'da yaşananların, Sudan'da veya Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin doğu kesimlerinde gördüğümüz vahşetle hiçbir ilgisi yok" dedi.

"Bu tür açıklamalarda bulunmadan önce dikkatlice düşünün... Boko Haram'ın ilk kurbanları Hristiyanlar değil, Müslümanlardır" ifadelerini kullandı.

yu7
Boko Haram'a karşı düzenlenen operasyon sırasında Nijerya askerleri (Arşiv - yerel basın)

Boko Haram militan grubu, son 15 yılda on binlerce kişinin ölümüne yol açan bir ayaklanmayla kuzeydoğu Nijerya'da da terör estirdi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre İnsan hakları uzmanları, Boko Haram'ın kurbanlarının çoğunun Müslüman olduğunu söylüyor.

Trump, bu ayın başlarında, Nijerya'nın Hristiyanların öldürülmesine karşı kararlı bir adım atmaması halinde Savunma Bakanlığı'ndan olası "hızlı" askeri müdahaleye hazırlıklı olmasını istediğini söylemişti. Ancak suçlamasını destekleyecek somut bir kanıt sunmadı.

Ayrıca, "Nijerya'ya tüm yardım ve desteği kesip, bu rezil ülkeye şimdi gidip, bu korkunç vahşeti gerçekleştiren teröristleri tamamen ortadan kaldırmak için kararlılıkla harekete geçmekle" tehdit etti.

Nijerya Dışişleri Bakanlığı, ülkenin şiddet yanlısı aşırılıkla mücadeleye devam edeceğini ve Washington'un yakın bir müttefik olarak kalmasını umduğunu belirtti.

Bakanlık ayrıca, "ırk, inanç veya din ayrımı gözetmeksizin tüm vatandaşları savunmaya devam edeceğini" de ifade etti.


ABD yaptırımları İran'ın füzelerini hedef alıyor

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın Viyana'da düzenlediği bir toplantıdan
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın Viyana'da düzenlediği bir toplantıdan
TT

ABD yaptırımları İran'ın füzelerini hedef alıyor

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın Viyana'da düzenlediği bir toplantıdan
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın Viyana'da düzenlediği bir toplantıdan

ABD Hazine Bakanlığı, dün İran, Birleşik Arap Emirlikleri, Türkiye, Çin, Hong Kong, Hindistan, Almanya ve Ukrayna'da "İran'a balistik füze ve insansız hava aracı üretiminde destek sağlayan çoklu tedarik ağları içinde faaliyet gösteren" 32 kişi ve kuruluşa karşı yaptırımlar uygulanacağını duyurdu. Bakanlık, söz konusu önlemlerin füze yakıt bileşenleri de dahil olmak üzere temel bileşenlerin tedarikini aksatmayı ve Tahran'a yardım edenlerin ABD finans sistemine erişimini engellemeyi amaçladığını belirtti.

Bakanlık açıklamasında, "Bu eylem, ABD hükümetine İran'ın balistik füze programını sınırlama, İran'ın diğer konvansiyonel silah yeteneklerini geliştirmesini engelleme ve İran'ın nükleer silah edinmesini engelleme talimatı veren 2 No'lu Ulusal Güvenlik Başkanlık Muhtırası'nın uygulanması kapsamında gerçekleştirilmiştir" ifadelerine yer verdi.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) da Tahran'a, "önceden beyan edilen nükleer malzeme stoklarını mümkün olan en kısa sürede doğrulamasına izin vermesi", "özellikle barışçıl amaçlarla beyan edilen malzemelerin başka amaçlarla kullanılmasına ilişkin Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması kapsamındaki güvenlik önlemlerine uyulmasını sağlamak ve endişeleri gidermek için" çağrıda bulundu.


Lavrov: Washington'un Ukrayna'daki çatışmayı tırmandıracak adımlar atmamasını umuyoruz

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (Arşiv)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (Arşiv)
TT

Lavrov: Washington'un Ukrayna'daki çatışmayı tırmandıracak adımlar atmamasını umuyoruz

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (Arşiv)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (Arşiv)

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Washington'un Ukrayna'daki çatışmayı tırmandırabilecek eylemlerde bulunmamasını umduğunu ifade etti.

Dün geç saatlerde yayınlanan bir röportajda Lavrov, ABD Başkanı Donald Trump'ın Rusya ile sürekli diyalog çağrısında bulunduğunu, Rusya'nın Ukrayna konusundaki tutumunu tam olarak anlamaya çalıştığını ve "kalıcı ve barışçıl bir çözüm bulma kararlılığını" gösterdiğini söyledi.

TASS haber ajansına göre Lavrov, "Washington'da sağduyunun hakim olmasını ve bu tutumun korunmasını, çatışmayı yeni bir boyuta taşıyabilecek her türlü eylemden kaçınılmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.

asdefr
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Trump ve Putin'in 15 Ağustos'taki basın toplantısı öncesinde (Arşiv-AFP)

Lavrov, Trump'ın Rusya'nın harekatının arkasındaki sebeplerden birinin NATO'nun genişlemesi ve altyapısının Rusya sınırlarına yakın bir yere konuşlandırılması olduğunu kabul ettiğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın TAS’tan aktardığına göre Lavrov ajansa verdiği demeçte, "Esasen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Rusya'nın son 20 yıldır uyardığı şey bu" ifadesini kullandı.

Lavrov, Avrupa'nın Amerika'nın barışçıl bir çözüm bulma çabalarını baltalamaya kararlı olduğunu da ifade etti.

Avrupa'nın "tüm barış çabalarını sabote ettiğini ve Moskova ile doğrudan temas kurmayı reddettiğini" söyledi. "Kendi ekonomilerine daha da fazla yansıyan yeni yaptırımlar uyguluyorlar. Rusya'ya karşı yeni ve büyük bir Avrupa savaşına açıkça hazırlanıyorlar."

Moskova'nın, "Rusofobik çılgınlık sona erdiğinde Avrupa ile temasları yeniden başlatmaya hazır olduğunu" belirtti. "Bunu tanımlamanın başka yolu yok" dedi.

Avrupalı ​​liderler, Rusya'yı Avrupa demokrasilerine karşı "çok yönlü bir savaş" yürütmekle suçluyor ve misilleme yapma sözü veriyor.

Geçtiğimiz ay, Ukrayna'yı destekleyen AB üye ülkeleri, Rusya'ya yönelik 19. yaptırımı konusunda anlaşmaya vardı ve Kiev'e, kredi yoluyla veya dondurulmuş Rus varlıklarını kullanarak mali desteği artırmanın yollarını görüşüyorlar.